Yeditepe'den 'Dünya Anestezi Günü' Açiklamasi
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmani ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Dernegi Merkez Sube Baskani Prof. Dr. Hatice Türe: 'Ameliyat olacak tüm hastalar, agri çekmek istemiyor, agriyan yerimizi tedavi ettirmek için hepimiz ugrasiyoruz. Hekimler de, hastalarinin agrilarini tedavi edebilmek için yeni ilaçlar kullaniyor, yeni teknikler hatta yeni ameliyatlar gelistiriyor'
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmani ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Dernegi Merkez Sube Baskani Prof. Dr. Hatice Türe, “Cerrahi gelismeler hiç süphe yok ki insan ömrünün uzamasindaki en önemli etkenlerden biri. Ancak cerrahinin ve yogun bakimin gizli kahramanlari olan anestezi uzmanlari ve anestezi olmasaydi bugün cerrahi de olmazdi.” ifadelerini kullandi.
Yeditepe Üniversitesi’nden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Prof. Dr. Hatice Türe, “Dünya Anestezi Günü” nün saglik hizmeti alan, ameliyat olan, yogun bakima; o, ya da bu sekilde yolu düsen, agrisina derman arayan her insani ilgilendirdigini söyledi.
Türe, bir insanin ameliyat olabilmesi için ilk ve temel sartin “ameliyatta agri duymamasi” oldugunu belirterek, “Ameliyat olsun olmasin, 'agri' insanin var olusundan beri mücadele ettigi önemli bir problemdir. Her ne kadar Hipokrat’a mal edilmis olsa da, anonim bir deyim olan 'Agriyi dindirmek, Tanri sanatidir' kosulu günümüzde de geçerliligini korumakta. Ameliyat olacak tüm hastalar, agri çekmek istemiyor, agriyan yerimizi tedavi ettirmek için hepimiz ugrasiyoruz. Hekimler de, hastalarinin agrilarini tedavi edebilmek için yeni ilaçlar kullaniyor, yeni teknikler hatta yeni ameliyatlar gelistiriyor.” ifadelerini kullandi.
Modern anestezinin son 30 yil içinde çok büyük ilerleme kaydettigini söyleyen Türe, “Ameliyatlarin tarihi çok eskilere dayansa da modern anlamda ilaçlarin kullanilarak agrisiz ameliyatin mümkün olmasi ve bu isin organize sekilde yapilmasinin tarihi 1846 yilina dayaniyor. Dünyadaki ilk modern anestezinin 16 Ekim 1846 tarihinde, Harvard’da genç bir hastaya, boynundaki tümör çikarilirken anestezi için uyutucu ilaç veriliyor, hasta uyandiginda hiçbir sey hatirlamiyor ve cerrah bunun mucize oldugunu söylüyor. Gerçekten mucize çünkü o tarihe dek hastalar, ameliyatta agri çekerek, canli canli ameliyat ediliyorlarmis. Bir insanin canli canli; elleri- kollari baglanarak kesilip biçilmesi; ameliyat olan için de ameliyat eden için de korkunç olsa gerek.” degerlendirmesinde bulundu.
- "Uzmanlar hastanin agrisini dindirmekten çok daha fazlasini yapiyor"
Türe, bugün tüm dünyada ve ülkemizde ameliyat sirasinda agri çekmemize izin vermeyen, hepimize anestezi veren Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarinin hastanin agrisini dindirmekten çok daha fazlasini yaptigini ifade etti.
Anestezinin kelime olarak agrisizlik ya da duyusuzluk anlamina geldigini aktaran Türe, sunlari kaydetti:
“Ama anesteziyoloji ve reanimasyon uzmani hekimler, ameliyatta yalnizca hastanin agrisini dindirmez. Çünkü, günümüzde güvenli ameliyat için, agriyi dindirmekten çok daha fazlasini yapmak gerekir. Hastanin tüm yasamsal faaliyetlerinin bir bütün olarak dengede tutmak ve bu dengeyi sürdürmek sarttir. Örnegin; yeterli miktarda nefes almamiz, kalbinizin vücudumuza yeterli miktarda ve tazyikte kan pompalamasi, böbreklerimizin düzenli olarak kanimizi temizlemesi gibi birçok islevin ayni anda ve birbiri ile ahenk içinde sürmesi gerekir.
Iste Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlari tam da bu noktada, cerrahin hastayi ameliyat edebilmesi için, hastanin bütün organlarinin çalisma düzenini takip ve gereginde de tedavi eder. Bu grup hekimler ameliyathanede hastalara anestezi verip, ameliyat olmalarini saglarken, yogun bakimda hastalari hayata döndürmek için reanimasyon hizmetini de gerçeklestirir. Yeniden canlandirma anlamina gelen 'reanimasyon', ameliyathanede ve yogun bakimda uyutup-uyandirma, ya da öle yazarken yeniden hayata döndürme islerinin hepsini kapsar. Agri kliniklerinde yapilan agri tedavileri de bu gelismelerin parçasidir.”
Türe, tüm bu öneminden dolayi “Dünya Anestezi Günü” nün Anesteziyoloji ve Reanimasyon camiasinin yaninda saglik hizmeti alan, ameliyat olan, yogun bakima; o, ya da bu sekilde yolu düsen, agrisina derman arayan her insani ilgilendirdigini ifade etti.
Kaynak: AA
Yeditepe Üniversitesi’nden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Prof. Dr. Hatice Türe, “Dünya Anestezi Günü” nün saglik hizmeti alan, ameliyat olan, yogun bakima; o, ya da bu sekilde yolu düsen, agrisina derman arayan her insani ilgilendirdigini söyledi.
Türe, bir insanin ameliyat olabilmesi için ilk ve temel sartin “ameliyatta agri duymamasi” oldugunu belirterek, “Ameliyat olsun olmasin, 'agri' insanin var olusundan beri mücadele ettigi önemli bir problemdir. Her ne kadar Hipokrat’a mal edilmis olsa da, anonim bir deyim olan 'Agriyi dindirmek, Tanri sanatidir' kosulu günümüzde de geçerliligini korumakta. Ameliyat olacak tüm hastalar, agri çekmek istemiyor, agriyan yerimizi tedavi ettirmek için hepimiz ugrasiyoruz. Hekimler de, hastalarinin agrilarini tedavi edebilmek için yeni ilaçlar kullaniyor, yeni teknikler hatta yeni ameliyatlar gelistiriyor.” ifadelerini kullandi.
Modern anestezinin son 30 yil içinde çok büyük ilerleme kaydettigini söyleyen Türe, “Ameliyatlarin tarihi çok eskilere dayansa da modern anlamda ilaçlarin kullanilarak agrisiz ameliyatin mümkün olmasi ve bu isin organize sekilde yapilmasinin tarihi 1846 yilina dayaniyor. Dünyadaki ilk modern anestezinin 16 Ekim 1846 tarihinde, Harvard’da genç bir hastaya, boynundaki tümör çikarilirken anestezi için uyutucu ilaç veriliyor, hasta uyandiginda hiçbir sey hatirlamiyor ve cerrah bunun mucize oldugunu söylüyor. Gerçekten mucize çünkü o tarihe dek hastalar, ameliyatta agri çekerek, canli canli ameliyat ediliyorlarmis. Bir insanin canli canli; elleri- kollari baglanarak kesilip biçilmesi; ameliyat olan için de ameliyat eden için de korkunç olsa gerek.” degerlendirmesinde bulundu.
- "Uzmanlar hastanin agrisini dindirmekten çok daha fazlasini yapiyor"
Türe, bugün tüm dünyada ve ülkemizde ameliyat sirasinda agri çekmemize izin vermeyen, hepimize anestezi veren Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarinin hastanin agrisini dindirmekten çok daha fazlasini yaptigini ifade etti.
Anestezinin kelime olarak agrisizlik ya da duyusuzluk anlamina geldigini aktaran Türe, sunlari kaydetti:
“Ama anesteziyoloji ve reanimasyon uzmani hekimler, ameliyatta yalnizca hastanin agrisini dindirmez. Çünkü, günümüzde güvenli ameliyat için, agriyi dindirmekten çok daha fazlasini yapmak gerekir. Hastanin tüm yasamsal faaliyetlerinin bir bütün olarak dengede tutmak ve bu dengeyi sürdürmek sarttir. Örnegin; yeterli miktarda nefes almamiz, kalbinizin vücudumuza yeterli miktarda ve tazyikte kan pompalamasi, böbreklerimizin düzenli olarak kanimizi temizlemesi gibi birçok islevin ayni anda ve birbiri ile ahenk içinde sürmesi gerekir.
Iste Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlari tam da bu noktada, cerrahin hastayi ameliyat edebilmesi için, hastanin bütün organlarinin çalisma düzenini takip ve gereginde de tedavi eder. Bu grup hekimler ameliyathanede hastalara anestezi verip, ameliyat olmalarini saglarken, yogun bakimda hastalari hayata döndürmek için reanimasyon hizmetini de gerçeklestirir. Yeniden canlandirma anlamina gelen 'reanimasyon', ameliyathanede ve yogun bakimda uyutup-uyandirma, ya da öle yazarken yeniden hayata döndürme islerinin hepsini kapsar. Agri kliniklerinde yapilan agri tedavileri de bu gelismelerin parçasidir.”
Türe, tüm bu öneminden dolayi “Dünya Anestezi Günü” nün Anesteziyoloji ve Reanimasyon camiasinin yaninda saglik hizmeti alan, ameliyat olan, yogun bakima; o, ya da bu sekilde yolu düsen, agrisina derman arayan her insani ilgilendirdigini ifade etti.