Kız Öğrenciler Ellerinde Cep Telefonuyla, Her An Acil Arama Yapabilecek Şekilde Yürüyor
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde okuyan genç bir kıza yolda yürüdüğü sırada güpegündüz cinsel saldırıda bulunulması, aynı üniversitede okuyan ve aynı yolu kullanmak zorunda olan kız öğrencileri tedirgin ediyor. Kız öğrenciler ellerinde cep telefonuyla, her an acil arama yapabilecek şekilde yürüyor.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde (SDÜ) öğrenim gören genç bir kıza, yaklaşık 20 gün önce yolda yürüdüğü sırada güpegündüz cinsel saldırıda bulunulması, kasten yaralama ve gasp olayları sonrasında, aynı üniversitede okuyan ve aynı yolu kullanmak zorunda olan kız öğrenciler yolu kullanmaya korkuyor. Özellikle, Çünür Mahallesi bölgesinde ikamet eden ve otobüs kullanmadıkları için İstanbul Caddesi’nde yürümek zorunda olduklarını ifade eden kız öğrenciler, söz konusu bölgede yetkililerin güvenlik önlemlerini artırmasını istiyor.
"O olayın yaşandığı süre zarfında ben yürüyerek okula gidip, gelemedim”
Halen yaşadıkları korku ve tedirginliği İhlas Haber Ajansı ekiplerine anlatan kız öğrencilerden Gülşen Topal, “Bu sene ilk senem ve Isparta’ya ilk gelişim. Bu bölgede yaşanan olay, beni çok etkilemişti. Burası bir öğrenci şehri, öğrenci nüfusu normal nüfusa göre çok fazla, burada böyle bir şeyin olması nedeniyle çok korktum. Ben, hemen aşağıda oturuyorum, burada otobüse binmeme hiç gerek yok ve yürüyerek gidip gelebiliyorum. O olayın yaşandığı süre zarfında ben yürüyerek okula gidip, gelemedim. Bu olayın görülmüş olması ve hiç tepki verilmemiş olması bir yana, böyle bir şeyin gündüz vakti olması, o saatte olabilmiş olması daha bir korkunç” dedi.
"Aşağı bölgede oturuyorum ama gidip gelirken korkuyorum”
"Ne yapılacağını bilmiyorum ama burada güvenliği artırsınlar” diyerek sözlerini sürdüren Topal, “Buraya ekipler sık sık gelsin ve böyle şeyler olmasın. Şu anda ben korkuyorum, ailem korkuyor. Hemen şu aşağı bölgede oturuyorum ama gidip gelirken korkuyorum. Diğer şeridi kullanıyorum ama bu kez trafik yoğunluğu oluyor mecburen yine bu tarafa yöneliyorum. Burası daha rahat ama korka korka geçiyorum. O olayın yaşandığı ilk zamanlarda kendi gölgemden bile korkuyordum. ‘Arkamdan bir gelen mi var?’, ‘Ne oldu?’, ‘Ne bitti?’ diye sürekli aklımdan geçiyor. Bu korku hala sürüyor. Ben hala tedirginim burada. Bu olaylar bu ara bu kadar çoğalmışken, burada böyle bir şeyin yapılmış olması, önlenememiş olması çok tehlikeli bence. Böyle bir cesaret ve böyle bir yüzsüzlük nereden geliyor anlamış değilim. Benim yaşım büyük, mezun olduktan sonra kalıp, sonra geldim. Ama benden daha küçükler bu yıl üniversiteye geldiler ve onlar benden daha çok korkuyor şu an” diye konuştu.
Kendisi gibi yaşanan olay sonrasında korkan arkadaşlarının bulunduğunu anlatan Topal, “Arkadaşlarım bana, ‘tehlikeli’, ‘oradan gitme’, ‘geçtiğin yol tehlikeli’, ‘herhangi bir şey olabilir’ diyorlar ama mecburum, öğrenciyim ve kendimi de düşünmek zorundayım. Ama tehlikeli. O kıza da çok üzüldüm gerçekten ve kıza bir şey olmamasına şükrediyorum, şu an tek temennim o” şeklinde konuştu.
“Burası kalabalıksa, o zaman ve rehberim açık şekilde yürüyorum, telefonum sürekli elimde oluyor”
Aynı yoldan yürüyerek geldiğini anımsatarak devam eden Topal, “Ben, genellikle bakıyorum, burası kalabalıksa o zaman yürüyorum. Bakıyorum, burada birileri varsa öyle geliyorum. Yine de insanlarının çoğunun insafı kalmadı ama ben yine de biraz ona sığınıyorum işte, belki bir şey olursa gören olur diye. Zaten telefonum sürekli elimde oluyor. Rehberim hemen açık bir şekilde yürüyorum, babamın telefonu hemen elimin altında oluyor, bir şey olursa hemen ararım diye düşünüyorum. Yoksa, başka türlü buradan hayatta geçemem. Şimdi, sınavlarım başlayacak, akşam saat 19.00’da sınavım var ve ben ona nasıl gidip geleceğimi düşünüyorum. Otobüse bineceğim ama bilmiyorum, hiçbir şekilde güven yok” ifadelerini kullandı.
"Biz bu yolu kullanamıyoruz, çekiniyoruz ve güvenliğinin arttırılmasını istiyoruz”
Üniversitede öğrenim gören kız öğrencilerden Ahsen Özkan ise “Burada, geçtiğimiz zamanlarda bir olay olmuş, biz bu yolu kullanamıyoruz, çekiniyoruz ve güvenliğinin arttırılmasını istiyoruz. Yaşanan olay hoş bir olay değil, yani açıkçası tüylerimiz diken diken oluyor, bunu aramızda konuşamıyoruz bile. Bu yolun güvenliğinin daha fazla arttırılmasını istiyoruz. Biz, burada öğrenciyiz, hep gelip geçiyoruz. Burası yol üzeri ve bir şekilde kullanmamız gerekiyor ve bu bizi korkutuyor. Yapılabilecek bir şey varsa, bunun kat ve kat fazlası yapılmalı. Güvenlik önlemleri arttırılmalı. Üniversite içinde ve dışında olsun, öğrenciler açısından bunlar yapılmalı. Bu olaylar olduktan sonra bu bölgede bir önlem alındı, biz bu önlemlerin sürekli ve devamlı olmasını istiyoruz” diye konuştu.
"Burası güya korunan bir bölge”
Yaşanan elim olayın nerede yaşanırsa yaşansın, çirkin bir olay olduğunu ifade eden İhsan Turhan ise “Bir defa bu olayın üniversitede veya ‘Kuş uçmaz, kervan geçmez’ olarak tabir edilen herhangi bir yerde bile gerçekleşmiş olması gerekmiyor. Bundan daha az diye tabir edilen seviyelerde dahi olması, sözlü bir şekilde bile hoş olmayan ve ahlaki olmayan olayların gerçekleşmesi çok çirkin bir olay. Bunun burada olması veya hiç insanların olmadığı bir yerde olması bir şeyi değiştirmiyor. Veyahut da bu olay duyulmuş ve o kişiyi yakalamışlar, yakalanmamış olsa veya bu olay duyulmamış olsa bile çok çirkin. Çünkü, bunu yaşayan insanlar, bunu hatırlayacaklar. Bu, onlarla hayatları boyunca devam edecek bir şey, onların hayatlarını etkiliyor. Böyle bir şeyi duymuş olmak bile çok kötü. Çünkü, bizim atalarımız, büyüklerimiz bunları duydukları zaman gözleri yaşarıyor. Bu mesele, çok vahim bir mesele. Ancak, bu zamanda böyle olaylar o kadar çok sık yaşanıyor ki bu, ahlaksızlığın bir türü. Bunun başka çeşitleri de olabilir. Artık gençler olarak, yeni jenerasyon olarak tepki dahi gösteremiyoruz buna. Burada kurumlar var, burası çevre yolunun kenarı ve bir sürü insan geçiyor. Dediğim gibi, bu olayın, karşıdaki dağın başında yaşanması bile çok çirkin, ancak burası güya korunan bir bölge. Üniversite veyahut ta çevre yolu. Burası karayollarına ait, burası üniversiteye ait, aşağısı valiliğe ait, insanlar bu kadar arsız” dedi.
Öğrencileri tedirgin eden olay, 12 Ekim 2019 Cumartesi günü saat 12.50’de, SDÜ’deki Doğu ve Batı Yerleşkelerini ortadan kesen İstanbul Caddesi üzerinde meydana geldi. Üniversitede 1. sınıfta okuyan G.Ö. (19) isimli genç kız, bisikletiyle bölgeye gelen 30 yaşındaki M.Ö. tarafından cinsel saldırı, kasten yaralama ve gaspa maruz kaldı. Yaşanan olayda talihsiz G.Ö. yaralanırken, M.Ö. isimli saldırgan ise kaçarak kayıplara karıştı. Telefonu gasp edilen, cinsel ve fiziki saldırıya uğrayan talihsiz genç kız, daha sonra gerekli tedavisi için hastaneye sevk edildi. Genç kız, gerekli tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Öte yandan, çirkin olayı gerçekleştiren zanlı ise Isparta Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince olaydan 3 gün sonra evine yapılan operasyonla kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Sorgusunun ardından adli makamlara sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kaynak: İHA
"O olayın yaşandığı süre zarfında ben yürüyerek okula gidip, gelemedim”
Halen yaşadıkları korku ve tedirginliği İhlas Haber Ajansı ekiplerine anlatan kız öğrencilerden Gülşen Topal, “Bu sene ilk senem ve Isparta’ya ilk gelişim. Bu bölgede yaşanan olay, beni çok etkilemişti. Burası bir öğrenci şehri, öğrenci nüfusu normal nüfusa göre çok fazla, burada böyle bir şeyin olması nedeniyle çok korktum. Ben, hemen aşağıda oturuyorum, burada otobüse binmeme hiç gerek yok ve yürüyerek gidip gelebiliyorum. O olayın yaşandığı süre zarfında ben yürüyerek okula gidip, gelemedim. Bu olayın görülmüş olması ve hiç tepki verilmemiş olması bir yana, böyle bir şeyin gündüz vakti olması, o saatte olabilmiş olması daha bir korkunç” dedi.
"Aşağı bölgede oturuyorum ama gidip gelirken korkuyorum”
"Ne yapılacağını bilmiyorum ama burada güvenliği artırsınlar” diyerek sözlerini sürdüren Topal, “Buraya ekipler sık sık gelsin ve böyle şeyler olmasın. Şu anda ben korkuyorum, ailem korkuyor. Hemen şu aşağı bölgede oturuyorum ama gidip gelirken korkuyorum. Diğer şeridi kullanıyorum ama bu kez trafik yoğunluğu oluyor mecburen yine bu tarafa yöneliyorum. Burası daha rahat ama korka korka geçiyorum. O olayın yaşandığı ilk zamanlarda kendi gölgemden bile korkuyordum. ‘Arkamdan bir gelen mi var?’, ‘Ne oldu?’, ‘Ne bitti?’ diye sürekli aklımdan geçiyor. Bu korku hala sürüyor. Ben hala tedirginim burada. Bu olaylar bu ara bu kadar çoğalmışken, burada böyle bir şeyin yapılmış olması, önlenememiş olması çok tehlikeli bence. Böyle bir cesaret ve böyle bir yüzsüzlük nereden geliyor anlamış değilim. Benim yaşım büyük, mezun olduktan sonra kalıp, sonra geldim. Ama benden daha küçükler bu yıl üniversiteye geldiler ve onlar benden daha çok korkuyor şu an” diye konuştu.
Kendisi gibi yaşanan olay sonrasında korkan arkadaşlarının bulunduğunu anlatan Topal, “Arkadaşlarım bana, ‘tehlikeli’, ‘oradan gitme’, ‘geçtiğin yol tehlikeli’, ‘herhangi bir şey olabilir’ diyorlar ama mecburum, öğrenciyim ve kendimi de düşünmek zorundayım. Ama tehlikeli. O kıza da çok üzüldüm gerçekten ve kıza bir şey olmamasına şükrediyorum, şu an tek temennim o” şeklinde konuştu.
“Burası kalabalıksa, o zaman ve rehberim açık şekilde yürüyorum, telefonum sürekli elimde oluyor”
Aynı yoldan yürüyerek geldiğini anımsatarak devam eden Topal, “Ben, genellikle bakıyorum, burası kalabalıksa o zaman yürüyorum. Bakıyorum, burada birileri varsa öyle geliyorum. Yine de insanlarının çoğunun insafı kalmadı ama ben yine de biraz ona sığınıyorum işte, belki bir şey olursa gören olur diye. Zaten telefonum sürekli elimde oluyor. Rehberim hemen açık bir şekilde yürüyorum, babamın telefonu hemen elimin altında oluyor, bir şey olursa hemen ararım diye düşünüyorum. Yoksa, başka türlü buradan hayatta geçemem. Şimdi, sınavlarım başlayacak, akşam saat 19.00’da sınavım var ve ben ona nasıl gidip geleceğimi düşünüyorum. Otobüse bineceğim ama bilmiyorum, hiçbir şekilde güven yok” ifadelerini kullandı.
"Biz bu yolu kullanamıyoruz, çekiniyoruz ve güvenliğinin arttırılmasını istiyoruz”
Üniversitede öğrenim gören kız öğrencilerden Ahsen Özkan ise “Burada, geçtiğimiz zamanlarda bir olay olmuş, biz bu yolu kullanamıyoruz, çekiniyoruz ve güvenliğinin arttırılmasını istiyoruz. Yaşanan olay hoş bir olay değil, yani açıkçası tüylerimiz diken diken oluyor, bunu aramızda konuşamıyoruz bile. Bu yolun güvenliğinin daha fazla arttırılmasını istiyoruz. Biz, burada öğrenciyiz, hep gelip geçiyoruz. Burası yol üzeri ve bir şekilde kullanmamız gerekiyor ve bu bizi korkutuyor. Yapılabilecek bir şey varsa, bunun kat ve kat fazlası yapılmalı. Güvenlik önlemleri arttırılmalı. Üniversite içinde ve dışında olsun, öğrenciler açısından bunlar yapılmalı. Bu olaylar olduktan sonra bu bölgede bir önlem alındı, biz bu önlemlerin sürekli ve devamlı olmasını istiyoruz” diye konuştu.
"Burası güya korunan bir bölge”
Yaşanan elim olayın nerede yaşanırsa yaşansın, çirkin bir olay olduğunu ifade eden İhsan Turhan ise “Bir defa bu olayın üniversitede veya ‘Kuş uçmaz, kervan geçmez’ olarak tabir edilen herhangi bir yerde bile gerçekleşmiş olması gerekmiyor. Bundan daha az diye tabir edilen seviyelerde dahi olması, sözlü bir şekilde bile hoş olmayan ve ahlaki olmayan olayların gerçekleşmesi çok çirkin bir olay. Bunun burada olması veya hiç insanların olmadığı bir yerde olması bir şeyi değiştirmiyor. Veyahut da bu olay duyulmuş ve o kişiyi yakalamışlar, yakalanmamış olsa veya bu olay duyulmamış olsa bile çok çirkin. Çünkü, bunu yaşayan insanlar, bunu hatırlayacaklar. Bu, onlarla hayatları boyunca devam edecek bir şey, onların hayatlarını etkiliyor. Böyle bir şeyi duymuş olmak bile çok kötü. Çünkü, bizim atalarımız, büyüklerimiz bunları duydukları zaman gözleri yaşarıyor. Bu mesele, çok vahim bir mesele. Ancak, bu zamanda böyle olaylar o kadar çok sık yaşanıyor ki bu, ahlaksızlığın bir türü. Bunun başka çeşitleri de olabilir. Artık gençler olarak, yeni jenerasyon olarak tepki dahi gösteremiyoruz buna. Burada kurumlar var, burası çevre yolunun kenarı ve bir sürü insan geçiyor. Dediğim gibi, bu olayın, karşıdaki dağın başında yaşanması bile çok çirkin, ancak burası güya korunan bir bölge. Üniversite veyahut ta çevre yolu. Burası karayollarına ait, burası üniversiteye ait, aşağısı valiliğe ait, insanlar bu kadar arsız” dedi.
Öğrencileri tedirgin eden olay, 12 Ekim 2019 Cumartesi günü saat 12.50’de, SDÜ’deki Doğu ve Batı Yerleşkelerini ortadan kesen İstanbul Caddesi üzerinde meydana geldi. Üniversitede 1. sınıfta okuyan G.Ö. (19) isimli genç kız, bisikletiyle bölgeye gelen 30 yaşındaki M.Ö. tarafından cinsel saldırı, kasten yaralama ve gaspa maruz kaldı. Yaşanan olayda talihsiz G.Ö. yaralanırken, M.Ö. isimli saldırgan ise kaçarak kayıplara karıştı. Telefonu gasp edilen, cinsel ve fiziki saldırıya uğrayan talihsiz genç kız, daha sonra gerekli tedavisi için hastaneye sevk edildi. Genç kız, gerekli tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Öte yandan, çirkin olayı gerçekleştiren zanlı ise Isparta Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince olaydan 3 gün sonra evine yapılan operasyonla kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Sorgusunun ardından adli makamlara sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.