Batı Karadeniz'in Tarihi Gün Işığına Kavuşuyor
Düzce'de bulunan ve 'Batı Karadeniz'in Efes'i' olarak adlandırılan Prusias ad Hypium Antik Kenti, bugüne kadar korunmuş alanlarıyla arkeologları heyecanlandırıyor Kültür ve Turizm İl Müdürü Resul Taştan: 'Bu bölgede ayakta kalmış tek antik tiyatro. Şu anda tiyatro basamaklarına yakın bir alanda çalışmalar devam ediyor. Her kazdığımız yerde değişik eserlere rastlıyoruz. Basamak ayaklarında aslan figürleri çıkıyor. Bu figürler buranın o çağda ne kadar önemli bir alan olduğunu ortaya koyuyor' Kazı Bilimsel Danışmanı DÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Ahmet Bilir: 'Arkeologlar ve tarih açısından çok önemli bir alan. Hem Helenistik döneme ait eserlerin olduğunu biliyoruz hem de Roma dönemine ait popüler bir kent olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burası arkeolojideki birtakım eksik noktaları ortaya çıkaracaktır. Ankara ve İstanbul arasında bir kent olması da büyük önem taşıyor'
Antik tiyatro, surlar, su kemerleri ve Roma köprüsü gibi yapıların da yer aldığı Konuralp Mahallesi'ndeki antik kent bölgesinde kazı çalışmaları devam ediyor.
Halk arasında "40 Basamaklar" adıyla bilinen, 100 metre uzunluğa ve 74 metre genişliğe sahip antik tiyatronun yarım daire biçimindeki oturma alanı, aslan pençesi figürleriyle süslenmiş basamakları, kemerli geçitleri ve sahnesinin bir bölümü günümüze kadar ulaştı.
Tiyatro, yarım daire biçimindeki oturma alanı, aslan pençesi figürleriyle süslenmiş basamakları, kemerli geçitleri ve sahnesiyle görenlerin ilgisini çekiyor.
- Eserler müzede sergileniyor
Antik kentten çıkarılan eserlerden bazıları, belde girişinde yer alan 3 teşhir salonu, iki depo, laboratuvar ve idari bölümden oluşan müzede sergileniyor.
Müzede, Prusias ad Hypium Antik Kenti'nden çıkarılan buluntulardan oluşan 1789 arkeolojik ve 456 etnografik eser ile 3 bin 837 antik para olmak üzere 6 bin 82 eser bulunuyor.
Müzenin arkeoloji salonunda, Tunç Çağı ve Doğu Roma dönemine ait eserler, toprak kaplar, kandiller, toprak ve mermer heykelcikler, metal eserler, takılar, cam kaplar ve mezar hediyeleri, kronolojik olarak ziyaretçilerin izlenimine sunuluyor. Müzede, Grek, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait altın, bronz ve gümüş paralara da yer verilen 4 sikke bölümü bulunuyor.
- "Kazılarımız ara verilmeden devam ediyor"
Düzce Kültür ve Turizm Müdürü Resul Taştan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batı Karadeniz Bölgesi'nin ayakta kalan tek antik tiyatrosunun Düzce'de olduğunu söyledi.
Tiyatroyu gün yüzüne çıkarmak için kazı çalışmalarının devam ettiğini aktaran Taştan, "Bu tiyatro Helenistik dönemde inşa edilmiş ve Roma döneminde tamiratlar görmüş, 10 bin kişilik büyük bir alan. Bu yıl kazı çalışmaları, Müze Müdürlüğümüz ve Düzce Üniversitesi işbirliğinde devam ediyor. Kazılarımız ara verilmeden devam ediyor ve yıl sonuna kadar sürecek." dedi.
Taştan, arkeologların da yer aldığı 20 kişilik bir ekibin çalışmaları sürdürdüğünü anlatarak, şöyle konuştu:
"Bu bölgede ayakta kalmış tek antik tiyatro. Şu anda tiyatro basamaklarına yakın bir alanda çalışmalar devam ediyor. Her kazdığımız yerde değişik eserlere rastlıyoruz. Basamak ayaklarında aslan figürleri çıkıyor. Bu figürler buranın o çağda ne kadar önemli bir alan olduğunu ortaya koyuyor. Halk dilinde '40 Basamaklar' diye adlandırılan tiyatro alanı kazdıkça daha da güzel görüntü veriyor."
- "Daha önemli sonuçlar almayı hedefliyoruz"
Kazı Bilimsel Danışmanı Düzce Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Ahmet Bilir ise üniversite olarak 2013 yılından bu yana alanda kazı çalışmaları yürütüldüğünü belirtti.
Geçen yıl yapılan çalışmalarda alandaki tiyatronun giriş tünel kısmını ortaya çıkardıklarını, bu yıl ise tiyatronun diğer kısmındaki girişi için çalışmalar yürüttüklerini anlatan Bilir, şunları kaydetti:
"Bu yılki çalışmalarda geçen yıl tespit ettiğimiz en alt sıra oturma basamaklarından açmaya başladık. Bize referans olması bakımından bu yıl çalışmalarımıza bu alt sıra basamaklarına ağırlık verdik. Geçtiğimiz yıllarda tespit ettiğimiz 'Vomitorium'un (izleyicilerin tiyatroya giriş çıkışlarını sağlayan üstü kapalı geçit) giriş kısmının karşı tarafını bulup, tiyatronun orkestra kısmına ulaşmaya çalışıyoruz. Bununla beraber tiyatronun yeni basamaklarını gün ışığına çıkarıyoruz."
Bilir, alanın arkeologlar ve tarih açısından önemli olduğunu dile getirerek, "Hem Helenistik döneme ait eserlerin olduğunu hem de Roma dönemine ait popüler bir kent olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burası arkeolojideki birtakım eksik noktaları ortaya çıkaracaktır. Ankara ve İstanbul arasında bir kent olması da büyük önem taşıyor. Bu bölgeye baktığımızda böyle bir antik kent ayakta kalmış değil. Büyük bir turizm potansiyelini de barındırıyor. Kazı çalışmalarında ekip sayımızı artırabilirsek daha önemli sonuçlar almayı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.