TERÖRSÜZ CHP

CHP ve artçıları bu güne kadar DEM Parti ile gizli-gizli masa altlarında veya süslü-ağdalı sloganlarla 'şehir uzlaşısı' adı altında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bir çok şehirde sırf siyasi İkbal amacıyla kazan-kazan protokolleri imzalayarak yerel ve merkezi seçimlerin neredeyse tümüne birlikte girmediler mi?

CHP, bu ittifakın her zaman gizli kalmasından yana tavır alarak, büyük bir kararlılıkla inkâr politikasına sığınmayı tercih etmedi mi?

Bunun en temel ve başlıca nedeni sadece şahsi menfaatler ve siyasi çıkarlar değil miydi?

İttifak; Bu anlayışın deşifre edilmesinden yana endişe duyan kadroların siyasi çıkarlar projesi değilmiydi?

Aslında Cumhuriyetçi, Laik, Aydın, Çağdaş, Demokrat, İlerici ve Sosyalist CHP anlayışından, ülkemiz adına yakın, orta ve uzak ölçekli farklı alanlarda, farklı projeler üretmesini beklemeliydik değil mi?

Ne yazık ki, devletin iradesi ve idaresi üzerinde tasarrufta bulunacak makamların tasnifi ve pazarlığından başka hiçbir meşguliyeti ve telaşı bulunmayan CHP'li koca-koca insanların hamiliğinde ve gölgesinde süregelen birçok seçim ittifakına şahitlik etmedik mi?

CHP'nin DEM Parti ile yürüttüğü ittifakların içerisinde “Terörsüz Türkiye” şartı var mıydı?

PKK'nın silah bırakması adına sorumluluk alarak, DEM Parti ile herhangi bir temas kuruldu mu?

DEM Parti ile görüşmelerinde PKK'yı ağzına alabildi mi?

CHP, Terörle mücadele de Ülkemize maliyeti 2 trilyon doları aşan maddi kaybımızla ilgili elini taşın altına koyabildi mi?

Binlerce vatan evladı asker, polis, öğretmen, korucu ve sivil halkın hayatını kaybettiği bir gerçeği ittifak ajandasına almaya cesaret edebil mi?

Varsa-yoksa Dem Partili seçmenlerin oyunu devşirmek değil miydi ittifakın amacı.

CHP; devletin ve milletin bekası adına üstlenilmiş bir sorumlulukla DEM Parti ile temas, çalıştay veya ittifak sürecine girebildi mi?

Terörsüz Türkiye adına atılacak adımların kendi siyasi ikballeri açısından ne kadar tehlikeli olduğu anlayışı ile yönetilen bir CHP değil miydi meclis aritmiğini ve iktidarı bu konuda yıllarca yalnız bırakan!!!???

Korktular… Çünkü!

PKK'yı hedef alan siyasi ve hukuki yaptırımlarla masaya oturmak, DEM Parti ile yolları ayırmalarına neden olabilir, bu hesap üzerine kurulu tüm şahsi ve siyasi ikballer ellerinden gidebilirdi.

Her zaman davulu başkasının omuzuna asarak tokmağı elinde bulundurmanın keyfiyetinde yürütülen siyasetin getirisi hiç şüphesiz ki büyük bir konfordu CHP için.

Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan ve Sn. Devlet Bahçeli'nin değil siyasi hayatları, fani hayatlarını dahi etkileyecek bu ağır tarihi sürece büyük bir kararlılık ve samimiyetle yürümelerinin en kutsal nedenlerinden biri ve başlıcası, elbette ki millet ve devlet olarak bir bütün içerisinde kucaklaşan, güçlü ve büyük Türk devleti hayaliydi.

Sembolik silah bırakma sürecinin yıllara yayılmış stratejik bir derinlikle yönetilmesiyle, kırk yıllık bu terör sürecini geride bırakıyoruz.

Basit, seçim odaklı bir siyasi anlayışa teslim olmuş, rantçı, dar bir kadronun tahayyül ve cesaret edemeyeceği stratejik, derin ve farklı dengeleri de koruyarak, kontrol ederek veya yaptırımlarla baskılayarak yönetilen bir sürecin, cesaret ve samimiyetle yürütülmesinin bir sonucudur Terörsüz Türkiye Haritası.

Uzun, sabırlı, kararlı ve planlı bir devlet aklı ile Doğu ve Güneydoğu sınırlarımız içerisinde ki çatışma alanı öncelikle sınırlarımız dışına Kuzey Irak'a ve Kuzey Suriye'ye taşınarak, çatışma ortamından arındırılan şehirler ve kırsallarda imar, sağlık, eğitim,turizm, üretim, güvenlik ve sanayi gibi yatırımlara hız verilerek, sosyal, kültürel ve ekonomik standartlara kalıcı ve eşit hizmet anlayışı getirildi.

KCK yapılanmaları çökertilerek, örgütün yurtiçi insan ve maddi kaynaklara ulaşımı engellendi.

Sınır güvenliğimizi profesyonel ordu yapılanması ile birlikte KALEKOLLAR, İHA ve SİHA gibi yerli savunma sanayi ve sınır güvenliği hamleleriyle koruma altına alarak, örgütün uluslararası kaçakçılıktan elde ettiği yıllık 2 milyar dolara yakın nakit akışı durduruldu.

Uluslararası ilişkilere bağlı diplomasi ve stratejilerle birçok ülkenin PKK'ya olan gayri resmi tüm destekleri minimum seviyeye indirildi.

Kısacası, ucuz güzellemelerle kimsenin cezasız kalmayacağı bu süreç, yalnızca askeri bir mücadele olmaktan çıkarılarak; ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel birçok faktörün de dâhil edildiği, daha geniş kapsamlı bir stratejiye dönüştürülmesiyle nihayete erdirilebildi.

Bunca acıların yaşandığı, devlet aklının tezahür ettiği, iktidarın ve Cumhur İttifakının büyük bir cesaret ve kararlılıkla arkasında durarak yürüttüğü bu sürecin, siyasi çıkarlara alet edilmesine yönelik yaftalar sadece tarihi bir vebal olarak kalacaktır.

Cumhur İttifakı, DEM Parti ile Terörsüz Türkiye için tarihi bir sorumluluk aldı. Ne oy kaybetmekten, ne de sandıktan korktu. Devletin bekası ve milletin güvenliği, şahsi ve siyasi ikballerden hiç kuşkusuz ki daha azizdi.

Keşke CHP'de bir kez DEM Partinin kapısını çalıp “PKK silah bıraksın, Terörsüz bir Türkiye için birlikte hareket edelim” diyebilseydi.

İşte aradaki tek fark bu “Milli ve Yerli olmak”

Artık PKK tek taraflı silah bıraktı.

Terörsüz Türkiye süreci başladı.

Merak edilen şu; Terörsüz Türkiye sürecine CHP'nin entegre olup olamayacağı?