UMED Filistin Kültür Ve Medya Akademisi Mezunları Sertifikalarını Aldı

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "İsrail yönetiminin Başbakanı Netanyahu’nun muhatabı hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyetinin lideri değildir. Onun kendini kıyaslayacağı kendine hedef alacağı eşik bugün bebek katili terör örgütlerinin liderleridir" dedi.

UMED Filistin Kültür Ve Medya Akademisi Mezunları Sertifikalarını Aldı
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED), Filistin Medya İletişim Forumu ve TÜRKAB işbirliğiyle yeni nesil iletişimciler yetiştirilmesi amacıyla düzenlenen “Filistin UMED Medya Akademisi” sertifika töreni gerçekleştirildi.

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, törende yaptığı konuşmada Filistin’in insanlığın kanayan yarası olduğunu belirterek, "İnsanlık dışı uygulamaların merkezinde duran Filistin bugün dünyanın gidişatı açısından da uluslararası sistemin gidişatı açısından da bütün dünya adına çok önemli bir turnusol kağıdı tescil ediyor. Filistin halkına yapılan zulümlerin Filistin’in kaderi üzerinde oynanan oyunların Kudüs’ün statüsü üzerinde oynanan oyunların adeta emperyalizmin uluslararası hegomon güçlerin tek taraflı hukuk dışı insanlık dışı uygulamaların merkezinde olması tüm dünya adına talihsiz bir durumdur. Filistin davasına destek veren Türkiye her zaman Filistinli kardeşlerinin yanında durmaya devam ediyor, devam edecek bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye ve Filistin’in kaderinin bir olduğunu Türkiye’nin kaderinin Filistin olduğunu Filistin’in kaderinin de Türkiye olduğunu gösteren tarih boyunca çok önemli tarihi vesikalar var. Bütün bu unsurların yanında bugün Filistin mücadelesine gerçekten de Türkiye Cumhuriyeti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği önemli motivasyon var" ifadelerini kullandı.

"Filistin davası hiçbir zaman gündemimizden düşmeyecek”

Filistin davasının kahramanlarından 20 yaşındaki Emin Selim’in elinde Türk bayrağı olduğu için saldırıya uğradığını ve elinden Türk bayrağını bırakmadığını anlatan Kıran, "Nasıl Emin Selim kardeşimiz yaralanmasına rağmen o bayrağı dalgalandırıyorsa Türkiye Cumhuriyeti de Filistin davasına verdiği destekle Filistin’in bayrağı uluslararası merkezlerde bütün dünyada dalgalanmaya devam edecek" dedi.

Filistin davası hiçbir zaman gündemimizden düşmeyecek” diyen Kıran, “Müslüman coğrafyası olarak hepimizin üzerinde düşünmesi gereken sorular da var. Bugün Filistin davası eğer sadece Türkiye’nin davası olarak uluslararası gündeme getiriliyorsa sadece Türkiye bu davayı omuzluyorsa o zaman İslam dünyası olarak hep birlikte oturmalı başımızı öne koymalıyız. Bu saldırıların hedefinde bütün Müslümanlar vardır” açıklamasında bulundu.

Filistinli gazetecilerin Türkiye’den basın yeleği, miğfer ve gaz maskesi taleplerinin olduğunu hatırlatan Kıran, isteklerin yerine getirilmesi için talep edilen desteği vereceklerini bildirdi.

“Onun kendini kıyaslayacağı kendine hedef alacağı eşik bugün bebek katili terör örgütlerinin liderleridir”

Kıran, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye’nin son 10 yılda sadece Filistin’e yaptığı ekonomik kalkınma yardımları 500 milyon dolar civarında. Daha fazlasını yapacağız, yapmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman İsrail’in terörist uygulamalarına Türkiye geçit vermemiştir. İsrail’in bugünkü başbakanı birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına dil uzatmaya kalktı nasıl cevaplar aldığını da gördünüz. İsrail Başbakanını muhatap almayacağız kendisinin Cumhurbaşkanımıza gizli bir hayranı olduğunu biliyoruz ama İsrail yönetiminin Başbakanı Netanyahu’nun muhatabı hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyetinin lideri değildir. Onun kendini kıyaslayacağı kendine hedef alacağı eşik bugün bebek katili terör örgütlerinin liderleridir. Kendisini kıyaslayacağı kendi yönetimi açısından örnek alacağı kişilikler de bu terör örgütlerinin elebaşlarıdır. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına dil uzatmaya onun mücadelesini gölgelemeye, baltalamaya hakkı ve haddi olamaz. Buna İsrail yönetiminin başbakanı da dahildir. Kendi ülkesinde yaşadığı sorunları Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına dil uzatarak gölgeleyebileceğini sanarak büyük bir yanılgıya kapıldığını İsrail’de erken seçim kararı alınmasıyla da görmüş olduk.”

Kıran, Türkiye’nin Filistin için koşmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Türkiye Cumhuriyeti Filistin için mücadele etmeye konuşmaya devam edecektir” diye konuştu.



Filistin davası bizim hem milli hem manevi davamızdır"

AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Mehmet Ceylan, 8 haftalık eğitimde hem teorik hem sistematik bilgiler alındığını belirterek, “Akademinin esas amacı Filistin davasını mazlum Filistin halkının yıllardır yaşamış oldukları sıkıntıları dünyaya bağımsız bir şekilde özgürce en doğru şekilde iletebilmektir" dedi.

Ceylan, şöyle konuştu:

Filistin davası bizim mili ve manevi bir davamız. Terör devleti olarak nitelendirebildiğimiz İsrail maalesef 1967 yılından beri o bölgede Filistin halkına terör estirmektedir. Binlerce kardeşimizi şehit ettiler yerlerinden yurtlarından ettiler. Her geçen yıl işgal planını daha da arttırmaktadır. İşgal devam etmektedir. Buna direnen Filistinli kardeşlerimizi gönülden kutluyoruz. Türkiye olarak onların her zaman yanındayız. Başka Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün Türk halkı Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olmuştur olmaya da devam edecektir. Filistin davası bizim hem milli hem manevi davamızdır. Kudüs bizim kutsalımızdır. Kudüs davasını, Kudüs halkının, Filistin halkının Gazze halkının menfaatlerini korumaya onların sorunlarını her uluslararası platformda iletmeye haykırmaya devam edeceğiz.”

Ceylan, 22 gencin akademide aldığı eğitimle Filistin davasını hür ve özgür şekilde bütün dünyaya duyurmaya gayret edeceğini vurguladı.

“Değişim için ayaktayız”

TÜRKAB Başkanı Sait Ali Arslan ise mücadelelerinin hak mücadelesi olduğunu yeni Türkiye mücadelesi olduğunu aktardı. Arslan, “Genç olmak yılmadan, yorulmadan genç kalmak, değişimin lideri olmaktır. Değişim için ayaktayız. Değişimin öncüleri olmak için Filistin’den, Suriye’den, Moritanya’dan, Sudan ve Irak’tan gelen misafir öğrencilerimizle birlikteyiz. Onlar iyi bir iletişimci olsun ki; terör devleti İsrail’in dezenformasyonlarını dünyaya göstersin. Onlar iyi birer iletişimci olsun ki; haksızlıkları dünyaya duyursunlar” ifadelerini kullandı.

"Sürekli basın özgürlüğünden bahsediyoruz. Ancak İsrail’in yaptığı bu zulümleri gündemimize getirmiyoruz"

UMED Başkanı Aslan Değirmenci, İstanbul, Diyarbakır, Ankara’da açtıkları eğitimin hepsinin çok değerli olduğunu belirterek, “Bu mazlum coğrafyalara ulaşan bir akademi olduğu için Filistinli Sudanlı Moritanyalı Suriyeli Iraklı kardeşlerimizle yüreklerimizi birleştirip 8 hafta boyunca birlikte eğitim yaptığımız için bizim için en değerli olanı bu eğitim programının sonundaki öğrencilerimizle birlikte yaptığımız bu sertifika programıdır”şeklinde konuştu.

Filistin’deki gazetecilerin zor şartlar altında mazlumların sesi olmaya çalıştıklarını ifade eden Değirmenci, “Geçen hafta Gazze’den gazeteci misafirlerimiz vardı. Şu an burada bulunan Filistinli yazar Zaher kardeşimizle onları ağırladık. Filistinli gazeteci heyeti şu anda Gazze’de barışçıl eylemleri takip etmek üzere görevli olan 30 tane gazetecinin İsrail tarafından esir tutulduğunu belirttiler. İsrail tarafından barışçıl gösterilere yapılan müdahalelerde iki tane genç gazeteci arkadaşımızın şehit edildiğini öğrenmiş durumdayız. 2000 yılından bugüne kadar İsrail’in katlettiği Filistinli gazeteci sayısının 200 olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Gazeteci arkadaşlarımız barışçıl gösteri eylemlerini takip etmek için kendilerine karşı orantısız güç kullanıldığı gibi gözaltına alınarak sansür girişiminde bulunuyor. Ama biz gazeteciler sürekli basın özgürlüğünden bahsediyoruz. Ancak İsrail’in yaptığı bu zulümleri gündemimize getirmiyoruz. Bu konuda basınımızın daha duyarlı olmasını rica ediyorum” dedi.

Filistinli gazetecilerin yaptıkları toplantıda çok basit taleplerinin olduğuna dikkat çeken Değirmenci, şöyle konuştu:

“Bizden lobi istemediler, slogan istemediler, eylem istemediler. Bir basın yeleği bir miğfer ve gaz maskesi istediler. Filistin’den gelen gazeteci kardeşlerimizi görevlerini yerine getirebilmek için bir başka Türkiyeli meslektaşlarından talep ettikleri 3 şey var gaz maskesi, miğfer ve basın yeleği. Can güvenlikleri yok. Kendi güvenlikleri temin ettikten sonra İsrail’in zulümlerini haberleştirebilmek için görüntü alabilmek için ellerinden geleni yapmak için Kudüs’ün bir anla da miğferliğini yüklenmek için bizden bunları istiyorlar. Bütün Kudüs yüreklilerden bu çağrıya ses vermelerini istiyorum. Biz TÜRKAB ve UMED olarak bu çağrıya kulak verdik ve hepiniz adına kendilerine ellişer adet göndermek için söz verdik. Desteklerinizi talep ediyoruz. Gazze’nin içinde bulunduğu insani krizlere değinmek ve barışçıl protestoları takip etmek için görevlendirilen gazetecilerin İsrail askerleri tarafından bilinçli olarak hedef alınmasını insan hakları ihlali olduğu kadar basına sansür girişimidir. Aynı zamanda evrensel hukuka da ihanettir. Bu ihaneti de UMED olarak kınıyoruz.”

Protokol konuşmalarının ardından Medya Okulundan mezun olup, sertifika almaya hak kazanan öğrencilere sertifikaları verildi.

Törende Demiurk Sanat Akademisi ise katılımcılara Filistin temalı halk dansı gösterisi sundu.
Kaynak: İHA