Birlesmis Milletler IPCC Çalisma Grubu'ndan Çagri Açiklamasi '2030 Yilina Kadar Emisyonlari Yariya Indirebiliriz'
Insanligin önündeki en büyük krizlerden biri olan iklim degisikligi, Türkiye de dahil tüm dünyada her geçen gün kendini daha da hissettiriyor. Uzmanlar, dünyada canli yasamini tehlikeye atabilecek büyüklükte bir iklim degisikliginin önüne geçmek için sicaklik artisinin bu yüzyil sonunda 1,5 santigrat dereceyi asmamasi gerektigini vurguluyor.

“Iklim degisikligi, bir asirdan fazla sürdürülemez enerji ve arazi kullaniminin, yasam tarzlarinin ve tüketim ve üretim kaliplarinin sonucudur” diyen Skea’ya göre bu rapor, simdi harekete geçmenin, insanligi daha adil ve daha sürdürülebilir bir dünyaya nasil tasiyabilecegini gösteriyor.
IPCC’nin III. Çalisma Grubu’nun (Iklim Degisikligi 2022: Iklim Degisikliginin Azaltilmasi) raporu, iklime dirençli kalkinmayi mümkün kilmak için var olan firsat penceresinin hizla daraldigi konusunda uyarida bulunan IPCC Çalisma Grubu II’nin (Uyum) kisa süre önce yayimladigi sonuçlari destekliyor. 1,5 derece hedefine ulasmak için dünyanin yillik karbondioksit (CO2) emisyonlarini 2030’a kadar yüzde 48 azaltmasi ve 2050’de net sifira ulasmasi, metan emisyonlarini 2030’a kadar üçte bir oraninda azaltmasi ve 2050’ye kadar neredeyse yariya indirmesi gerekiyor.
IPCC raporu, nükleer enerjinin önemini bir kez daha gözler önüne sererken, küresel isinmanin sinirlandirilmasi için aralarinda nükleer enerjinin de bulundugu düsük karbonlu enerji kaynaklarinin tercih edilmesi, “iklim degisikligiyle mücadelenin reçetesi” olarak gösteriliyor. Raporda, mevcut ve halihazirda planlanan fosil yakit projelerinin iklimin kaldirabileceginden daha fazla oldugu belirtilerek, daha fazla projenin daha fazla emisyona neden olacagina dikkat çekiliyor.
Nükleer enerji ve acil eylemler
Dünya Nükleer Birligi (WNA) Genel Müdürü Dr. Sama Bilbao-y-Leon, son IPCC’nin raporunun, nükleer enerjinin simdi ve uzun vadede iklim degisikliginin sinirlandirilmasinda önemli bir rolü bulundugunu açikça ortaya koydugunu belirtti.
Sama Bilbao-y-Leon, nükleer enerjinin sundugu katkinin en üst düzeye çikarilmasi için gereken acil eylemleri ise söyle aktardi:
“Mevcut nükleer reaktörlerin, iklim degisikligini azaltma potansiyeli en üst düzeye çikarilmali. Mevcut reaktörlerin isletimini genisletmek, daha fazla düsük karbonlu elektrik üretmek için halihazirdaki en düsük maliyetli seçeneklerden biridir. Finansmana erisim saglayarak ve lisanslama ve düzenleme süreçlerini modernize ederek yeni nükleer santrallerin kurulumuna ivme kazandirmak için acilen adim atilmali. Bu yeni santraller uzun vadeli sürdürülebilir bir gelecek için temiz, düsük maliyetli ve güvenilir bir elektrik karisimi saglamaya yardimci olacaktir. Daha yüksek aralikli üretim paylari ile gelecegin elektrik sistemlerinin güvenilirligini güvence altina alabilecek, sanayi sektörünün karbondan arindirilmasina yardimci olmak için yüksek sicaklikta isi saglayabilecek, düsük karbonlu merkezi isitma ve temiz hidrojen üretimi saglayacak yeni nükleer teknolojilerin gelistirilmesine yatirim yapilmali.”
Enerji sektöründe 10 yil içinde emisyonlar azaltilabilir
Raporda, 10 yilda karbon emisyonunun azaltilmasi yönündeki çabalari en üst düzeye çikarmanin yani sira uzun vadede derin karbonsuzlasma hedeflerine ulasmak için ihtiyaç duyulacak adimlari belirlemenin önemi vurgulandi. IPCC raporuna göre, "enerji sektöründe emisyonlari azaltma seçeneklerinin yayginlastirilmasina yönelik genis tabanli bir yaklasim, önümüzdeki on yil içinde emisyonlari azaltabilir ve 2030 sonrasinda daha da derin azalmalar için zemin hazirlayabilir."
Raporda ayrica “yenilenebilir kaynaklar, nükleer enerji ve karbon yakalama ve depolama (CCS) yöntemi ile düsük karbonlu hale getirilen biyoenerji gibi fosil yakit kaynaklari”na geçis yapildiginda elektrigin daha yaygin bir enerji tasiyicisi haline gelmesinin beklendigi belirtildi.
Türkiye’de iklim degisikligiyle mücadele
Enerji ihtiyacinin büyük bölümünü iklim krizine neden olan fosil yakitlardan karsilayan Türkiye’de fosil yakitlarin payi 2021’de artarak yüzde 64’ü geçti. Günes, rüzgar gibi düsük karbon emisyonuna sahip yenilenebilir enerji kaynaklari yatirimlarinin da arttigi ülkede, 2053 “Net Sifir Emisyon” hedefi dogrultusunda yesil dönüsüm hazirliklari yapiliyor. Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ise iklim krizi ile mücadelede önemli kilometre taslarindan biri olarak degerlendiriliyor. Rosatom tarafindan İçel’de insa edilen Akkuyu, her biri 1200 megavatlik VVER-1200 tipi III + nesil Rus tasarimina sahip 4 reaktörden olusacak. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralin, tam kapasite devreye girdiginde yilda yaklasik 35 milyar kilovatsaat elektrik üretmesi ve Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu karsilamasi öngörülüyor. Akkuyu NGS’nin faaliyete geçtiginde tek basina yilda 17 milyon ton karbondioksit emisyonunu önleyecegi öngörülüyor. Sifir emisyonla, çevreye zararli sera gazi salimi yapilmadan, kesintisiz elektrik üretilebilecek santralin 60 yil olarak planlanan isletme ömrünün 20 yil daha uzatilma imkani bulunuyor.
