8. Temiz Enerji Sempozyumu Bursa'da Başladı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji yatırımlarına karşı çıkanları masum bulmadığını belirterek, "Rüzgara kuşlar ölüyor diye, suya yeşilin yanında akıyor diye, nükleere turizme balta vuruyor diye, jeotermale yer altı kaynaklarımızı bozuyor diye, güneşe teknoloji getiriyorsunuz diye karşı çıkanlar var
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji yatırımlarına karşı çıkanları masum bulmadığını belirterek, "Rüzgara kuşlar ölüyor diye, suya yeşilin yanında akıyor diye, nükleere turizme balta vuruyor diye, jeotermale yer altı kaynaklarımızı bozuyor diye, güneşe teknoloji getiriyorsunuz diye karşı çıkanlar var. Bunların masum olmadığını, bir kısmının siyasi sebeplerle yapıldığını rahatlıkla söyleyebilirim" dedi.
Bursa'da, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde 4 gün sürecek olan 8. Temiz Enerji Sempozyumu'na katılan Enerji Bakanı Taner Yıldız, dünyadaki değişimlerin Türkiye'deki politikaları etkileyecek kadar önemli olduğunu, 7.1 milyar nüfusu olan dünyada saniyede 3 çocuk doğduğunu belirtti. Enerjinin dünyada adil dağılmamasından yakınan Bakan Yıldız, "Güney Afrika'yı hariç tutarsak, sadece Sahra Afrika'sını hesaba kattığımızda, 790 milyon kişinin kullandığı elektrik miktarı, nüfusu 19.5 milyon olan New
York'un kullandığı elektriğe eşittir. Ortada büyük bir dengesizlik var. Dünyada halen toplam 1.5 milyar insan elektrikle hiç tanışmamış durumda. 4.6 milyon kişide sadece su kirliliğinden hayatını kaybediyor" diye konuştu.
"DÜNYAYI KİRLETENLERİN AYRI, TEMİZLEYENLERİN AYRI OLDUĞU ORTAM ADİL OLMAZ"
Dünyayı kirletme çabalarının temizlemekten çok daha fazla olduğunu vurgulayan Bakan Yıldız, Türkiye'nin Çin'den sonra 31 OECD ülkesi arasında en fazla büyüyen ülke olduğunu belirtti. Dünyayı kirletenlerin temizlemesini isteyen Bakan Yıldız, "Dünyayı kirletenlerin ayrı, temizleyenlerin ayrı olduğu bir ortam, çok adilane bir ortam olmaz. Bu bizim milli menfaatlerimize aykırı bir durumdur. Değişen, büyüyen ve gelişen Türkiye'nin dünyaya olan mükellefiyetleri neyse biz onu yapabilecek bir siyasi istikrara ve
son derece stabil hale gelmiş bir iktidara sahibiz. O yüzden biz onun altında kalmayız. Üzerimize düşen görev neyse, biz onu fazlasıyla yapmaya hazırız. Ama bizden çok daha fazlasının istenmesinin adil olmadığını vurgulamak istiyorum. Türkiye, dünya büyüme hızının ortalama 3 katı kadar daha hızlı büyüyor. Enerjide arz güvenliği ile alakalı bir sıkıntı yok. Karbondioksit emisyonunun her yıl 500 milyon civarında zararı var. Bu tedbirlerin zamanında alınmamasının bedelinin hepimiz tarafından ödenecek olmaması
kabul edilemez bir durum" açıklamasını yaptı.
"TÜRKİYE'NİN HARİTASI DEĞİŞİYOR"
Bugün üretime sunulan nükleer güç santralleri dahil her bir enerji kaynağıyla alakalı bir kısım itirazlar olduğunu anlatan Yıldız, şunları söyledi:
"Bazı sivil toplum örgütlerimizin, bazen spekülatif, bazen manipülatif, bazen de iyi duygularla gerçekleştirdiği bu tepkilerin masum olmadığını söylemek isterim. Rüzgara kuşlar ölüyor diye, suya yeşilin yanında akıyor diye, nükleere turizme balta vuruyor diye, jeotermale yer altı kaynaklarımızı bozuyor diye, güneşe teknoloji getiriyorsunuz diye karşı çıkanlar var. Bunların her birinin masum olmadığını söyleyebilirim. Bunların bir kısmının siyasi sebeplerle yapıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Siz hiç
suyun akıp da yeşillendirmediği bir yer gördünüz mü? Su, bozkırın yanında akmaz. Ama önemli olan, bir kısım coğrafyadaki değişiklikleri bizim aynı şekilde ikame etmemizdir. Yani biz yeşili yok etmeyip daha da artırıyorsak, o su zararlı değil, faydalı demektir. Şu ana kadar övünerek bahsettiğimiz 15 bin megavatın üzerindeki su santrallerini yaparken farklı gerekçelerle yapmadık ki. Her birinde coğrafya değişiyor. Bırakın coğrafyayı, öyle barajlarımız var ki, Fırat ve Dicle Havzası'nda Türkiye'nin haritası
değişiyor."
"ENERJİDEN VAZGEÇMEMİZİ İSTEYENLERİ MASUM BULMAM"
Türkiye'nin sahile olan kıyı uzunluğunun 8 bin 484 kilometre olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, "Sahile denk gelen 46 projemizin sahile mesafesi 8 ila 10 kilometre arasındadır. Türkiye'nin birçok zenginliği var. Tabii ki biz çevreyi de koruyacağız, kültür varlıklarımızı koruyacağız; buradan ne medeniyetler geldi geçti. 8 bin 500 yıllık geçmişi olan yerlerimiz var. Biz hiçbirinden vazgeçmeyiz. Ama, 'Enerjiden vazgeçin, bunları yapmayın' derseniz, bunu çok masum bulmam. Mersin Akkuyu'da nükleer güç santrali
yapmak istedik. 'Turizme balta vurursunuz' dediler. Bugün dünyanın en fazla turist çeken şehri Paris'tir. Yılda 55 milyon kişiyi ağırlıyor. Türkiye'nin çektiği toplam turistin yaklaşık 2 katını sırf Paris çekiyor. Hemen yakınlarında nükleer güç santrali var. Neden bu santral Paris'teki turizme zarar vermiyor da bizim Türkiye'dekine zarar veriyor? Ama ben bunu çok iyi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Bunu Türkiye'ye kurulmuş bir tuzak olarak buluyorum. Bu tür tuzaklara Türkiye'yi idare edenler müsaade
etmeyecektir. Ben her türlü görüş ve fikrin konuşulmasından yanayım. Hükümetimiz aynı şekilde bu tür özgürlüklere son derece önem vermektedir. Tabii ki bunlar konuşulacak. Bunu yadırgamam. Ama bizler de omuzlarımızda hissettiğimiz sorumluluğun gereği, bir yandan da işimize bakacağız" ifadelerini kaydetti.
Bakan olarak, "Temiz enerji kullanıyoruz, Türkiye'de 22 saat elektrik var, 2 saat elektrik yok" deme lüksünün olmadığını kaydeden Yıldız, Türkiye'nin ulaştığı çıtadan geriye gidemeyeceğini ifade ederek, "O yüzden dünya uluslararası enerji ajansının verdiği rakamlara göre, 25-26 trilyon dolar civarında, 2035 yılına kadar enerjinin yapılandığı bir ortamda Türkiye geride kalmayacak, tam tersi büyüme hızlarıyla bunu karşılayacaktır" dedi.
TBMM genel korulundan yenilebilir enerji kaynaklarıyla alakalı kanunun mutlaka çıkacağını belirten Bakan Yıldız, "Fiyatlandırmayla alakalı yatırımcılarımız çok ciddi bir yükselme beklemiyor. Biz de ona göre davranacağız. Çünkü her birini yol, su, köprü olarak değil, orada artırdığımız fiyatlardan tarifeye yansıyacak zam olarak değerlendirmemiz lazım. Hem yatırımcımızın para kazanabileceği hem de vatandaşımızın mağdur olmayacağı bir yapıyı sağlamamız gerekiyor. Rüzgarda şu an bin 200 megavattayız.
Lisanslarımızla birlikte 2- 3 ay içinde inşallah 13 bin megavatı bulacağız. Jeotermalle alakalı, 600 megavatı harekete geçirilebilir yatırımlarımız var. Bunlar inşallah Türkiye'nin enerji zenginliliği ve çeşitliliğiyle alakalı önemli kalemler olacaktır. Hem Karadeniz hem de Akdeniz'de birer nükleer güç santrali projesi var. İnşallah bunları kurmuş olacağız" diye konuştu.
"NÜKLEER GÜÇ SANTRALİYLE SANAYİMİZ DE LİG ATLAYACAKTIR"
Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'e teşekkür eden Bakan Yıldız, "Aralık ayının 15'inde yaklaşık 2 hafta içinde, proje şirketinin kurulmasıyla alakalı toplantı yapacağız. Ben de partnerimi Türkiye'ye davet ettim. Karadeniz'e kuracağımız nükleer güç santraliyle beraber, yalnızca enerjimiz değil, sanayimizin de lig atladığı bir tabloyu hep beraber inşallah görmüş olacağız. 2002 yılında AB üyesi ülkeler en pahalı sanayi elektriğini kullanırken, bugün biz en ucuz kullananların listesindeyiz. Hatta AB
sanayi elektriği ortalamasının dahi altındayız. Şu anda gittikçe serbestleşen, liberalleşen bir enerji yapısıyla beraber, özel sektör aktörlerinin daha fazla pay aldığı bir yapıda rekabetin daha da artığını görüyoruz. Bana bazen arkadaşlarımız söylüyor, 'Doğalgazı bizim getirdiğimiz fiyattan çok daha ucuza getirenler var, ne yapacağız?' diye. Ben de, 'İnşallah daha fazla getiren olur' cevabını veriyorum. Çünkü bu, tüketicinin daha ucuz enerji kullanmasını sağlar" dedi.
"CUMHURİYET'İN 100 YILI İÇİN 13 YILDA ÇOK ŞEY GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Bugün Türkiye'de organize sanayi bölgelerinde sanayicilerin yaklaşık yüzde 20'sinin ulusal enerji tarifesini daha da uygun fiyatlara aldığını kaydeden Yıldız, "Bu, Türkiye adına ve sanayicimiz adına bir kazanımdır. Sonuçta 27 milyon adet mesken abonesinin yer aldığı bir yapı içinde sizlerin kazanımıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 yılında, bütün su kaynakların kullanıldığı, rüzgar kaynaklarının önemli bir bölümün kullanıldığı, jeotermal kaynaklarımızın hepsinin kullanıldığı
bir ortam hedefliyoruz. Ama üzülerek söylemeliyim ki, bu Türkiye'nin büyüme hızına yetmez. Bugün enerji kaynağı olarak kullanılabilir su miktarımız, şu an yararlandığımızın üçte biri. Diğer üçte biri lisans aldı ve inşaat halinde, diğer üçte biri ise projelendirmeyi bekliyor. Bunların hepsini inşallah 13 yılda gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kara ve denizde ciddi petrol arama seferberliği başlatıldığını hatırlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Belki bir şey bulunamayacak ama biz sonuna kadar arayacağız. Biz Türkiye'de petrol var mıdır, yok mudur tartışmasına böyle cevap veriyoruz. Arama için ayrılan 288 bin kilometrekarelik alan önemli bir alan. Karadeniz, Akdeniz demeden sınırlarımız içinde kalan her yeri arayacağız. Bulamazsak bile yolumuza devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Yıldız, daha sonra, içinde elektrikli otomobillerin de bulunduğu temiz enerji fuarının kurdelesini kesti. 144 oturumun yapılacağı 8. Temiz Enerji Sempozyumu 4 gün sürecek.
Bursa'da, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde 4 gün sürecek olan 8. Temiz Enerji Sempozyumu'na katılan Enerji Bakanı Taner Yıldız, dünyadaki değişimlerin Türkiye'deki politikaları etkileyecek kadar önemli olduğunu, 7.1 milyar nüfusu olan dünyada saniyede 3 çocuk doğduğunu belirtti. Enerjinin dünyada adil dağılmamasından yakınan Bakan Yıldız, "Güney Afrika'yı hariç tutarsak, sadece Sahra Afrika'sını hesaba kattığımızda, 790 milyon kişinin kullandığı elektrik miktarı, nüfusu 19.5 milyon olan New
York'un kullandığı elektriğe eşittir. Ortada büyük bir dengesizlik var. Dünyada halen toplam 1.5 milyar insan elektrikle hiç tanışmamış durumda. 4.6 milyon kişide sadece su kirliliğinden hayatını kaybediyor" diye konuştu.
"DÜNYAYI KİRLETENLERİN AYRI, TEMİZLEYENLERİN AYRI OLDUĞU ORTAM ADİL OLMAZ"
Dünyayı kirletme çabalarının temizlemekten çok daha fazla olduğunu vurgulayan Bakan Yıldız, Türkiye'nin Çin'den sonra 31 OECD ülkesi arasında en fazla büyüyen ülke olduğunu belirtti. Dünyayı kirletenlerin temizlemesini isteyen Bakan Yıldız, "Dünyayı kirletenlerin ayrı, temizleyenlerin ayrı olduğu bir ortam, çok adilane bir ortam olmaz. Bu bizim milli menfaatlerimize aykırı bir durumdur. Değişen, büyüyen ve gelişen Türkiye'nin dünyaya olan mükellefiyetleri neyse biz onu yapabilecek bir siyasi istikrara ve
son derece stabil hale gelmiş bir iktidara sahibiz. O yüzden biz onun altında kalmayız. Üzerimize düşen görev neyse, biz onu fazlasıyla yapmaya hazırız. Ama bizden çok daha fazlasının istenmesinin adil olmadığını vurgulamak istiyorum. Türkiye, dünya büyüme hızının ortalama 3 katı kadar daha hızlı büyüyor. Enerjide arz güvenliği ile alakalı bir sıkıntı yok. Karbondioksit emisyonunun her yıl 500 milyon civarında zararı var. Bu tedbirlerin zamanında alınmamasının bedelinin hepimiz tarafından ödenecek olmaması
kabul edilemez bir durum" açıklamasını yaptı.
"TÜRKİYE'NİN HARİTASI DEĞİŞİYOR"
Bugün üretime sunulan nükleer güç santralleri dahil her bir enerji kaynağıyla alakalı bir kısım itirazlar olduğunu anlatan Yıldız, şunları söyledi:
"Bazı sivil toplum örgütlerimizin, bazen spekülatif, bazen manipülatif, bazen de iyi duygularla gerçekleştirdiği bu tepkilerin masum olmadığını söylemek isterim. Rüzgara kuşlar ölüyor diye, suya yeşilin yanında akıyor diye, nükleere turizme balta vuruyor diye, jeotermale yer altı kaynaklarımızı bozuyor diye, güneşe teknoloji getiriyorsunuz diye karşı çıkanlar var. Bunların her birinin masum olmadığını söyleyebilirim. Bunların bir kısmının siyasi sebeplerle yapıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Siz hiç
suyun akıp da yeşillendirmediği bir yer gördünüz mü? Su, bozkırın yanında akmaz. Ama önemli olan, bir kısım coğrafyadaki değişiklikleri bizim aynı şekilde ikame etmemizdir. Yani biz yeşili yok etmeyip daha da artırıyorsak, o su zararlı değil, faydalı demektir. Şu ana kadar övünerek bahsettiğimiz 15 bin megavatın üzerindeki su santrallerini yaparken farklı gerekçelerle yapmadık ki. Her birinde coğrafya değişiyor. Bırakın coğrafyayı, öyle barajlarımız var ki, Fırat ve Dicle Havzası'nda Türkiye'nin haritası
değişiyor."
"ENERJİDEN VAZGEÇMEMİZİ İSTEYENLERİ MASUM BULMAM"
Türkiye'nin sahile olan kıyı uzunluğunun 8 bin 484 kilometre olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, "Sahile denk gelen 46 projemizin sahile mesafesi 8 ila 10 kilometre arasındadır. Türkiye'nin birçok zenginliği var. Tabii ki biz çevreyi de koruyacağız, kültür varlıklarımızı koruyacağız; buradan ne medeniyetler geldi geçti. 8 bin 500 yıllık geçmişi olan yerlerimiz var. Biz hiçbirinden vazgeçmeyiz. Ama, 'Enerjiden vazgeçin, bunları yapmayın' derseniz, bunu çok masum bulmam. Mersin Akkuyu'da nükleer güç santrali
yapmak istedik. 'Turizme balta vurursunuz' dediler. Bugün dünyanın en fazla turist çeken şehri Paris'tir. Yılda 55 milyon kişiyi ağırlıyor. Türkiye'nin çektiği toplam turistin yaklaşık 2 katını sırf Paris çekiyor. Hemen yakınlarında nükleer güç santrali var. Neden bu santral Paris'teki turizme zarar vermiyor da bizim Türkiye'dekine zarar veriyor? Ama ben bunu çok iyi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Bunu Türkiye'ye kurulmuş bir tuzak olarak buluyorum. Bu tür tuzaklara Türkiye'yi idare edenler müsaade
etmeyecektir. Ben her türlü görüş ve fikrin konuşulmasından yanayım. Hükümetimiz aynı şekilde bu tür özgürlüklere son derece önem vermektedir. Tabii ki bunlar konuşulacak. Bunu yadırgamam. Ama bizler de omuzlarımızda hissettiğimiz sorumluluğun gereği, bir yandan da işimize bakacağız" ifadelerini kaydetti.
Bakan olarak, "Temiz enerji kullanıyoruz, Türkiye'de 22 saat elektrik var, 2 saat elektrik yok" deme lüksünün olmadığını kaydeden Yıldız, Türkiye'nin ulaştığı çıtadan geriye gidemeyeceğini ifade ederek, "O yüzden dünya uluslararası enerji ajansının verdiği rakamlara göre, 25-26 trilyon dolar civarında, 2035 yılına kadar enerjinin yapılandığı bir ortamda Türkiye geride kalmayacak, tam tersi büyüme hızlarıyla bunu karşılayacaktır" dedi.
TBMM genel korulundan yenilebilir enerji kaynaklarıyla alakalı kanunun mutlaka çıkacağını belirten Bakan Yıldız, "Fiyatlandırmayla alakalı yatırımcılarımız çok ciddi bir yükselme beklemiyor. Biz de ona göre davranacağız. Çünkü her birini yol, su, köprü olarak değil, orada artırdığımız fiyatlardan tarifeye yansıyacak zam olarak değerlendirmemiz lazım. Hem yatırımcımızın para kazanabileceği hem de vatandaşımızın mağdur olmayacağı bir yapıyı sağlamamız gerekiyor. Rüzgarda şu an bin 200 megavattayız.
Lisanslarımızla birlikte 2- 3 ay içinde inşallah 13 bin megavatı bulacağız. Jeotermalle alakalı, 600 megavatı harekete geçirilebilir yatırımlarımız var. Bunlar inşallah Türkiye'nin enerji zenginliliği ve çeşitliliğiyle alakalı önemli kalemler olacaktır. Hem Karadeniz hem de Akdeniz'de birer nükleer güç santrali projesi var. İnşallah bunları kurmuş olacağız" diye konuştu.
"NÜKLEER GÜÇ SANTRALİYLE SANAYİMİZ DE LİG ATLAYACAKTIR"
Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'e teşekkür eden Bakan Yıldız, "Aralık ayının 15'inde yaklaşık 2 hafta içinde, proje şirketinin kurulmasıyla alakalı toplantı yapacağız. Ben de partnerimi Türkiye'ye davet ettim. Karadeniz'e kuracağımız nükleer güç santraliyle beraber, yalnızca enerjimiz değil, sanayimizin de lig atladığı bir tabloyu hep beraber inşallah görmüş olacağız. 2002 yılında AB üyesi ülkeler en pahalı sanayi elektriğini kullanırken, bugün biz en ucuz kullananların listesindeyiz. Hatta AB
sanayi elektriği ortalamasının dahi altındayız. Şu anda gittikçe serbestleşen, liberalleşen bir enerji yapısıyla beraber, özel sektör aktörlerinin daha fazla pay aldığı bir yapıda rekabetin daha da artığını görüyoruz. Bana bazen arkadaşlarımız söylüyor, 'Doğalgazı bizim getirdiğimiz fiyattan çok daha ucuza getirenler var, ne yapacağız?' diye. Ben de, 'İnşallah daha fazla getiren olur' cevabını veriyorum. Çünkü bu, tüketicinin daha ucuz enerji kullanmasını sağlar" dedi.
"CUMHURİYET'İN 100 YILI İÇİN 13 YILDA ÇOK ŞEY GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Bugün Türkiye'de organize sanayi bölgelerinde sanayicilerin yaklaşık yüzde 20'sinin ulusal enerji tarifesini daha da uygun fiyatlara aldığını kaydeden Yıldız, "Bu, Türkiye adına ve sanayicimiz adına bir kazanımdır. Sonuçta 27 milyon adet mesken abonesinin yer aldığı bir yapı içinde sizlerin kazanımıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 yılında, bütün su kaynakların kullanıldığı, rüzgar kaynaklarının önemli bir bölümün kullanıldığı, jeotermal kaynaklarımızın hepsinin kullanıldığı
bir ortam hedefliyoruz. Ama üzülerek söylemeliyim ki, bu Türkiye'nin büyüme hızına yetmez. Bugün enerji kaynağı olarak kullanılabilir su miktarımız, şu an yararlandığımızın üçte biri. Diğer üçte biri lisans aldı ve inşaat halinde, diğer üçte biri ise projelendirmeyi bekliyor. Bunların hepsini inşallah 13 yılda gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kara ve denizde ciddi petrol arama seferberliği başlatıldığını hatırlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Belki bir şey bulunamayacak ama biz sonuna kadar arayacağız. Biz Türkiye'de petrol var mıdır, yok mudur tartışmasına böyle cevap veriyoruz. Arama için ayrılan 288 bin kilometrekarelik alan önemli bir alan. Karadeniz, Akdeniz demeden sınırlarımız içinde kalan her yeri arayacağız. Bulamazsak bile yolumuza devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Yıldız, daha sonra, içinde elektrikli otomobillerin de bulunduğu temiz enerji fuarının kurdelesini kesti. 144 oturumun yapılacağı 8. Temiz Enerji Sempozyumu 4 gün sürecek.