Öldürülen 61 gazeteci törenle anıldı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, öldürülen gazetecilerin anısına bir toplantı düzenledi. Toplantıya öldürülen gazetecilerden Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzzet, Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canna Kaftancıoğlu ile Metin Göktepe'nin ablası Meryem Türkmen katıldı.
1909'da Hasan Fehmi Bey'in öldürülmesinden günümüze 100 yılda 61 gazeteci öldürüldü. Öldürülen isimler arasında Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Çetin Emeç, Hrant Dink gibi isimler ilk akla gelenler. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de öldürülen bu isimleri anmak üzere bir toplantı düzenledi. Toplantıya Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, eski Başkan Nail Güreli, yazar Hıfzı Topuz, Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzzet, Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canna Kaftancıoğlu ile Metin Göktepe'nin ablası Meryem Türkmen ile emektar gazeteciler katıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski başkanlarından Nail Güreli, Abdi İpekçi'nin katillerinin, tertipçilerinin korunduğunu söyledi. Güreli, Uğur Mumcu cinayetinde de katillerin göz göre göre korunduğunu söyledi. Dönemin devlet erkanını "Katili bulmak devletin namus borcudur" sözünü verdiklerini hatırlatan Güreli, bu sözün hala yerine getirilmediğini dile getirdi.
Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzzet ise; "Ülkemizde çeşitli katliamlardan, suikastlerden söz ediyoruz. Takvimlerimiz her yıl artan öldürme günlerimizle dolu. Bugün de burada öldürülen gazetecileri anacağız. Canları alınanların adlarını sıralayacağız. Onların birer isim, kelime değil can olduklarını bir anda hayatlarına son verildiğini içimizde hissedeceğiz." dedi. Kendilerinin hissetikleri acıların her kesimde aynı şekilde paylaşılmamasından yakınan İpekçi, "Ülkemizde öteden beri çeşitli kıyımlarda yok edilen canlara tek tek herkes hangi gözle bakıyor? Nasıl oluyor da birinin katili diğerinin kahramanı olarak görülebiliyor? Kişileri ve toplulukları birbirinin katili, birbirinin düşmanı haline getiren etkenler neden hala su yüzüne çıkarılamıyor? Neden bütün katledilenler için ortak bir yas tutulamıyor? Yargılar, damgalamalar karşısında ölülelerimizin ne kadar da korumasız bırakıldığı neden hala fark edilmiyor? Barışmak, yüzleşmek isteyenler, özür dileyenler nasıl da kolayca hoyratça hain ilan edilebiliyor? Bütün bu soruları sormaya, olanları hatırlamaya ve unutmamaya mecburuz. Bir daha olmasın diye, böyle olaylar yaşanmasın diye mecburuz." ifadelerini kullandı.
11 Nisan 1980'de uğradığı saldırı sonucu öldürülen TRT çalışanı Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canan Kaftancıoğlu da yaptığı konuşmada onun gazeteciliğini anlattı. Kaftancıoğlu, "Katledilen tüm gazeteciler gibi bağımsızlık onun yaşam çizgisiydi. Kimseye yaranmaya çalışmadı, yanlışları afişe etti" dedi.
9 Ocak 1996'da gözaltındayken öldürülen Metin Göktepe'nin ablası Meryem Türkmen de yaptığı konuşmada, "Abdi İpekçi'nin katili yargılansaydı, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink hayatta olurdu" dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski başkanlarından Nail Güreli, Abdi İpekçi'nin katillerinin, tertipçilerinin korunduğunu söyledi. Güreli, Uğur Mumcu cinayetinde de katillerin göz göre göre korunduğunu söyledi. Dönemin devlet erkanını "Katili bulmak devletin namus borcudur" sözünü verdiklerini hatırlatan Güreli, bu sözün hala yerine getirilmediğini dile getirdi.
Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzzet ise; "Ülkemizde çeşitli katliamlardan, suikastlerden söz ediyoruz. Takvimlerimiz her yıl artan öldürme günlerimizle dolu. Bugün de burada öldürülen gazetecileri anacağız. Canları alınanların adlarını sıralayacağız. Onların birer isim, kelime değil can olduklarını bir anda hayatlarına son verildiğini içimizde hissedeceğiz." dedi. Kendilerinin hissetikleri acıların her kesimde aynı şekilde paylaşılmamasından yakınan İpekçi, "Ülkemizde öteden beri çeşitli kıyımlarda yok edilen canlara tek tek herkes hangi gözle bakıyor? Nasıl oluyor da birinin katili diğerinin kahramanı olarak görülebiliyor? Kişileri ve toplulukları birbirinin katili, birbirinin düşmanı haline getiren etkenler neden hala su yüzüne çıkarılamıyor? Neden bütün katledilenler için ortak bir yas tutulamıyor? Yargılar, damgalamalar karşısında ölülelerimizin ne kadar da korumasız bırakıldığı neden hala fark edilmiyor? Barışmak, yüzleşmek isteyenler, özür dileyenler nasıl da kolayca hoyratça hain ilan edilebiliyor? Bütün bu soruları sormaya, olanları hatırlamaya ve unutmamaya mecburuz. Bir daha olmasın diye, böyle olaylar yaşanmasın diye mecburuz." ifadelerini kullandı.
11 Nisan 1980'de uğradığı saldırı sonucu öldürülen TRT çalışanı Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canan Kaftancıoğlu da yaptığı konuşmada onun gazeteciliğini anlattı. Kaftancıoğlu, "Katledilen tüm gazeteciler gibi bağımsızlık onun yaşam çizgisiydi. Kimseye yaranmaya çalışmadı, yanlışları afişe etti" dedi.
9 Ocak 1996'da gözaltındayken öldürülen Metin Göktepe'nin ablası Meryem Türkmen de yaptığı konuşmada, "Abdi İpekçi'nin katili yargılansaydı, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink hayatta olurdu" dedi.