'Naim Süleymanoğlu' Filmi Oyuncuları Eskişehir'de Sinemaseverlerle Buluştu
ESKİŞEHİR – “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filminin oyuncuları Eskişehir’de sinemaseverler ile buluştu.
22 Kasım’da vizyona giren “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filminin oyuncuları Vega Outlet’de sinemaseverlerle bir araya geldi. Filmin gösterimlerine konuk olan oyuncular, seyircilere film hakkında bilgiler verdi. Ayrıca seyircilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan film ekibi, hayranlarıyla bol bol fotoğraf çekindi.
İHA muhabirlerinin sorularını yanıtlayan Hayat Van Eck, film çekilmeden önce Naim Süleymanoğlu’nu canlandırmayı çok istediğini söyledi.
Filmin yapımcısını Mustafa Uslu’dan da övgüyle bahseden Eck, "Bizim projeyle tanışma hikâyemiz biraz farklı. Yapımcımız Mustafa Uslu’nun böyle güçlü biyografi filmleri çektiğini öğrendim. Müslüm, Ayla gibi çok güçlü filmlerde imzası vardı. Daha sonrasında Naim Süleymanoğlu’nun filminin çekileceğinden haberim oldu. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Bu önemli insanı ben canlandırmak istiyorum’ Görünüş itibariyle bir benzerliğimiz de var. Ben düşündüm ki bu proje için, bu kahramanı canlandırmak için elimden gelen her şeyi yapacağım, ne gerekiyorsa yapacağım dedim" diye konuştu.
"Pasaportta isimlerin değiştiriliş anı filmde beni etkileyen en önemli anlardandı"
Filmde duygusal olarak en çok etkilendiği sahneyi anlatan Hayat Van Eck, "Pasaportta isimlerin değiştiriliş anı filmde beni duygusal olarak etkileyen en önemli anlardandı. Naim Süleymanoğlu’nun ismi değişmemiş, tüm ailemin ismi değişmiş. Ben ailemin pasaportlarını karıştırıyorum ve buna denk geliyorum. Orada da babamla göz göze geliyorum. O babanın o sorumluluğu ve engelleyemediği sorunların acısı beni çok etkiledi. Orada çok duygulandım" şeklinde konuştu.
"Naim Süleymanoğlu bana çok önemli bir şey öğretti"
Filmden önce Naim Süleymanoğlu hakkında sporculuğundan başka bilgisinin olmadığını aktaran genç oyuncu, filmden sonra Naim Süleymanoğlu’nun kendisine çok şey öğrettiğini söyledi.
Eck, "Daha önce ben Naim Süleymanoğlu’nu ne yazık ki sadece bir sporcu olarak biliyordum. Fakat film süresince senaryoya çalıştıkça ve onun ne hissettiğini, ne düşündüğünü az çok kavrayıp yansıtmaya çalıştıkça onun ne kadar özverili; ne kadar koca yürekli, fedakârlıklar yapmış bir insan olduğunu öğrendim. Naim Süleymanoğlu bana çok önemli bir şey de öğretti. Eğer bir insan bir şeyi istiyorsa, bir hedefi varsa ona yoğunlaşmalı; çünkü insan istediği zaman her şeyi yapabilir ve bir kaos varsa o kaosun kahramanı olabilir. Bu öyle kolay kolay göz ardı edilebilecek bir hayat hikâyesi değil. Biz o hikâyeyi aslında yeniden yaşatmaya çalıştık, gözler önüne serdik. Amacımız; bunun unutulmaması, akıllardan kolayca çıkarılmamasıydı" ifadelerine yer verdi.
"Filmde Naim Süleymanoğlu’nun sadece sporcu kişiliğinin değil aslında ne büyük bir insan hakları ve dava adamı olduğunu göstermek istedik"
Filmin yönetmeni Özer Feyzioğlu ise, "Biz bu filmde Naim Süleymanoğlu’nun sadece sporcu kişiliğinin değil, aslında ne büyük bir insan hakları; dava adamı olduğunu göstermek istedik. Bulgaristan’dan kaçtıktan sonra geride bıraktığı halkı için ne büyük bir mücadele verdiğini ve aslında niye kaçtığının öyküsünü de anlatmaya çalıştık. Aslında bu film bir fedakarlık filmi ve bu aslında hem Naim Süleymanoğlu’nun kendi bedensel fedakarlığı, zamanında Bulgaristan’daki rejime karşı verdiği mücadele, bunun duyurulması için verdiği mücadeleyi işledik. Daha da önemlisi ailesinin çektikleri, onların duygularını, en önemlisi de annelerin neler çektiğini yansıtmak istedik" dedi.
Kaynak: İHA
İHA muhabirlerinin sorularını yanıtlayan Hayat Van Eck, film çekilmeden önce Naim Süleymanoğlu’nu canlandırmayı çok istediğini söyledi.
Filmin yapımcısını Mustafa Uslu’dan da övgüyle bahseden Eck, "Bizim projeyle tanışma hikâyemiz biraz farklı. Yapımcımız Mustafa Uslu’nun böyle güçlü biyografi filmleri çektiğini öğrendim. Müslüm, Ayla gibi çok güçlü filmlerde imzası vardı. Daha sonrasında Naim Süleymanoğlu’nun filminin çekileceğinden haberim oldu. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Bu önemli insanı ben canlandırmak istiyorum’ Görünüş itibariyle bir benzerliğimiz de var. Ben düşündüm ki bu proje için, bu kahramanı canlandırmak için elimden gelen her şeyi yapacağım, ne gerekiyorsa yapacağım dedim" diye konuştu.
"Pasaportta isimlerin değiştiriliş anı filmde beni etkileyen en önemli anlardandı"
Filmde duygusal olarak en çok etkilendiği sahneyi anlatan Hayat Van Eck, "Pasaportta isimlerin değiştiriliş anı filmde beni duygusal olarak etkileyen en önemli anlardandı. Naim Süleymanoğlu’nun ismi değişmemiş, tüm ailemin ismi değişmiş. Ben ailemin pasaportlarını karıştırıyorum ve buna denk geliyorum. Orada da babamla göz göze geliyorum. O babanın o sorumluluğu ve engelleyemediği sorunların acısı beni çok etkiledi. Orada çok duygulandım" şeklinde konuştu.
"Naim Süleymanoğlu bana çok önemli bir şey öğretti"
Filmden önce Naim Süleymanoğlu hakkında sporculuğundan başka bilgisinin olmadığını aktaran genç oyuncu, filmden sonra Naim Süleymanoğlu’nun kendisine çok şey öğrettiğini söyledi.
Eck, "Daha önce ben Naim Süleymanoğlu’nu ne yazık ki sadece bir sporcu olarak biliyordum. Fakat film süresince senaryoya çalıştıkça ve onun ne hissettiğini, ne düşündüğünü az çok kavrayıp yansıtmaya çalıştıkça onun ne kadar özverili; ne kadar koca yürekli, fedakârlıklar yapmış bir insan olduğunu öğrendim. Naim Süleymanoğlu bana çok önemli bir şey de öğretti. Eğer bir insan bir şeyi istiyorsa, bir hedefi varsa ona yoğunlaşmalı; çünkü insan istediği zaman her şeyi yapabilir ve bir kaos varsa o kaosun kahramanı olabilir. Bu öyle kolay kolay göz ardı edilebilecek bir hayat hikâyesi değil. Biz o hikâyeyi aslında yeniden yaşatmaya çalıştık, gözler önüne serdik. Amacımız; bunun unutulmaması, akıllardan kolayca çıkarılmamasıydı" ifadelerine yer verdi.
"Filmde Naim Süleymanoğlu’nun sadece sporcu kişiliğinin değil aslında ne büyük bir insan hakları ve dava adamı olduğunu göstermek istedik"
Filmin yönetmeni Özer Feyzioğlu ise, "Biz bu filmde Naim Süleymanoğlu’nun sadece sporcu kişiliğinin değil, aslında ne büyük bir insan hakları; dava adamı olduğunu göstermek istedik. Bulgaristan’dan kaçtıktan sonra geride bıraktığı halkı için ne büyük bir mücadele verdiğini ve aslında niye kaçtığının öyküsünü de anlatmaya çalıştık. Aslında bu film bir fedakarlık filmi ve bu aslında hem Naim Süleymanoğlu’nun kendi bedensel fedakarlığı, zamanında Bulgaristan’daki rejime karşı verdiği mücadele, bunun duyurulması için verdiği mücadeleyi işledik. Daha da önemlisi ailesinin çektikleri, onların duygularını, en önemlisi de annelerin neler çektiğini yansıtmak istedik" dedi.