Türk Kızılayının Şefkat Eli Yaşlıların Yüzünü Güldürüyor
Düzce'nin Akçakoca ilçesindeki Yaşlılar Konukevinin 42 sakini, Türk Kızılayının şefkatli kolları arasında ikinci baharlarını yaşıyor Konukevi müdürü Mustafa Çakır: 'Onlar bizim ailemiz. Doktorun yanına da birlikte gidiyoruz, gece hastanede kalacaksa yine onunla kalıyoruz. Bundan sonraki hayatında Türk Kızılayı olarak biz her anında varız. Gülerken de, ağlarken de hastalığında, sağlığında da yanındayız' Konukevi sakini Ahmet Karalar: 'Deprem, savaş ne olursa olsun Kızılay gidiyor, çadır kuruyor, çorba veriyor. Allah bin kere razı olsun Kızılay'dan. Kızılay bize kucağını açtı, annemiz, babamız oldu, başka güvencemiz yok'
ÖMER ÜRER - Akçakoca Yaşlılar Konukevinin 42 sakini, Türk Kızılayının şefkatli kolları arasında ikinci baharlarını yaşıyor.
Osmaniye Mahallesi'nde 1980'de bir hayırsever tarafından bağışlanan arsa üzerine inşa edilen konukevi, sakinlerine aile ortamının sıcaklığı ve huzurunu yaşatıyor.
18-24 Mart Yaşlılar Haftası dolayısıyla kapılarını açan Kızılay Akçakoca Yaşlılar Konukevi sakinleri, ziyaretçilerini çikolatalarla karşılıyor. Konukevi sakinlerinin anıları, ilginç ve başarılarla dolu hayat hikayelerinin korunduğu arşiv niteliği taşıyor.
- "Onlar bizim ailemiz"
Konukevi müdürü Mustafa Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1980 yılından bu yana hizmet verdiklerini ve konuklarını burada misafir olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'nin 81 ilinden misafirleri olduğunu belirten Çakır, "42 yaşlımız var burada, mevcut kapasitemiz 110'dur. Burada kış aylarını geçiren, yazın evine dönen misafirlerimiz var. Tüm hayatını burada geçirenler de var." dedi.
Konukevinde sadece yemek takibi ve normal ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra aktif yaşlılıkla ilgili çalışmalar da yaptıklarını anlatan Çakır, şöyle konuştu:
"Ahşap boyama, resim çalışmaları ve koro çalışmaları gibi çalışmalar yapıyoruz. Sürekli bir aktivite halinde bunu sürdürmek istiyoruz. Onları, 3 öğün yemek ve sadece odalarında oturmadan ziyade çalışmalara katılmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Onlar bizim ailemiz. Doktorun yanına da birlikte gidiyoruz, gece hastanede kalacaksa yine onunla kalıyoruz. Bundan sonraki hayatında Türk Kızılayı olarak biz her anında varız. Gülerken de, ağlarken de hastalığında, sağlığında da yanındayız. Bu anlamda tüm ihtiyaçlarını kurumumuzun imkanları doğrultusunda onlara sunuyoruz."
- "Kızılay bizim her şeyimiz"
Konukevinin sakinlerinden 66 yaşındaki Hülya Güngören, konukevinde 4 güzel yıl geçirdiğini ifade ederek, "Ben buradan memnunum, rahatım. İyi ki gelmişim diyorum. Çok şükür hiçbir problemim yok. Buradaki hemşirelerimiz, idarecilerimiz çok iyi, hiçbir problemimiz yok." dedi.
Aileden gelen bir Türk Kızılayı sevgisinin olduğuna vurgu yapan Güngören, şunları söyledi:
"Ben Kızılay'ı babamdan öğrendim, ilkokula giderken bize zarf verirlerdi. Babam o zarflara para koyardı yalnız ne kadar olduğunu bilmiyorduk. Zarfları açmayın, bunlar yoksullara, evsizlere gidecek derdi. O zamanlar biz Kızılay'ı o zarfa konulan paradan biliyorduk. Daha sonra çalıştık, kazandık, büyüdük. Daha sonra belli bir yaştan sonra Kızılay'a konuk olarak geldim. O zaman anladım Kızılay'ın önemini."
Anne ve babasına minnettar olduğunu aktaran Güngören, Türk Kızılayının her şeyleri olduğunu ifade etti.
Konukevinde eşi Sevim Karalar ile yaşayan Ahmet Karalar da, Türk Kızılayının önemine vurgu yaparak, "Ben başka bir şey bilmem. Deprem, savaş ne olursa olsun Kızılay gidiyor, çadır kuruyor, çorba veriyor. Allah bin kere razı olsun Kızılay'dan. Kızılay bize kucağını açtı, annemiz, babamız oldu, başka güvencemiz yok. Kanımızın son damlasına kadar buraya verdik, bir canımız var onu da buraya veririz." diye konuştu.
Kaynak: AA
Osmaniye Mahallesi'nde 1980'de bir hayırsever tarafından bağışlanan arsa üzerine inşa edilen konukevi, sakinlerine aile ortamının sıcaklığı ve huzurunu yaşatıyor.
18-24 Mart Yaşlılar Haftası dolayısıyla kapılarını açan Kızılay Akçakoca Yaşlılar Konukevi sakinleri, ziyaretçilerini çikolatalarla karşılıyor. Konukevi sakinlerinin anıları, ilginç ve başarılarla dolu hayat hikayelerinin korunduğu arşiv niteliği taşıyor.
- "Onlar bizim ailemiz"
Konukevi müdürü Mustafa Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1980 yılından bu yana hizmet verdiklerini ve konuklarını burada misafir olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'nin 81 ilinden misafirleri olduğunu belirten Çakır, "42 yaşlımız var burada, mevcut kapasitemiz 110'dur. Burada kış aylarını geçiren, yazın evine dönen misafirlerimiz var. Tüm hayatını burada geçirenler de var." dedi.
Konukevinde sadece yemek takibi ve normal ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra aktif yaşlılıkla ilgili çalışmalar da yaptıklarını anlatan Çakır, şöyle konuştu:
"Ahşap boyama, resim çalışmaları ve koro çalışmaları gibi çalışmalar yapıyoruz. Sürekli bir aktivite halinde bunu sürdürmek istiyoruz. Onları, 3 öğün yemek ve sadece odalarında oturmadan ziyade çalışmalara katılmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Onlar bizim ailemiz. Doktorun yanına da birlikte gidiyoruz, gece hastanede kalacaksa yine onunla kalıyoruz. Bundan sonraki hayatında Türk Kızılayı olarak biz her anında varız. Gülerken de, ağlarken de hastalığında, sağlığında da yanındayız. Bu anlamda tüm ihtiyaçlarını kurumumuzun imkanları doğrultusunda onlara sunuyoruz."
- "Kızılay bizim her şeyimiz"
Konukevinin sakinlerinden 66 yaşındaki Hülya Güngören, konukevinde 4 güzel yıl geçirdiğini ifade ederek, "Ben buradan memnunum, rahatım. İyi ki gelmişim diyorum. Çok şükür hiçbir problemim yok. Buradaki hemşirelerimiz, idarecilerimiz çok iyi, hiçbir problemimiz yok." dedi.
Aileden gelen bir Türk Kızılayı sevgisinin olduğuna vurgu yapan Güngören, şunları söyledi:
"Ben Kızılay'ı babamdan öğrendim, ilkokula giderken bize zarf verirlerdi. Babam o zarflara para koyardı yalnız ne kadar olduğunu bilmiyorduk. Zarfları açmayın, bunlar yoksullara, evsizlere gidecek derdi. O zamanlar biz Kızılay'ı o zarfa konulan paradan biliyorduk. Daha sonra çalıştık, kazandık, büyüdük. Daha sonra belli bir yaştan sonra Kızılay'a konuk olarak geldim. O zaman anladım Kızılay'ın önemini."
Anne ve babasına minnettar olduğunu aktaran Güngören, Türk Kızılayının her şeyleri olduğunu ifade etti.
Konukevinde eşi Sevim Karalar ile yaşayan Ahmet Karalar da, Türk Kızılayının önemine vurgu yaparak, "Ben başka bir şey bilmem. Deprem, savaş ne olursa olsun Kızılay gidiyor, çadır kuruyor, çorba veriyor. Allah bin kere razı olsun Kızılay'dan. Kızılay bize kucağını açtı, annemiz, babamız oldu, başka güvencemiz yok. Kanımızın son damlasına kadar buraya verdik, bir canımız var onu da buraya veririz." diye konuştu.