Safra Yolu Kanseri Hastasina Karaciger Nakli, Prof. Dr. Murat Dayangaç Açiklamasi 'Türkiye'de Ilk Oldu'
Safra yolu kanseri hastasi Metin Sengün oglundan alinan karacigerle hayata tutunurken ayni gün es zamanli bypass ameliyati da oldu. Operasyonun ardindan ilk bir yilin kansersiz geçmesinin bu tür vakalarda çok önemli oldugunu ve bunun saglanmis olmasinin kendilerini çok mutlu ettigini anlatan Prof. Dr. Murat Dayangaç, “Dünyada bu tip kanserlerde karaciger naklinin öncüsü olan Mayo Clinic’te çalisip ülkeme döndügümde, bu tedaviyi bizim hastalarda uygulayabilmeyi çok istiyordum. Elbette ilk defa yapabilmek kolay degil, bu tür kanserlerde daha önce Türkiye’de hiç karaciger nakli yapilmamisti. Bunu bypass ile birlikte yapmamiz gerekti, neyse ki her sey çok iyi gitti operasyonun ardindan 16 ayi kansersiz tamamladik” dedi.

“Radyoterapi ve kemoterapi protokolü ile Türkiye’de hiç nakil yapilmamisti”
Hastasinin durumuna yönelik açiklamalarda bulunan Prof. Dr. Murat Dayangaç, “Metin Bey safra yolu kanseri nedeniyle safra darligi gelisip sarilikla doktora basvuran bir hastamiz. 2020 yilinin ekim ayinda basliyor bütün bu süreç ve ilk degerlendirme sonrasinda cerrahi olarak ameliyat yapmanin uygun olmadigi bir kolanjiokanser oldugu ortaya çikiyor. Bu arada sarilik için safra yoluna stentler konuluyor, arkasindan çok ciddi enfeksiyonlari oluyor, uzun süre hastanede yatmasi gerekiyor. Sonunda gastroenteroloji ünitesi tarafindan karaciger nakli için degerlendirilmek üzere refere ediliyor. Bize geldiginde büyük ölçüde sarilik sorunu çözülmüstü ama ameliyat sansi yoktu. Bu durumda tek seçenek olan radyoterapi ve kemoterapi ile birlikte karaciger nakli oldu, daha önce Türkiye’de hiç yapilmamisti. Bir yanda bu zorlu süreçleri planlarken oglu verici olarak öne çikti, çok sevindik. Radyoterapi ve kemoterapiyi belirli bir protokol uyarinca tamamladiktan sonra tekrar degerlendirmelerini yaptik. Kanserin karaciger disinda hiçbir yere gitmemis oldugunu gördük. Birkaç lenf bezinde büyüme vardi, onlardan örnek aldik, kanser olmadigini gösterdik. Arkasindan is artik nakil yapma asamasina geldi. Tabi bu süreçlerde hastamiz çok yiprandi, karaciger yetmezligi ve sarilik gelisti, siddetli kilo kaybi oldu” diye konustu.
“Ilk olmak kolay degil, umuyorum bu basari diger hastalar için de umut olur”
Operasyonun ardindan ilk yilin kansersiz sekilde geçmesinin büyük önem tasidigini, çok zorlu bir sürecin basariya kavusmasinin tüm ekibi çok mutlu ettigini dile getiren Prof. Dr. Dayangaç sözlerini söyle sürdürdü: “Tam her seyi hazirlayip sonuçlandirmak üzereyken, karsimiza stentle çözülemeyecek kadar ciddi bir koroner arter hastaligi çikti. Bir baska zor karar vermemiz gerekti bu asamada, hep birlikte oturduk, es zamanli bypass ve karaciger nakli yapmaya karar verdik. Bu nadiren yaptigimiz ama dogru hasta seçimiyle sonuçlarin iyi oldugu bir yöntem. Neyse ki her sey çok iyi gitti, oglu verici oldu, sorunsuz bir sekilde bypass ameliyatini ve hemen arkasindan karaciger naklini yaptik. Bugün 16 ayi kansersiz tamamladik. Bu çok iyi bir süre böyle bir tümör için ve su an hastamizin vücudunda hiç tümör yok. Bu umuyorum ki Metin Bey’in durumunda olan diger hastalar için de bir umut olur ve daha fazla hastaya yardim etme sansini buluruz. Elbette erken tani sart, tümörün karaciger ile sinirli olmasi lazim, bir takim kisitlayici seçim kriterleri var. Ama dünyada birçok hasta bu yöntemle sifa buluyor ve ülkemizde bunu baslatmak çok önemliydi. Bu multidisipliner bir tedavi, sadece biz cerrahlar degil, radyologlar, onkoloji ve radyasyon onkolojisi uzmanlari da bu süreçlerin bir parçasi. Metin Bey bir ilk oldu, çok zorlu yollardan geçtik ama hep birlikte çok sey ögrendik. Dünyada bu tip kanserlerde karaciger naklinin öncüsü olan Mayo Clinic’te çalisip ülkeme döndügümde, bu tedaviyi bizim hastalarda uygulayabilmeyi çok istiyordum. Elbette yola çikmak, ilk defa yapabilmek kolay degil.
Metin Bey’den hemen sonra Makedonya’dan çok genç, benzer durumda bir hastamiz oldu ve onda süreçler çok daha hizli ilerleyip basariyla tamamlandi"
“Bu kadar iyi olacagimi ben bile tahmin etmiyordum”
Rahatsizligi nedeniyle uzun süre sikintili günler geçirdigini anlatan 57 yasindaki Metin Sengün, “Giresun Tirebolu’dan randevu aldim, doktora gittim bana büyük bir hastaneye gitmen lazim dediler. Buraya geldik, gereken süreç basladi.
Kalbim yetersiz çikti ve kalp ameliyati olmadan ameliyat olamayacagimi söylediler. Biraz sikintili sürecim oldu, o sirada babamin vefatiyla ilgili çok moral bozuklugu oldu. Sikintili süreçlerimiz geçti, verici olarak oglum uygun çikti. Herkesin çok büyük emegi var, benim kadar onlar da sikildi belki. Resimlerimi görseniz gerçekten bitmis, dönmez, mümkün degil dersiniz. Kontrollerim hala devam ediyor, ben su anda çok iyi hissediyorum. Eskisi gibi degilim tabi ki ama gerçekten çok iyiyim, bu kadar iyi olacagimi ben bile tahmin etmiyordum” seklinde konustu.
“Evlatlik görevimi yaptigimi düsünüyorum”
Babasina karacigerini veren Ogün Sengün, “Büyük hastaneye gelmeniz lazim dediler, biz de hemen apar topar agabeyimle bir karar aldik, memleketten babamizi Istanbul’a getirdik.7-8 tane hastane dolastik, herkes artik ümidi kesmisti. Babami disariya gönderip bize söylüyorlardi, bizim yapabilecegimiz bir sey yok diye. Nakil sürecinde benim karacigerimde yaglanma çikti, diyet ve egzersiz yapmami söylediler. Bir ay boyunca yemedim, içmedim, sadece çorba ve marulla yasadim. 8-9 kilo vererek tekrardan kontrole geldigimde uygun duruma gelmisim, bir hafta sonrasinda zaten benim yatisimi yaptilar. Ameliyat olduk, 10 gün sonra taburcu oldum. O senelerdir bize bakiyordu, bizim de evlatlik görevi yapmamiz gerekiyordu. Ben evlatlik görevimi yaptigimi düsünüyorum, hocalarimiz sag olsun babamiz basimizda duruyor su anda” ifadelerini kullandi.
