İsviçre Cumhurbaşkanına Nijer'e ziyaret ziyaretine dikkat çeken Osmanlı tuğrası detayı...
İsviçre Konfederasyon Başkanı Ignazio Cassis, beraberindeki bir heyetle Afrika ülkesi Nijer'e ziyaret gerçekleştirdi. Agadez Sultanlığı'ndaki temaslarında çekildiği fotoğrafta, Cassis'in oturtulduğu yerin hemen üstünde bulunan Osmanlı tuğrası, dikkatlerden kaçmadı. Temsilciler Meclis’i Başkanı Irene Kalin'in de gözlerini alamadığı tuğranın oradaki varlığının arkasında, Osmanlı soyuna ve hakimiyetine dayanan bir hikaye bulunuyor.
İsviçre Konfederasyon Başkanı Ignazio Cassis, beraberinde bir heyetle üç günlük Nijer ziyareti kapsamında başkent Niamey'de Nijer Devlet Başkanı Muhammed Bazum ve hükümetin diğer üyeleriyle bir araya geldi.
Osmanlı'dan bu yana varlığını sürdüren, Agadez eyaletindeki Agadez Sultanlığı'nı da ziyaret etti. O ziyaretten İsviçre makamları tarafından paylaşılan bir fotoğraftaki ayrıntı dikkatlerden kaçmadı.
GÖZÜ OSMANLI TUĞRASINDA KALDI
Cassis'e eşlik eden Temsilciler Meclisi Başkanı Irene Kalin, İsviçre Konfederasyon Başkanı'nın oturduğu yerin hemen üstüne bulunan Osmanlı tuğrasına bakıyordu.
İsviçre heyetinin şaşkın bakışlarla incelediği Osmanlı tuğrasının oradaki varlığının arkasında ilginç bir hikaye bulunuyor.
'İSTANBUL'DAN GELEN' HALKI
Agadez Sultanlığı, Osmanlı döneminden bu yana varlığını sürdürüyor. 1400'lü yılların başlarında Agadez'den kabileler, Osmanlı'dan kendilerini yönetecek bir lider ister.
Bunun üzerine dönemin padişahı, siyahi bir cariyesinden doğma Yunus isimli şehzadesini bölgeye yollar. Bunun üzerine Agadez Sultanlığı kurulur.
Çoğunluğu Tuareg kültüründen olan Agadez Sultanlığı o günden bugüne “İstanbuleva” (İstanbul'dan gelen) halkı olarak anılıyor.
PADİŞAHTAN YARDIM İSTEDİLER
Agadez Sultanı İbrahim Umaru, İstanbuleva halkının tarihini şöyle anlatıyor:
Tuareg halkı, birlik ve kimlik sorununa kalıcı bir çözüm aramaya yöneldi. Oluşturulan konfederasyonların içinde çok etkili olan din adamları kalıcı bir çözüm önerdi.
Çözümü yurt dışında bir lider aramakta buldular. Bu lider dünyadaki birçok halk tarafından saygı gören bir imparatorluktan gelmeliydi. Bu yüzden uzak bir ülkede bir sultana gitmeye karar verildi.
Bunun için yola çıkan 400 savaşçıdan sadece 7 kişi Bab-ı Ali'ye ulaşmayı başardı. Sorunu padişaha anlattı. Bu konularda çok hassas olan padişah, cariyelerinden birinden olma bir şehzadeyi bu iş için tayin etti.
OSMANLI SOYUNDAN GELİYOR
Şehzade ve beraberindekiler yola çıktı. Düzenlenen güvenoyu töreni için çeşitli konfederasyonların delegeleri bu etkinliğe davet edildi.
Böylece Agadez Sultanlığı kurulmuş oldu. Osmanlı, takvimler 1405 yılını yani Yıldırım Beyazıt dönemini gösterdiği zaman, bu olayla birlikte Afrika'daki en uzak toprağına yerleşmiş oluyordu.
Agadez Sultanı İbrahim Oumarou da o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan'ın soyundan geliyor.
SAYGIDAN SULTAN DENİLİYOR
Osmanlı'ya saygıdan dolayı sadece Nijer'in Agadez şehrinde kent yöneticisi kendisini Sultan olarak ifade ediyor. Agadez Sultanı, kabileler arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde de aktif rol üstleniyor.
Nijer devleti nezdinde itibarı olan Sultan'ın, aynı zamanda bölgenin gelişimi ve açlığın azaltılması, işsizlerin iş bulması, evlenecek imkanı olmayanlara destek olma gibi sosyal işlevleri de bulunuyor.
Osmanlı tuğrası da bu yüzden Agadez Sultanı'nın konutunda yer alıyor. Bölgede cuma hutbeleri halen Osmanlı Sultanı adına okunuyor.
TÜRKİYE BİZİM AĞABEYİMİZ
Kendilerini ''Osmanlı'' olarak nitelendiren Agadez''deki İstanbulevaların Sultanı İbrahim Umaru, yıllar önce Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ağabeyleri olduğunu belirtmişti. Umaru, 'Türkiye ile kültür, eğitim ve tarım alanında daha fazla ortak çalışma yapmak istiyoruz' demişti.
Osmanlı'dan bu yana varlığını sürdüren, Agadez eyaletindeki Agadez Sultanlığı'nı da ziyaret etti. O ziyaretten İsviçre makamları tarafından paylaşılan bir fotoğraftaki ayrıntı dikkatlerden kaçmadı.
GÖZÜ OSMANLI TUĞRASINDA KALDI
Cassis'e eşlik eden Temsilciler Meclisi Başkanı Irene Kalin, İsviçre Konfederasyon Başkanı'nın oturduğu yerin hemen üstüne bulunan Osmanlı tuğrasına bakıyordu.
İsviçre heyetinin şaşkın bakışlarla incelediği Osmanlı tuğrasının oradaki varlığının arkasında ilginç bir hikaye bulunuyor.
'İSTANBUL'DAN GELEN' HALKI
Agadez Sultanlığı, Osmanlı döneminden bu yana varlığını sürdürüyor. 1400'lü yılların başlarında Agadez'den kabileler, Osmanlı'dan kendilerini yönetecek bir lider ister.
Bunun üzerine dönemin padişahı, siyahi bir cariyesinden doğma Yunus isimli şehzadesini bölgeye yollar. Bunun üzerine Agadez Sultanlığı kurulur.
Çoğunluğu Tuareg kültüründen olan Agadez Sultanlığı o günden bugüne “İstanbuleva” (İstanbul'dan gelen) halkı olarak anılıyor.
PADİŞAHTAN YARDIM İSTEDİLER
Agadez Sultanı İbrahim Umaru, İstanbuleva halkının tarihini şöyle anlatıyor:
Tuareg halkı, birlik ve kimlik sorununa kalıcı bir çözüm aramaya yöneldi. Oluşturulan konfederasyonların içinde çok etkili olan din adamları kalıcı bir çözüm önerdi.
Çözümü yurt dışında bir lider aramakta buldular. Bu lider dünyadaki birçok halk tarafından saygı gören bir imparatorluktan gelmeliydi. Bu yüzden uzak bir ülkede bir sultana gitmeye karar verildi.
Bunun için yola çıkan 400 savaşçıdan sadece 7 kişi Bab-ı Ali'ye ulaşmayı başardı. Sorunu padişaha anlattı. Bu konularda çok hassas olan padişah, cariyelerinden birinden olma bir şehzadeyi bu iş için tayin etti.
OSMANLI SOYUNDAN GELİYOR
Şehzade ve beraberindekiler yola çıktı. Düzenlenen güvenoyu töreni için çeşitli konfederasyonların delegeleri bu etkinliğe davet edildi.
Böylece Agadez Sultanlığı kurulmuş oldu. Osmanlı, takvimler 1405 yılını yani Yıldırım Beyazıt dönemini gösterdiği zaman, bu olayla birlikte Afrika'daki en uzak toprağına yerleşmiş oluyordu.
Agadez Sultanı İbrahim Oumarou da o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan'ın soyundan geliyor.
SAYGIDAN SULTAN DENİLİYOR
Osmanlı'ya saygıdan dolayı sadece Nijer'in Agadez şehrinde kent yöneticisi kendisini Sultan olarak ifade ediyor. Agadez Sultanı, kabileler arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde de aktif rol üstleniyor.
Nijer devleti nezdinde itibarı olan Sultan'ın, aynı zamanda bölgenin gelişimi ve açlığın azaltılması, işsizlerin iş bulması, evlenecek imkanı olmayanlara destek olma gibi sosyal işlevleri de bulunuyor.
Osmanlı tuğrası da bu yüzden Agadez Sultanı'nın konutunda yer alıyor. Bölgede cuma hutbeleri halen Osmanlı Sultanı adına okunuyor.
TÜRKİYE BİZİM AĞABEYİMİZ
Kendilerini ''Osmanlı'' olarak nitelendiren Agadez''deki İstanbulevaların Sultanı İbrahim Umaru, yıllar önce Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ağabeyleri olduğunu belirtmişti. Umaru, 'Türkiye ile kültür, eğitim ve tarım alanında daha fazla ortak çalışma yapmak istiyoruz' demişti.