Gülen'in Avukatı Açıklaması 'Bu Yapıya Biat Etmediğim İçin Beni Azlettiler'
Fetullah Gülen’in avukatlarından Orhan Erdemli, "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan hakim karşısına çıktığı duruşmada, “19 yıl Fetullah Gülen’in avukatlığı yaptım. Ancak hiç bir zaman müvekkilimle özdeşleşmedim, sözcülüğünü yapmadım. Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener’lerin kitaplarına dava açmadım. Bu yapıya biat etmediğim için beni azlettiler” dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in avukatlarından Orhan Erdemli "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın görülmesine başlandı. İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Erdemli ile avukatı katıldı.
Savunmasında 1994 yılında avukat Fethi Ün’den aldığı tevkil vekaletiyle Gülen’in avuatlığına başladığını, Gülen’den aldığı vekaleti olmadığını belirten Erdemli, “Hakkımda örgütün avukatlık yapısını yönlendirdiğime dair tespit yok. Sadece Fetullah Gülen’in avukatlığını yaptım. Avukatlık mesleğini icra etmem suç delili olamaz. Örgüt içinde aracılık yapmadım, kimseye talimat vermedim. 19 yıl Fetullah Gülen’in avukatlığı yaptım. Ancak hiç bir zaman müvekkilimle özdeşleşmedim, sözcülüğünü yapmadım. PKK liderinin avukatları İmralı dönüşlerinde sert açıklamalar yapmalarına rağmen onlar hakkında bile bu nedenle işlem yapılmadı. Ben müvekkilimle özdeşleşmedim, sözcülüğünü yapmadım. Kişilik haklarına ilişkin tekzipler yayınladım sadece. Gülen’in avukatlığını yaptığım 19 yıllık süreçte hiçbir medya kuruluşuna açıklamam olmadı. Yayınladığım tekzip metinleri açıklama olarak yer aldı” dedi.
“Avukat yapısının arkasında benim kanaatime göre Ramazan Akyürek vardı”
Kendisinden sonraki avukatların ateşli şekilde Gülen’i savunduklarını ifade eden sanık Erdemli, “Örgütün avukatlar imamı Aziz Gürcan büromuza gelerek bize ‘Avukatlar yapılanması kuruldu. Siz bugüne kadar başıboş çalışmışsınız. Bundan sonra bizim sözümüze göre iş yapacaksınız. Bizim söylediğimiz davalar açılacak, bizim söylediğimiz basın açıklamaları yapılacak’ şeklinde itaat talebinde bulundu. Buna itaat etmedim. Bunun üzerine 2012 yılına kadar sürekli ‘İşlerini yapmıyorlar’ diye Fethullah Gülen’e şikayet edildik. 2012 yılında Fetullah Gülen’le ilgili 30’a yakın kitap yazıldı. Bunlardan sadece ikisi hakkında dava açtım. Bunları da müvekkilimin isteği üzerine açtım. Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener’lerin kitaplarına dava açmadım. Bunlardan dolayı benden rahatsızlık duyuluyordu. Bu yapıya itaat etmedim, biat etmediğim için 2013 Aralık ayında da beni sözle azlettiler. Bildiklerimi anlatacağımdan korkuyorlardı. İtirafçı fobisi vardı. ’Latif Erdoğan, Nurettin Veren gibi konuşmasın’ diye 1,5 sene ortağım Hasan Günaydın ile bana her ay 5 bin lira yatırdılar. O avukatların örgütlendiği derneklerin hiç birine üye olmadım, toplantılarına gitmedim. Avukat yapılanması, Gülen’in kuruluşlarını, davalarını, iş adamlarını, derneklerini, şirketleri kontrolü altına aldı. Bu süreçte avukat Nurullah Albayrak’ın Fetullah Gülen’den ıslak imzalı vekalet aldığını öğrendim. Avukat yapısının arkasında benim kanaatime göre Ramazan Akyürek vardı” dedi.
“19 yılda 90 dava açtık, 4 ayda 600 dava açtılar”
Gülen’in militan düzeydeki tüm avukatlarının firari durumda olduğunu kaydeden Erdemli, Gülen müvekkilim olduğu 19 yıl içerisinde toplamda 90 dava açtık. Ancak bizden sonra gelen avukatlar 4 ay içerisinde hukuku sindirme anlamında 600 dava açtılar. Bu benim her habere dava açmadığımı gösteriyor. Gülen grubu 94’te bir açılıma gitti ve kendilerinden olmayan avukatları da tuttular. Ben İskenderpaşa medresesinden gelme milli görüş kökenliyim. Bu yapıya dahil olmadım hiçbir zaman. Ben mesleğimin gereklerini yaptım. Kendimi onlara tahsis etmedim. Gülen’İn avukatı olduğum süreçte bir çok şirketin kurumun da avukatlığını yaptım” diye konuştu.
“Çocuklarımı bu örgütün okullarına göndermedim”
Çocuklarını bu örgütün okullarına göndermediğini anlatan Erdemli devamla şu ifadeleri kullandı; “Milli görüş kökenliyim. Doku uyuşmazlığı vardı çünkü. Darbe girişiminde sonra 18 Temmuz’da aracılar aracılığıyla gerekli ifadeleri vermeye hazır olduğumu, bu yapıyla ilgimin olmadığını söyledim. Bana hakkımda bir soruşturma olmadığı ihtiyaç halinde ifademe başvurulacağı kaydedildi. Etkin pişmanlıktan yararlanan 100’e yakın avukat var. Hiç birinin ifadelerinden benden söz edilmiyor. Bana ilişkin dedikleri tek şey ‘Gülen’in avukatı olarak bilirdik’ şeklindedir. Ülkemizde kaos yaşandı. Ancak bir yıl geçti. Devletimizin gerekli birimleri gerekli araştırmaları yaptılar. Bu örgütle ilişkimin olmadığı ortaya çıkmıştır. Tutuklanmadan dolayı devletime küsmedim, küsmem de. Bildiklerimi, cezaevinden çıkmak için değil bu örgütle ilgili bildiklerimi anlatmak için anlatıyorum. Adalete inancımdan tahliyemi istiyorum.”
Daha sonra söz alan Erdemli’nin avukatı da müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Erdemli’nin tahliye talebini reddeden mahkeme, dosyanın Erdemli’nin sanık olarak yer aldığı "Futbolda şike kumpası davası" ile birleştirilmesine karar verdi.
Kaynak: İHA
Savunmasında 1994 yılında avukat Fethi Ün’den aldığı tevkil vekaletiyle Gülen’in avuatlığına başladığını, Gülen’den aldığı vekaleti olmadığını belirten Erdemli, “Hakkımda örgütün avukatlık yapısını yönlendirdiğime dair tespit yok. Sadece Fetullah Gülen’in avukatlığını yaptım. Avukatlık mesleğini icra etmem suç delili olamaz. Örgüt içinde aracılık yapmadım, kimseye talimat vermedim. 19 yıl Fetullah Gülen’in avukatlığı yaptım. Ancak hiç bir zaman müvekkilimle özdeşleşmedim, sözcülüğünü yapmadım. PKK liderinin avukatları İmralı dönüşlerinde sert açıklamalar yapmalarına rağmen onlar hakkında bile bu nedenle işlem yapılmadı. Ben müvekkilimle özdeşleşmedim, sözcülüğünü yapmadım. Kişilik haklarına ilişkin tekzipler yayınladım sadece. Gülen’in avukatlığını yaptığım 19 yıllık süreçte hiçbir medya kuruluşuna açıklamam olmadı. Yayınladığım tekzip metinleri açıklama olarak yer aldı” dedi.
“Avukat yapısının arkasında benim kanaatime göre Ramazan Akyürek vardı”
Kendisinden sonraki avukatların ateşli şekilde Gülen’i savunduklarını ifade eden sanık Erdemli, “Örgütün avukatlar imamı Aziz Gürcan büromuza gelerek bize ‘Avukatlar yapılanması kuruldu. Siz bugüne kadar başıboş çalışmışsınız. Bundan sonra bizim sözümüze göre iş yapacaksınız. Bizim söylediğimiz davalar açılacak, bizim söylediğimiz basın açıklamaları yapılacak’ şeklinde itaat talebinde bulundu. Buna itaat etmedim. Bunun üzerine 2012 yılına kadar sürekli ‘İşlerini yapmıyorlar’ diye Fethullah Gülen’e şikayet edildik. 2012 yılında Fetullah Gülen’le ilgili 30’a yakın kitap yazıldı. Bunlardan sadece ikisi hakkında dava açtım. Bunları da müvekkilimin isteği üzerine açtım. Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener’lerin kitaplarına dava açmadım. Bunlardan dolayı benden rahatsızlık duyuluyordu. Bu yapıya itaat etmedim, biat etmediğim için 2013 Aralık ayında da beni sözle azlettiler. Bildiklerimi anlatacağımdan korkuyorlardı. İtirafçı fobisi vardı. ’Latif Erdoğan, Nurettin Veren gibi konuşmasın’ diye 1,5 sene ortağım Hasan Günaydın ile bana her ay 5 bin lira yatırdılar. O avukatların örgütlendiği derneklerin hiç birine üye olmadım, toplantılarına gitmedim. Avukat yapılanması, Gülen’in kuruluşlarını, davalarını, iş adamlarını, derneklerini, şirketleri kontrolü altına aldı. Bu süreçte avukat Nurullah Albayrak’ın Fetullah Gülen’den ıslak imzalı vekalet aldığını öğrendim. Avukat yapısının arkasında benim kanaatime göre Ramazan Akyürek vardı” dedi.
“19 yılda 90 dava açtık, 4 ayda 600 dava açtılar”
Gülen’in militan düzeydeki tüm avukatlarının firari durumda olduğunu kaydeden Erdemli, Gülen müvekkilim olduğu 19 yıl içerisinde toplamda 90 dava açtık. Ancak bizden sonra gelen avukatlar 4 ay içerisinde hukuku sindirme anlamında 600 dava açtılar. Bu benim her habere dava açmadığımı gösteriyor. Gülen grubu 94’te bir açılıma gitti ve kendilerinden olmayan avukatları da tuttular. Ben İskenderpaşa medresesinden gelme milli görüş kökenliyim. Bu yapıya dahil olmadım hiçbir zaman. Ben mesleğimin gereklerini yaptım. Kendimi onlara tahsis etmedim. Gülen’İn avukatı olduğum süreçte bir çok şirketin kurumun da avukatlığını yaptım” diye konuştu.
“Çocuklarımı bu örgütün okullarına göndermedim”
Çocuklarını bu örgütün okullarına göndermediğini anlatan Erdemli devamla şu ifadeleri kullandı; “Milli görüş kökenliyim. Doku uyuşmazlığı vardı çünkü. Darbe girişiminde sonra 18 Temmuz’da aracılar aracılığıyla gerekli ifadeleri vermeye hazır olduğumu, bu yapıyla ilgimin olmadığını söyledim. Bana hakkımda bir soruşturma olmadığı ihtiyaç halinde ifademe başvurulacağı kaydedildi. Etkin pişmanlıktan yararlanan 100’e yakın avukat var. Hiç birinin ifadelerinden benden söz edilmiyor. Bana ilişkin dedikleri tek şey ‘Gülen’in avukatı olarak bilirdik’ şeklindedir. Ülkemizde kaos yaşandı. Ancak bir yıl geçti. Devletimizin gerekli birimleri gerekli araştırmaları yaptılar. Bu örgütle ilişkimin olmadığı ortaya çıkmıştır. Tutuklanmadan dolayı devletime küsmedim, küsmem de. Bildiklerimi, cezaevinden çıkmak için değil bu örgütle ilgili bildiklerimi anlatmak için anlatıyorum. Adalete inancımdan tahliyemi istiyorum.”
Daha sonra söz alan Erdemli’nin avukatı da müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Erdemli’nin tahliye talebini reddeden mahkeme, dosyanın Erdemli’nin sanık olarak yer aldığı "Futbolda şike kumpası davası" ile birleştirilmesine karar verdi.