Sözen'den Güvenlik Korucularının Özlük Haklarına İlişkin Açıklama
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, görev ve sorumluluklarının artmasına rağmen haklarında beklentileri çerçevesinde iyileştirmelerin yapılmadığını söyledi.
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, ilk defa 26 Mart 1985 tarihinde 442 sayılı Köy Kanununun 74. maddesinde yapılan değişiklikle geçici köy koruculuğu adında kurulan koruculuk sisteminin, günümüzde güvenlik korucuları olarak varlığını devam ettirdiğini söyledi.
Sözen, “PKK terör örgütünün sürekli köylerde sivil ve savunmasız vatandaşlarımıza yönelik baskı, şiddet ve katliamlar yapmasından dolayı kendi köylerini korumak üzere hasıl olan sistem zamanla köylerimizin dışında görevler, operasyonel faaliyetler, kamuya ve yarı özerk tesisler, işletmeler, lojmanlar, kamunun ihale ettiği ve özel firmalar tarafından yapılan işler, kara, demir yolu yol ağlarının güvenliği, hava alanlarının çevre koruması, barajların ve enerji santrallerinin Güvenliği, okullar ve kamuya ait binalar, lojmanlar Güvenlik korucularımız tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca Sur, Nusaybin, Cizre, Yüksekova gibi yerlerde başlatılan hendek ve çukur operasyonlarında güvenlik korucularımız aktif şekilde görev almışlardır. Yurtiçi görevlerinin yanı sıra yurt dışında Zeytin Dalı harekatı, Fırat Kalkanı harekatı ve Kuzey Irak’ta PKK kamplarına yönelik yapılan geçmişten günümüze kadar bütün operasyonlarda korucularımız aktif görevler üstlenmişlerdir. Bütün bunları bir arada değerlendirdiğimizde koruculuk sisteminin 1985 yılında kurulan ve sadece kendi köylerini kendi ailelerini korumaya yönelik başlatılan uygulamayla geldiğimiz noktada şu anda devam eden uygulamanın hiçbir benzerlik göstermediğine net bir şekilde şahit oluyoruz. Görev ve sorumluluğumuz artmasına rağmen haklarımızda beklentimiz çerçevesinde iyileştirmeler yapılamamıştır. Eskiden korucularımız kendi köylerini korumanın yanında köylerinde gündelik olarak hayvancılık tarım ve köy işlerini yapabiliyorken, şu an hiç bir ek iş yapmamaktadırlar. Bütün bu gerçekler ışığında geçici bir süreliğine getirilen bu sistemin geldiğimiz noktada kalıcı bir hale gelmesine rağmen korucuların henüz 442 sayılı Köy Kanununa göre çalıştırılması korucularımızın kendilerine ait bir kanunlarının olmaması görev tanımlarının net bir şekilde belirlenmemesi, özlük hakları ve sosyal güvence bakımından net bir çerçeveye yerleştirilmemeleri, güvenlik korucularımızı ekonomik sosyal ve özlük hakları bakımından son derece geride bırakmıştır” dedi.
“Çarşı ve mahalle bekçisi statüsüne kavuşmak istiyoruz”
Son günlerde asker sayılarının azalmasıyla beraber Doğu ve Güneydoğu’da jandarma karakollarında er ve erbaşların tamamına yakınının terhis olmasından dolayı jandarma karakollarının güvenliği korunmasının tamamen güvenlik korucularına geçtiğini kaydeden Sözen, şöyle devam etti:
“Bu da gösteriyor ki güvenlik korucularımız artık 7 gün 24 saat sistemine göre gece gündüz demeden çalışmaktadırlar. Şu anda Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik güçleri arasında en fazla çalışan birim güvenlik korucularımız olmasına rağmen hala asgari ücret düzeyinde maaş almaları yarım yamalak bir sosyal güvenlik birimine tabi tutulmaları özlük hakları bakımından geri kalmaları asla kabul edilemez. Korucularımız asla bu şartlara hak etmemektedirler. Korucularımız bu şartlarda ailelerini geçindirememekte, çocuklarını okumamakta ve sefalet içinde yaşamaktadırlar. Bizim devlet büyüklerimizden korucularımızın hamisi, sahibi ve babası konumunda olan Cumhurbaşkanımızdan ve İçişleri Bakanımızdan beklentilerimizi karşılamalarını özellikle rica ediyoruz. Koruculuk sistemi bu yapısıyla tıkanma noktasına gelmiştir. Bizler yeni korucu kanununun çıkarılmasını görev ve sorumluk alanlarımızın yeniden belirlenmesini memurların tabi olduğu emeklilik sistemine dahil edilmemizi devlet büyüklerimizden özellikle rica ediyoruz. Bizler şu an Emniyet Genel Müdürlüğü emrinde çalışan çarşı ve mahalle bekçisi statüsüne kavuşmak istiyoruz. Çarşı ve mahalle bekçilerinin statüsünün korucularda da kır bekçisi olarak uygulanmasını Jandarmanın emir ve komutası altında çalışmalarını istiyoruz. Güvenlik korucularımızın maaş özlük hakları ve sosyal güvence anlamında çarşı ve mahalle bekçileri ile aynı haklara Kavuşturulmasını özellikle rica ediyoruz. Güvenlik korucusu ve gönüllü güvenlik korucusu camiası olarak 35 yılda bin 823 şehit 2 bin 267 gazi veren bir camia olarak en zor ve en zahmetli dönemde her zaman devletimizin yanında milletimizin emrinde olmuşuz. Zor zahmetli ve meşakkatli dönemlerde devletinin yanında milletinin emrinde olan bu camiaya devlet büyüklerimizin vefa örneği göstererek haklarımızı en kısa zamanda vereceklerine olan inancımız tamdır. Bu bağlamda şimdiye kadar korucularımızın özlük hakları ile ilgili yaptıkları iyileştirmelerden ve bundan sonra yapacakları iyileştirme ve desteklerden dolayı başta Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Bakanımıza ve emeği geçen devlet büyüklerimize teşekkür ediyoruz.”
Kaynak: İHA
Sözen, “PKK terör örgütünün sürekli köylerde sivil ve savunmasız vatandaşlarımıza yönelik baskı, şiddet ve katliamlar yapmasından dolayı kendi köylerini korumak üzere hasıl olan sistem zamanla köylerimizin dışında görevler, operasyonel faaliyetler, kamuya ve yarı özerk tesisler, işletmeler, lojmanlar, kamunun ihale ettiği ve özel firmalar tarafından yapılan işler, kara, demir yolu yol ağlarının güvenliği, hava alanlarının çevre koruması, barajların ve enerji santrallerinin Güvenliği, okullar ve kamuya ait binalar, lojmanlar Güvenlik korucularımız tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca Sur, Nusaybin, Cizre, Yüksekova gibi yerlerde başlatılan hendek ve çukur operasyonlarında güvenlik korucularımız aktif şekilde görev almışlardır. Yurtiçi görevlerinin yanı sıra yurt dışında Zeytin Dalı harekatı, Fırat Kalkanı harekatı ve Kuzey Irak’ta PKK kamplarına yönelik yapılan geçmişten günümüze kadar bütün operasyonlarda korucularımız aktif görevler üstlenmişlerdir. Bütün bunları bir arada değerlendirdiğimizde koruculuk sisteminin 1985 yılında kurulan ve sadece kendi köylerini kendi ailelerini korumaya yönelik başlatılan uygulamayla geldiğimiz noktada şu anda devam eden uygulamanın hiçbir benzerlik göstermediğine net bir şekilde şahit oluyoruz. Görev ve sorumluluğumuz artmasına rağmen haklarımızda beklentimiz çerçevesinde iyileştirmeler yapılamamıştır. Eskiden korucularımız kendi köylerini korumanın yanında köylerinde gündelik olarak hayvancılık tarım ve köy işlerini yapabiliyorken, şu an hiç bir ek iş yapmamaktadırlar. Bütün bu gerçekler ışığında geçici bir süreliğine getirilen bu sistemin geldiğimiz noktada kalıcı bir hale gelmesine rağmen korucuların henüz 442 sayılı Köy Kanununa göre çalıştırılması korucularımızın kendilerine ait bir kanunlarının olmaması görev tanımlarının net bir şekilde belirlenmemesi, özlük hakları ve sosyal güvence bakımından net bir çerçeveye yerleştirilmemeleri, güvenlik korucularımızı ekonomik sosyal ve özlük hakları bakımından son derece geride bırakmıştır” dedi.
“Çarşı ve mahalle bekçisi statüsüne kavuşmak istiyoruz”
Son günlerde asker sayılarının azalmasıyla beraber Doğu ve Güneydoğu’da jandarma karakollarında er ve erbaşların tamamına yakınının terhis olmasından dolayı jandarma karakollarının güvenliği korunmasının tamamen güvenlik korucularına geçtiğini kaydeden Sözen, şöyle devam etti:
“Bu da gösteriyor ki güvenlik korucularımız artık 7 gün 24 saat sistemine göre gece gündüz demeden çalışmaktadırlar. Şu anda Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik güçleri arasında en fazla çalışan birim güvenlik korucularımız olmasına rağmen hala asgari ücret düzeyinde maaş almaları yarım yamalak bir sosyal güvenlik birimine tabi tutulmaları özlük hakları bakımından geri kalmaları asla kabul edilemez. Korucularımız asla bu şartlara hak etmemektedirler. Korucularımız bu şartlarda ailelerini geçindirememekte, çocuklarını okumamakta ve sefalet içinde yaşamaktadırlar. Bizim devlet büyüklerimizden korucularımızın hamisi, sahibi ve babası konumunda olan Cumhurbaşkanımızdan ve İçişleri Bakanımızdan beklentilerimizi karşılamalarını özellikle rica ediyoruz. Koruculuk sistemi bu yapısıyla tıkanma noktasına gelmiştir. Bizler yeni korucu kanununun çıkarılmasını görev ve sorumluk alanlarımızın yeniden belirlenmesini memurların tabi olduğu emeklilik sistemine dahil edilmemizi devlet büyüklerimizden özellikle rica ediyoruz. Bizler şu an Emniyet Genel Müdürlüğü emrinde çalışan çarşı ve mahalle bekçisi statüsüne kavuşmak istiyoruz. Çarşı ve mahalle bekçilerinin statüsünün korucularda da kır bekçisi olarak uygulanmasını Jandarmanın emir ve komutası altında çalışmalarını istiyoruz. Güvenlik korucularımızın maaş özlük hakları ve sosyal güvence anlamında çarşı ve mahalle bekçileri ile aynı haklara Kavuşturulmasını özellikle rica ediyoruz. Güvenlik korucusu ve gönüllü güvenlik korucusu camiası olarak 35 yılda bin 823 şehit 2 bin 267 gazi veren bir camia olarak en zor ve en zahmetli dönemde her zaman devletimizin yanında milletimizin emrinde olmuşuz. Zor zahmetli ve meşakkatli dönemlerde devletinin yanında milletinin emrinde olan bu camiaya devlet büyüklerimizin vefa örneği göstererek haklarımızı en kısa zamanda vereceklerine olan inancımız tamdır. Bu bağlamda şimdiye kadar korucularımızın özlük hakları ile ilgili yaptıkları iyileştirmelerden ve bundan sonra yapacakları iyileştirme ve desteklerden dolayı başta Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Bakanımıza ve emeği geçen devlet büyüklerimize teşekkür ediyoruz.”