Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1. Küresel Mülteci Forumu'nda Katılımcılara Hitap Etti Açıklaması (3)

'Ülkemizin güvenli hale getirdiği bölgelere şimdiye kadar 371 bin Suriyeli gönüllü olarak geri döndü. BM Genel Kurulu'nda gündeme getirdiğim projeyi hayata geçirebilirsek bu sayının ilk etapta 1 milyonu bulacağına inanıyorum' 'Her şeyini geride bırakmış insanların dramları üzerinden siyaset yapmak, toplumdaki ön yargıları kaşıyarak siyasi rant peşine düşmek utanç vericidir' 'Diyorum ki o petrol kuyularında bulunan petrolü gelin beraber çıkaralım. Ondan sonra o terör bölgesine şu projeleri uygulayarak şu anda mülteci halinde olan bu insanları o yaptığımız evlere, okullara, hastanelere, barınmaları için oraya yerleştirelim ama buna yanaşmıyorlar'

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin güvenli hale getirdiği bölgelere şimdiye kadar 371 bin Suriyeli gönüllü olarak geri döndü. BM Genel Kurulu'nda gündeme getirdiğim projeyi hayata geçirebilirsek bu sayının ilk etapta 1 milyonu bulacağına inanıyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde 1. Küresel Mülteci Forumu'nda katılımcılara hitap etti.

Erdoğan, Pakistan Başbakanı İmran Han'ın ifadesini anımsatarak, "Afganistan'dan Pakistan'a giden mülteciler var. Sayılar çok çok yüksek. Bunlarla bu mücadeleyi verebilmek o da yine ayrı bir sorun, ayrı bir dert. Ama hepsinden daha önemlisine geliyorum o da Myanmar, Arakan sorunu. Orada yaşananları bir kenara koymak, o da mümkün değil. Açlık var, sefalet var, barınacakları yer yok. Ancak buna tabii ki hep birlikte dünyada insana sahip çıkan, 'insan' diye bir derdi olan bütün ülkelerin destek vermesi lazım ve bu konuda BM Mülteciler Yüksek Komiserliğini bizim yalnız bırakmamamız lazım." diye konuştu.

Birçok batılı dostlarının Suriye kaynaklı düzensiz göç meselesine, sadece güvenlik ve çıkar penceresinden bakmayı tercih ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Dikenli tel örgülerinin Avrupa'yı mülteci akınından koruyacağı gibi son derece yanlış bir düşünceye prim verildi. Hatta çözüm yolu olarak Akdeniz'deki mülteci botlarının batırılması dahil ileride utançla hatırlanacak önerilerle karşılaştık ve bu botları şişleyerek batırdılar ve o insanları Akdeniz'in sularına gömdüler." dedi.

Irkçı partiler başta olmak üzere kimi siyasetçilerin mülteci düşmanlığı üzerinden oy yarışına girdiğini gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"DEAŞ terörü bahanesiyle Suriye topraklarından sınır illerimize saldıran, kan döken Suriye'de etnik temizlik yapan terör örgütlerine destek verildi. Suriye'de 9 yıldır yaşanan insanlık dramını Halep'teki şu duvar yazısı çok net anlatmaktadır; 'Suriye'de ölen çocuklardan kan yerine petrol aksaydı dünya anında müdahale ederdi.' Petrol kuyularını koruma uğruna harcanan çabaların hiçbiri canını kurtarmak için varil bombalarından kaçan çocuklara harcanmamıştır. Bu müessif tablo karşısında uluslararası toplumdan arzu ettiğimiz desteği göremeyince biz de başımızın çaresine bakmak zorunda kaldık. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla önce 4 bin kilometrekarelik alanı DEAŞ ve YPG/ PKK teröründen temizledik. Soçi Mutabakatıyla İdlib'de yaklaşık 4 milyonu etkileyecek büyük bir insani trajedinin önüne geçtik."

- "Hangi güçlerin rahatsız olduğunu biliyoruz"

9 Ekim'de başlatılan Barış Pınarı Harekatı ile Suriye sınırında 120 kilometre genişliğinde 30 kilometre derinliğinde bir alanı tüm terör unsurlarından arındırdıklarının altını çizen Erdoğan, böylece 8 bin 200 kilometrekarelik bir bölgenin terör örgütlerinden kurtarıldığını söyledi.

Erdoğan, "Ben de sesleniyorum diyorum ki; o petrol kuyularında bulunan petrolü gelin beraber çıkaralım, ondan sonra o terör bölgesine şu projeleri uygulayarak, şu anda mülteci halinde olan bu insanları o yaptığımız evlere, okullara, hastanelere barınmaları için oraya yerleştirelim. Ama buna yanaşmıyorlar. Çünkü petrol onlara daha çok lazım. YPG/PKK terör örgütünün sivilleri hedef alan saldırılarına rağmen bu bölgeler hali hazırda Suriye'nin en yaşanabilir, en huzurlu alanlarıdır. Suriyeli mültecilerin gönüllü ve güvenli olarak kendi evlerine dönüşlerinden kimlerin, hangi güçlerin rahatsız olduğunu biliyoruz." dedi.

- "Donörler konferansı düzenlemeyi arzu ediyoruz"

Filistinli mültecileri vatan hasretine mahkum edenlerin aynı zulmü, aynı senaryoyu Suriye'de tekrarlamasına izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu anda Filistinli mülteciler nerede yaşıyor? Ürdün'de yaşıyor, Lübnan'da yaşıyor. Peki Filistinli mültecilere yönelik herhangi bir şey var mı? Tam aksine onların diğer kalan yerlerinin de nasıl işgal ederiz, bunun hesaplarını yapanlar var. Ülkemizin güvenli hale getirdiği bölgelere şimdiye kadar 371 bin Suriyeli gönüllü olarak geri döndü. BM 74 Genel Kurulu'nda gündeme getirdiğim projeyi hayata geçirebilirsek bu sayının ilk etapta 1 milyonu bulacağına inanıyorum. Sayın Genel Sekreter ve Yüksek Komiserle de paylaştığım projemizi sizlerin desteği ve katkısıyla gerçekleştirmeyi umut ediyoruz. Bu amaçla önümüzdeki dönemde bir donörler konferansı düzenlemeyi arzu ediyoruz. BM'nin bu konuda ön ayak olmasına önem veriyoruz."

Erdoğan, mülteci krizine kalıcı çözümlerden bir diğerinin de mültecilere üçüncü ülkelerde hayatlarını devam ettirmeleri için imkan sağlanması olduğunu belirterek, bu hususta ne yazık ki arzu edilen seviyenin çok uzağında olunduğunu vurguladı.

- "Yoksullukla terbiye etmeye çalışmak insanlık dışıdır"

Özellikle hassas durumdaki mülteciler için üçüncü ülkelere yeniden yerleştirme kotalarının çok düşük düzeyde olduğunun görüldüğünü belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Mültecilerin yüzleştiği sorunların ilk sıralarında son yıllarda artış gösteren yabancı düşmanı ve göçmen karşıtı söylemler geliyor. Her şeyini geride bırakmış insanların dramları üzerinden siyaset yapmak, toplumdaki ön yargıları kaşıyarak siyasi rant peşine düşmek utanç vericidir. Filistinli mültecilere verilen yardımları keserek onları yokluk ve yoksullukla terbiye etmeye çalışmak da aynı şekilde insanlık dışıdır. Toplumsal huzur ve barışı sağlamak için ayrımcı politikalarla mücadele edilmesi ve mültecilerin toplumla uyumun teşvik edilmesi mevcut krizlerin aşılması bakımından önemlidir.

Ülkemiz, kamuoyunda olumsuz algı oluşmaması için basından ve sosyal medyadan da istifade ederek, mültecilerle ilgili doğru bilinen yanlışları düzeltme yönünde özel çaba harcıyor. Alanında bir ilki teşkil eden küresel mülteci forumunun ortak geleceğimiz için özellikle hayra vesile olmasını temenni ediyorum.

15. yüzyılda engizisyondan kaçan Musevilere sahip çıkan, üç asır önce 'tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınanları vermem' diyen bir ecdadın torunları olarak, bu konuda elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz."

- Notlar

Foruma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Leyla Şahin Usta ve Cevdet Yılmaz ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.

(Bitti)

Kaynak: AA