Almanya'da milli görüşe baskın düzenlendi
Almanya'da Deniz Feneri davasında olduğu gibi Milli Görüş Teşkilatı'nın da bağış adı altında para topladığı gerekçesiyle Alman polisi tarafından Miilli Görüş'ün büro ve lokallerine baskın düzenlendi.
Köln Savcılığının açıklamasına göre, Deniz Feneri e.V skandalında olduğu gibi Milli Görüş teşkilatı da vatandaşlardan bağış adı altında para topladı ancak bu paraları başka amaçlar için kullandı.
Köln Başsavcısı Günther Feld aramaların ağırlıklı olarak Berlin, Hamburg Frankfurt ve Münih'te yapıldığını çok sayıda belgeye el koyulduğunu açıkladı.
Teşkilatın merkezinin bulduğu Kuzey Ren Westfalya eyaletindeki Kerpen'deki aramalar ise öğle saatlerine kadar sürdü.
Savcı Feld incelemelerin sürmesi nedeniyle ayrıntılı bir açıklama yapmadı ancak bağış olarak toplanan ve amacı dışında harcanan miktarın onlarca milyon euro olduğunu ifade etti.
Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü aramaları, teşkilatı karalamaya yönelik başarısız girişimler olarak değelerlendirdi.
Alman makamlarının bu tür mesnetsiz iddialarla kuruma zarar veremeyeceğini kaydeden Üçüncü, teşkilatın faaliyetlerini sürdüreceğini ifade etti.
İktidardaki Hıristiyan Demokrat Birlik partisinin iç politika uzmanı Wolfgang Bosbach ise Milli Görüş'ün kapatılmasının mümkün olduğunu ancak öncelikle el koyulan belgelerin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Milli Görüş teşkilatına son olarak Alman maliyesi 2008 yılında bir baskın düzenlemişti.
Hali hazırda hakkında 3 soruşturmanın yürütüldüğü Milli Görüş Teşkilatı'nın Almanya çapında 27 bin üyesi bulunuyor.
300 camii ile ülkenin en büyük islami örgütü olan Milli Görüş, demokrasi karşıtı faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla uzun yıllardır Anayasayı Koruma teşkilatının da gözetimi altında bulunuyor.
Aramalara tepkiler
Kuzey Almanya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Ahmet Yazıcı da, "Bugün sabah 07.00 sularında polisler Hamburg Merkez Camiinde hac ile ilgili büroyu basarak, bir kısım belgelere el koydular. Bütün bunlar İslami kurum ve kuruluşlara yapılan gözdağıdır" dedi.
Kurban kampanyası çerçevesinde giren-çıkan hesapların bankalarda kayıtlı olduğunu ve vergilendirilmeye tabi tutulduğunu kaydeden Yazıcı, "Bütün bu arama ve baskınlar saçmalık. Müslümanlar üzerinde baskı unsuru yaratılmak isteniyor" şeklinde konuştu
Köln Başsavcısı Günther Feld aramaların ağırlıklı olarak Berlin, Hamburg Frankfurt ve Münih'te yapıldığını çok sayıda belgeye el koyulduğunu açıkladı.
Teşkilatın merkezinin bulduğu Kuzey Ren Westfalya eyaletindeki Kerpen'deki aramalar ise öğle saatlerine kadar sürdü.
Savcı Feld incelemelerin sürmesi nedeniyle ayrıntılı bir açıklama yapmadı ancak bağış olarak toplanan ve amacı dışında harcanan miktarın onlarca milyon euro olduğunu ifade etti.
Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü aramaları, teşkilatı karalamaya yönelik başarısız girişimler olarak değelerlendirdi.
Alman makamlarının bu tür mesnetsiz iddialarla kuruma zarar veremeyeceğini kaydeden Üçüncü, teşkilatın faaliyetlerini sürdüreceğini ifade etti.
İktidardaki Hıristiyan Demokrat Birlik partisinin iç politika uzmanı Wolfgang Bosbach ise Milli Görüş'ün kapatılmasının mümkün olduğunu ancak öncelikle el koyulan belgelerin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Milli Görüş teşkilatına son olarak Alman maliyesi 2008 yılında bir baskın düzenlemişti.
Hali hazırda hakkında 3 soruşturmanın yürütüldüğü Milli Görüş Teşkilatı'nın Almanya çapında 27 bin üyesi bulunuyor.
300 camii ile ülkenin en büyük islami örgütü olan Milli Görüş, demokrasi karşıtı faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla uzun yıllardır Anayasayı Koruma teşkilatının da gözetimi altında bulunuyor.
Aramalara tepkiler
Kuzey Almanya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Ahmet Yazıcı da, "Bugün sabah 07.00 sularında polisler Hamburg Merkez Camiinde hac ile ilgili büroyu basarak, bir kısım belgelere el koydular. Bütün bunlar İslami kurum ve kuruluşlara yapılan gözdağıdır" dedi.
Kurban kampanyası çerçevesinde giren-çıkan hesapların bankalarda kayıtlı olduğunu ve vergilendirilmeye tabi tutulduğunu kaydeden Yazıcı, "Bütün bu arama ve baskınlar saçmalık. Müslümanlar üzerinde baskı unsuru yaratılmak isteniyor" şeklinde konuştu