Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Durum Büyük Ölçüde Kontrol Altında'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birisine maruz kalmasına rağmen iki aya kalmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde bu fırsatçılarla mücadele edecek kendilerine gereken yaptırımları uygulayacağız" dedi.
AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Durumun büyük ölçüde kontrol altına alındığını söyleyen Erdoğan, fırsatçılara da yaptırımlar uygulanacağını söyledi.
"2 aylık aradan sonra yeniden bir toparlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum"
Krizin üstesinden gelmek için büyük reformları ve köklü değişimleri kısa sürede hayata geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birisini maruz kalmasına rağmen iki aya kalmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Döviz kurunun bir anda böylesine artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Bunu söylemekle de asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız durum tespitidir. Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız, çözmemiz gereken sorunlarımız elbette var. Seçimlerin hemen ardından da zaten kolları sıvamış, ekonomik reformlar için hazırlıklara başlamıştık. Ama bu gerçeklerle yaşadıklarımız arasında öylesine büyük bir orantısızlık var ki, ister istemez işin altında başka şeyler aramaz zorunda kalıyoruz ve bunların olduğunu da görüyoruz. Krizin kaynağı mahiyetindeki odakların yaptığı açıklamalar sorunun farklı sebeplere ve saiklere dayalı olarak tırmandırıldığını açıkça gösteriyor. Her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelmek için normal şartlarda yıllara sari olarak yapabileceğimiz büyük reformları ve köklü değişimleri kısa sürede hayata geçirdik, geçiriyoruz. Unutmayın, bizler ilk göreve geldiğimizde hatırlayın, ülkemizin hali ekonomik olarak neydi ve o krizlerden aldığımız Türkiye’yi kısa sürede nereye getirdiğimizi unutmayın. Biz bu konuda bu işin sıkıntılarını, hastalığını da biliyoruz. Tedavi yollarını da biliyoruz. Kısa zamanda bu işi toparladık ve yolumuza devam ediyoruz. Özel sektörümüzün bu fırsata çevirecek maharete sahip olduğunu biliyorum. İnşallah yaklaşık 2 aylık aradan sonra yeniden bir toparlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum.
"Yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. O zaman külahları değiştiririz"
"Bazıları krizi fırsata çevirmekle fırsatçılığı bir birine karıştırıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kuru ile hiçbir işi olmayan pek çok sektörde bir anda büyük fiyat artışları yaşandığına dair yoğun şikayetler alıyoruz. Milletime sesleniyorum, bunun adı fırsatçılıktır. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde bu fırsatçılarla mücadele edecek kendilerine gereken yaptırımları uygulayacağız. Türkiye’yi faiz, kur, enflasyon şeytan üçgeninden çıkartana kadar gereken her türlü adımı atacağız. Bizim ekonomi reçetemizde üretim, tasarım, teknolojiyi geliştirme, ihracat, istihdam, refahın tabana yayılması, mağduru ve mazlumu sahipsiz bırakmamak vardır. Türkiye’yi hala siyasi ve ekonomik vesayetin temsilcisi uluslararası kuruluşların kucağına itmek isteyenlere cevabımızı bu şekilde veriyoruz. Ülkemizi kendi çözümlerimizle, programlarımızla hedeflerimize ulaştıracağız. Elbette her türlü yatırıma, katkıya açığız. Yeter ki bunun bedelini bize egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Türkiye borcuna sadıktır. Yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. O zaman külahları değiştiririz. AK Parti döneminde ülkemizi diyet borçlarından kurtarana kadar çok mücadele ettik, fedakarlıkta bulunduk. Yeniden Türkiye’nin aynı cendereye sokulmasına izin vermeyiz" diye konuştu.
"Bu millet seni çok iyi bilir, bizi de çok iyi bilir"
Finansal danışmanlık hizmeti alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalara da değinen Erdoğan, "Güya bizi töhmet altında bırakarak aslında örtülü bir şekilde ülkemizi yeniden aynı cendereye sıkma girişiminden ibarettir. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz. Ana muhalefetin başındaki zat şunu da çok iyi bilsin, sınırlarımızın içinde bayrağımızın dalgalanması, ezanlarımızın okunması konusunda ne kadar kararlıysam bu konuda da aynı hassasiyete sahibiz, onu seninle de paylaşmayız. Bize bu konuda ders vermeye kalkma, bu millet seni çok iyi bilir, bizi de çok iyi bilir. Biz bu göreve geldiğimizde IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. Kılıçdaroğlu, senin bundan haberin yok demek ki. 2013, biz IMF’ye borcumuzu sıfırladık. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkarttık. Tamam bir düşüş yaşadık ama bu böyle devam edecek diye bir şey yok. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmayacağını biliyoruz. Kendi ayakları üzerinde yükselttiğimiz Türkiye’ye hiç kimse yeniden diz çöktürtemeyecektir. Aksi yöndeki tüm dedikodular, iftiralar, FETÖ’cü hainlerin, PKK’lı katillerin varlıklarını ülkemize ve milletimize bina etmiş kifayetsizlerin eseridir" şeklinde konuştu.
"O teröristler bilsinler ki, bunu en az 800 ile ödeyecekler"
Terörle mücadelede kararlılık mesajı veren Erdoğan, "Bir ölür bin diriliriz, evvelallah. 8 şehidimiz mi var, o teröristler bilsinler ki, bunu en az 800 ile ödeyecekler. Şu anda zaten Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te her yerde kaçacak delik arıyorlar. İnlerine gire gire bunları bitireceğiz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
"2 aylık aradan sonra yeniden bir toparlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum"
Krizin üstesinden gelmek için büyük reformları ve köklü değişimleri kısa sürede hayata geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birisini maruz kalmasına rağmen iki aya kalmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Döviz kurunun bir anda böylesine artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Bunu söylemekle de asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız durum tespitidir. Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız, çözmemiz gereken sorunlarımız elbette var. Seçimlerin hemen ardından da zaten kolları sıvamış, ekonomik reformlar için hazırlıklara başlamıştık. Ama bu gerçeklerle yaşadıklarımız arasında öylesine büyük bir orantısızlık var ki, ister istemez işin altında başka şeyler aramaz zorunda kalıyoruz ve bunların olduğunu da görüyoruz. Krizin kaynağı mahiyetindeki odakların yaptığı açıklamalar sorunun farklı sebeplere ve saiklere dayalı olarak tırmandırıldığını açıkça gösteriyor. Her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelmek için normal şartlarda yıllara sari olarak yapabileceğimiz büyük reformları ve köklü değişimleri kısa sürede hayata geçirdik, geçiriyoruz. Unutmayın, bizler ilk göreve geldiğimizde hatırlayın, ülkemizin hali ekonomik olarak neydi ve o krizlerden aldığımız Türkiye’yi kısa sürede nereye getirdiğimizi unutmayın. Biz bu konuda bu işin sıkıntılarını, hastalığını da biliyoruz. Tedavi yollarını da biliyoruz. Kısa zamanda bu işi toparladık ve yolumuza devam ediyoruz. Özel sektörümüzün bu fırsata çevirecek maharete sahip olduğunu biliyorum. İnşallah yaklaşık 2 aylık aradan sonra yeniden bir toparlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum.
"Yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. O zaman külahları değiştiririz"
"Bazıları krizi fırsata çevirmekle fırsatçılığı bir birine karıştırıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kuru ile hiçbir işi olmayan pek çok sektörde bir anda büyük fiyat artışları yaşandığına dair yoğun şikayetler alıyoruz. Milletime sesleniyorum, bunun adı fırsatçılıktır. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde bu fırsatçılarla mücadele edecek kendilerine gereken yaptırımları uygulayacağız. Türkiye’yi faiz, kur, enflasyon şeytan üçgeninden çıkartana kadar gereken her türlü adımı atacağız. Bizim ekonomi reçetemizde üretim, tasarım, teknolojiyi geliştirme, ihracat, istihdam, refahın tabana yayılması, mağduru ve mazlumu sahipsiz bırakmamak vardır. Türkiye’yi hala siyasi ve ekonomik vesayetin temsilcisi uluslararası kuruluşların kucağına itmek isteyenlere cevabımızı bu şekilde veriyoruz. Ülkemizi kendi çözümlerimizle, programlarımızla hedeflerimize ulaştıracağız. Elbette her türlü yatırıma, katkıya açığız. Yeter ki bunun bedelini bize egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Türkiye borcuna sadıktır. Yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. O zaman külahları değiştiririz. AK Parti döneminde ülkemizi diyet borçlarından kurtarana kadar çok mücadele ettik, fedakarlıkta bulunduk. Yeniden Türkiye’nin aynı cendereye sokulmasına izin vermeyiz" diye konuştu.
"Bu millet seni çok iyi bilir, bizi de çok iyi bilir"
Finansal danışmanlık hizmeti alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalara da değinen Erdoğan, "Güya bizi töhmet altında bırakarak aslında örtülü bir şekilde ülkemizi yeniden aynı cendereye sıkma girişiminden ibarettir. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz. Ana muhalefetin başındaki zat şunu da çok iyi bilsin, sınırlarımızın içinde bayrağımızın dalgalanması, ezanlarımızın okunması konusunda ne kadar kararlıysam bu konuda da aynı hassasiyete sahibiz, onu seninle de paylaşmayız. Bize bu konuda ders vermeye kalkma, bu millet seni çok iyi bilir, bizi de çok iyi bilir. Biz bu göreve geldiğimizde IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. Kılıçdaroğlu, senin bundan haberin yok demek ki. 2013, biz IMF’ye borcumuzu sıfırladık. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkarttık. Tamam bir düşüş yaşadık ama bu böyle devam edecek diye bir şey yok. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmayacağını biliyoruz. Kendi ayakları üzerinde yükselttiğimiz Türkiye’ye hiç kimse yeniden diz çöktürtemeyecektir. Aksi yöndeki tüm dedikodular, iftiralar, FETÖ’cü hainlerin, PKK’lı katillerin varlıklarını ülkemize ve milletimize bina etmiş kifayetsizlerin eseridir" şeklinde konuştu.
"O teröristler bilsinler ki, bunu en az 800 ile ödeyecekler"
Terörle mücadelede kararlılık mesajı veren Erdoğan, "Bir ölür bin diriliriz, evvelallah. 8 şehidimiz mi var, o teröristler bilsinler ki, bunu en az 800 ile ödeyecekler. Şu anda zaten Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te her yerde kaçacak delik arıyorlar. İnlerine gire gire bunları bitireceğiz" ifadelerini kullandı.