Şehit MİT'çi davası iddianamesinde dikkat çeken dezanformasyon detayı! İhanette yine aynı yöntem...

Şehit MİT mensubu ve cenazesine katılan meslektaşlarının kimlikleri ve faaliyetlerinin ifşa edilmesiyle ilgili davanın iddianamesindeki önemli ayrıntılar ortaya çıktı. İddianamede soruşturma sürecine zarar vermek amacıyla dezenformasyon yapıldığı belirtilerek, bu konuyla ilgili ayrıca soruşturma yürütüldüğü bildirildi.

Şehit MİT'çi davası iddianamesinde dikkat çeken dezanformasyon detayı! İhanette yine aynı yöntem...
Şehit MİT'çi davası iddianamesinde dikkat çeken dezanformasyon detayı! İhanette yine aynı yöntem...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Libya'da görev yaparken şehit olan MİT mensubu ve cenazesine katılan meslektaşları ile faaliyetlerinin ifşa edilmesiyle ilgili MİT Başkanlığı'nın suç duyurusu üzerine soruşturma yaptı. Başsavcılığın 23 Nisan'da açtığı davada firari olan Birgün Gazetesi Yazarı Erk Acarer, tutuklu bulunan Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Terkoğlu, Haber Müdürü Barış Pehlivan, Muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Aydın Keser'in de aralarında olduğu toplam 8 şüpheli hakkında dava açıldı.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi bugün dosyanın tensibini yaparak, duruşma tarihini 24 Haziran olarak belirledi. Tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına, firari şüpheli Acarer hakkında ise yakalama emri çıkartılmasına karar verildi.

SORUŞTURMA İÇİN DE DEZANFORMASYON FAALİYETİ YÜRÜTÜLDÜ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, dava konusu olayın anlatımıyla başlıyor. Dava konusu olayda FETÖ'nün MİT TIR'ları kumpası ile aynı yöntemin izlendiğine dikkat çekilerek, şüphelilerin eylemi 'organize bir şekilde gerçekleştirdikleri' belirtiliyor. Şüphelilerin eylemiyle Türkiye'nin dış ve iç siyasal yararları ile güvenliğinin hedef alındığı değerlendirilmesi yapılıyor. MİT Başkanlığı'nın suç duyurusuna da yer verilen iddianamede, soruşturma sürecinde yürütülen dezenformasyon faaliyetleri başlığı da yer alıyor.

Şüpheli Barış Pehlivan'ın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde 6 Mart tarihinde darp edildiğine ilişkin gerçek dışı haberler yapıldığı belirtilen iddianamede, Silivri ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerekli araştırma ve idari soruşturmalar yapıldığı bildirildi. Bu kapsamda tüm kamera kayıtlarının incelendiği, haberlerin gerçek dışı olduğunun anlaşıldığı ve bir basın açıklaması yapıldığı aktarılıyor.

Barış Pehlivan'ın darp edildiğine ilişkin soyut iddiası dışında herhangi bir delil bulunmadığının bildirildiği iddianamede, adli hekim raporları, kamera görüntüleri ve tanık beyanlarının da Pehlivan'ın darp edilmediğini gösterdiğne,, bu nedenle 23 Mart tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği yer alıyor.

SAHTE SORGU TUTANAĞINA SAHTECİLİK SORUŞTURMASI

Tutuklu şüpheli Murat Ağırel'ın İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nce serbest bırakıldığı şeklinde bazı yayın organlarında yalan haberler yapıldığı belirtilen iddianamede, sahte olarak düzenlenen sorgu tutanağının sosyal medyada dolaşıma sokulduğu bildirildi. Söz konusu sahte sorgu tutanağını düzenleyenler, kullananlar ve yayanlar hakkında sahtecilik suçundan ayrıca soruşturma başlatıldığı da iddianamede aktarıldı.

Şüpheliler hakkında, TCK 329/1 ve MİT Kanunu 27'nci maddelerinde yeralan 'Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama, istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek' suçlarından yargılama yapılacak. TCK 329'ncu maddesinde 'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir', MİT Kanunu 27'nci maddesinde ise 'MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir' düzenlemesi yer alıyor.