Cumhurbaşkanı Gül, Tes-iş Sendikasının Genel Kurulu'ndan Konuştu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ve böyle olmaya da devam edeceğini belirterek, "Bu konularda sakın ha gerçekçi olmayan, yanlış olan düşüncelere kimse kapılmasın" uyarısında bulundu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ve böyle olmaya da devam edeceğini belirterek, "Bu konularda sakın ha gerçekçi olmayan, yanlış olan düşüncelere kimse kapılmasın" uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası'nın (Tes-İş), sendika binasında gerçekleştirilen 9.Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Tes-İş'in, Türk işçi hareketinin en büyük kuruluşu olan Türk-İş'in en önemli temel direklerinden birisi olduğuna işaret eden Gül, "Sendikacılık denince, işçinin hakkını, hukukunu, alın terini korumak için örgütlü mücadele akla geliyor. Bu da aslında demokrasilerin temel direklerinden birisidir" dedi. Demokrasinin sadece siyasi partilerin çoğulculuğunu değil, ülkedeki diğer sivil toplum örgütlerinin de çoğulculuğunu öngördüğünü vurgulayan Gül, "Sizler çalışma hayatının örgütlü temsilcilerisiniz. O yüzden
sizlerle beraber olmak, sizleri dinlemeyi ve sık sık işçi temsilcileriyle Cumhurbaşkanlığı'ndaki biraraya gelmeyi hep kendime prensip ettim ve bundan çok da faydalanıyorum" diye konuştu.
"Türkiye köklü bir değişim içerisinde. Bu değişimi herkes yaşıyor" diyen Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Bu değişim aslında kaçınılmaz bir değişim. Ya olduğumuz gibi duracağız, herkes ilerleyecek, gelişecek. O zaman biz dışlanırız tamamen. Veya bizde değişeceğiz, bizde ilerleyeceğiz, bizde yenileşeceğiz. Ama önemli olan bunları yaparken, bunları sağlıklı bir şekilde yapmak. Bunları daha az acısız şekilde yapmak. Bunları dikkati bir şekilde yapmak. Bunları yaparken de, iş dünyasıyla ilgili konular söz konusu olduğunda tabi ki muhataplar güçlü sendikalar olacak. Onlarla oturup konuşup, herşeyi elbirliği
içerisinde yapacağız. Türkiye'de bazılarının mutlu, bazılarının mutsuz olması huzur getirmez. Hepimizin hep birlikte mutlu bir şekilde değişmemiz ve gelişmemiz ancak Türkiye'yi güçlü hale getirir."

"FARKLILIKLARIMIZI KORKU GİBİ GÖRMEYECEĞİZ"
Türkiye'nin çok ciddi meseleleri olduğunu ve bunları 'kavgasız, gürültüsüz ve gayet gerçekçi' bir şekilde konuşması gerektiğini ifade eden Gül, Türkiye'nin istikametinin ileri olabilmesi ve muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkması için hukukun ve siyasi anlayışın değişeceğini belirtti. "Bunun için farklılıklarımızı, bir zamanlar olduğu gibi korku gibi görmeyeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
"Her şeyi daha çok kucaklayacağız. Özgürlüklerin sınırı daha çok genişleyecek. Hiç kimse kendi öz ülkesinde kendini garip hissetmeyecek. Herkes 'burası benim memleketim' diyecek. Tüm bunların olabilmesi için bir taraftan geniş anlamlı özgürlüklerin, diğer anlamda da çalışma hayatının tabi ki mutlu etmesi gerekiyor. Sizler en kritik ekonomik alanın temsilcilerisiniz. Siz hiç kaygılanmayınız. Gelecekte de en önemli alan enerji olacak. Türkiye'de en çok yatırım alanı enerji sektörüdür ve böyle olmaya da
devam edecektir. Yapılan yatırımlar insansız gerçekleşmeyecektir. Bunlar uzaktan kumandayla üretilmeyecektir. Üretimi ve dağıtımı sizler yapacaksınız. Huzurlu, güvenli, herkesin mutlu bir şekilde olması çok önemli. Acılar olunca bu işin tadı olmuyor. Türkiye'de birçok sıkıntılar olabilir ama çalışanın sıkıntısı eğer maksimum bir noktaya ulaşırsa o zaman o ülkede huzur olmaz."

"SAKIN HA GERÇEKÇİ OLMAYAN DÜŞÜNCELERE KAPILMAYIN"
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin herkesin olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak herkesin bu ülkenin asil vatandaşları olduğunu vurguladı. "Türkiye'de sıkıntı yok mudur, vardır. Ama Türkiye'deki sıkıntıların sebebi, açıkçası, demokratik ve hukuk standartlarımızın düşüklüğünden dolayıdır" diyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bunları yükseltmek hepimizin görevidir ve elbirliğiyle yapılacaktır" diye konuştu. Bu sıkıntıların Türkiye'nin farklı bölgelerinde, farklı farklı ortaya çıkabildiğine işaret eden
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konularda da herkesin dikkatini çekmek isterim. Bu konularda da sakın ha gerçekçi olmayan, yanlış olan düşüncelere kimse kapılmasın. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, bu ülkenin ortak sahibi olmak, bu ülkede hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş yaratmamamız gerekir. Bu ülkedeki vatandaşlarımız istediği yere gider, istediği yerde iş kurabilir, çalışabilir. Türkiye'nin nimetlerinden herkes istediği gibi faydalanabilir. Bunları hiç zedelememek lazım. Vatandaşlarımız arasında farklılıklar bir gerçektir.
Bunlar bizim elimizde değil ki. Bunlar tarih boyunca gelendir. Hangi ilimize gidersek, o ilin kendine has özellikleri vardır. Bunlar korkulacak değil, bunlar tam tersini bu ülkenin gerçekleridir. Ama asla bunları bir ayrılık, farklılık olarak görmemiz lazım. Türkiye'nin resmi dili tabi ki Türkçedir. Tabiki böyle devam edecektir. Ama farklı farklı yerlerinde konuşulan farklı farklı lisanlar vardır. Bunların hepsi de bizim lisanlarımızdır. Bunların hepsine de sahip çıkacağız. Ama bunları eğer biz farklı
ideolojik siyasetle yaparsak, kendi huzurumuzu bozarız ve kendi vatandaşlarımıza zarar vermeye başlarız."
Kendisinin hiçbir zaman toz pembe tablolar çizmediğini vurgulayan ve "Ben gerçekçiyimdir" diyen Cumhurbaşkanı Gül, "Noksanlıklarımızı, eksikliklerimizi görmemiz gerekir. Vicdanlarımıza ters düşen uygulamalar neyse bunları görmemiz gerekir. Bunların üstünü kapatmamız gerekir" ifadesini kullandı. Türkiye'nin sıkıntılarından kurtulmak için ayağında prangaların olmaması gerektiğini vurgulayan Gül, "Türkiye adeta şahlanan bir d'si anlayışın değişeceğini belirtti. "Bunun içönemi yaşıyor. Sıkıntılarımız bir
yanda, ama büyük bir yükselişte var" diye konuştu.

"HAZMEDECEK ŞEYLER DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Gül, nükleer santral konusunda da şunları söyledi:
"Bu sene Kore'ye gittim. Kore'de nükleer santrali gezdirdiler. 1960-70'lerde Türkiye Kore'den fersah fersah ilerdeydi. Her bakımdan ilerdeydi. 1950'de oraya asker gönderdik. 50 bin Türk askeri gitti oraya. 1980'de nükleer santral yapmışlar. Daha sonra ikincisi, üçüncüsü ve dördüncü...Bize de Türkiye'ye nükleer santral yapalım dediler. Doğrusu bunlar hazmedilecek şeyler değil. Türkiye gibi geçmişi çok büyük olan, dünyaya çok büyük etkisi olmuş olan, bölgesinde ağırlığı çok olan böyle bir ülkenin çok zaman
kaybettiğini biliyoruz. Bu zamanlar niye kaybedildi? Türkiye'de ara dönemler oldu. Askıya alınan bir çok şeyler oldu. Bütün bunlar siyasi tarihimizin gerçekleridir. Ama geriye bakmayacağız, ileriye bakacağız. Hep beraber ileriye bakacağız. Hükümet olarak, sendikalar olarak, öğrenciler olarak, bilim adamları olarak, iş adamları olarak. İleriye bakarken de herkes birbirinin hukuku koruyacak.
Türkiye'nin yeni bir zaman kaybetmeye tahammülü yok. Geçmişte olmuştur. Bunların maliyetleri çok büyük olmuştur. Şimdi artık Türkiye'nin büyük sıçramalar yapması gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Gül, ülke olarak barışa, huzura ve sevgiye ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Bunun için herkesin diline, hareketine çok dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
Tes-İş'in genel kuruluna, Cumhurbaşkanı Gül'ün yanısıra TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ile diğer siyasi partilerin temsilcileri de katıldı.