Çevre Ve Şehircilik Bakanı Özhaseki Açıklaması

'Terör örgütünün lojistik üssü gibi görünün belediyeler konusunda hükümetin kararlılığı devam ediyor. Eylemlere karışan, terörü destekleyen, belediye imkanlarını, devletin imkanlarını terör örgütünün emrine veren, onlara para sağlayan, her türlü destek veren belediyelere kayyum atanmaya devam ediliyor' 'Kayyumlar da orada bir taraftan kaymakamlık yapıyorlar, bir taraftan vali yardımcılığı görevini yapıyorlar, bir taraftan da belediye hizmetlerini en iyi şekilde vermeye başlıyorlar. Eskiden terör örgütünün emrine verilmiş olan kaynaklar şimdi kayyumlar vasıtasıyla orada vatandaşın emrine veriliyor' 'Pazartesi gününden itibaren bütçe görüşmeleri başlıyor, 10 gün kadar sürer. Bu süre içinde anayasa metni Meclise gelir ve onaylandıktan sonra da hepinizin bildiği gibi 2 ay içinde referanduma gidilir. Bizim kararımız, 367'yi bulsak bile yani anayasayı Mecliste değiştirecek çoğunluğu bulsak bile millete soralım istiyoruz'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 'Terör örgütünün lojistik üssü gibi görünün belediyeler konusunda hükümetin kararlılığı devam ediyor. Eylemlere karışan, terörü destekleyen, belediye imkanlarını, devletin imkanlarını terör örgütünün emrine veren, onlara para sağlayan, her türlü destek veren belediyelere kayyum atanmaya devam ediliyor.' dedi.

Özhaseki, Kayseri Valiliğini ziyareti öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Hakkari'nin Çukurca ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyerek, bunun bir an önce son bulmasını Allah'tan niyaz ettiklerini söyledi.

Biraz önce Hakkari Valisi ile de görüştüğünü ifade eden Özhaseki, 'Orada etkisiz hale getirilen 3 teröristten bahsediliyor ama çok daha fazla sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini söyleyebiliriz. Çatışma bölgesinin arka tarafı Kuzey Irak. Ara ara sızma yapmaya çalışıyorlar ve o sızmalar neticesinde de bu tür çatışmalar çıkabiliyor.' dedi.

Özhaseki, yaklaşık 2 yıl önce başlayan ve terör örgütünün özellikle çukur kazarak, ellerindeki belediyelerle öz yönetim ilan ederek, bölücülük noktasında atmış oldukları bir adım olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

'Buna karşı da hükümet olarak bizler aynı zamanda devlet olarak da çok sert cevap verdik. Şehirlerimizden, illerimizden teröristleri temizledik. Allah'a hamd olsun şehirlerimiz çok güvenli. Sonra dağlarda yığınak yaptıkları, kış boyunca saklanıp eyleme hazırlandıkları bütün inlerini de başlarına yıktık. Sonra yurt dışında hepinizin bildiği gibi Türk Silahlı Kuvvetleri özellikle destek veriyor, oradaki dost kuvvetler epeyce bir alanı temizlediler. Bizim terör konusundaki azmimiz, kararlılığımız aslında terör örgütünü çökertti. Bu bitmişlik, tükenmişlik sendromu içinde bir taraftan 'biz bitmedik' demek, bir taraftan da can yakıcı eylemler ortaya koyabilmek amacıyla ara ara da bu tür hareketler yapıyorlar. Bazen bombalama, bazen suikastler, bazen ses getirici eylemleri yapabilmeleri doğrusu mümkün görünüyor önümüzdeki günlerde. Bu konuda gerek istihbarat birimlerimiz gerekse güvenlik güçlerimiz müthiş derecede eskiye bakarak çok başarılı bir biçimde önceden haber alarak birçok eylemi de engelliyorlar ama ara ara istemediğimiz, olmasını asla hoş görmediğimiz bu tür eylemler de olabiliyor. Bizim bu kararımız, bu ciddiyetimiz, bunların üzerine sert bir şekilde gidişimiz terör örgütünü bitirecektir diye düşünüyorum.'

- Belediyelere yapılan görevlendirmeler

Terör örgütünü destekleyen belediyelere kayyum atanmasına da değinen Özhaseki, 'Terör örgütünün lojistik üssü gibi görünün belediyeler konusunda hükümetin kararlılığı devam ediyor. Eylemlere karışan, terörü destekleyen, belediye imkanlarını, devletin imkanlarını terör örgütünün emrine veren, onlara para sağlayan, her türlü destek veren belediyelere kayyum atanmaya devam ediliyor.' ifadelerini kullandı.

Özhaseki, vatandaşların bu belediyelerin teröristlerden kurtarılıp kayyum atanmasına son derece sıcak baktığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

'Kayyumlar da orada bir taraftan kaymakamlık yapıyorlar, bir taraftan vali yardımcılığı görevini yapıyorlar, bir taraftan da belediye hizmetlerini en iyi şekilde vermeye başlıyorlar. Eskiden terör örgütünün emrine verilmiş olan kaynaklar şimdi kayyumlar vasıtasıyla orada vatandaşın emrine veriliyor. Birçok bölgede zaten terör yaşandığı için ben bir fiil gidip çalışıyorum, 7 bölge var çalıştığım, binlerce ev yapılıyor, altyapısını baştan sona yeniliyoruz. Su kaynaklarını yeniliyoruz, kanallarını yeniliyoruz, arıtma tesislerini yapıyoruz, yollarını yapıyoruz, parklarını yapıyoruz. Orada vatandaşın güven içerisinden huzurla oturabileceği bir imkan sağlamaya gayret ediyoruz.'

- Anayasa değişikliği

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye'de anayasa değişikliklerinin yıllardır tartışıldığını, özellikle 1980 ihtilalinden sonra yapılan anayasanın bütün siyasilerin dilene pelesenk olduğunu anlattı.

'Her seçimde inerler çıkarlar, ihtilal kalıntısı anayasayı lanetlerler, yeni anayasadan bahsederler fakat iş başına geçildiği zaman hepsi ufak bir U hareketi çizerdi' diyen Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Hem mevcut anayasayı beğenmeyeceksiniz hem Türkiye'nin önündeki en önemli engel olarak göreceksiniz hem onu değiştirmek için her türlü, seçimde malzeme yapacaksınız, sonra 'gelin yeni bir anayasa yapalım, sıfırdan, bu anayasa özgürlükçü olsun, çoğulcu olsun, katılımcı olsun, dünyadaki tüm gelişmelere açık olsun, çok uzun maddelerle kanun yazıyor gibi yazmayalım, temel maddeleri ortaya koyalım, ilkelerimizi belli olsun' denildiğinde önce 'tamam' der gibi davranacaksınız sonra oturunca kırmızı çizgilerle başlayan, amalarla devam eden ve yapmamak için her türlü bahaneyi uyduran bir tavır içinde olacaksınız. Bütün bu gelişmeler, milletin gözü önünde yaşandı. En sonunda biz AK Parti olarak şöyle bir kanaate vardık; biz kendi düşündüğümüz anayasayı yazalım, Meclise getirelim, millet oy veriyor mu vermiyor mu görsünler, yeni anayasa nasıl olur görsünler. Bu noktada biz doğrusu 'Meclise güveniyoruz' dedik. Bu konuda çalışmalar yaparken MHP'den bir teklif geldi. Onlar da hali hazırdaki tıkanıklığı giderebilmek için bir teklifte bulundular. Çok kısa süre içerisinde bu tür bir teklif olunca, buna da sıcak baktık. 10-12 maddelik anayasa değişikliği metni önümüzdeki günlerde Meclise gelecek. Pazartesi gününden itibaren bütçe görüşmeleri başlıyor, 10 gün kadar sürer. Bu süre içinde anayasa metni Meclise gelir ve onaylandıktan sonra da hepinizin bildiği gibi 2 ay içinde referanduma gidilir. Bizim kararımız, 367'yi bulsak bile yani anayasayı Mecliste değiştirecek çoğunluğu bulsak bile millete soralım istiyoruz. Buna ne diyor millet görelim istiyoruz.'

- 'Yeni sistemle iki başlılığın ortadan kalkmasını amaçlıyoruz'

Bu konudaki ufak tefek pürüzlerin de aşıldığını dile getiren Özhaseki, 'İsmi konusunda pürüzler vardı, aşıldı. Yani anayasa içerisinde hükümet etme biçimi, modeli açısından bakıldığında başkanlık sistemi mi olur, cumhurbaşkanlığı sistemi mi olur, bu konuşulmuştu. Cumhurbaşkanlığı sisteminin daha doğru olacağı kanaati hepimizde oluştu. Çünkü başkanlık sözü o kadar çok kullanılmaya başlandı ki. Bir gazete haberine göre Türkiye'de 3 milyon 200 bin civarında galiba başkan varmış. O zaman biraz işler de karışıyor. Cumhurbaşkanlığı da bütün milletin gözünde üst bir makamdır, saygın bir makamdır. Bunun ismine çok takılmamak gerektiği hususu hepimizde bir kanaat oluşturdu.' diye konuştu.

Bakan Özhaseki, yeni sistemle iki başlılığın ortadan kalkmasını amaçladıklarını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

'Eskiden iki başlılık mı vardı? Evet, iki başlılık vardı. Geçmişte, 10-20 yıl geriye gidildiğinde, Türk siyasi hareketine bakan herkes, elini vicdanına koyup şunu söylesin; Bir tarihte rahmetli Özal var mıydı? Evet. Peki onun Demirel ile çekişmeleri, kendi partisinden iş başına getirdiği Mesut Yılmaz ile çekişmelerini herkes unuttu mu? Hayır, unutmadı. Sonra Demirel geldiğinde aynı çekişmeleri Türkiye yaşadı mı? Yaşadı. Hatta biz şunlara da şahidiz; yurt dışına cumhurbaşkanı giderken yanında birkaç bakanla gider. Eskiden hükümetlerle cumhurbaşkanının çekişmesinden dolayı, 'O cumhurbaşkanının yanında kimse gitmeyecek' diye başbakanlar emir verirlerdi. Şimdi yurt dışına Türkiye'yi temsilen giden bir cumhurbaşkanın arkasından telefon edilerek 'Siz ona bakmayın, yanında kimse yok, hükümeti temsil etmiyor' denilmesini hazmedebilir miyiz? Bütün bunları yaşamadık mı? Yaşadık. Ahmet Necdet Sezer kim tarafından getirilmişti, kimin teklifiydi, kimin dünya görüşüne uygundu? Rahmetli Ecevit'in. Yaşanan çekişmeleri, o tartışmaları, krizleri hep birlikte görmedik mi? Hala bu sistem üzerinde ısrar etmek, herhalde 'Türkiye aynı krizlerle boğuşsun, koalisyonlara mahkum olsun, biz de aradan ne çıkarırsak' demekten başka bir şey değildir. Böyle bir menfaatçi tavır, oportünist tavır olamaz. Burada bizim amacımız iki başlılığın kaldırılmasıdır.'

Buradaki ikinci önemli konunun istikrar olduğuna işaret eden Özhaseki, cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinde güven ve istikrar olacağını, ekonominin büyüyeceğini, gelişeceğini söyledi.

Özhaseki, dışarıdan sermaye akımının da hızlanacağını dile getirerek, 'İnşallah bu sistemle kalkınma da büyüme de daha hızlı olacaktır. Şunu unutmayalım: Bu coğrafyada yaşamanın belki de en önemli şartı güçlü olmaktır, büyük olmaktır. Bunun yolu da güçlü iktidardan geçiyor. Bu konuda biz ısrarla devam edeceğiz ve milletimize de derdimizi, gayretimizi anlatmaya bundan sonra da devam edeceğiz.' dedi.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kayseri ziyareti

Bakan Mehmet Özhaseki, daha sonra Vali Süleyman Kamçı'yı makamında ziyaret etti.

Özhaseki, burada yaptığı açıklamada da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın 4 Aralık Pazar günü Kayseri'yi ziyaret edeceklerini, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de kentte olacağını belirtti.

Erdoğan'ın, Abdullah Gül'ün adının verildiği müzenin açılışı dolayısıyla Kayseri'de olacağını aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:

'Sayın Başbakanımız da bu vesileyle Kayseri'de olacak. Pazar günü aynı zamanda toplu açılış töreni olacak. Gerek kamunun yaptığı gerekse de belediyelerimizin yaptığı, özel sektörde de organize sanayi bölgesinde yaptırılan fabrikaların açılışı olacak. Bu toplu açılış töreninde Kayserili hemşehrilerimizin bulunmalarını arzu ediyoruz, davet ediyoruz. Bir taraftan da 15 Temmuz'da Kayseri'nin göstermiş olduğu dirayet, gayret, alanları doldurma ve özellikle son gece İstanbul'dan sonra rekor kırma gibi bir özelliği var. Bu özelliğinden dolayı da değerli Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızla konuştuğumuzda Kayseri'ye gelerek, Kayseri halkına teşekkür etmek istediklerini söylediler. Kayserililer'in gösterdiği o ilgiden dolayı bir kere daha muhabbetlerini ilettiler. Kayseri'de 220 bin kişi ile o final gecesini yapmamızdan dolayı Kayseri halkına şükranlarını arz edeceklerini, teşekkür edeceklerini söylediler. Yani Kayserili hemşehrilerimizle Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın buluşma günü olacak. Bu buluşmada bütün Kayserili hemşehrilerimizi alana bekliyoruz. Saat 15.00 gibi inşallah burada olacaklar. Belki hava biraz soğuk olabilir ama tedbirli giyinerek bütün hemşehrilerimizi bu alana bekliyoruz. Güzel bir kavuşma, güzel bir sohbet olacağını ümit ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın daha birçok şehre gitmeden Kayseri'ye gelerek böyle teşekkür etmek istemesi karşısında, hemşehrilerimizin de iyi bir cevapla meydanı her zaman olduğu gibi dolduracaklarını ümit ediyoruz.'
Kaynak: AA