Suriyeli Koleksiyoner El Yazma Eserlere Yeniden Hayat Veriyor
Suriyeli koleksiyoner, yazar ve yayıncı Dr. Ahmet Abdülkerim Necib: 'Bulduğum bazı eserler tamamen kaybolduğu sanılan kitaplardı ve en çok fıkıh üzerine yazılan eserlerdi. Aynı zamanda Arapça ve Osmanlıca yazılan edebiyat eserleri, şiir kitapları ve tarih konularını içeren birçok eser de buldum' 'Benim için bir kitap bir insan gibi. Bu kitaplara emek vererek, kaybolmaya yüz tutmuş halinden yeniden hayata döndürüyor ve tefsirleriyle birlikte yayına hazırlıyoruz' 'Bu eserler bizlere bırakılan bir kültürel miras ve onları bir şekilde korumak zorundayız. Ayrıca İslami ilimler üzerine doğru kaynaklar maalesef çok az'
AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Suriyeli koleksiyoner, yazar ve yayıncı Dr. Ahmet Abdülkerim Necib, koleksiyonunda bulunan el yazmalarından bazılarını "5. Uluslararası İstanbul Arapça Kitap Fuarı"nda sergiliyor.
Necib, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu, "Kitap Bizi Birleştirir" sloganıyla Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde devam eden fuarda, AA muhabirine nadir el yazma eserler üzerine yaptığı çalışmaları anlattı.
Doktorasını Sudan'daki Omdurman İslam Üniversitesi'nde hadis alanı üzerine tamamlayan, Katar'da bir süre öğretmenlik yapan yazar, 1999'dan bugüne İslami ilimler alanında yaptığı bağımsız araştırmaların yanı sıra tarihi el yazma eserleri de yeniden basarak okuyucuyla buluşturuyor.
Bugüne kadar 5 bine yakın nadir el yazma eser topladığını dile getiren Necib, "Bulduğum bazı eserler tamamen kaybolduğu sanılan kitaplardı ve en çok fıkıh üzerine yazılan eserlerdi. Aynı zamanda Arapça ve Osmanlıca yazılan edebiyat eserleri, şiir kitapları ve tarih konularını içeren birçok eser de buldum." diye konuştu.
Ahmet Abdülkerim Necib, topladığı kitaplar içerisinde el yazma Kur'an-ı Kerimler de bulunduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Eserleri genellikle çeşitli Avrupa ülkelerinden, İspanya'dan ve Bosna Hersek'ten topladım. Nerede bir eski el yazma eserin olduğunu duysam dünyanın öbür ucunda da olsa kalkıp gidiyordum. Bulduğum tüm kitapları savaştan önce Suriye Halep'teki evimde muhafaza etmeye çalıştım. Savaş başladıktan sonra yanımda getirebildiğim kitapların birçoğunu ilk olarak Türkiye'ye getirdim. Bu kitaplardan bazısını da Almanya, Fas, Mısır ve Moritanya'daki yayınevlerine ve yine Suriye'deki Atma köyündeki arkadaşlarıma gönderdim."
- "Benim için bir kitap bir insan gibi"
Yaklaşık 500 ve 800 yıllık el yazma eserlerin de koleksiyonunda olduğunu dile getiren Necib, "Bu eserlerin bazılarının restorasyona ihtiyacı var. Kitap kurtlarından, hava koşullarından ve özellikle nemden dolayı oldukça deforme olmuş. Benim için bir kitap bir insan gibi. Bu kitaplara emek vererek, kaybolmaya yüz tutmuş halinden yeniden hayata döndürüyor ve tefsirleriyle birlikte yayına hazırlıyoruz." dedi.
Dr. Necib, Türkiye'de nadir el yazma eserlerin genellikle kütüphanelerde koruma altına alındığını dile getirerek, "Bulduğum eski kitapların dilini her zaman anlamak maalesef kolay değil. Bundan yüzlerce yıl önce matbaacılık sadece Avrupa ve Türkiye'de vardı. Basılan kitapların yanında birçok el yazma eser söz konusu. Doğu ülkelerine ait eserlerin dili her ne kadar Arapça olsa da imladan dolayı birbirlerinden oldukça fark gösteriyor. Bu nedenle anlama konusunda bazen zorluk çekebiliyoruz." ifadelerine yer verdi.
El yazma eserler koleksiyonuna hobi olarak başladığına işaret eden Necib, şu bilgileri verdi:
"Bir gün Saraybosna'ya gidiyordum. Karadağ'dan geçerken arabam bozuldu ve bir evde misafir edildim. Ev sahibi ben oradayken bir sandık açtı. İçerisinde 3 eski kitap ve 2 Kur'an-ı Kerim vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında ev sahibinin babası bu kitapları sandıkta gizlemiş. Oğluna da 'Kimseye gösterme ve eğer bir gün ölürsem bu kitapları mezarımın içine koyun. Bu kitapları biri görürse bizi öldürebilirler.' demiş. Çünkü o dönem bu kitaplar Sovyetler Birliği tarafından yasaklanmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oğul babasının mezarından kitapları geri çıkarmış ve işte o kitaplardan birini de bana kaldığım gün hediye ettiler. O kitaptan sonra da hikayem başladı. Tarihi el yazma kitapları bulmak adına neredeyse tüm dünyayı gezdim ve Rabbim'in de yardımıyla birçok eser buldum."
- "Bugüne kadar ekibimle 250 eser yayınladık"
Dr. Necib, 7 yıl önce Suriye'de bindiği araca bomba isabet etmesi nedeniyle 3 hafta komada kaldığını ve görme kaybı yaşadığını belirterek, "Bana kitapları okuyan bir ekibim var. Ben de tefsir edip onlara nasıl yapmaları gerektiğini anlatıyorum. Bugüne kadar ekibimle birlikte 250 eser yayınladık." dedi.
El yazmalarının kültürel miras olduğunun altını çizen Necib, "Bu eserler bizlere bırakılan bir kültürel miras ve onları bir şekilde korumak zorundayız. Ayrıca İslami ilimler üzerine doğru kaynaklar maalesef çok az. Bugün insanlar kolay bilgi almak adına sadece interneti kullanıyorlar ama kitap bir türlü okumuyorlar. Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, bu kitapların sınıflandırılarak, koruma altına alınmasını rica ediyorum." dedi.
Yazarın yayınladığı eserler arasında "Savaş Alanında İslam", "Faslu'l-Hitab", "Sünnet İlimlerine Giriş" ve "Arapça El Yazmaları Fihristi" yer alıyor.
Kaynak: AA
Necib, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu, "Kitap Bizi Birleştirir" sloganıyla Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde devam eden fuarda, AA muhabirine nadir el yazma eserler üzerine yaptığı çalışmaları anlattı.
Doktorasını Sudan'daki Omdurman İslam Üniversitesi'nde hadis alanı üzerine tamamlayan, Katar'da bir süre öğretmenlik yapan yazar, 1999'dan bugüne İslami ilimler alanında yaptığı bağımsız araştırmaların yanı sıra tarihi el yazma eserleri de yeniden basarak okuyucuyla buluşturuyor.
Bugüne kadar 5 bine yakın nadir el yazma eser topladığını dile getiren Necib, "Bulduğum bazı eserler tamamen kaybolduğu sanılan kitaplardı ve en çok fıkıh üzerine yazılan eserlerdi. Aynı zamanda Arapça ve Osmanlıca yazılan edebiyat eserleri, şiir kitapları ve tarih konularını içeren birçok eser de buldum." diye konuştu.
Ahmet Abdülkerim Necib, topladığı kitaplar içerisinde el yazma Kur'an-ı Kerimler de bulunduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Eserleri genellikle çeşitli Avrupa ülkelerinden, İspanya'dan ve Bosna Hersek'ten topladım. Nerede bir eski el yazma eserin olduğunu duysam dünyanın öbür ucunda da olsa kalkıp gidiyordum. Bulduğum tüm kitapları savaştan önce Suriye Halep'teki evimde muhafaza etmeye çalıştım. Savaş başladıktan sonra yanımda getirebildiğim kitapların birçoğunu ilk olarak Türkiye'ye getirdim. Bu kitaplardan bazısını da Almanya, Fas, Mısır ve Moritanya'daki yayınevlerine ve yine Suriye'deki Atma köyündeki arkadaşlarıma gönderdim."
- "Benim için bir kitap bir insan gibi"
Yaklaşık 500 ve 800 yıllık el yazma eserlerin de koleksiyonunda olduğunu dile getiren Necib, "Bu eserlerin bazılarının restorasyona ihtiyacı var. Kitap kurtlarından, hava koşullarından ve özellikle nemden dolayı oldukça deforme olmuş. Benim için bir kitap bir insan gibi. Bu kitaplara emek vererek, kaybolmaya yüz tutmuş halinden yeniden hayata döndürüyor ve tefsirleriyle birlikte yayına hazırlıyoruz." dedi.
Dr. Necib, Türkiye'de nadir el yazma eserlerin genellikle kütüphanelerde koruma altına alındığını dile getirerek, "Bulduğum eski kitapların dilini her zaman anlamak maalesef kolay değil. Bundan yüzlerce yıl önce matbaacılık sadece Avrupa ve Türkiye'de vardı. Basılan kitapların yanında birçok el yazma eser söz konusu. Doğu ülkelerine ait eserlerin dili her ne kadar Arapça olsa da imladan dolayı birbirlerinden oldukça fark gösteriyor. Bu nedenle anlama konusunda bazen zorluk çekebiliyoruz." ifadelerine yer verdi.
El yazma eserler koleksiyonuna hobi olarak başladığına işaret eden Necib, şu bilgileri verdi:
"Bir gün Saraybosna'ya gidiyordum. Karadağ'dan geçerken arabam bozuldu ve bir evde misafir edildim. Ev sahibi ben oradayken bir sandık açtı. İçerisinde 3 eski kitap ve 2 Kur'an-ı Kerim vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında ev sahibinin babası bu kitapları sandıkta gizlemiş. Oğluna da 'Kimseye gösterme ve eğer bir gün ölürsem bu kitapları mezarımın içine koyun. Bu kitapları biri görürse bizi öldürebilirler.' demiş. Çünkü o dönem bu kitaplar Sovyetler Birliği tarafından yasaklanmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oğul babasının mezarından kitapları geri çıkarmış ve işte o kitaplardan birini de bana kaldığım gün hediye ettiler. O kitaptan sonra da hikayem başladı. Tarihi el yazma kitapları bulmak adına neredeyse tüm dünyayı gezdim ve Rabbim'in de yardımıyla birçok eser buldum."
- "Bugüne kadar ekibimle 250 eser yayınladık"
Dr. Necib, 7 yıl önce Suriye'de bindiği araca bomba isabet etmesi nedeniyle 3 hafta komada kaldığını ve görme kaybı yaşadığını belirterek, "Bana kitapları okuyan bir ekibim var. Ben de tefsir edip onlara nasıl yapmaları gerektiğini anlatıyorum. Bugüne kadar ekibimle birlikte 250 eser yayınladık." dedi.
El yazmalarının kültürel miras olduğunun altını çizen Necib, "Bu eserler bizlere bırakılan bir kültürel miras ve onları bir şekilde korumak zorundayız. Ayrıca İslami ilimler üzerine doğru kaynaklar maalesef çok az. Bugün insanlar kolay bilgi almak adına sadece interneti kullanıyorlar ama kitap bir türlü okumuyorlar. Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, bu kitapların sınıflandırılarak, koruma altına alınmasını rica ediyorum." dedi.
Yazarın yayınladığı eserler arasında "Savaş Alanında İslam", "Faslu'l-Hitab", "Sünnet İlimlerine Giriş" ve "Arapça El Yazmaları Fihristi" yer alıyor.