Türkiye'de Y Ve Z Kusaginin Çevre Ve Iklim Bilinci Artiyor

Deloitte, Y ve Z Kusagi Arastirmasi’nin 2021 sonuçlarini yayimladiBu yil 10’uncusu yayimlanan arastirma; bu kusaklarin ekonominin yani sira çevre ve iklim konularina verdikleri önemi ve duyduklari endiseler karsisinda harekete geçme çagrilarini ortaya koyuyor.

Deloitte, bu yil 10’uncusunu yayimladigi 2021 Y ve Z Kusagi Arastirmasi’nin sonuçlarini açikladi.

Deloitte'ten yapilan açiklamaya göre, Türkiye dahil toplam 45 ülkede Y kusagindan 14 bin 655, Z kusagindan 8 bin 273 kisi ile gerçeklestirilen arastirma, katilimcilarin enerjilerini siyasi katilimi artirmak, harcamalari ve kariyer seçimlerini degerleriyle uyumlu hale getirmek ve kendileri için önemli olan toplumsal konularda degisimi yönlendirmek gibi anlamli eylemlere kanalize ettigini ortaya koyuyor. Bunun yaninda önceki yillarda da oldugu gibi bu nesillerin isletmeler ve hükümetler gibi otoritelerden beklentileri, daha fazlasini yapmalari oluyor.

-Y ve Z kusaginin ortak kaygisi: Gelir esitsizligi ve issizlik

Bu sene salgin kosullarinda gelir esitsizligi ve issizlik korkulari Y kusagi için kisisel kaygilar listesinin basinda yer aliyor. Bunu çevre sorunlarina odaklanma takip ediyor. Z kusagi için de issizlik ve gelir esitsizligi ayni Y kusaginda oldugu gibi öncelikli kaygilar olarak dikkati çekiyor.

Global katilimcilara bakildiginda Y kusaginin yüzde 41'i ve Z kusaginin yüzde 46'si çogu zaman kendini stresli hissediyor. Türkiye’de ise sirasiyla yüzde 51 ve yüzde 65 olan bu oranlar global ortalamanin daha üstünde seyrediyor. Stres sebeplerinin basinda ise finansal durum, aile refahi ve is olanaklari geliyor.

Bunun yaninda salgin etkisiyle stres seviyesi artan ve bu sebeple izin alma ihtiyaci hisseden katilimcilarin yüzde 58’i izin alma sebeplerini, ruh sagliklariyla ilgili karsilasabileceklerini düsündükleri önyargilar sebebiyle yöneticilerine açikça ifade edemediklerini belirtiyor.

Ayrica global katilimcilardan “isverenim bu süre boyunca zihinsel sagligimi destekleyecek adimlar atti” diyenlerin orani Y kusagi ve Z kusagi için yüzde 38 oraninda olurken, Türkiye’de bu oran yüzde 43 olarak ortaya çikiyor. Bu da isverenlerin sagligi destekleme çabalarinin yetersiz oldugunu gösteriyor. Bununla beraber Y ve Z kusaginin ortalama yüzde 38’i salgin sonrasi için isverenlerinin çalisanlarin ruhsal ve fiziksel sagliklarini destekleyecek politikalar olusturduguna inaniyor.

- Salgin ekonomik esitsizlik konusundaki endiseleri artiriyor

Salgin, Y ve Z kusaginin finansal gelecekleri konusundaki belirsizligin artmasina neden oluyor. Türkiye’deki katilimcilarin neredeyse yüzde 60’i finansal gelecekleriyle ilgili "sik sik endiselendiklerini veya strese girdiklerini" söylüyor. Ayrica ankete katilanlar salginin finansal hedeflerini yeniden degerlendirmelerine ve degistirmelerine de neden oldugunu belirtiyor.

Global olarak bakildiginda ise gelecekle ilgili Y kusagi katilimcilarin sadece yüzde 36'si ve Z kusagi katilimcilarin yüzde 40'i kisisel finansal durumlarinin 2022'ye kadar iyilesecegine inaniyor.

Kusaklarin kisisel finansal kaygilarin artmasinin yaninda daha büyük bir toplumsal mesele olarak gördükleri ekonomik esitsizlik konusunun diger bir endiseleri oldugu ortaya çikiyor. Türkiye’den Y kusagi katilimcilarin yüzde 83 gibi büyük bir kismi ve Z kusaginin da yüzde 76’si gelirin toplum genelinde esit olmayan bir sekilde dagildigini düsünüyor.

Pek çok kisi degisimi saglamak için hükümetin destek ve reformlarina ihtiyaç duyulabilecegine inaniyor. Türkiye’den Y kusagi katilimcilarin yüzde 36’si, Z kusagi katilimcilarin yüzde 28’i “gelir esitsizligini dile getiren/azaltacak politikalar uygulayan siyasetçilere oy verdim/onlari destekledim” seklinde görüs bildirdi. Anketin global sonuçlarina bakildiginda katilimcilarin yaklasik yüzde 60'i, üst düzey yöneticilerle ortalama çalisanlar arasindaki gelir farkini sinirlamaya yönelik yasanin ve asgari ücret ile ilgili yasanin önemli ölçüde yardimci olacagini söylüyor.

-Is dünyasinin etkisine iliskin kusaklarin görüsleri degisiyor

Son birkaç yilki global sonuçlara bakildiginda Y kusagindan “is dünyasinin toplum üzerinde çok veya oldukça pozitif bir etkisi oldugunu düsünüyorum” seklinde görüs belirten katilimcilarin azaldigi görülüyor. Bu rakam bu sene ilk kez yüzde 50'nin altina düserken 2017'den bu yana ise neredeyse 30 puan azaldi. Türkiye’deki katilimcilar için ise geçen sene bu oran yüzde 43 iken bu sene alti puan gerileyerek yüzde 37 olarak ortaya çikiyor.

Is sadakati ile ilgili global katilimci görüsleri incelendiginde her iki kusak katilimcilari da iki yil içerisinde mevcut islerinden ayrilmak ve degistirmek istediklerini belirtiyor. 2021’in oranlari yüzde 36 ve yüzde 53 olurken, 2020 ile karsilastirildiginda oranlarin az da olsa artmis oldugu görülüyor.

-Türkiye’de Y ve Z kusagi çevre ve iklim konularinda bilinçleniyor

Türkiye’den ankete katilan Y kusaginin yüzde 37'si, Z kusaginin yüzde 33’ü, salgindan sonra daha fazla insanin çevre ve iklim konularinda harekete geçmeye istekli olacagina inaniyor. Bu adimlar, geri dönüsümden toplu tasima kullaniminin artirilmasina, yeme ve alisveris aliskanliklarini degistirmeye kadar birçok konuyu kapsiyor. Global katilimcilarin tümü degerlendirildiginde ise; katilimcilarin dörtte birinden fazlasi, isletmelerin çevre üzerindeki etkisinin hem olumlu hem de olumsuz olarak satin alma kararlarini etkiledigini söylüyor.

Açiklamada görüslerine yer verilen Deloitte Türkiye Yetenek Lideri Gülfer Irmak, salginin baskin oldugu son bir yilda; özel hayatla birlikte, is hayatina dair ihtiyaç ve önceliklerin tamamen yeniden sekillendigi bir döneme taniklik edildigini belirterek, Ocak 2021 Davos Zirvesi’nde Deloitte Global CEO’su Punit Renjen’in taahhüt ettigi saglik ve zindelik konusunun Deloitte Türkiye’nin önceliklerinden biri oldugunu ifade etti.

Deloitte Türkiye Insan Kaynaklari Direktörü Sinem Tüzer ise iklim degisikligi ve çevreyi korumanin hem dünya hem Türkiye genelinde Y ve Z kusaginin ilk 3 endisesinden biri oldugunu vurguladi.

Salgin esnasinda görülen çevresel degisikliklerin, iklim degisikliginin tersine çevrilebilecegi konusunda, genç neslin iyimserligine dikkati çeken Tüzer, Deloitte Türkiye genelinde “Iklim Degisikligi” baslikli egitimin zorunlu olmasi gibi, bu alanda kurumlarin kararligini ortaya koyan somut hedeflerle ilerlemeleri gerektigini aktardi.
Kaynak: AA