Tbb Başkanı Feyzioğlu Diyarbakır’da
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, stajyer eğitiminde yaptığı açıklamada, "Anayasanın ilk üç maddesi, eşit yurttaşlığa da, demokrasiye de engel değil, bu maddelerin değiştirelim ısrarı fay hatlarını daha da gerecektir” dedi.
Programda konuşan TBB Başkanı Feyzioğlu, stajyerle ilk olarak, devletin erklerinden söz etti. Yasam, yürütme, yargı erklerinin işleyişini anlatan Feyzioğlu, yargı erkinin yürütme organı olan siyasal iktidara boyun eğmemesi gerektiğini kaydetti.
Feyzioğlu, "Bir devletin üç erkinden söz edilir, bunlar yasama, yürütme ve yargıdır. Bu üç kuvvet olmazsa olmazdır. Üç kuvvet ayrılabilmiş ise ve özellikle yargı erki, diğer iki kuvvetten kalın çizgilerle ayrılmış ise, demokrasiyi işletmek mümkün olabilir. Bu üç kuvvetin içinde belki de en çok can sıkan yürütme organı siyasi iktidarın, en çok hoşlanmadığı yargı erki olmalıdır. Çünkü yargı, yürütmeyi dinlemez. Bir hukuk devletinde yaşıyorsak, yargı yürütmeyi asla dinlememelidir. Buradan kastım, boyun eğmemelidir. Demokrasiyi, hukuk devletini işselleştirmiş olan, bir yürütme organı da, kendisine boyun eğmeyen yargıyı, şekillendirmeye boyun eğer hale getirmeye çalışmamalıdır” dedi.
"PAKET DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE YAPILMADI"
Feyzioğlu, stajyer avukatlara verdiği dersin ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Demokratikleşme paketiyle ilgili soruya yanıt veren Feyzioğlu, demokratikleşme paketinin yanlış yöntemlerle yapıldığını kaydetti.
Feyzioğlu, "Son derece kapalı, gizli kapaklı hazırlanan ve hepimizin godoyu bekler gibi, bekler hale getirdiğimiz bu paket nasıl bir demokratikleşme sağlayacak ki, kendisi demokratik bir yöntemle hazırlanmıyor. Yöntem yanlış. Yanlış yöntemlerle doğru sonuçlar çıktığını maalesef çok görmüş değilim. Oysa bizim bütün sorunlarımızı, açık yüreklilikle birbirimizi hırpalamadan, kırıp dökmeden, gözümüzü çıkarmaya çalışmadan birlikte yaşama iradesiyle ve eşit yurttaşlık hedefiyle çözmek mümkündür. Bilmediğim bir konuda da daha fazla konuşamıyorum. Ama bilmememin ayıbının benden kaynaklanmadığını vurgulamak istiyorum" diye konuştu.
"ANAYASANIN İLK 3 MADDESİ EŞİT YURTTAŞLIĞA ENGEL DEĞİL"
Bir basın mensubunun anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilme tartışmalarını sorması üzerine yanıt veren Feyzioğlu, Anayasanın ilk üç maddesinin eşit yurttaşlık ve demokratikleşmeye engel olmadığını belirterek, "Anayasanın ilk üç maddesi, eşit yurttaşlığa da, demokrasiye de engel değil. Anayasanın diğer maddelerinde sorunlar varsa elbette konuşacağız. Bugün sadece Kürt yurttaşlarımız, farklı etnik kökenden gelenler değil, farklı dinden ve mezhepten gelenlerde ve siyasi iktidardan farklı düşünenlerde kendisini, eşit yurttaş olarak kendisini hissetmiyor. Dört fay hattı, her an kırılmaya yol açacak bir şekilde aşırı bir gerginlik içerisinde. Dini, mezhepsel, etnik ve siyasi düşünce fay hattı üzerine toplumun taşıyabileceği üzerinde çok fazla gerginlik yüklenmiş durumda. Bu demokratik yollarla boşaltmamız lazım. Anayasanın ilk üç maddesini değiştirelim ısrarın fay hatlarını daha da gerecektir" ifadelerini kullandı.
"DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ BEKLENTİM SEÇİM BARAJININ YÜZDE 3 VEYA 5’E DÜŞÜRÜLMESİDİR"
TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, demokratikleşme paketinden beklentilerini de anlatarak, YÖK’ün kaldırılması ve seçim barajının düşürülmesi gerektiğini sıraladı. Feyzioğlu, "YÖK’ün kaldırılmasını bekliyorum. YÖK yerine, üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak bir yapının oluşmasını bekliyorum. Bu ülkenin bütün üniversitelerine idari, mahalli özerklik ve bilimsel özgürlük bekliyorum. Seçim barajının derhal, yüzde 3’e hadi bilemediniz çok eleştiriliyor ama yüzde 5’e inmesini bekliyorum. Çok şey mi istiyorum? Ben aslında demokrasi istiyorum. Demokratikleşme paketinden demokrasi istiyorum. Ama yöntemi demokratik olmayan bir paketin, içeriğinin nasıl demokrasi olduğunu bilmiyorum. Daha çok şey istiyorum. Nerenin ibadethane olacağına birileri karar vermesin. Kime veya neye inandığına göre ahlaklı ya da ahlaksız sayılma dönemi bitsin istiyorum" şeklinde konuştu.
Feyzioğlu’nun açıklamasının ardında program basına kapalı olarak devam etti