İçişleri Bakanı Soylu, İl Emniyet Müdürleri Toplantısı'nda Konuştu Açıklaması
'Çok yakın bir zaman dilimi içinde içerinizdeki arkadaşlardan Avrupa'dan başta Almanya olmak üzere sizden destek ve yardım isteyecekler. 'Gelin, bizi bu PKK teröründen, FETÖ anlayışından, milletimizi huzursuz hale getirmek isteyen bunlardan kurtarın' diyecekler' 'Tüm branşlarda 20182019 ile 20192020 sezonlarının ilk 15 haftası karşılaştırıldığında oynanan müsabaka sayısı aynı olmasına rağmen 6222 sayılı yasa kapsamında işlem yapılan şahıs sayısı bu sezon yüzde 21 azalmış, 1856'dan 1467'ye düşmüştür. Müsabaka düzeninin bozulmasına sebep olan olayların yaşandığı müsabaka sayısı ise yüzde 46 azalış göstermiştir' 'İşkenceye sıfır tolerans, bizim milletimize ebedi taahhüdümüzdür. Son zamanlarda FETÖ'nün TBMM'ye sızdırdığı bir milletvekili marifetiyle sürekli gündeme getirilmeye çalışılan bu iddialar, tutarsızdır, temelsizdir, yalandır ve iftiradır' 'Şu ana kadar KADES'e 16 binden fazla ihbar geldi, bunların yarısı gerçek ihbar. Kim bilir kaç cinayeti önledik'
Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Dikmen Yerleşkesi'ndeki İl Emniyet Müdürleri Toplantısı'na katıldı.
Yaşanan güvenlik problemlerinin tamamına yakınının dışarıdan kaynaklandığını belirten Soylu, yurt içindeki başarılı ve kararlı operasyonlarla bitirilmeye yüz tutan terör örgütü PKK ve DHKP-C ile dünyanın en vahşi terör örgütü DEAŞ'ın, dışarıdan kurucu ortakları ve müttefiklerinin olduğunu söyledi.
Müttefikler veya sermayedar ortakların, bu örgütleri operasyonel iş birliklerine bile yönlendirdiğini ifade eden Soylu, göçmen kaçakçılığında PKK/YPG ile DEAŞ'ın alenen ortaklık içinde olduğunu dile getirdi.
Bakan Soylu, terörle aynı derecede bir tehdit olarak mücadele ettikleri uyuşturucunun arkasında da yine dışarıdaki organizasyonlar ve aynı müttefiklerin bulunduğuna dikkati çekerek, eskiden beri yaşanan istikrarsızlıkların tamamına yakınının da dış kaynaklı organizasyonlar sebebiyle olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, bugün etrafındaki ateş çemberine ve istikrarsızlık saldırılarına karşı ayakta durabiliyorsa bunu sağlayan, milletin 21'inci yüzyıl başındaki kararına uygun hamleler gerçekleştirmektir. Altyapıyı önceleyen, ekonomik kalkınmayı sağlayan, kronik problemlerin üzerine giden ve öz güvenli politikalar ortaya koyan anlayıştır. Bugünün Türkiye'sini doğru ve insaflı okumak durumundayız. Bugünün Türkiye'si, Yunanistan'ın yarısı kadar yabancı nüfus barındıran bir Türkiye'dir. Jandarmamızla, polisimizle, güvenlik korucularımızla, tüm kolluk birimlerimizle güvenlik üretirken bunu 82 milyon için değil, 87 milyon için üretiyoruz.
Türkiye, bugün küresel teröre, uyuşturucu tehdidine, güney sınırının altında ve Akdeniz'de kurgulanan büyük bir istikrarsızlık kurgusuna karşı hem ülke içindeki vatandaşlarının güvenliğini sağlıyor hem sınır, turizm, eğitim ve ekonomi güvenliğini sağlıyor. Bu küresel ortamda, bu şartlar altında bunu üretmenin kolay bir iş olmadığını da biliyor. Üstelik bunu, demokrasisini, hukukun üstünlüğünü tahkim ederek gerçekleştirmektedir. Birkaç terör hadisesiyle paniğe kapılan Batı'da hangi özgürlüklerin nasıl askıya alındığını çok iyi biliyoruz.
Biz 40 yıldır bu işlerle uğraşıyoruz ve demokrasimizin, sivil hak ve özgürlüklerin üstüne her gün yenilerini ekliyoruz."
- "6222 sayılı yasa kapsamında işlem yapılan şahıs sayısı bu sezon yüzde 21 azaldı"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) verilerine göre, toplumsal olaylarda 2016'dan beri yüzde 22 artış yaşandığını, müdahale oranlarının ise yüzde 2'den yüzde 0,7'ye gerilediğine dikkati çeken Soylu, geçen temmuz ayında "sporda şiddetin önlenmesi" konulu 6222 sayılı kanunda da birtakım değişikliğe gittiklerini hatırlattı.
Bakan Soylu, "Tüm branşlarda 2018-2019 ile 2019-2020 sezonlarının ilk 15 haftası karşılaştırıldığında oynanan müsabaka sayısı aynı olmasına rağmen 6222 sayılı yasa kapsamında işlem yapılan şahıs sayısı bu sezon yüzde 21 azalmış, 1856'dan 1467'ye düşmüştür. Müsabaka düzeninin bozulmasına sebep olan olayların yaşandığı müsabaka sayısı ise yüzde 46 azalış göstermiştir." diye konuştu.
İşkenceye "sıfır tolerans" prensibini sürdürdüklerine işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin terörle mücadelesinin en yoğun olduğu dönem, 2015 sonrası dönemdir. Buna rağmen işkence konusunda Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde verilen karar sayısı 2015'ten beri sıfırdır. Kaldı ki bu alan, uzun yıllardır belli kesimlerce muhalefetin işkence iddiaları altında konsolide edilmeye çalışıldığı, Avrupa ile ilişkilerimizin baskılanmak istendiği bir alandır. Tüm bu şartlara rağmen Türkiye, bu konuda demokrasi ve insan haklarından yana duruşunda ısrarlıdır. İşkenceye sıfır tolerans, bizim milletimize ebedi taahhüdümüzdür.
Son zamanlarda FETÖ'nün TBMM'ye sızdırdığı bir milletvekili marifetiyle sürekli gündeme getirilmeye çalışılan bu iddialar, tutarsızdır, temelsizdir, yalandır ve iftiradır."
- "Avrupa 'Ne olursunuz bizi kurtarın' diyecek"
İçişleri Bakanı Soylu, terörü sadece Türkiye için bitirmek isteyerek güvenliği sağlamanın mümkün olmadığını söyledi.
Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eğitiyorlar, silah veriyorlar, ideoloji yüklüyorlar ve sonra da toplantılarda 'Hayır, onlar terörist değil, sizin tanımlarınıza uymayız.' diyorlar. 'Peki senin tanımın nedir?' dediğimizde ise tatmin edici bir cevap veremiyorlar. Elbette ki gerçeği hepsi biliyor ama şimdilik 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' kafasındalar. Dolayısıyla bizler, Batılı muhataplarımızı bir kenara bırakıp bu coğrafyayı, dünyayı ve etrafımızdaki coğrafyayı güvenli hale getirmeye odaklanmak durumundayız.
Çok yakın bir zaman dilimi içinde içerinizdeki arkadaşlardan Avrupa'dan başta Almanya olmak üzere sizden destek ve yardım isteyecekler. 'Gelin bizi bu PKK teröründen, FETÖ anlayışından, bizim milletimizi huzursuz hale getirmek isteyen bunlardan kurtarın.' diyecekler. O zaman neler kaybetmiş olacaklar, biz o zaman o yangının neresine yetişeceğiz, bunu bilmiyorum. Türkiye'den ve emniyet teşkilatından yardım istemek zorunda kalacaklar, imdat isteyecekler, alarm çalacaklar ve 'Ne olursunuz bizi kurtarın.' diyecekler."
Batı'nın, göç konusunda gaddarlığı tavsiye ettiğini anlatan Soylu, "Sırtınızı dönün diyorlar. Aslında bu tavsiye nedir biliyor musunuz? Göçmenlere değil, 'Orta Doğu'ya sırtınızı dönün' diyorlar. Sırtımızı dönelim ki orada kafalarındaki projeyi hayata geçirebilsinler. DEAŞ, Suriye'nin yarısını ele geçirmişti, DEAŞ gitti ama yerine PKK/YPG geldi çünkü orada bir proje var ve hala o projenin peşindeler. Eğer Türkiye, Suriyeli muhacirlere sırtını dönseydi, gaddar davransaydı, orada kurulmak istenen terör devletini şimdiye kadar kolayca kurmuş olurlardı. Türkiye'nin kapsayıcı politikası, ülkemizin ve milletimizin merhamet politikası, aynı zamanda bölgede terör yapılanmalarına da darbe vurmuştur." ifadelerini kullandı.
- KADES'e 16 binden fazla ihbar geldi"
Kadın Destek Uygulaması'na (KADES) da değinen Soylu, pek çok kadının uygulamadan haberdar olmadığını dile getirdi.
Soylu, şunları kaydetti:
"Kadına şiddet konusunda çalışma yapan, söz söyleyen, dans eden kesimlerden bu uygulamamızın tanıtımı konusunda yeterli ve samimi bir destek gördüğümüzü söylememiz maalesef mümkün değil. Bunu kendi gayretimizle yaygınlaştırmamız lazım. Şu ana kadar KADES'e 16 binden fazla ihbar geldi, bunların yarısı gerçek ihbar. Kim bilir kaç cinayeti önledik. Yaygınlaştırdığımız ölçüde netice alıyoruz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Yerleşkesi'ndeki "Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Konferans Salonu"na, 15 Temmuz'da şehit düşen polis memuru Demet Sezen'in adının verildiğini sözlerine ekledi.