ANALIZ - ABD-Çin Rekabetinde Istihbarat Cephesi De Kizisiyor

ABD ile Çin arasinda küresel ölçekte devam eden siyasi, askeri ve ekonomik rekabetin disinda istihbarat alaninda da ciddi bir mücadele yasaniyor. Çin’in artan siyasi ve ekonomik etkinligine paralel olarak istihbarî faaliyetlerinde de son yillarda ciddi bir hareketlenme de söz konusu ABD Istihbarat Toplulugu’nun en önemli yöneticileri, Çin’i ABD’ye yönelik yikici ve agresif istihbarî faaliyetler planlamakla itham ederken, FBI, Çin hükümetine yönelik her 10 saatte bir sorusturma baslatildigini belirtiyor Çin ile ABD arasindaki istihbarat alaninda yasanan rekabetin tek boyutlu olmadigi da oldukça açik. Bu çerçevede ABD’nin Çin’e yönelik agresif ve sofistike espiyonaj faaliyetleri sürdürmekte oldugunu veya gelecekte bu dogrultuda planlamalar yapip yürürlüge koyacagini tahmin etmek hiç de zor degil

ISTANBUL -ALI BURAK DARICILI- Çin ve Amerika Birlesik Devletleri (ABD) arasindaki küresel rekabetin giderek daha da belirgin bir hâl aldigi yadsinamaz bir gerçek. Hatta iki ülke arasindaki rekabetin olusturdugu gerginlik bazi analistlerce “yeni Soguk Savas” seklinde nitelendiriliyor.

Çin son yillarda dünyanin yükselen küresel gücü olma konumuna aslinda yeni ulasmadi. Bu yükselisin arkasinda yillardir süregelen bir hazirlik söz konusu. Soguk Savas sirasindaki ABD-Sovyetler Birligi rekabetinden istifade eden Çin, jeo-stratejik önemini kullanarak bir yandan nükleer güç haline geldi; öte yandan da ekonomik kalkinmasini saglayarak, küresel kapitalizmle uyumlu bir ekonomik model yaratti. 1990’lardan sonra ucuz is gücü ve üretim imkanlarini da kullanarak ekonomik bakimdan muazzam bir gelisim sagladi ve 2009’da ABD’den sonra dünyanin en büyük ikinci ekonomik gücü olmayi basardi.

Ekonomik büyüklügü su an için 16,6 trilyon dolar olan Çin’in, Kovid-19 krizinden de güçlenerek çikacagi ve 2028 yilinda ABD’yi geçerek dünyanin en büyük ekonomisi olacagi öngörülüyor. Öte yandan Çin, ekonomik kapasitesinin hizla artmasinin yani sira dis politikada da etkin olma gayretinde. Bu kapsamda Rusya ile birlikte Sanghay Isbirligi Örgütü (SIÖ) ve BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) gibi yapilara öncülük ediyor. Ayrica Kusak ve Yol Inisiyatifi, Asya Altyapi Yatirim Bankasi gibi küresel ölçekli projeleri de destekliyor. Askeri gücünü de sürekli gelistiren Çin’in, Tayvan özelinde yürüttügü tek Çin politikasi, Hong Kong kapsaminda Bati ile yasadigi gerginlik, Hindistan’la yasanan sinir çatismalari, Dogu Türkistan’da uyguladigi baskici politikalar, Tibet sorunu ile ilgili tutumu Bati’da, Çin’in gelecek dönemde daha saldirgan politikalar izleyebilecegi endisesine neden oluyor.

Çin’in küresel düzeyde rekabet halinde oldugu ABD’nin ise ekonomik büyüklügü 22 trilyon dolari geçmis durumda. ABD, ekonomik büyüklügü, askeri gücü, teknoloji üretme kapasitesi ve küresel düzeydeki kültürel hegemonyasi ile dünyanin hala en büyük gücü. Fakat ABD dünyanin en güçlü devleti olsa da esasen zayifliyor. Özellikle Kovid-19 krizinin ABD’yi hem ekonomik hem de toplumsal düzeyde ciddi derece sarstigi yadsinamaz bir gerçek. ABD resmi strateji belgelerinde sik sik hasim güç olarak hedef aldigi Çin ve Rusya’nin küresel etkileri olan faaliyetlerini engelleyemiyor; Iran’a ve Kuzey Kore’ye istediklerini dikte edemiyor; Venezuela ve Küba’daki süreçlere de kendi çikarlari dogrultusunda etki edebilmekten uzak.

- Çin istihbaratinin yükselisi

Yukarida ana hatlari çizilen ABD ve Çin rekabetinin bir baska boyutu da istihbarat alaninda yasaniyor. Bu çerçevede Çin’in artan siyasi ve ekonomik etkinligine paralel olarak istihbarî faaliyetlerinde de son yillarda ciddi bir hareketlenme de söz konusu.

Çin’in ABD’ye yönelik istihbari faaliyetleri için belirdigi strateji, genel bir ifadeyle iç güvenliginin ve istikrarinin korunmasi hususunda öncelikle savunma, ardindan özellikle etkili HUMINT (insana dayali istihbarat) ve siber espiyonaj operasyonlari dahilinde saldiri hedeflerine göre sekilleniyor.

Bu kapsamda Çin’in ABD’ye yönelik söz konusu stratejisinin temelde ekonomik, politik ve askeri hedeflerinin oldugu iddia edilebilir. Söz konusu hedefler ise temel olarak asagida belirtildigi sekilde siralanabilir:

• Ekonomik büyüme ve istikrarin saglanabilmesi için önemli etkiye sahip olan ve ABD’de gelistirilen yeni nesil teknolojilerin çesitli espiyonaj operasyonlari kapsaminda temin edilmesi.

• ABD merkezli planlamalarla olusturulabilecek toplumsal kalkismalarin engellenmesi ve Çin Komünist Partisi’nin ülke yönetimindeki etkinliginin sürdürülmesi hedefleri dogrultusunda, internetin denetlenmesi ve böylelikle de yerel muhalif hareketlerin kontrol edilmesi.

• ABD tarafindan desteklenebilecek algi yönetimi ve enformasyon savasi planlamalarina karsi tedbirler gelistirilmesi ve ülkenin iç islerini müdahaleye yönelik faaliyetlere karsi konulmasi.

• ABD istihbarat servislerinin Çin aleyhine planladigi espiyonaj faaliyetlerine karsi etkili bir kontr/espiyonaj yapilanmasinin tesis edilmesi.

- "Çin hükümetine her 10 saatte bir sorusturma açiliyor"

Bununla birlikte Çin’in istihbarat alaninda gelisen kapasitesi, ABD’nin istihbarat kurumlari tepe yöneticileri tarafindan medyaya verilen beyanatlarda sik sik gündeme de getirilmeye devam ediyor. Örnegin, ABD Senatosu Silahli Hizmetler Komitesinde Dünya Genelindeki Tehditler baslikli oturuma katilan ABD Ulusal Istihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines, Çin'in istihbarat ve askeri teknolojiler dahil pek çok alanda dikkati çeken adimlar attigina isaret ederek, “ABD istihbarat toplulugu olarak Pekin'le kendi alanlarindaki mücadeleyi kararli bir sekilde sürdürdüklerini, Çin’in kendisini yükselen, ABD'yi ise gerileyen bir güç olarak gördügünü ve bunu birçok Çinli yetkilinin açiklamalarinda görebildiklerini, Çin'in savasa girmek gibi bir niyetinin olmadigini düsündügünü ancak buna karsin Pekin'in süreci sifir toplamli bir oyun olarak okudugunu ve bu baglamda ABD'yi her alanda bir tehdit olarak degerlendirdigini” belirtmisti. New York Times

Çin’le ilgili bir dikkat çekici açiklama da ABD Baskani Joe Biden'in kisa bir süre önce Amerikan Merkezi Istihbarat Teskilati (CIA) baskanligi görevine atadigi William Burns’ten geldi. Çin’i geriletilmesi gereken bir güç olarak tanimlayan Burns, Amerikan istihbaratinin önündeki en önemli sinamanin da Çin oldugunu söylüyor. Çin'in çetin ve otoriter bir hasim oldugunu, Pekin'in ABD’ye yönelik teknoloji casuslugu faaliyetlerini güçlendirdigini ve dahasi ABD içinde nüfuzunu artirdigini ifade eden Burns, ayrica kendi yönetiminde CIA’in en önemli görevlerinden birinin Çin'i rekabet disi birakmak olacagini, bunun ABD’nin ulusal güvenliginin anahtari oldugunu ve bu hedef dogrultusunda CIA olarak uzun vadeli, keskin gözlü, partiler üstü bir strateji gelistireceklerini dile getirdi.

Bu hususta en çarpici açiklamalardan biri de Çin’in ABD’ye yönelik dozu giderek artan espiyonaj kapasitesini istatistiki verilerle paylasan Federal Sorusturma Bürosu (FBI) Baskani Christopher Wray’den geldi. Çin hükümetine yönelik her 10 saatte bir sorusturma baslatildigini belirten Wray, FBI’in Çin’in ABD’ye yönelik espiyonaj faaliyetleri kapsaminda 2021 Nisan itibariyle 2 binden fazla sorusturma yürüttüklerini belirterek, ABD'nin ekonomik güvenligine ve demokratik ideallerine karsi hiçbir ülkenin Çin'den daha fazla tehdit olusturmadigini savunuyor. Wray ayrica, Çin hükümetinin yurtdisinda yasayan Çin kökenli kisileri tehdit, taciz ve santaj araci olarak kullandigini, bu kapsamda ABD topraklarinda yasadisi güvenlik takibi yaptigini belirtiyor.

Iki ülke arasinda devam eden istihbarat savasinin kazandigi boyutlar uluslararasi basina da yansimisti. New York Times, Foreign Policy gibi ABD basinin önde gelen platformlarinda Çin’de çok sayida CIA ajaninin desifre edilip infaz edildigi ve dahasi Pekin yönetiminin ABD istihbaratinin içine sizdirdigi köstebek araciligiyla, CIA'in özel iletisim sistemini desifre ettigi iddia edilmisti.enformasyon

Görüldügü üzere ABD Istihbarat Toplulugu’nun en önemli yöneticileri, Çin’i ABD’ye yönelik yikici ve agresif istihbarî faaliyetler planlamakla itham ediyor ve bu konuda Çin’i açikça suçluyor. Öte yandan Çin de ABD’li yetkililerin söz konusu açiklamalarini sik sik yalanliyor ve “paranoya” seklinde niteliyor. Bununla birlikte, Çin ile ABD arasindai istihbarat alaninda yasanan rekabetin tek boyutlu olmadigi da oldukça açik. Bu çerçevede ABD’nin Çin’e yönelik agresif ve sofistike espiyonaj faaliyetleri sürdürmekte oldugunu veya gelecekte bu dogrultuda planlamalar yapip yürürlüge koyacagini tahmin etmek hiç de zor degil.

[Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Bölümü Ögretim Üyesi olan Doç. Dr. Ali Burak Daricili çalismalarini istihbarat, siber güvenlik, terörizm ve teknoloji-güvenlik etkilesimi alanlarinda sürdürmektedir]

New York Times https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-ulusal-istihbarat-direktoru-haines-cin-abdyi-gerileyen-bir-guc-olarak-goruyor/2224909

enformasyon https://www.nytimes.com/2017/05/20/world/asia/china-cia-spies-espionage.html

Hindistan https://foreignpolicy.com/2018/08/15/botched-cia-communications-system-helped-blow-cover-chinese-agents-intelligence/
Kaynak: AA