Barış dünyada gerilimi azaltır

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Orta Doğu'da barış sağlanması durumunda, dünyadaki gerginliklerin azalacağını söyledi.

Barış dünyada gerilimi azaltır
Barış dünyada gerilimi azaltır
Abbas, İkinci Büyükelçiler Konferansında yaptığı konuşmasına, Filistin ve Filistin halkına Türkiye'nin verdiği destekten dolayı teşekkür ederek başladı. Filistinlilerin barışa bağlı olduğunu ve başka bir seçenekleri olmadığını belirten Abbas, barış seçeneğinin uluslararası meşruluk üzerine kurulu olduğunu ifade etti.

Anapolis sürecine değinip, barış için ortaya konan yol haritasına atıfta bulunan Abbas, buna göre İsrail'in işgal ettiği Filistin ve Arap topraklarını terk etmesinin ve Doğu Kudüs'ten çekilmesinin öngörüldüğünü kaydetti. Ancak bu süreçte İsrail'de iç siyasette ortaya çıkan değişikliklere işaret eden Abbas, İsrail'in sürecin uluslararası meşruluğunu tanımak istememesi, 1967 sınırlarını temel olarak görmemesi ve yerleşim birimlerinin durdurulmasını reddetmesi yönünde tutum izlediğini belirtti.

Bu unsurların, Filistin tarafından belirlenmiş ön koşullar olmadığını, yol haritasında bulunduklarına işaret eden Abbas, Filistin tarafının bu süreçte üzerine düşeni yaptığını ve tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini kaydetti. Abbas, yerleşim birimlerinin durdurulması başta olmak üzere İsrail'in yükümlülüklerini yerine getirmediğini söyledi. Abbas, İsrail'in, gerçekten görüşmelere tekrar başlanmasını istiyorsa, masada uluslararası meşruluğu kabul etmesi gerektiğini yineledi. Filistin'in pek çok ülkeyle sürece yönelik diyalog içinde olduğunu belirten Abbas, bu girişimlerin başarıyla sonuçlanması durumunda barış görüşmelerine dönmeye hazır olduklarını kaydetti.

Bu sürece çok özen gösterdiklerini söyleyen Abbas, Filistin halkının kendi bağımsız devleti içinde normal, güvenli ve onurlu bir yaşam sürmek istediğini ifade etti. Arap Barış Girişimi'ne de işaret eden Abbas, bunun İsrail için büyük bir ödül ve fırsat olduğunu kaydetti. Abbas, "Orta Doğu'da barış gerçekleşirse, dünyadaki gerginlikler azalacaktır" diye konuştu.

Bu çerçevede barış konusu üzerine yoğunlaşması gerektiğini belirten Abbas, barışın dünya istikrarı için gerekli olduğunu ifade etti. İran konusuna da değinen Abbas, İran'ın bölge ve barış için bir tehlike oluşturmadığını söyledi. İran ile diyalogun önemine işaret eden Abbas, diğer yöntemlere başvurulmaması gerektiğini kaydetti.

Türkiye aracılığıyla yürütülmüş olan İsrail-Suriye görüşmelerine değinen Abbas, bu sürecin Filistin için de yararlı olacağını düşündüklerini belirtti. Abbas, bu çerçevede Türkiye'nin arabuluculuğunu desteklediklerini kaydederek, bu sürecin Türkiye'nin arabuluculuğunda yeniden başlayabileceği görüşünde olduklarını söyledi. Abbas, Türkiye'nin bölgesinde önemli bir ülke olduğunu ve bu rolü tekrar üstlenebileceğini kaydetti. "Biz Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk yapmasını desteklemekteyiz" diyen Abbas, Suriye ile İsrail arasındaki sorunun çözümünün kendileri açısından aleyhte bir durum yaratmadığını, aksine Filistin sorununun çözümü noktasında da destek sağlayabileceğini ifade etti.

FİLİSTİNLİLER ARASI UZLAŞI

Türkiye'yi ve Filistin'i ilgilendiren bir diğer konunun da Filistinliler arasındaki iç uzlaşı olduğunun altını çizen Abbas, Filistin'de bir devrim yapılarak Batı Şeria ile Gazze'nin ikiye ayrıldığını ve bölgede sadece Hamas ile Fetih arasında bir bölünme değil, Hamas ile Filistin Kurtuluş Örgütü çerçevesindeki bütün kuruluşlar arasında da bir bölünme olduğunu belirtti.

Filistinlileri bir araya getirmek için büyük çabalar harcandığını ve en çok da Mısır'ın bu konuda çaba gösterdiğini kaydeden Abbas, "Türkiye de bu bölünmenin tehlikeli olduğunu hissetti ve bütün taraflarla görüşerek birden fazla münasebet kuruldu. Biz Türkiye'nin bu girişimlerini ve tutumunu takdire şayan olarak görmekteyiz" dedi.

Abbas, Mısır'ın Filistinliler arasındaki ayrışmanın sona ermesi için bütün tarafları dinleyerek bir belge hazırladığını, bu belgeye uzlaşı için bazı maddeler yerleştirildiğini, bu belgenin her şeyden önce parlamento seçimlerinin yapılmasını öngördüğünü belirtti. Bu seçimlerin 25 Ocakta yapılmasının planlandığını, ancak bütün tarafların anlaşmasıyla seçimlerin ertelendiğini dile getiren Abbas, seçimlerin 28 Haziranda yapılmasının planlandığını ve kendilerinin de bunu kabul ettiğini bildirdi.

"Biz seçimlerden çıkacak sonucu kabul edeceğiz" diyen Abbas, 2006 yılında Hamas'ın seçimleri kazanmasının ardından kendisinin "Hamas başarılı oldu ve Filistin hükümetini oluşturması gerekiyor" dediğini, halen bazı anlaşmazlıklar bulunduğunu ve seçimlere gitmenin zorunlu olduğunu kaydetti. Mısır'ın geçen yıl ekim başında hazırladığı belgeyi her iki tarafın da imzasına açtığını ve kendilerinin bu belgeyi imzalamaya hazır olduklarını, ancak Hamas'ın hala imzaya yanaşmadığını belirten Abbas, Hamas'tan beklenenin bu belgeyi bir an önce imzalaması olduğunu ve dolayısıyla Filistin'in seçimlere gidebileceğini bildirdi.

Abbas, "Eğer belge üzerinde anlaşmaya varırsak ve Hamas bu belgeyi imzalarsa o zaman 28 Haziranda seçimlere gidebiliriz ve seçimlerin sonucunu kabul ederiz" diye konuştu.

1996 yılından bu yana çok çeşitli seçimler yapıldığını ve kendilerinin bu konuda deneyim sahibi olduğunu ifade eden Abbas, tüm dünyadan gözlemcilerin yaptıkları seçimleri şeffaf ve dürüst olarak nitelediklerini belirterek, "Eğer Hamas'ın buna ilişkin olarak bazı korkuları varsa biz şunu söyleyebiliriz: Arap Birliği, İslam Konferansı, Birleşmiş Milletler ve bütün insan hakları kurulları sadece gelip seçimleri kontrol etmekle yetinmesinler aynı zamanda denetlesinler. Bu seçimlerin sonunda başarılı olan yönetimi sağlayacak ve Filistin'in meselelerini ele alacak" dedi.

Filistin halkının İsrail ambargosu nedeniyle Gazze kesiminde büyük sıkıntılar yaşadığını anlatan Abbas, "Ambargonun sona erdirilmesi ve bu ambargonun sebeplerinin ortadan kaldırılması yönünde bir tutum takınmak gerektiğini" vurguladı. Abbas, "Eğer biz bu sebepleri ortadan kaldırmazsak İsrail sonsuza kadar bu ambargoyu sürdürecek ve oradaki insanların aç, susuz kalması İsrail'i hiç ilgilendirmez. Ambargonun sona erdirilmesi için tüm çabaları göstermemiz gerekiyor" diye konuştu.

Filistin yönetimi olarak başta Türkiye olmak üzere Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan gibi ülkelerden yardım aldıklarını ve bütçelerinin yüzde 58'ini Gazze'ye verdiklerini dile getiren Abbas, Gazze'de bulunan memurlara maaş ödediklerini, elektrik ve su bedellerinin de kendileri tarafından karşılandığını kaydetti. Gazze'nin petrol, doğal gaz, eğitim ve sağlık harcamalarının da kendileri tarafından karşılandığını ifade eden Abbas, "Biz bunu bir görev olarak addediyoruz. Gazze kesiminin bu tür yardımlara büyük ihtiyacı var. Onların başka bir kaynakları yok. Gazze'deki yer altı sularının yüzde 100 oranında kirlendiğini ifade eden Abbas, hızlı bir şekilde davranarak suyun temizliğinin sağlanmaması durumunda buradaki hastalıkların yayılacağını ve bundan dolayı yüzlerce, binlerce kişinin hayatını kaybedebileceğini belirtti.