Mansur Yavaş'ın kirli oyunları Beyaz TV ekranlarında deşifre edildi!
Beyaz Tv ekranlarında yayınlanan Latif Şimşek'in hazırlayıp ve sunduğu Dinamit programında dün akşam Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mansur Yavaş'ın tüm yalanları bir bir ifşa edildi.
Beyaz Tv ekranlarında yayınlanan Latif Şimşek'in hazırlayıp ve sunduğu Dinamit programında dün akşam Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mansur Yavaş'ın tüm yalanları bir bir ifşa edildi.
Osman Diyasin ve Zihni Çakır'ın konuk olduğu programda Mansur Yavaş'ın ihale yalanları, koruma aracı yalanı, Ankapark ve Sos Vakfı yalanları bir bir anlatıldı.
İhaleleri canlı yayınlamakla övünen Mansur Yavaş'ın yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi 'naklen zarar' ihalelerini sürdürüyor. Bir televizyon kanalında 'İhaleleri açık yapıyorum. Biz bu ihaleleri birine verecek olsak açık ihale yapmazdık' diyen Yavaş, bugüne kadar 100'ün üzerinde adrese teslim 21/b ihalesi ve 700'e yakın pazarlık usulü davetiye şeklinde ihale yaptı.
'Açık ihale' yerine ihale kanununun ancak zorunlu hallerde başvurulabilecek 21/b (pazarlık usülü) maddesine dayanarak ihale yapmayı tercih eden Yavaş bir televizyon kanalında 'İhaleleri canlı yayınla tüm halkımıza veriyoruz istesek 21/b den veririz' demişti.Bin 662 firmanın katıldığı ilk ihalesini internet üzerinden canlı yayınlatarak Mart 2019 yerel seçimler öncesi verdiği 'şeffaf belediyecilik' sözünü tuttuğu algısını zihinlere yerleştirmek isteyen Yavaş'ın maskesi düştü. Yavaş'ın art arda yaptığı 3 maske alımında ikinci bir firma bulamaması şaşırttı.
İşte detaylar:
Salgının fırsata dönüştürülmesi vatandaşın mağdur olmasına yol açmış, maske fiyatlarının hak ettiği seviyeye dönmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 'Vatandaşa ücretsiz maske' talimatı verilmişti.Aciliyet sebebiyle bir taraftan çok sayıda kurum aktif olarak maske üretimine odaklanırken, diğer taraftan Sağlık ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlıklarına verilen talimat üzerine Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından peş peşe maske alımı ihaleleri düzenlenmişti. DMO, Kamu İhale Kanunu'nun doğal afet ve salgın gibi şartlar altında ivedi alım gerektiren hâllerde uygulanmasına izin verdiği '21/b' ihale usulü yerine, rekabet şartlarının daha etkin olduğu, bir anlamda devletin zarara uğraması riskinin minimalize edildiği 'açık ihale' usulünü tercih etmiş, temin süresi kısa tutulmuş ve kıran kırana geçen ihalelerde maske birim fiyatları neredeyse pandemi öncesi fiyatlara kadar çekilmişti.
ABB 21/b'Yİ TERCİH ETTİ
DMO'nun açık ihalelerinde şartname, maske sayısı, maske birim fiyatı gibi tüm bilgiler bulunurken ve ihalelere ilişkin tüm detaylar EKAP'ta (Elektronik Kamu Alımları Platformu) yayımlanırken; 2020 Nisan ayı sonunda ihaleye çıkan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun pazarlık usulünü düzenleyen 21'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre ihale yaptığı, ikinci ihaleyi 2 hafta sonra, üçüncü ihaleyi ise yaklaşık 40 gün sonra düzenlediği, her üç ihaleyi ise 'sözde' pazarlık yaparak aynı firmaya verdiği, üstelik firmanın bir medikal ya da tekstil değil, inşaat firması olduğu ortaya çıktı.'Maske Üretim Hizmet Alımı' ihalesinin en dikkat çeken tarafı ise, yeşil alan ihalesine bile bin 662 firmanın başvurduğu ABB'nin, düzenlediği üç ihalenin üçüne de tek bir firmanın teklif vermiş olması.
Şartnameler neden gizleniyor?
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı her üç ihalenin ayrıntılarına ilişkin ne EKAP'ta ne de belediyenin resmî internet sayfasında herhangi bir bilgi yer alıyor. DMO devasa alıma rağmen 'açık ihale' düzenleyerek öngörülen bedeller (yaklaşık bedel) ile sözleşme bedelleri arasındaki farkı yükselterek devletin cebinden çok daha az para çıkmasını sağlarken ABB'nin bunu başaramadığı ya da başarmak istemediği görülüyor. 15.05.2020 tarihli pazarlık usulü ihalede 6 milyon 100 bin lira 'yaklaşık bedel' belirleyen ABB'nin, maske ihalesini inşaat firmasına 5 milyon 800 bin liraya verdiği göze çarpıyor. Bu pazarlığın anlamı ise şu: Sıradan bir vatandaş bile 6100 liralık bir ürünü, esnaf ile pazarlık yaparak 5800 liranın altına çekebilir ancak bunu ABB başaramamış ya da başarmak istememiş!
NEDEN 'AÇIK İHALE' YAPILMADI?
Devlet Malzeme Ofisi'nin tercih ettiği 'açık ihale' usulü ile '21/b' ihale usulü (pazarlık usulü) arasında önemli bir farklılık bulunuyor. Kurumlar, 10 lira tutacağını öngördüğü hizmet bedelini 'açık ihale' usulüyle, açık rekabetten yararlanarak 2 liraya kadar düşürebiliyor. Yani devlet, 10 lira ödeyeceği bir iş için, firmaların kendi aralarındaki rekabeti kullanarak 2 lira ödeme yapabiliyor. Pazarlık usulü ise tamamen kurum adına ihaleye girenlerin marifetine kalmış. Kurum temsilcileri sıkı pazarlıkçıysa zarar söz konusu olmayabiliyor ancak temsilci sıkı pazarlıkçı değil ya da pek pazarlık gönüllüsü değilse (!) işte o zaman işin rengi değişiyor.
İki ihale arasındaki farkı daha iyi anlayabilmek için ABB'nin 'maske alımı' için açtığı 5 ihaleye bakmak yeterli. 29.04.2020 tarih ve 2020/220448 numaralı ihale 'pazarlık' usulü yapılmış ve 2 milyon 63 bin 550 lira yaklaşık bedelli ihale, Prizma Yapı Endüstri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne 1 milyon 168 bin 156 liraya verilmiş.
15.05.2020 tarih ve 2020/250122 numaralı ikinci ihale de 'pazarlık' usulü yapılmış ve 6 milyon 101 bin 320 lira yaklaşık bedelli bu maske ihalesi, 5 milyon 800 bin 20 liraya yine aynı inşaat firmasına verilmiş.
26.06.2020 tarih ve 2020/316730 numaralı ihale de yine 'pazarlık' usulü yapılmış ve 14 milyon 787 bin 187 lira yaklaşık bedelli maske ihalesi 10 milyon 77 bin 500 liraya yine aynı inşaat firmasına verilmiş.
15.09.2020 tarihli 4 ihale olan 'açık usul' ihale iptal edilmiş ve 10 gün sonra yapılan 2020/426531 tarihli ihale 'açık usul' ile yapılmış. Yaklaşık bedeli 14 milyon 950 bin lira olan bu maske ihalesine ise 26 firma katılmış ve 4 milyon 800 bin liraya bir tekstil firması ihaleyi kazanmış.
Yani pazarlık usulü ihalede ABB, bu bir indirimse 'yüzde 5' indirim kazanmış, açık ihalede ise 'yüzde 70' indirim kazanmış ya da kazanmak zorunda kalmış! Zorunluluğun sebebi ise; ilk üç ihaleye tek firmanın girdiği ve yüksek fiyatla her üç ihaleyi aldığının konuşulmaya başlanması sonrası ABB'nin açık ihale düzenlemek zorunda kalması.
'TESLİM TARİHİ' ABB'Yİ ELE VERİYOR!
Açık ihalenin kurum yararına olduğu, pazarlık usulü ihalenin ise istismara açık olduğu gerçeği ortadayken ABB'nin ısrarla '21/b' yani 'pazarlık' usulü ihale yapmasının iyi niyet taşımadığını ise 'ihale tarihleri' ve 'teslim tarihleri' ele veriyor.
21/b yani 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun pazarlık usulünü düzenleyen 21'inci maddesinin birinci fıkrası, doğal afet ve salgın gibi acil hâllerde devletin 'açık ihale' hazırlamaya zamanının olmaması durumunda kolaylık sağlıyor. Teslim tarihi için firmaya 100 gün gibi süreler veren ABB'nin ilk ihaleyi bile 'açık usul' ile yapılabilecek zamanı varken, ikinci ve üçüncü ihaleyi yine '21/b' ihale usulü ile yapması, üstelik üç ihaleye de 1 firmanın girmesi ve her üç ihaleyi de aynı firmanın kazanması, bu ihaleleri kazanan firmanın bir inşaat firması olması, ihalelerin yaklaşık bedelleri ile sözleşme bedelleri arasında ciddi fark bulunmaması, söz konusu inşaat firmasının bu üç 'maske ihalesi' dışında hiçbir maske ihalesine girmemesi, girdiği tüm kamu ihalelerinin 'inşaat' ihaleleri olması insanın burnunun direğini kırıyor.
Osman Diyasin ve Zihni Çakır'ın konuk olduğu programda Mansur Yavaş'ın ihale yalanları, koruma aracı yalanı, Ankapark ve Sos Vakfı yalanları bir bir anlatıldı.
İhaleleri canlı yayınlamakla övünen Mansur Yavaş'ın yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi 'naklen zarar' ihalelerini sürdürüyor. Bir televizyon kanalında 'İhaleleri açık yapıyorum. Biz bu ihaleleri birine verecek olsak açık ihale yapmazdık' diyen Yavaş, bugüne kadar 100'ün üzerinde adrese teslim 21/b ihalesi ve 700'e yakın pazarlık usulü davetiye şeklinde ihale yaptı.
'Açık ihale' yerine ihale kanununun ancak zorunlu hallerde başvurulabilecek 21/b (pazarlık usülü) maddesine dayanarak ihale yapmayı tercih eden Yavaş bir televizyon kanalında 'İhaleleri canlı yayınla tüm halkımıza veriyoruz istesek 21/b den veririz' demişti.Bin 662 firmanın katıldığı ilk ihalesini internet üzerinden canlı yayınlatarak Mart 2019 yerel seçimler öncesi verdiği 'şeffaf belediyecilik' sözünü tuttuğu algısını zihinlere yerleştirmek isteyen Yavaş'ın maskesi düştü. Yavaş'ın art arda yaptığı 3 maske alımında ikinci bir firma bulamaması şaşırttı.
İşte detaylar:
Salgının fırsata dönüştürülmesi vatandaşın mağdur olmasına yol açmış, maske fiyatlarının hak ettiği seviyeye dönmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 'Vatandaşa ücretsiz maske' talimatı verilmişti.Aciliyet sebebiyle bir taraftan çok sayıda kurum aktif olarak maske üretimine odaklanırken, diğer taraftan Sağlık ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlıklarına verilen talimat üzerine Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından peş peşe maske alımı ihaleleri düzenlenmişti. DMO, Kamu İhale Kanunu'nun doğal afet ve salgın gibi şartlar altında ivedi alım gerektiren hâllerde uygulanmasına izin verdiği '21/b' ihale usulü yerine, rekabet şartlarının daha etkin olduğu, bir anlamda devletin zarara uğraması riskinin minimalize edildiği 'açık ihale' usulünü tercih etmiş, temin süresi kısa tutulmuş ve kıran kırana geçen ihalelerde maske birim fiyatları neredeyse pandemi öncesi fiyatlara kadar çekilmişti.
ABB 21/b'Yİ TERCİH ETTİ
DMO'nun açık ihalelerinde şartname, maske sayısı, maske birim fiyatı gibi tüm bilgiler bulunurken ve ihalelere ilişkin tüm detaylar EKAP'ta (Elektronik Kamu Alımları Platformu) yayımlanırken; 2020 Nisan ayı sonunda ihaleye çıkan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun pazarlık usulünü düzenleyen 21'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre ihale yaptığı, ikinci ihaleyi 2 hafta sonra, üçüncü ihaleyi ise yaklaşık 40 gün sonra düzenlediği, her üç ihaleyi ise 'sözde' pazarlık yaparak aynı firmaya verdiği, üstelik firmanın bir medikal ya da tekstil değil, inşaat firması olduğu ortaya çıktı.'Maske Üretim Hizmet Alımı' ihalesinin en dikkat çeken tarafı ise, yeşil alan ihalesine bile bin 662 firmanın başvurduğu ABB'nin, düzenlediği üç ihalenin üçüne de tek bir firmanın teklif vermiş olması.
Şartnameler neden gizleniyor?
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı her üç ihalenin ayrıntılarına ilişkin ne EKAP'ta ne de belediyenin resmî internet sayfasında herhangi bir bilgi yer alıyor. DMO devasa alıma rağmen 'açık ihale' düzenleyerek öngörülen bedeller (yaklaşık bedel) ile sözleşme bedelleri arasındaki farkı yükselterek devletin cebinden çok daha az para çıkmasını sağlarken ABB'nin bunu başaramadığı ya da başarmak istemediği görülüyor. 15.05.2020 tarihli pazarlık usulü ihalede 6 milyon 100 bin lira 'yaklaşık bedel' belirleyen ABB'nin, maske ihalesini inşaat firmasına 5 milyon 800 bin liraya verdiği göze çarpıyor. Bu pazarlığın anlamı ise şu: Sıradan bir vatandaş bile 6100 liralık bir ürünü, esnaf ile pazarlık yaparak 5800 liranın altına çekebilir ancak bunu ABB başaramamış ya da başarmak istememiş!
NEDEN 'AÇIK İHALE' YAPILMADI?
Devlet Malzeme Ofisi'nin tercih ettiği 'açık ihale' usulü ile '21/b' ihale usulü (pazarlık usulü) arasında önemli bir farklılık bulunuyor. Kurumlar, 10 lira tutacağını öngördüğü hizmet bedelini 'açık ihale' usulüyle, açık rekabetten yararlanarak 2 liraya kadar düşürebiliyor. Yani devlet, 10 lira ödeyeceği bir iş için, firmaların kendi aralarındaki rekabeti kullanarak 2 lira ödeme yapabiliyor. Pazarlık usulü ise tamamen kurum adına ihaleye girenlerin marifetine kalmış. Kurum temsilcileri sıkı pazarlıkçıysa zarar söz konusu olmayabiliyor ancak temsilci sıkı pazarlıkçı değil ya da pek pazarlık gönüllüsü değilse (!) işte o zaman işin rengi değişiyor.
İki ihale arasındaki farkı daha iyi anlayabilmek için ABB'nin 'maske alımı' için açtığı 5 ihaleye bakmak yeterli. 29.04.2020 tarih ve 2020/220448 numaralı ihale 'pazarlık' usulü yapılmış ve 2 milyon 63 bin 550 lira yaklaşık bedelli ihale, Prizma Yapı Endüstri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne 1 milyon 168 bin 156 liraya verilmiş.
15.05.2020 tarih ve 2020/250122 numaralı ikinci ihale de 'pazarlık' usulü yapılmış ve 6 milyon 101 bin 320 lira yaklaşık bedelli bu maske ihalesi, 5 milyon 800 bin 20 liraya yine aynı inşaat firmasına verilmiş.
26.06.2020 tarih ve 2020/316730 numaralı ihale de yine 'pazarlık' usulü yapılmış ve 14 milyon 787 bin 187 lira yaklaşık bedelli maske ihalesi 10 milyon 77 bin 500 liraya yine aynı inşaat firmasına verilmiş.
15.09.2020 tarihli 4 ihale olan 'açık usul' ihale iptal edilmiş ve 10 gün sonra yapılan 2020/426531 tarihli ihale 'açık usul' ile yapılmış. Yaklaşık bedeli 14 milyon 950 bin lira olan bu maske ihalesine ise 26 firma katılmış ve 4 milyon 800 bin liraya bir tekstil firması ihaleyi kazanmış.
Yani pazarlık usulü ihalede ABB, bu bir indirimse 'yüzde 5' indirim kazanmış, açık ihalede ise 'yüzde 70' indirim kazanmış ya da kazanmak zorunda kalmış! Zorunluluğun sebebi ise; ilk üç ihaleye tek firmanın girdiği ve yüksek fiyatla her üç ihaleyi aldığının konuşulmaya başlanması sonrası ABB'nin açık ihale düzenlemek zorunda kalması.
'TESLİM TARİHİ' ABB'Yİ ELE VERİYOR!
Açık ihalenin kurum yararına olduğu, pazarlık usulü ihalenin ise istismara açık olduğu gerçeği ortadayken ABB'nin ısrarla '21/b' yani 'pazarlık' usulü ihale yapmasının iyi niyet taşımadığını ise 'ihale tarihleri' ve 'teslim tarihleri' ele veriyor.
21/b yani 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun pazarlık usulünü düzenleyen 21'inci maddesinin birinci fıkrası, doğal afet ve salgın gibi acil hâllerde devletin 'açık ihale' hazırlamaya zamanının olmaması durumunda kolaylık sağlıyor. Teslim tarihi için firmaya 100 gün gibi süreler veren ABB'nin ilk ihaleyi bile 'açık usul' ile yapılabilecek zamanı varken, ikinci ve üçüncü ihaleyi yine '21/b' ihale usulü ile yapması, üstelik üç ihaleye de 1 firmanın girmesi ve her üç ihaleyi de aynı firmanın kazanması, bu ihaleleri kazanan firmanın bir inşaat firması olması, ihalelerin yaklaşık bedelleri ile sözleşme bedelleri arasında ciddi fark bulunmaması, söz konusu inşaat firmasının bu üç 'maske ihalesi' dışında hiçbir maske ihalesine girmemesi, girdiği tüm kamu ihalelerinin 'inşaat' ihaleleri olması insanın burnunun direğini kırıyor.