HAYIR CEPHESİ’NİN YALANLARI
Referanduma doğru yol kısalırken vatandaşın kafasının karışık olduğunu düşünenler fena halde yanılıyor.“Hayır” cephesinde yer alanların seslerinin fazla çıkması son derece doğal. Zira, haklı olan, kim ne derse desin haklılığını bildiği için, kuru gürültüleri fazla sallamaz. Ama sonuçtan korkanlar, endişe içinde olanlar, avazı çıktığı kadar bağırır ki; dikkatleri çekebilsin. Hani bir söz vardır Anadolu`da, “Bir tavuk bir yumurta çıkarır, dünyayı ayağa kaldırır. Bir kısrak, bir küheylan doğurur ama gıkı bile çıkmaz”. Mesele bundan ibarettir. Opera sanatçılarına, “hayır” bestesi yaptırsan kaç yazar.
Vatandaşın kafası karışık değil. Zira; Orta yaş ve üzeri olanlar, mevcut sistemin Türkiye`ye ne getirdiğini değil ama ne getiremediğini çok iyi biliyor. Yaşı 35`in altında olanlar, araştırmacı yeteneği gelişmiş genç kesim. Bir tuşla Türkiye`nin 100 yıllık sisteminin iyi-kötü yanlarını sorgulayıp fikir sahibi olabiliyorlar.
Türkiye`de işlerin en yolunda gittiği, yatırımların arttığı, milli gelirin üst düzeye çıktığı dönem, 2003-2017 arası. Ak Parti`nin iktidar olduğu dönem. Aslında Erdoğan`ın elinde sihirli bir değnek yoktu. Tek parti iktidarı, yönetimde istikrarı, alınan kararların uygulanmasında kararlılığı getirdiği için başarı sağlandı. Yani işin sırrı, aslında yönetimin paylaşılmaması, Cumhurbaşkanı-Başbakan arasında gen uyuşmazlığının bulunmaması, TBMM`de yasaların ivedilikle çıkarılabilmesindedir.
Anayasa değişikliği 18 maddeden oluşuyor. Hayırcıların ise sadece üç argümanı var:
1) Diktatörlük gelecek
2) Türkiye bölünecek
3) TBMM işlevsiz hale gelecek
Üçü de külliyen yalan!
BİR: Araştırın, bakın. 1950`den sonra bütün dünyada, diktatörler darbelerle iş başına gelmiş, apoletli kişilerdir. Seçimle iş başına gelip diktaya yönelen Hitler`i örnek verenler, dönemin koşullarını göz ardı ediyor. Hitler`in diktatör olduğu dönemde zaten bütün Avrupa`yı diktatörler yönetiyordu.
Referandum`daki değişiklikler, TBMM`yi, üniter yapıyı, cumhuri yönetimi, siyasi partilerle ilgili düzenlemeleri değiştirmiyor. Anayasal kurumlar yerli yerinde duruyor. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı devam ediyor. Dolayısıyla bugünkü sistemde diktatörlük gelemiyorsa, yeni sistemde gelebilmesi hiç mümkün değil.
İKİ: Türkiye`nin bölüneceği kocaman bir yalan. Anayasanın devletin üniter yapısı ile ilgili ve rejimle ilgili ilk dört maddesinde hiçbir değişiklik yapılmıyor. Üniter yapı ile ilgili maddeler zaten bölünmeye ve eyalet sistemine engel teşkil ediyor. Cumhurbaşkanı`nın bir kararname ile eyalet sistemini getirmesi ise mümkün değil. Zira kanunlar bunu engelliyor ve yeni sistemde Cumhurbaşkanı yürürlükte olan kanunlara karşı kararname çıkaramıyor.
ÜÇ: Meclisin işlevsiz hale geleceği de külliyen yalan! TBMM asıl bugünkü yapısıyla işlevsizdir. 90 yıllık meclis tarihinde iktidarın istemediği tek bir kanun çıkmamıştır. Milletvekilleri liderlerin sultası altındadır. Yeni sistemde meclis yürütme ile bağını koparıyor ve tamamen yasamaya yöneliyor. Milletvekilleri bakan olamıyor. Referandum sonrası siyasi partiler kanununda yapılacak değişikliklerle milletvekili adaylarının belirlenmesinde seçmen birinci derece rol oynayacak. O zaman da milletvekilleri liderlere değil halka hesap verecek.
Şimdi bir de işin mantık yönüne bakalım; Türkiye`de hangi cumhurbaşkanı, hangi sebeplerle diktatör olmak istesin? Diyelim biri “diktatör olayım” diye aklından geçirdi. “Diktatör olayım” demekle diktatör olmak mümkün mü? Bu iş bu kadar çocuk oyuncağı mı? Türkiye bölünür mü? Kim bölecek Türkiye`yi? Niye bölecek? Eğer kast edilen Kürtlerse, son iki yıldır, Kürtler PKK`yı her zamankinden daha çok lanetliyor. PKK`ya destek verenlerin gözünün yaşına bakılmıyor. Düşünün şimdi bir Cumhurbaşkanı gelecek ve durup dururken, “Hadi ben bir kararname çıkarayım da Türkiye`yi böleyim” diyecek. Böyle bir zırvayı aklınız alıyor mu?
Bakın, kimler bu düzenlemeye karşı çıkıyor? Azıcık da bu açıdan düşünün. Cevabı bulmakta hiç de zorlanmayacaksınız.
Yasal Sorumluluk
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları ve yorumlar yazarların kendi görüşleridir.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Yazarın Önceki Yazısı
AK PARTİ’Yİ DENİZE KİM ATTI?
AK PARTİ’Yİ DENİZE KİM ATTI?
Yazarın Sonraki Yazısı
KILIÇDAROĞLU HANGİ GAZETECİYİ KOVDURDU?
KILIÇDAROĞLU HANGİ GAZETECİYİ KOVDURDU?

