"İslam ve yabancı düşmanlığının tavan yapması şaşırtıcı değil"
Almanya'da İslam ve yabancı düşmanlığının tavan yapması Türk politikacı ve sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından şaşırtıcı bulunmadı. Son aylarda
Cihan Haber Ajansı'na konuşan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyalet Uyum Meclisi, Köln Uyum Meclisi Başkanı ve SPD Köln yönetim kurulu üyesi Tayfun Keltek, "Son haftalarda başta Thilo Sarrazin ve sağ partili politikacılar olmak üzere çok sayıda kişi Müslümanlara saldırmayı satış ve oy acılığı yarışı haline dönüştürdü. Oysa Almanya'da her zaman var olan bir tehlike potansiyeli var. Bunun için Alman demokrasisinin, politikasının buna karşı tavır alması gerektiği yerde, Sarrazin'le başlayan gelişmelere destek verecek şekilde açıklamaların daha da çoğalması, hatta Cumhurbaşkanı Wulff'un yaptığı açıklamaya karşı gelen tepkiler Almanya'da aşırı sağcılığı, ırkçılığı ikiye katladı." şeklinde konuştu.
Bu sınırdan sonrasını Almanya'nın artık taşıyamayacağına dikkat çeken Keltek, "Almanya herhangi bir ülke değil. Almanya geçmişte çok kötü tecrübeler yaşadı. Bunun bilincindedir Almanya. Bu günlerdeki gelişmeler konusunda daha ileri gidilirse Almanya gerek Avrupa, gerekse dünyada izole edilebilir." dedi.
Bunun yalnız göçmenlerin sorunu olmadığını vurgulayan Tayfun Keltek, şöyle devam etti: "Bana göre göçmenler, kendi şartları ölçüsünde uyuma tam olarak katkı yapıyorlar. Sen, ilkokul mezunu olmayan bir insandan profesör tavrı bekleyemezsin. Eğitimsizlikten kaynaklanan problemleri göçmenlerin dinleriyle açıklamaya kalkmak, yapılabilecek en büyük hata. Bu hata yapılıyor. Zaten din üzerinden uyum olmaz. Din kişiseldir. Asıl vatandaş hakları verilerek uyuma katkı yapılır. İslam'ın uyum tartışmalarına sokulması çok sakıncalı. Bu tartışmalar, burada doğup entegre olmuş, başarılı şekilde iş hayatında olan, Almanya'yı vatan olarak benimseyen göçmen gençleri bile küstürüyor. Bu çok acı."
"BAZI SİYASETÇİLER ALMANYA'NIN GELECEĞİ İLE OYNUYOR"
Köln Büyükşehir Belediye Meclisi'nin SPD'li üyesi Gonca Mucuk Edis ise, "Son haftalarda tanık olduğumuz açıklamaları duydukça, gördükçe insan kendi kendine; ben nasıl bir ülkede yaşıyorum?' diye soruyor." dedi.
Siyasetçilerin göçmenlere yönelik açıklamalarından sonra ortalama Almanların da yabancılara karşı daha açık, itici hareketler yapmaya başladığını ifade eden Edis, "Bunu tramvay durağında gözlemleyebilirsiniz. Halk, siyasetçilerin açıklamalarından etkileniyor, göçmenlere daha farklı davranmaya başlıyor." şeklinde konuştu. Gidişatın tehlikeli olduğuna dikkat çeken Mucuk-Edis, şunları söyledi: "Tamam gerçekten problemli Türk gençleri de var. Ama verilen rakamlarda, en yüksek ihtimalle yüzde 15'in uyum sorunu var. Bu yüzde 15'in uğruna göçmenlerin hepsi dışlanıyor, üzülüyor. Çevremde entegre olmuş insanlarla konuşuyorum, Türkiye'de ciddi iş teklifi olursa dönerim diyor, ben de dahilim buna. Oysa Almanya'nın yeni kalifiye insanlara bile ihtiyacı var. Yapılması gerekenin tam tersi yapılmış oluyor. Ne kadar sorumsuzca olduğunu olduğu açık. Bazı siyasetçilerin sergilediği hareketlerden dolayı bu ülke kendi geleceği ile oynuyor. Bu çok açık. Biz bu ülkenin geleceğiyiz, biz bile yeterli değiliz."
"İSLAM DÜŞMANLIĞI YÜZDE 60'A VARMASI ALMANYA İÇİN BİR FACİA"
Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Selahattin Saygın da, anket sonuçlarının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Saygın, "Ne ekerseniz onu biçersiniz. Alman etkili, yetkili kişileri rüzgar ektiler bugüne kadar, fırtına biçiliyor. Alman kamuoyunda İslam düşmanlığı yüzde 60'lara tırmanıyorsa, bu bir ülke için, Almanya için bir faciadır. Demek ki, bu ülke huzurlu değil. Bu insanların kafalarında bir düşman var." şeklinde konuştu.