Merkez Bankası PPK Toplantı Özeti (2)

Özetten: 'Gerek belirsizliklerin ve finans piyasalarındaki oynaklığın azalması gerekse ekonomiyi destekleyici teşviklerin katkısıyla önümüzdeki dönemde ekonominin ılımlı bir büyüme sergilemesi beklenmektedir' '2017 yılı ocak ayında sıkı duruşun güçlendirilmesi ile Türkiye'nin finansal göstergeleri iyileşme kaydetmiştir' 'Kamu harcama ve vergi politikalarının bütüncül bir yaklaşımla, bütçe dengesinin yanı sıra büyüme, yurt içi tasarruf ve enflasyon gibi diğer makroekonomik değişkenlere olan etkisini de dikkate alması, para politikası ve maliye politikası arasındaki eş güdümün daha da güçlendirilmesine katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir'.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, gerek belirsizliklerin ve finans piyasalarındaki oynaklığın azalması gerekse ekonomiyi destekleyici teşviklerin katkısıyla gelecek dönemde ekonominin ılımlı bir büyüme sergilemesinin beklendiği belirtildi.

Kurulun 16 Mart'taki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, son dönemde küresel iktisadi faaliyete ilişkin öncü göstergeler ve bekleyişlerin olumlu seyrettiği, bir taraftan Avrupa'daki seçim iklimi, ABD'nin dış ticaret ve maliye politikalarının nasıl şekilleneceğine ilişkin haberlerin finansal piyasalarda oynaklık yaratmaya devam ettiği, diğer taraftan küresel para politikasına ilişkin belirsizliklerin azalmasının küresel risk iştahını desteklediği kaydedildi.

Gelişmekte olan ülkelerde olumlu büyüme görünümünün de etkisiyle portföy girişleri gözlendiği belirtilen özette, 2016 yılında belirgin bir artış gösteren küresel enerji fiyatlarının, enerji piyasasındaki olumlu arz koşulları nedeniyle son aylarda daha istikrarlı bir görünüm sergilendiğine işaret edildi.

Özette, ocak ayında sıkı duruşun güçlendirilmesi ile Türkiye'nin finansal göstergelerinin iyileşme kaydettiği, Türkiye'nin bu dönemde tüm göstergelerde yakın dönemdeki kayıplarını büyük ölçüde telafi ederken, diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştığı aktarıldı.

TCMB'nin fonlama faizindeki yükselişe karşın kredi faizlerinin ılımlı seyrettiği, büyüme görünümündeki kısmi toparlanma, makroihtiyati düzenlemeler ve kamu teşviklerinin etkisiyle kredi büyümesindeki canlanmanın devam ettiği belirtilen özette, 'Nitekim son dönemde tüketici kredileri ve Türk lirası cinsinden ticari kredi büyümesi geçmiş yıllar ortalamasını yakalamıştır.' denildi.

- Aşağı ve yukarı yönlü riskler

PPK özetinde, geçen yılın son çeyreğinde iç talepte bir miktar toparlanma gözlense de toparlanmanın sektörel yayılımının sınırlı kaldığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

'Ana eğilim itibarıyla ekonomide ılımlı bir büyüme kaydedilmiştir. Yakın döneme ilişkin göstergeler Türk lirasındaki değer kaybı ve güven kanalının da etkisiyle yılın ilk çeyreğinde yurt içi talebin yavaşladığına işaret etmektedir. Bununla birlikte, gerek belirsizliklerin ve finans piyasalarındaki oynaklığın azalması gerekse ekonomiyi destekleyici teşviklerin katkısıyla önümüzdeki dönemde ekonominin ılımlı bir büyüme sergilemesi beklenmektedir. Diğer taraftan, turizm gelirlerindeki toparlanmanın hızı, küresel ekonomik görünüm, küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Öte yandan, son dönemde alınan teşvik ve tedbirlerin olası gecikmeli etkileri yukarı yönlü bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.'

Özette, iktisadi faaliyetteki ılımlı eğilime rağmen Türk lirasındaki birikimli değer kaybına bağlı olarak ortaya çıkan maliyet baskılarının enflasyonda belirgin bir yükselişe neden olduğu, döviz kurlarındaki oynaklık, maliyet kanalıyla olduğu kadar beklenti ve fiyatlama davranışı kanalıyla da enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluşturduğu belirtilerek, 'Önümüzdeki dönemde döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli yansımalarının yanı sıra özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi kaynaklı olarak kısa vadede enflasyondaki yükselişin devam edeceği öngörülmektedir.' denildi.

Kurulun, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar verdiği bildirilen özette, mart ayındaki toplantıda Geç Likidite Penceresi borç verme faiz oranının yüzde 11'den yüzde 11,75'e yükseltildiği, diğer TCMB faizlerinin ise sabit tutulduğu hatırlatıldı.

- 'TCMB, elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek'

Özette, TCMB'nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmelerin yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği belirtildi.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin, enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği kaydedilen özette, şu görüşlere yer verildi:

'Önümüzdeki dönemde para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Bu doğrultuda, 2016 yılındaki vergi artışlarının yıllık enflasyon üzerindeki etkisinin kademeli olarak ortadan kalkması enflasyondaki düşüşe destek verebilecektir. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.'

Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu vurgulanan özette, 'Ayrıca, mali disiplinin sağlamış olduğu alan 2016 yılında olduğu gibi iktisadi faaliyetin yavaşladığı dönemlerde maliye politikasının bütçe dengelerinde kalıcı bir bozulma olmadan döngü karşıtı olarak uygulanabilmesine olanak sağlamaktadır. Kamu harcama ve vergi politikalarının bütüncül bir yaklaşımla, bütçe dengesinin yanı sıra büyüme, yurt içi tasarruf ve enflasyon gibi diğer makroekonomik değişkenlere olan etkisini de dikkate alması, para politikası ve maliye politikası arasındaki eş güdümün daha da güçlendirilmesine katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir.' ifadelerine yer verildi.

(Bitti)

Kaynak: AA