Hayatini Ahsap Oymaciligina Adadi

Erzurumlu saz ustasi, ayni zamanda da sarki sözü yazip besteleyen Kemal Yabancioglu agaç isleme sanatinin giderek kaybolmaya yüz tuttugunu söyledi.

Hayatini Ahsap Oymaciligina Adadi
Kemal Yabancioglu 1950 yilinda Erzurum’un Kahramanlar Mahallesinde dünyaya geldi. Yoksullukla büyüyen Kemal Yabancioglu ortaokulu bile zor bitirdi. Yabancioglu hayat sartlarindan dolayi küçük yasta çalismaya mecbur kaldi.

Küçük yaslardan itibaren saza hevesli olan bunu hayati boyunca da sürdürmeye çalisan Kemal Yabancioglu agaç isleme sanatina gönül verdi. Yakutiye Kent Merkezinde bulunan küçük isyerinde agaç isleme sanatiyla ugrasan Yabancioglu saz tamiri yapiyor, agaç oymaciligi ile birbirinden güzel maketlere imza atiyor.

Agaç isleme sanatinin yani sira duygularini söze döküp beste yapan sonra da yazdigi eseri sarki sözüne döken Kemal Yabancioglu, kaybolmaya yüz tutmus sanatlarin yasatilmasini istiyor.

Kemal Yabancioglu hayatini söyle anlatti: “Ben Erzurumluyum eski Karaz yeni adi Kahramanlar köyünde dünyaya gelmisim. Annem ve babam 1950 yilinda köyden çikarak sehir hayatina baslamislar ve ben de sehirli olarak sehirde dogmusum. Kendi hayatimi bir yön vermek benim hayatim oldu. Kendimi el sanatlarina ve müzige verdim. Rahmetli babam o dönemlerde marangoz isiyle ugrasiyormus, hani derler ya o dönemlerde el sanatlari ile ugrasan sanatçilar agaçtan adam yapar tabirini kullanirlarmis, babam da öyle bir adamdi. O dönem Sanat okullari vardi ancak orta bölümünü okuyabildim. O dönemlerde yaramazlik yapardik onun acisini yillar sonra çeker oldum ve çevrem yüzünden okuyamadim. Sanat okulunun marangoz bölümündeydim. O dönemin hocalari bizlere agaç islemesi olarak insanlarin oturacagi banklari yaptirirlardi. Evlerde dekor olarak kullanilan agaçtan kutu veya sanduka yaptirirlardi. Ister istemez bende el sanatlarina git gide asina olmaya basladim. Zaman içerisinde kendimi gelistirmeye çalistim ve el sanatlarina olan duygularimi gelistirmeye basladim, maket yapiyorum, maket yapmanin yani sira baska bir hobim olan müzikle ugrasmaya basladim. Gördügünüz gibi küçük bir mekan içerisinde müzik yapmaya da çalisiyorum. Küçük dükanimin kapilari herkese açiktir. Baglamayi atölyem olsa sifirdan yaparim fakat atölyem olmadigi için yapamiyorum. Yerimin küçük olmasiyla tamir islerini yapmaya çalisiyorum. Sazin tel degisimi ve perde baglamalarini yapmaya çalisiyorum. Ögrencilerim var, onlar bana gelerek baglama dersi aliyorlar.”

Sanatinin kaybolmaya yüz tuttugunu bunun da kendisini üzdügünü söyleyen Yabancioglu, “Memleket olarak el sanatlarina olan ilgi artik gün gittikçe kaybolmaya yüz tutuyor. Saz veya baglama isini yapan artik bir elin parmaklarini geçmeyecek kadar azalmis durumda, el sanatlarina ilgi doguya nazaran çok fazla, el sanatlarinin yani sira müzik isiyle de ugrasmaya basladim.

Eskiden ev reisleri çocuklarini sanatkarlarin yanina çalismalari ve bir seyler ögrenmeleri için çirak olarak verirlerdi, simdi ki zamanda ise veli çocugunu getirdigi zaman sanat ögrensin diye degil de benim çocuguma ne kadar ücret vereceksin derdine düsüldü. Bu öyle bir sey ki sanat ancak çalismayla olur, ücret çok sonra konusulacak bir konu, ama maalesef durum öyle olmayinca da çirak yetismiyor. Önceleri bir veli çocugunu sanat ögrenmesi için getirdigi zaman eti senin kemigi benim diye verilirdi, simdilerde artik yok, ben 3 yil 4 ay çiraklik yaptim ve gittigim her gün için de para falan da almadim. Ustamiz ancak hafta sonlari harçlik verirdi o kadar, sanatin kaybolmasi iste bu yüzden, alttan gelen çirak yetismeyince hangi meslek grubu olursa olsun bir süre sonra kayboluyor. Erzurum’a özgü halk dilinde fayton denir onlardan maket olarak yaptim, yine köylerde eski ismi öküz arabasi yeni adiyla kagni yapardim. Çocuklukta yasayamadiklarimi simdi sanata dökmeye çalisiyorum ama bir yandan da yasta ilerledi, bos kaldigim için strese giriyorum en iyi sanatla ugrasmak bende bunu yapmaya çalisiyorum” seklinde konustu.

Kemal Yabancioglu’nun beste yapilmis siiri söyle:

“Yarim sana yaptirayim,

Gümüsten kasik,

Üstüne yazdirayim anam,

Bu bana asik,

Ne güzel oglan, boynuma dolan,

Yarim sana yaptirayim,

Gümüsten baston,

Üstüne yazdirayim anam,

Bu bunun dostu,

Yarim sana yaptirayim,

Gümüs karyola,

Üstüne yazdirayim anam,

Yat doya doya”

Bu eserin öyküsü, evde oturuyoruz, eskiden kasiklar sari olur yani mise benzerdi hanim bana dedi ki bu kasik nasil da altina benziyor, aklima siir yazmak geldi, bu siiri yazmam o zaman askerden yeni gelmisim 1972 yillara denk geliyor. Siir ve el sanatlari ile ugrasmamin yani sira Erzurum fikralari ile de ilgileniyorum” dedi.

Kemal Yabancioglu’nun bestesi ve sözleri kendisine ait eseri yöresel sanatçilardan Fikret Simsek ve ekibi tarafindan seslendirildi.
Kaynak: İHA