POST MODERN HAÇLI SEFERİ!

Latif Şimşek

Latif Şimşek

Elini yüzünü yıkamayı, banyo yapmayı, tuvalet kullanmayı bile İslam Medeniyetinden öğrenen Avrupa şimdi dönüp bize had bildirme hadsizliğinde bulunuyor.

Tarihi boyunca masumları katlederek hükümran olmaya çalışan Avrupa, dünya tarihindeki belli başlı tüm soykırımların da müsebbibidir. Hitler'den Mussolini'ye, Belçika'dan
Fransa'ya, Hollanda'ya kadar hepsinin sicili bozuktur.

Almanya'nın ve Hollanda'nın alçak yüzü görünmeden aylar önce de yazmıştım. Bunun adı bal gibi Haçlı Seferi'dir.

15 Temmuz işgal girişimi, İslam Dünyası'na yapılan son haçlı seferinin adıdır. “Siyonist olmak için Yahudi olmak gerekmiyor” diyen, Evangelist Neocon Hıristiyanların, Siyonistlerle el ele giriştikleri yeni bir haçlı işgal planıdır bu.

Avrupa, artık düdük çaldığında hazır ola geçmeyen bir Türkiye karşısında panik atak yaşıyor. Geleceğe dönük şizofrenik hesaplar yapmaya başladılar ve bunun korkusu sardı. Osmanlı'nın 400 yıl, Güney Avrupa ve Balkanları şamar oğlanına çevirdiğini biz ne yazık ki unuttuk ama onlar unutmadı. Şimdi Fetö, PKK dahil ne kadar hain varsa, hepsiyle işbirliği yapıp, Türkiye'ye ve Erdoğan'a ayar vermeye çalışıyorlar.

AB ile sorun nerde?

Avrupa, İslam ülkelerini ve Müslümanları dünyanın beşinci sınıf varlıkları olarak görüyor. Sıralamayı merak ediyorsanız sayayım:

1. Avrupa Hıristiyanları(ABD Buna dahil)

2. Yahudiler

3. Rusya Hristiyanları/Ortodokslar

4. Budistler

5. Müslümanlar

Avrupa/Amerika kendisini dünyanın efendisi olarak görüyor. Belli başlı uluslar arası kuruluşları tekellerine alarak, BM, NATO,Uluslar arası Koalisyon gücü adı altında, çıkarlarının gerektirdiği her ülkeyi işgal ediyor, her coğrafyayı bombalıyor, özellikle İslam coğrafyasında hayatını kaybeden milyonlarca insanı umuruna takmıyor. Kan akıtıp göz yaşı döktürerek o iğrenç varlıklarını ilelebet sürdüreceklerini sanıyorlar.

Osmanlı, Avrupa'nın dünyayı dilediği gibi yönetmesinin önündeki en büyük engeldi. Bu yüzden, işe Osmanlı'yı paramparça edip, İslam ülkelerinde kukla yönetimler kurdurarak başladılar. İslam coğrafyası kendi ülkesine, milletine ihanet içinde olan kişilerce yönetildi. Avrupa, bu coğrafyaya demokrasi gelmesi için hiç çaba harcamadı. Çünkü, Demokrasi, milletlerin egemenliğini getirecek, kuklalar yerine feraset sahibi vatanseverleri işbaşına getirecekti. Bu ise onların istemediği bir durumdu. Paraya, kadına düşkün kralları, diktatörleri yönetmek çok kolaydı.

Arap Baharı ile umutları yeşeren bu coğrafyanın mazlum insanları, uluslar arası güç odaklarının devreye girmesiyle yine hüsrana uğradı. Yıllar geçti, Mısır, Fas, Tunus, Libya hala karmakarışık. CİA'nın, MOSSAD'ın MI-6 ve diğerlerinin eli kepçe gibi karıştırıyor bu ülkeleri. Ve ne yazık ki gidişat hiç umut verici değil.
Türkiye, tüm bu ezilmiş, horlanmış milletler için bir model ülke. Tüm Müslüman ülkelerin milleti bir gün Türkiye gibi bir ülke olabilme hayaliyle yaşıyor. Aynı zamanda Türkiye onlar için bir umut. Tek kurtuluşlarının Osmanlı Ruhu'nun yeniden canlanması ve Türkiye'nin önderliğinde müreffeh bir geleceği kucaklayabilmek.

İşte bunu onlar da biliyor.

Sürü liderini devre dışı bıraktıklarında, sürünün toparlanamayacağını iyi hesap ediyorlar. Onun için hedeflerinde sürü lideri Türkiye var. Türkiye'nin toparlanmasını, sürüsüne sahip çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. Hem de ölümüne. Türkiye'ye yeniden boyunduruk vurabilmek için en büyük engelleri de Recep Tayyip Erdoğan. Halk Erdoğan'ı seviyor, halk ona sahip çıkıyor, halk O'nu vermiyor. Bütün mesele bu.

Eninde sonunda, Siyonist-Haçlı dünyasıyla, İslam Ümmeti karşı karşıya gelecek. Onlar buna, “Armagedon” diyorlar. Yani Kıyamet Savaşı. Ve bu savaşı kazanacaklarına inanıyorlar. Oysa Allah'ın da bir hesabı var!

16 Nisan'a, yalnızca bir anayasa değişikliği, bir referandum, bir seçim gözüyle bakarsanız çok yanılırsınız. 16 Nisan, “Tanrıyı kıyamete zorlayacak”, Armagedon'un önündeki en
büyük engeldir. Biz ne yaparsak yapalım, kimi, hangi anayasayla iktidara getirirsek getirelim onlar bu savaşı bir gün başlatacak.

Önemli olan biz bu savaşa hazır mıyız?