Karadeniz'de Kırlangıç Ve 30 Santimetre Boyundaki İstavritlere Artık Rastlanmıyor
TRABZON – Karadeniz’de bir zamanlar avlanan bazı balık türleri giderek azalıyor. Kırlangıç ve 30 santimetre boyundaki istavritlere artık rastlanmazken, bunun nedeni tam olarak bilinmiyor.
Karadeniz’de bir zamanlar avlanan kırlangıç, kofana ve 30-40 santimetre boyundaki istavritlere hemen hemen rastlanmazken, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cemal Dinçer bunun nedeninin tam olarak belirlenemediğini söyledi.
Karadeniz’in diğer denizlerden farklı olarak ayrı bir ekolojiye sahip olduğunu kaydeden Dinçer, Karadeniz’in özellikle kıyı balıkçılığı konusunda çok hassas dengeler üzerinde durduğunu belirtti.
Eskiden Karadeniz’de farklı balık türlerinin avlandığını, bugün ise bunların çoğuna pek rastlanmadığını dile getiren Dinçer, “Tür çeşitliliğimiz maalesef azaldı ama bunun nedenini çok net olarak bilebilmiş değiliz. Belki bu türlere çok ender olarak rastlanıyor ancak onlar da kayıtlara geçemeyebilir. Eskiden Karadeniz’de lüferin çeşitleri olan kofana, 30-40 santimlik istavrit vardı, biz hiç görmedik. Ancak literatürden hem de yaşayan balıkçılarımızdan bunları biliyoruz. Şu anda tür olarak pek rastlanmayan balıklarımız var. En azından kefalleri biliyoruz. Çeşitli kefal türleri vardı şimdi kefal balığını hemen hemen tezgahlarda görememekteyiz. Bunlarda yakın tarihimizin balıklarıdır. Kırlangıç hiç yok, izmarit de azaldı. Özellikle Karadeniz kıyı balıkçılığı bakımından çok hassas dengeler üzerinde duruyor. Bunun çok ciddi bir şekilde korunması gerekir. Okyanus gibi derin deniz balıkları gibi değil bunlar çok hassas bir ekolojik dengesi var. Ayrıca Karadeniz’in diğer denizlerden farklı olarak ayrı bir ekolojisi vardır” dedi.
"Deniz dolgusu bazı balık türlerini olumsuz etkiliyor"
Sahillere yapılan dolgu çalışmalarının özellikle dip balıklarını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Dinçer, “Dolgu alanlarının balıkları etkilememesi mümkün değil. Özellikle diplerde yaşayan barbun, kalkan, kaya balığı gibi balıkların hem yaşam alanı hem de çoğunun da üreme faaliyetlerini cereyan ettiği bir yerdir. Elbette onları çok etkiler ama pelajik balıkları çok etkilemeyebilir. Ancak bütün ekolojik dengeyi çevreyi bir bütün olarak düşündüğünüzde belirli oranlarda her parametrenin diğeri üzerinde etkisi olduğu açıktır” diye konuştu.
Balıkçı esnafları da uzun yıllardır tezgahlarında ne kırlangıç balığı ne de 30-40 santimetre boyundaki istavritleri hiç görmediklerini belirterek, izmarit balığının da çok nadir görüldüğünü söylediler.
Kaynak: İHA
Karadeniz’in diğer denizlerden farklı olarak ayrı bir ekolojiye sahip olduğunu kaydeden Dinçer, Karadeniz’in özellikle kıyı balıkçılığı konusunda çok hassas dengeler üzerinde durduğunu belirtti.
Eskiden Karadeniz’de farklı balık türlerinin avlandığını, bugün ise bunların çoğuna pek rastlanmadığını dile getiren Dinçer, “Tür çeşitliliğimiz maalesef azaldı ama bunun nedenini çok net olarak bilebilmiş değiliz. Belki bu türlere çok ender olarak rastlanıyor ancak onlar da kayıtlara geçemeyebilir. Eskiden Karadeniz’de lüferin çeşitleri olan kofana, 30-40 santimlik istavrit vardı, biz hiç görmedik. Ancak literatürden hem de yaşayan balıkçılarımızdan bunları biliyoruz. Şu anda tür olarak pek rastlanmayan balıklarımız var. En azından kefalleri biliyoruz. Çeşitli kefal türleri vardı şimdi kefal balığını hemen hemen tezgahlarda görememekteyiz. Bunlarda yakın tarihimizin balıklarıdır. Kırlangıç hiç yok, izmarit de azaldı. Özellikle Karadeniz kıyı balıkçılığı bakımından çok hassas dengeler üzerinde duruyor. Bunun çok ciddi bir şekilde korunması gerekir. Okyanus gibi derin deniz balıkları gibi değil bunlar çok hassas bir ekolojik dengesi var. Ayrıca Karadeniz’in diğer denizlerden farklı olarak ayrı bir ekolojisi vardır” dedi.
"Deniz dolgusu bazı balık türlerini olumsuz etkiliyor"
Sahillere yapılan dolgu çalışmalarının özellikle dip balıklarını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Dinçer, “Dolgu alanlarının balıkları etkilememesi mümkün değil. Özellikle diplerde yaşayan barbun, kalkan, kaya balığı gibi balıkların hem yaşam alanı hem de çoğunun da üreme faaliyetlerini cereyan ettiği bir yerdir. Elbette onları çok etkiler ama pelajik balıkları çok etkilemeyebilir. Ancak bütün ekolojik dengeyi çevreyi bir bütün olarak düşündüğünüzde belirli oranlarda her parametrenin diğeri üzerinde etkisi olduğu açıktır” diye konuştu.
Balıkçı esnafları da uzun yıllardır tezgahlarında ne kırlangıç balığı ne de 30-40 santimetre boyundaki istavritleri hiç görmediklerini belirterek, izmarit balığının da çok nadir görüldüğünü söylediler.