Trabzon Peyzaj Mimarlar Odası Şube Başkanı Engin Aktaş Açıklaması
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Trabzon Şube Başkanı Engin Aktaş, bir kentin geleceği hakkında peyzaj mimarlar olmadan karar verilemeyeceğini söyledi.
Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü ile ilgili bir açıklama yapan Aktaş, "1966 yılında Peyzaj Mimarisi Derneği ile başlamış olan örgütlülüğümüz, 13 Mayıs 1994 yılından itibaren Peyzaj Mimarları Odası çatısı altında devam etmektedir. Bu yıl 24. yaşımızı seneye de 25. yılımızı kutlayacağız. Peyzaj Mimarları Odası TMMOB çatısı altında artık çeyrek yüzyıllık genç bir fidandan, geniş bir gövdeye dönüşmüş ve gövdesine güç veren 6 şubesi 22 temsilciliği 7000 üyesi ile kocaman bir çınar olmak için büyümektedir" dedi.
Peyzaj Mimarları olarak taleplerini sıralayan Aktaş "Peyzaj Mimarlığı disiplininden ülkenin, toplumun ve kamunun en etkin şekilde faydalanabilmesi için bölge ve ülke planlarından Nazım İmar Planlarına oradan da Uygulama İmar Planlarına, her kademede Peyzaj Mimarlarının dahil edilmelerini istiyoruz. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde yapı ruhsat aşamasında peyzaj projeleri isteme kriterlerinin tanımlanmasını, tüm metrekarelerde, tüm yapı adalarında; peyzaj projelerinin zorunlu kılınmasını istiyoruz. Doğal, kültürel ve tarihi sit alanlarının yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerle ülkemizin en değerli alanlarının imara açılarak rant odağı haline getirilmesinin; doğal, tarihi ve kültürel miraslarımızın tahrip edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Kentlerimizin, hoyratça yapılan plan değişikliklerinden korunmasını; yanlış kentsel dönüşüm uygulamalarıyla kimliklerini ve geleceklerini kaybetmelerinin önüne geçilmesini istiyoruz. Doğal afetlerden korunma yönündeki temel insani istemler yönünden; Genç ve diri fay hatları üzerinde yaşadığımız ülkemizde, Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmasını, bu çalışmaların yapılacak planlarda altlık olarak kullanılmasını, kamusal açık ve yeşil alanların deprem faktörüyle değerlendirilmesini, sel gibi artık her yıl yaşadığımız doğal afet gerçeğini göz önünde tutarak, kentler içerisine hapis olmuş derelerimizi ve dere yataklarının ekolojik temelli ıslah edilmesini, yapılacak çalışmalarla oluşacak veriler ışığında sistematik olarak yapı stoğundan arındırılarak, aktif ve pasif rekreasyon alanları olarak tasarlanmasını istiyoruz. Bu sorunlar hem mesleğimizin, hem ülkemizin, hem de peyzaj mimarlarının sorunlarıdır" ifadelerini kullandı.
"Peyzaj mimarlığın bozulan ve yozlaşan hızla büyüyen kentlerin kent kimliğinin yok olmasına, açık-yeşil alanların azalmasına, çarpık kentleşmeye, kentlerin iş merkezleri ve taşıtlar için planlanmasına, insan ve doğa önceliklerinin gün geçtikçe terk edilmesine karşı çalışan bir bilim ve meslek dalıdır" diyen Aktaş "Bir kentin geleceği hakkında peyzaj mimarları olmadan karar verilemez. Yaşanabilir kentler için Peyzaj Mimarları olmazsa olmazdır" açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Peyzaj Mimarları olarak taleplerini sıralayan Aktaş "Peyzaj Mimarlığı disiplininden ülkenin, toplumun ve kamunun en etkin şekilde faydalanabilmesi için bölge ve ülke planlarından Nazım İmar Planlarına oradan da Uygulama İmar Planlarına, her kademede Peyzaj Mimarlarının dahil edilmelerini istiyoruz. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde yapı ruhsat aşamasında peyzaj projeleri isteme kriterlerinin tanımlanmasını, tüm metrekarelerde, tüm yapı adalarında; peyzaj projelerinin zorunlu kılınmasını istiyoruz. Doğal, kültürel ve tarihi sit alanlarının yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerle ülkemizin en değerli alanlarının imara açılarak rant odağı haline getirilmesinin; doğal, tarihi ve kültürel miraslarımızın tahrip edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Kentlerimizin, hoyratça yapılan plan değişikliklerinden korunmasını; yanlış kentsel dönüşüm uygulamalarıyla kimliklerini ve geleceklerini kaybetmelerinin önüne geçilmesini istiyoruz. Doğal afetlerden korunma yönündeki temel insani istemler yönünden; Genç ve diri fay hatları üzerinde yaşadığımız ülkemizde, Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmasını, bu çalışmaların yapılacak planlarda altlık olarak kullanılmasını, kamusal açık ve yeşil alanların deprem faktörüyle değerlendirilmesini, sel gibi artık her yıl yaşadığımız doğal afet gerçeğini göz önünde tutarak, kentler içerisine hapis olmuş derelerimizi ve dere yataklarının ekolojik temelli ıslah edilmesini, yapılacak çalışmalarla oluşacak veriler ışığında sistematik olarak yapı stoğundan arındırılarak, aktif ve pasif rekreasyon alanları olarak tasarlanmasını istiyoruz. Bu sorunlar hem mesleğimizin, hem ülkemizin, hem de peyzaj mimarlarının sorunlarıdır" ifadelerini kullandı.
"Peyzaj mimarlığın bozulan ve yozlaşan hızla büyüyen kentlerin kent kimliğinin yok olmasına, açık-yeşil alanların azalmasına, çarpık kentleşmeye, kentlerin iş merkezleri ve taşıtlar için planlanmasına, insan ve doğa önceliklerinin gün geçtikçe terk edilmesine karşı çalışan bir bilim ve meslek dalıdır" diyen Aktaş "Bir kentin geleceği hakkında peyzaj mimarları olmadan karar verilemez. Yaşanabilir kentler için Peyzaj Mimarları olmazsa olmazdır" açıklamasında bulundu.