'Bizi Birinci Beyin Mi Yoksa İkinci Beyin Mi Yönetiyor?'

Bağırsakların içinde barındırdığı bin kadar mikroorganizma ile son derece zengin bir mikrobiyotaya sahip, önemli özelliklere sahip bir organ olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, "Bizi birinci beyin mi yoksa ikinci beyin mi yönetiyor sorusu son yıllarda sıkça gündeme gelen ve farklı bakış açılarıyla değerlendirilerek değişik yorumlara neden olan bu konuya, beyin bağırsakları yönetiyor, bağırsaklar mikrobiyotaları ile sadece beyni etkiliyor diyebiliriz" dedi.

İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, son zamanlarda bağırsakların kaygı bozukluğu ve depresyondan otizm, alzheimer, parkinsona kadar uzanan geniş bir yelpazede beyne ait pek çok fonksiyon üzerinde de etkileri olduğu yönünde açıklamalar olduğunu belirterek, "Bu mikroorganizmalar topluluğu her ne kadar bir araya gelip şiir yazamaz, problem çözemezse de beyin faaliyetlerine katkıda bulunur. ’Kontrolsüz güç, güç değildir’ denilse de bir etkileşim vardır. Bağırsak ortamında yer alan bu mikroorganizmaların yüzde 85’i vücut için gerekli, faydalı dost mikroorganizmalar iken, geri kalanı vücudun zayıf düştüğü zamanlarda hastalıklara neden olan ’fırsatçı’ mikroorganizmalardır" dedi.



"Bağırsak Mikrobiyotasının Dengesi Beyin Fonksiyonlarını Etkiliyor"

Bağırsak mikrobiyotasında bulunan mikroorganizmaların dengede olmalarının çok önemli olduğunu bildiren Dr. Atilla Bektaş, herhangi bir şekilde denge fırsatçı ya da hastalık yapıcı mikroorganizmaların lehine bozulduğunda bağırsakların içerisindeki bazı maddelerin dışarı sızıp kana geçerek beynimize kadar ulaşabildiğini belirtti.

Dr. Beşkat, "Mikroorganizmaların ürettiği nöropatojenik olarak nitelendirilen bu maddeler beyinle ilgili fonksiyonlara zarar verebilir. Tersine bağırsaktaki dost mikroorganizmalar da beyin fonksiyonlarını etkileyen bazı maddeler salgılarlar, bağırsak çeperinde yer alan hücrelerin hemen altındaki ‘dentritik hücreler’in uzantılarınca salgılanan bu maddeler alınır. Minik paket halinde alınan bu maddeler kan dolaşımıyla beyine ulaşarak beyin fonksiyonları üzerinde olumlu etki yaratırlar" diye konuştu.

Diğer taraftan beyin otonom sinir sisteminin bir parçası olan nervus vagus denilen bir sinir ağı ile mide ve bağırsaktaki açlık, ağrı ve benzeri durumları algıladığını belirten Dr. Bektaş, "Dahası beyinden de sindirim sistemine çeşitli komutların bu yolla iletilmesi söz konusudur. Bu ayrı bir mekanizma olup, yukarıda anlatılan mikrobiyota beyin etkileşim sisteminden farklıdır" dedi.



"Sağlık, Organların Hepsinin İyi Çalışması ile Mümkün"

"Beyin ile ilgili bu hastalıkların oluşumunun tek bir nedene bağlı olmadığı da unutulmamalıdır" diyen Dr. Atilla Bektaş, ayrıca mikrobiyotamız güçlü olduğunda bağışıklık ve sindirim sistemi güçlü olacağından kendimizi sağlıklı ve dinç hissedeceğimizi bildirdi. Bektaş, "Aslında bu mekanizma bütün organlarımız için geçerlidir. Örneğin karaciğer ve böbrekleri iyi çalışmayan birinin de beyin fonksiyonları bundan etkilenir" dedi.

Kaynak: İHA