Latif Şimşek: Kudüs düşerse hedef İstanbul'dur

Beyazgazete yazarı Latif Şimşek Kudüs konusunda dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Latif Şimşek: Kudüs düşerse hedef İstanbul'dur
Latif Şimşek: Kudüs düşerse hedef İstanbul'dur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmeye hazırlanan Trump'a tepkisi sert olmuş, 'Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Bölgedeki sorunları derinleştirecek böyle bir adım atamazsın, İslam dünyasını hareketlendiririz' demişti.

Beyazgazete yazarı Latif Şimşek de Kudüs meselesi hakkında dikkat çeken bir açıklamada bulunarak 'Kudüs düşerse hedef İstanbul'dur' iddiasında bulundu.

Yazısında 2 yıl önce Filistin'de yaşadıklarına da yer veren Şimşek 'Ortadoğu'da yakılan ateşin bir “Haçlı-Siyonist Savaşı” olduğunu haykırıyorum' dedi.

İşte Latif Şimşek'in  Kudüs düşerse hedef İstanbul'dur başlıklı yazısı:

İki yıl önce Filistin`deydim.
Mescidi Aksa`nın önünde İsrail askerleri vardı. Dört kapısında da.
İstediklerini alıyor, istemediklerini sokmuyorlardı kutsal mabede.
Biz gitmeden bir hafta önce, genç bir kadını vurmuşlardı Aksa`nın kapısında. Silahsız, günahsız genç bir Müslüman kadını. Tek suçu İsrail`lli askerlerin kendisini aramasına direnmekti. Tek suçu, “Bizim mabedimizde ne işiniz var?” diye sormaktı.
Bir restoranda akşam yemeği yedik.
Hesabı istedik sonra. “hesap ödendi” dediler.
Kim ödeyebilirdi, Kudüs`te bizim hesabımızı? Şaşırdık. Israr ettik ödemek için.
Filistinli bir adam geldi yanımıza, “Siz Türksünüz, ben bu restoranın sahibiyim. Sizden hesap almam ben” dedi. Sonra devam etti:
“Siz bizim umudumuzsunuz. Tayyip Erdoğan bizim umudumuz. Sarılacak, tutunacak Erdoğan`dan başka dalımız kalmadı. Türkiye bizim tek güvencemiz. Erdoğan`a selam söyleyin. O sadece Türkiye`nin lideri değil, tüm İslam aleminin, tüm ezilenlerin lideri.”
Gözlerimiz nemlendi.
Biraz daha devam etse ağlayacaktık.
Ertesi gün tesadüfen küçük bir kafeteryada çay molası verdik.
Çay ocağının arkasında kocaman bir Erdoğan posteri, yanında Türk bayrağı, onun yanında da Ak Parti`nin logosu vardı. Şaşırdık yine. Dükkan sahibi masamıza geldi. Hepimize sarıldı, kucakladı.
Erdoğan`ın posterini , Türk Bayrağı`nı, Ak Parti logosunu sorduk.
“Burda tüm Filistinli`ler Ak Partili`dir, niye biliyor musunuz?” dedi. Bilmiyoruz dercesine gözlerine baktık. O devam etti:
“1967`deki Arap-israil savaşından sonra, hiçbir lider, Erdoğan gibi Filistin davasına sahip çıkmadı. 1949`da İsrail`i ilk tanıyan devlet Türkiye`ydi. Şimdi israil`e rest çekebilen tek ülke Türkiye, tek lider Erdoğan.”
Ertesi gün, İbrahim Camisi`nde öğle namazı kılmaya hazırlanırken, yaşlı bir Filistinli geldi. “Türk müsünüz?” diye sordu, Türkçe olarak. “Evet” dedik. Sarıldı boynumuza. “Siz, Türkler buraya daha çok gelin. Siz geldikçe bizim yüzümüz gülüyor, İsrail`in yüzü asılıyor. Bizim tek umudumuz sizsiniz. Hayatta tek dileğim, ölmeden önce Tayyip Erdoğan`ı görebilmek ve O`na sarılabilmek.”

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ