Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (2)

'Birtakım güvenli bölgeler vakti zamanında kurulabilmiş olsaydı, Rus uçakları bu kadar açık bir şekilde gelip Kuzeybatı Suriye'yi bombalayamayacaktı. Ya da bu güvenli bölgeler oluşturulmuş olsaydı, DAEŞ başta olmak üzere birçok terör örgütü bu kadar rahat hareket edemeyecekti. Dolayısıyla bu, geç kalınmış bir meseledir. Türkiye'nin yapmış olduğu, çok doğru bir teklifti. Maalesef geç kalındı' 'Uluslararası camianın kararsızlığından kastım budur. Yani göz göre göre, dünyanın gözü önünde, neredeyse seneyi aşmış bir dönemde, Musul'da DAEŞ işgali sürüyor. Ve dünyanın gündemine yeni geliyor. Ümit ederiz ki DAEŞ de bütün terör örgütleri de Suriye'den ve Irak'tan kaldırılırlar, buralardan çıkarılırlar' 'Şimdi dünyanın bu kadar çok kriz ve kaos içerisinde olması, yeni bir denge arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Bu denge arayışı içerisinde biz de Türkiye olarak diyoruz ki 'Yeter, biraz da mazlum milletlere bakın. Biraz da hakkını şimdiye kadar alamamış olan milletlere bakın.' Afrikalıların, Asyalıların, Latin Amerikalıların da hakkı var, onları da görün. Onların da sesine itibar eden bir dünya sistemi kuralım. Teklifimiz budur'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Birtakım güvenli bölgeler vakti zamanında kurulabilmiş olsaydı, Rus uçakları bu kadar açık bir şekilde gelip Kuzeybatı Suriye'yi bombalayamayacaktı. Ya da bu güvenli bölgeler oluşturulmuş olsaydı, DAEŞ başta olmak üzere birçok terör örgütü bu kadar rahat hareket edemeyecekti. Dolayısıyla bu, geç kalınmış bir meseledir. Türkiye'nin yapmış olduğu, çok doğru bir teklifti. Maalesef geç kalındı' dedi.

Kurtulmuş, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 5. Olağanüstü Zirvesi için gittiği Endonezya'nın başkenti Cakarta'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kuzey Suriye'de yeniden bir şehrin inşa edilmesi konusundaki tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, ABD olmak üzere uluslararası koalisyon ülkelerinin Suriye konusunda şimdiye kadar ortak bir noktada hareket edemediğini belirtti.

Suriye konusunda önce 'rejim gitsin', sonra 'rejim kalsın, Esed gitsin', daha sonra da 'her ikisi de kalsın' denildiğini anımsatan Kurtulmuş, Suriye'de fikirler konusunda da hep değişimler olduğunu söyledi.

Sadece göçmen meselesi değil, diğer meselelerde de ABD ve koalisyon ülkelerinin, ortak bir çizgi içerisinde kalmadığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Şimdi bazı konularda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Şehirler kuralım. Birtakım tampon bölgeler yapalım. Buralarda güvenli bölgeler oluşsun' tezi, başından itibaren kendi başbakanlığı döneminde ortaya koymuş olduğu çok doğru bir tez. Eğer bunu yapmayı başarabilseydi uluslararası camia, gerçekten güvenli bölgeler olsaydı, bugün belki bu kadar 8 milyona yaklaşan Suriyeli mülteciden bahsediyor olmayacaktık. Ayrıca oralara yine birtakım güvenli bölgeler vakti zamanında kurulabilmiş olsaydı, Rus uçakları bu kadar açık bir şekilde gelip Kuzeybatı Suriye'yi bombalayamayacaktı. Ya da bu güvenli bölgeler oluşturulmuş olsaydı, DAEŞ başta olmak üzere birçok terör örgütü bu kadar rahat hareket edemeyecekti. Dolayısıyla bu, geç kalınmış bir meseledir. Türkiye'nin yapmış olduğu, çok doğru bir teklifti. Maalesef geç kalındı. İnşallah bundan sonra, kısa bir süre içerisinde yapılması mümkün olur.'

Kurtulmuş, Suriye'de, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi konusunda Türkiye'nin taleplerinin olduğunu belirterek, 'Uçuşa yasak bölge olmuş olsaydı, bugün Suriye bir terörist organizasyonlar, terör örgütleri konfederasyonu haline gelmezdi. Dolayısıyla bu uçuşa yasak bölgenin ilan edilmemiş olması hem terör gruplarını çok ciddi bir şekilde kuvvetlendirmiştir hem de rejim uçakları kalkmış, sivilleri bombalamış, kendi şehirlerini yok etmiş... Rus uçakları Eylül 2015'ten bu yana 8 binin üzerinde sorti yapmış, bunun yüzde 90'ı Suriyeli ılımlı muhaliflere ve sivil vatandaşlara karşı olmuş. Okullar yıkılmış, sağlık ocakları, hastaneler yıkılmış, birtakım kamplar yıkılmış, sadece yüzde 10'u DAEŞ'e karşı yapılmış. Dolayısıyla buradaki tezimiz eğer dinlenmiş olsaydı, bugün Rusların bu kadar rahat hareket etmesi, Rejim uçaklarının bu kadar rahat etmesi mümkün olmayacaktı ve onun sonucunda da belki bu kadar çok sayıda insan ölmeyecekti' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye'de daha kötü sonuçların alınmaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Suriye'de yeni şehir inşa edilmesi, korunması ve uçuşa yasak bölge ilan edilme' meselesinin bir an önce gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı.

- 'Musul'da DAEŞ işgali sürüyor'

ABD Başkanı Barack Obama'nın DAEŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon Özel Temsilcisi Brett McGurk'ın, Musul'u kurtarma operasyonuna yönelik açıklamalarına dair değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, bunun çok geç kalmış bir tepki olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, DAEŞ tarafından Musul işgal edildiği zaman kimsenin kılının kıpırdamadığını belirterek, 'Musul, IŞİD tarafından işgal edildiğinde, bir tek silah atılmadı ve şehir teslim edildi. Uluslararası camianın kararsızlığından kastım budur. Yani göz göre göre, dünyanın gözü önünde, neredeyse seneyi aşmış bir dönemde, Musul'da DAEŞ işgali sürüyor. Ve dünyanın gündemine yeni geliyor. Ümit ederiz ki DAEŞ de bütün terör örgütleri de Suriye'den ve Irak'tan kaldırılırlar, buralardan çıkarılırlar' ifadelerini kullandı.

- 'Terörü ortaya çıkaran bütün sebepleri ortadan kaldıralım'

Meselenin sadece DAEŞ olmadığına ve DAEŞ'in bir sonuç olduğuna işaret eden Kurtulmuş, terörü ortaya çıkaran nedenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Numan Kurtulmuş, işgaller, iç çatışmalar, otokratik rejimler, vekalet savaşları, yoksulluk ve adaletsizliğin ortadan kaldırılmasıyla DAEŞ gibi başka terör örgütlerinin de ortada durmasının mümkün olmayacağını söyledi.

Dünya kamuoyunun bir zamanlar sıklıkla El-Kaide'den bahsettiğini dile getiren Kurtulmuş, 'Dünyanın her yerinde uluslararası bir terör networku haline gelmişti. Şu soruyu sorduk mu hiç, eğer Afganistan'ın Ruslar ve arkasından da Amerikalılar tarafından işgali olmasaydı, El-Kaide diye bir terör örgütü olur muydu? Ona zemin hazırlayan sosyal, ekonomik, siyasal şartlar oluşmayacaktı. Aynı şekilde Irak'ın Amerikalılar tarafından işgali, ardından Suriye'deki rejimin kendi halkına karşı yürüttüğü bu kampanya, tabiri caizse onları soykırıma tabi tutan bu saldırılar olmasaydı, bugün belki DAEŞ diye bir terör örgütü bulunmayacaktı. Dolayısıyla hem terör örgütlerini yok edelim hem de terörü ortaya çıkaran bütün bu ekonomik, siyasi, sosyal sebepleri de ortadan kaldıralım' değerlendirmesinde bulundu.

İslam dünyasına da önemli sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Kurtulmuş, 'İslam dünyası, bütün sorunları sadece dışarıdan gelen tehditlerle açıklayamaz. İslam dünyası, kendi içerisinde de İslam'ın barışçıl yüzünü, huzur, adalet, hakkaniyet dolu yüzünü ortaya koyması lazım' dedi.

Kurtulmuş, terör meselesiyle savaşmanın, İslam ülkeleri açısından sadece kendi güvenliklerini sağlama meselesi olmadığını, aynı zamanda gerçek İslamın bütün dünyaya tanıtılması için önemli bir vazife olduğunu söyledi.

- 'Bu sistem yürümez'

Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) beş daimi üyesinin bazı konulardaki tutumunun hatırlatılmasının ardından, bu yapının değişmesi yönündeki tartışmaların hatırlatılması üzerine, dünyanın ilk defa bu durumu net bir şekilde eleştiren bir ses duyduğuna dikkati çekti. 'Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Dünya 5'ten büyüktür' derken, bu anlamda geniş kitleleri sadece Müslüman coğrafyaların değil, dünyadaki mağdur, mazlum ülkelerin halklarının taleplerini de gündeme getirmiş oluyor' şeklinde konuşan Kurtulmuş, bunun aslında, 'Bu sistem yürümez. İsteseniz de dünya sorunlarını bu sistem çözemiyor' anlamına geldiğini belirtti.

Temelinde adalet, hakkaniyet olan yeni bir dünya sistemine ihtiyaç olduğuna işaret eden Kurtulmuş, 'Dünyanın gözü önünde olan Ukrayna krizi çözülebiliyor mu? İsrail'e kimse 'gık' çıkarabiliyor mu? İsrail'in kendi gücünden değil bu. İsrail'in arkasında 'dayıları' var. İsrail, ne yaparsa yapsın, Mescid-i Aksa'yı yaksa yıksa bile 'Yapmayın ayıp oluyor' diye birtakım sesler gelecek. Ama BMGK'da hiçbir şekilde bunlar tedip edilmeyecek' değerlendirmesinde bulundu.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin her platformda, 'Dünya 5'ten büyüktür' demeye devam ettiğine dikkati çekerek, 'Çünkü 5 ülkenin canı can da diğerleri ne olacak? Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu, tabii ki çok kolay değil. Her küresel sistem büyük savaşlardan sonra kuruluyor. Şu andaki sistem İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dengeler üzerine kuruldu. O dengeler bitti. Şimdi dünyanın bu kadar çok kriz ve kaos içerisinde olması, yeni bir denge arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Bu denge arayışı içerisinde biz de Türkiye olarak diyoruz ki, 'Yeter, biraz da mazlum milletlere bakın. Biraz da hakkını şimdiye kadar alamamış olan milletlere bakın.' Afrikalıların, Asyalıların, Latin Amerikalıların da hakkı var, onları da görün. Onların da sesine itibar eden bir dünya sistemi kuralım. Teklifimiz budur. 'Dünya, 5'ten büyüktür' demek, bu demektir' ifadelerini kullandı.

(Bitti)
Kaynak: AA