Bunlar Da Üniversiteli Kuzular

Bursa Uludag Üniversitesi Ziraat Fakültesinde dogum yapan 40 koyun, 65 kuzu dünyaya getirdi.

Bunlar Da Üniversiteli Kuzular
Bünyesinde sigircilik, koyunculuk, keçi yetistiriciligi, deve kusu, tavukçuluk ve aricilik gibi faaliyetler gerçeklestiren BUÜ Ziraat Fakültesi’nde, yeni yilin ilk koyun dogumlari basladi.

2022 yilinin ilk 1 ayinda dogum yapan 40 koyundan, 65 kuzu dünyaya geldi. Hamile 130 koyunun ise dogumu bekleniyor. Kivircik ve Merinos melezi olarak dünyaya gelen kuzularin disi olanlari damizlik olarak yetistirilecek. Erkek olanlar ise kurbanlik ya da etlik olarak satilacak.

Yil sonuna kadar 200’e yakin kuzunun dünyaya gelmesini beklediklerini ifade eden Bursa Uludag Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Baskani Prof. Dr. Ibrahim Ak, “Su günlerde yogunluk yasiyoruz. Koyunlarimizin dogumlari basladi.

Bu senenin ilk kuzulari dogmaya basladi.

Dogumlar gayet iyi gidiyor. Ölüm fazla yok. Ikizlik oranimiz da iyi. Insallah bereketli bir sezon olacak diye düsünüyoruz. Su an yaklasik 40 civarinda koyunumuz dogurdu. 65’e yakin da kuzumuz var. Yüzde 50’ye yakin, bu irk için fena olmayan bir ikizlik orani söz konusu. 130 koyunumuz diger bölmelerde, disarida da dogumunu bekleyen hayvanlarimiz var. Karin bereketiyle beraber dogumlarimiz da basladi.

Soguklara denk geldi diye endise ettik ama su an önemli bir sikintimiz yok. 200’e yakin kuzu elde etmeyi bekliyoruz. Disilerimizi de damizlik olarak ayirarak, kapasitemizi arttiracagiz. Alt yapimiz buna müsait. Üretimimizi arttirmayi hedefliyoruz. Disiler damizlik, erkekler ise kurbanlik ya da etlik olarak besiden sonra satisi gerçeklesiyor” dedi.

Her yil ocak sonu ve subat ile mart ayi araliginda baslayan kuzu dogumlari sebebiyle Zootekni Bölümü Hayvancilik Tesislerindeki agillarda mesainin arttigini belirten Prof. Dr. Ibrahim Ak, dogum esnasinda zorlanabilecek koyunlara aninda müdahale edilmesi gerektigini söyledi.

Ak konusmasini söyle sürdürdü;

“Geçen sene kuzu kaybimiz, bu seneye göre daha fazlaydi. Su an dogumlar devam etigi için, arkadaslarimiz 24 saat görev yapiyor. Çünkü dogumdan sonra müdahale önemli. Annenin dogumunda zorluk varsa müdahale etmemiz, dogumuna yardimci olmamiz gerekiyor. Ama genellikle dogal olarak kendileri doguruyorlar. Annenin dogumdan sonra yavruyu yalayip kurutmasi gerekiyor. Sahip çikmiyorsa, annesinden emzirmemiz gerekiyor. Çünkü hayvanin dogumdan sonraki agiz sütü kolostrumu, ilk yarim saat ya da bir saat içinde almasi, tüketmesi çok önemli. Bu, dogumdan sonraki günlerde yavrunun hayatta kalma sansini arttiriyor. Genellikle anne kendi doguruyor, yalayarak yavrusunu kurutuyor ve sonrasinda da emziriyor. Normalde bu böyle gerçeklesiyor. Ama olmayanlara bizim müdahale ederek kuzularin yasama sansini arttirmamiz gerekiyor. Kayiplarimizi azaltmamiz gerekiyor.”

Türkiye genelinde azalmaya baslayan koyun yetistiriciliginin bakanlik destegiyle yeniden arttigini belirten Prof. Dr. Ak, “Geçmiste her nüfus basina bir koyunumuz vardi. Nüfusumuz 45 milyonken, 45 milyon koyunumuz vardi. Su an nüfusumuz 80 milyona ulasti ama koyun sayisi maalesef azaldi. O yüzden üretimde de diger hayvanlar yaninda, koyun ve keçi yetistiriciligine biraz daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Ülkemizde genellikle meraya dayali besicilik yapiliyor. Dogal beslenen ve masrafi olmayan, disa bagimli olmayan bir üretim dali. Milli ve yerli bir üretim dali diyebiliriz. Gelistirmeye açik. Irklarimizi islah etmemiz, daha iyi beslememiz, ikizligi artirmamiz ve uygun besi yöntemleri uygulayarak, et üretimimizdeki bu hayvanlarin katkisini da geçmiste oldugu gibi biraz daha artirmamiz gerekiyor” seklinde konustu.

Kaynak: İHA