22. Türkiye İlahiyat Fakülteleri Dekanları Toplantısı Bayburt Üniversitesinde Başladı
22. Türkiye İlahiyat Fakülteleri Dekanları toplantısı Bayburt Üniversitesinde başladı.
Bayburt Üniversitesi Yeni Kampüs Konferans Salonu’ndaki açılış konuşmaları ile başlayan toplantıya Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, YÖK Yürütme Kurulu üyeleri, Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, Bayburt Üniversitesi akademik personeli, ilahiyat fakülteleri dekanları ve öğrenciler katıldı.
Toplantı saygı duruşunda bulunulmasından ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Bayburt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Mahmut Gözün tarafından Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı.
Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, ilahiyat fakültelerinin dünden bugüne yaşadığı sıkıntıları örneklerle anlattı. Bugünkü duruma da değinen Hacımüftüoğlu, "Ne oluyor, mantar gibi bitiyor ilahiyat fakülteleri diyorlar. Ayıptır, günahtır, Allah verdiği nimeti geri alır. Bu benzetme affedilir bir benzetme değildir. 80 tane İlahiyat Fakültesi var. Nüfusumuz 80 milyon. Bir milyona bir ilahiyat fakültesi çok mu? Ah bir ilahiyat olsa dediğimiz dönemlerden sonra şimdi Allah nimeti bol verdi. Fazla oldu demeye başladık maalesef. Ben bunu saygıdeğer meslektaşlarımdan duymak istemiyorum "diye konuştu.
Hacımüftüoğlu, YÖK Başkanı Saraç’a ve ilahiyat fakültelerinin açılmasında katkısı olanlara teşekkürlerini iletti.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu ise ilahiyat fakültelerinde 100 binin üzerinde örgün eğitim öğrencisi olduğunu belirterek 21. yüzyılın İslam âlimini yetiştirecek neslin Anadolu topraklarında olduğunu kaydetti.
İlahiyat eğitiminin yılın her günü olması gerektiğini vurgulayan Hatipoğlu, öğrencilerin istenen kalitede yetişmesi için bunun gerekli olduğunu anlattı. Hatipoğlu, "İdari görevler bizim için arizî görevlerdir, önemli olan ulema geleneğini sürdürmektir. Geçmişte hocalarımızdan aldığımız ilim geleneğini gelecek nesillere aktarmaktır" dedi.
Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun konuşmasına ‘Bu kadim şehre, bu güvenilir şehrin huzurlu üniversitesine hoş geldiniz’ sözleriyle konuşmasına başladı.
Bayburt Üniversitesinin akademik birimleri hakkında bilgi veren Rektör Coşkun, üniversitenin her geçen gün adından söz ettirmeye devam ettiğini ifade ederek bir ay içerisinde Bayburt Üniversitesinde yapılan faaliyetlerden ve yapılacak faaliyetlerden bahsetti.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİ KENDİLERİNDEN BEKLENEN MİSYONU ÜSTLENMEYE BAŞLADI
YÖK Başkanı Yekta Saraç ise fakülte dekanlarının bir araya geldiği toplantılarda ortaya çıkan sonuçların çok daha yararlı olduğunu belirterek, " Fakülte dekanlarının tespitleri rektörlüklerce doğrudan bize intikal ediyor. Onun için bu toplantılar bizim içi ayrı bir öneme haiz. Bir üniversitelerde fakülteler var bir de ilahiyat fakültesi vardı. Bir üniversite hocası vardı, bir de ilahiyatta ders verenler vardı. Biz bu ayrımı kaldırdık. İlahiyat fakülteleri hak ettiği yeri buldu. Yükseköğretimin dönüşümünde pek çok diğer fakülte mensupları gibi ilahiyat fakülteleri de kendilerinden beklenen misyonu üstlenmeye başladılar. ’’dedi.
Öğrenci sayısı meselesinin, kaliteyle, nitelikle, keyfiyetle, sebep-sonuç ilişkisi türünden bir ilişkiye sahip olmadığına dikkati çeken Saraç, ’’Eğer öyle olsaydı iki hocaya bir öğrencinin düştüğü fakültelerde İmam-ı Azamlar yetişirdi, Serahsiler yetişirdi; ama olmadı. Elbetteki öğrenci sayısı ve dersin niteliği arasında bir ilişki vardır; ama bu sebep-sonuç ilişkisi değildir. Bu sene 9 ilahiyat fakültemiz öğrenci almaya başladı.
Bu çok sevindirici bir gelişme. Önümüzdeki sene kurulmuş olan daha henüz öğrenci almayan diğer fakültelerimiz de öğrenci almaya başlayacak. Bu önemli bir husus. Toplamda baktığımızda geçen seneye göre sadece 200 civarında kontenjan artışı var. Niye bu böyle oldu? Bunun böyle oluşunun sebebi, aslında şu an ilahiyat fakültelerinde yeni açılan programlarda sayısal olarak hoca yetersizliği söz konusu. Fakat genele baktığımızda Türkiye’de aslında hoca yetersizliğinden söz etmek mümkün değil. Nasıl oluyor bu. Maalesef büyük illerdeki bazı fakültelerde bir hoca deposu şeklinde sürekli bir yığılma söz konusu. Bu da YÖK’ün bu dönemde hemen önümüze alıp çözmemiz gereken sorunlardan birisi oluyor. Bilginiz olsun biz bu sene ikinci öğretimi 160 ile sınırladık ’’diye konuştu.
Öğretim üyesi ve öğrenci ilişkisinin, sadece ilahiyat fakültelerinde değil diğer fakültelerde de kurulması gerektiğini vurgulayan Saraç, ’’Yani sürekli hocanın alındığı ama ’Öğrenci istemiyorum o kalsın, o az olsun, daha az olsun, daha daha az olsun’ anlayışını biz diğer fakültelerde de ilahiyat fakültesin için de doğru bir düşünce olarak kabul etmiyoruz. Bu toplantıdan umduğumuz faideler ne olabilir? Bu sene kanun gereği bizim dışımızda, bizim aldığımız kararların dışında zorunlu hazırlık sınıfı ile ilgili bir değişiklik yapıldı. Hemen hepsinde zorunlu hazırlık bulunan ilahiyat fakültelerimizin bir kısmı zorunlu hazırlıktan düştü. Biz bu konunun tartışılması için YÖK’te sizlerle bir toplantı yaptık. Bu toplantıda aslında büyük çoğunluk ilahiyat fakültelerinin birinci sınıf, ikinci sınıf gibi bir şeye düşülmemesi içindi. Çoğu fakülte dekanlarımızın teklifi bunun 5 yıla çıkması şeklinde idi. Bize de sıcak geldi. Eğitim öğretim ile ilgili değişiklikleri biz oy çokluğu ile değil mutabakatla alınması taraftarıyız. Onun için biz bunu şu an dondurduk. Bu sene zorunlu hazırlığı olanlar, olmayanlar ayrımı önümüzdeki sene ortadan kalkacak gibi. Şimdiden pek çok üniversitemizin rektörleri ile görüşüyorum’’ açıklamasında bulundu.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE NİTELİKLİ ARAPÇA EĞİTİMİ İÇİN BİR ADIM ATACAĞIZ
Zorunlu hazırlık sınıfı bulunmayan ilahiyat fakültelerinde, Arapça eğitimi yani Arap dili edebiyatı ve belagatinin nitelikli şekilde nasıl öğretileceği hususunda kendilerine bir öneri sunulmasını isteyen Saraç, ’’Öneri gelmemesi durumunda biz bir adım atacağız. Şunu müphem bırakamayız. Zorunlu hazırlık sınıfı olmayanlarda Arapça eğitiminin öylesine verildiği bir ilahiyat fakültesini ne biz isteriz ne siz istersiniz. Bundan dolayı bunlar ilgili bir adım atacağız. Dolayısıyla buna yönelik önerilerin sizler tarafından gelmesi tercihimizdir evleviyetle. Onun için lütfen bu öncelikli bir maddeniz olsun. Zorunlu hazırlık sınıfı olmayan ilahiyat fakültelerinin her sena kaç kredi ile verilmesi icap ettiği alanında çalışan sizlersiniz’’ dedi.
Bazı fakültelerde bazı yıllarda bazı derslerin biriktirilmesinin söz konusu olduğunu kaydeden Saraç, "Temadi etmesi gereken derslerin, ilahiyatın temeli olan derslerin iki yılda tamamlanıp daha sonra bambaşka bir bağlamda derslerin, ziyadesiyle de seçmeli derslerden götürülmesi şikâyetlere oluyor, YÖK’e bu konuya ilişkin öğrenci şikâyetleri geliyor. Tabii ki yükseköğretim kurumlarının yöneticileri sizler, üst yöneticiler olan rektörler ve üst kurul yöneticileri bizler, öğrenci memnuniyetini dikkate almak durumundayız. Dolayısıyla tefsir, hadis, fıkıh, Arapça gibi derslerin, olmazsa olmaz derslerin 4 yıla da yayılması icap etmektedir. Bu diğer sosyal bilimlerin ihmal edilmesi anlamına da gelmez. Tabii ki İslam felsefesi de olacak. Sosyal bilimlerle ilgili kavramların, onlardan neşet eden analiz yöntemlerinin her halükarda öğrencilerimize de verilmesi gerekir. Bizim bahsettiğimiz husus bazı derslerin bir yerde biriktirilmesi ve yayılmaması hususudur. İlahiyat derslerinin tartışmalarla geçtiği yönünde şikâyetler var. Daha bilgi verilmeden derslerin tartışılması konusunu da dikkate alacağınızı düşünüyorum. ’’ değerlemesinde bulundu.
Bayburt Valisi Yusuf Odabaş ise Bayburt hakkında bilgi vererek Bayburt’ta en büyük iyiliğin üniversitenin kurulmasıyla yapıldığını belirterek huzurlu bir şehir olan Bayburt’ta üniversitenin daha da gelişmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu vurguladı.
YÖK Başkanı daha sonra Bayburt Valiliğini ziyaret ettikten Bayburt Üniversitesine geçti. Burada YÖK Başkanı Saraç’ı yabancı uyruklu öğrenciler çiçekle karşıladı.
Rektörlük makamında Rektör Coşkun’dan üniversite hakkında bilgi aldı ve üniversite şeref defterini imzaladı. Program, Rektör Çoşkun’un yöresel el dokuma halısı hediyesiyle son buldu.
Kaynak: İHA
Toplantı saygı duruşunda bulunulmasından ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Bayburt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Mahmut Gözün tarafından Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı.
Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, ilahiyat fakültelerinin dünden bugüne yaşadığı sıkıntıları örneklerle anlattı. Bugünkü duruma da değinen Hacımüftüoğlu, "Ne oluyor, mantar gibi bitiyor ilahiyat fakülteleri diyorlar. Ayıptır, günahtır, Allah verdiği nimeti geri alır. Bu benzetme affedilir bir benzetme değildir. 80 tane İlahiyat Fakültesi var. Nüfusumuz 80 milyon. Bir milyona bir ilahiyat fakültesi çok mu? Ah bir ilahiyat olsa dediğimiz dönemlerden sonra şimdi Allah nimeti bol verdi. Fazla oldu demeye başladık maalesef. Ben bunu saygıdeğer meslektaşlarımdan duymak istemiyorum "diye konuştu.
Hacımüftüoğlu, YÖK Başkanı Saraç’a ve ilahiyat fakültelerinin açılmasında katkısı olanlara teşekkürlerini iletti.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu ise ilahiyat fakültelerinde 100 binin üzerinde örgün eğitim öğrencisi olduğunu belirterek 21. yüzyılın İslam âlimini yetiştirecek neslin Anadolu topraklarında olduğunu kaydetti.
İlahiyat eğitiminin yılın her günü olması gerektiğini vurgulayan Hatipoğlu, öğrencilerin istenen kalitede yetişmesi için bunun gerekli olduğunu anlattı. Hatipoğlu, "İdari görevler bizim için arizî görevlerdir, önemli olan ulema geleneğini sürdürmektir. Geçmişte hocalarımızdan aldığımız ilim geleneğini gelecek nesillere aktarmaktır" dedi.
Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun konuşmasına ‘Bu kadim şehre, bu güvenilir şehrin huzurlu üniversitesine hoş geldiniz’ sözleriyle konuşmasına başladı.
Bayburt Üniversitesinin akademik birimleri hakkında bilgi veren Rektör Coşkun, üniversitenin her geçen gün adından söz ettirmeye devam ettiğini ifade ederek bir ay içerisinde Bayburt Üniversitesinde yapılan faaliyetlerden ve yapılacak faaliyetlerden bahsetti.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİ KENDİLERİNDEN BEKLENEN MİSYONU ÜSTLENMEYE BAŞLADI
YÖK Başkanı Yekta Saraç ise fakülte dekanlarının bir araya geldiği toplantılarda ortaya çıkan sonuçların çok daha yararlı olduğunu belirterek, " Fakülte dekanlarının tespitleri rektörlüklerce doğrudan bize intikal ediyor. Onun için bu toplantılar bizim içi ayrı bir öneme haiz. Bir üniversitelerde fakülteler var bir de ilahiyat fakültesi vardı. Bir üniversite hocası vardı, bir de ilahiyatta ders verenler vardı. Biz bu ayrımı kaldırdık. İlahiyat fakülteleri hak ettiği yeri buldu. Yükseköğretimin dönüşümünde pek çok diğer fakülte mensupları gibi ilahiyat fakülteleri de kendilerinden beklenen misyonu üstlenmeye başladılar. ’’dedi.
Öğrenci sayısı meselesinin, kaliteyle, nitelikle, keyfiyetle, sebep-sonuç ilişkisi türünden bir ilişkiye sahip olmadığına dikkati çeken Saraç, ’’Eğer öyle olsaydı iki hocaya bir öğrencinin düştüğü fakültelerde İmam-ı Azamlar yetişirdi, Serahsiler yetişirdi; ama olmadı. Elbetteki öğrenci sayısı ve dersin niteliği arasında bir ilişki vardır; ama bu sebep-sonuç ilişkisi değildir. Bu sene 9 ilahiyat fakültemiz öğrenci almaya başladı.
Bu çok sevindirici bir gelişme. Önümüzdeki sene kurulmuş olan daha henüz öğrenci almayan diğer fakültelerimiz de öğrenci almaya başlayacak. Bu önemli bir husus. Toplamda baktığımızda geçen seneye göre sadece 200 civarında kontenjan artışı var. Niye bu böyle oldu? Bunun böyle oluşunun sebebi, aslında şu an ilahiyat fakültelerinde yeni açılan programlarda sayısal olarak hoca yetersizliği söz konusu. Fakat genele baktığımızda Türkiye’de aslında hoca yetersizliğinden söz etmek mümkün değil. Nasıl oluyor bu. Maalesef büyük illerdeki bazı fakültelerde bir hoca deposu şeklinde sürekli bir yığılma söz konusu. Bu da YÖK’ün bu dönemde hemen önümüze alıp çözmemiz gereken sorunlardan birisi oluyor. Bilginiz olsun biz bu sene ikinci öğretimi 160 ile sınırladık ’’diye konuştu.
Öğretim üyesi ve öğrenci ilişkisinin, sadece ilahiyat fakültelerinde değil diğer fakültelerde de kurulması gerektiğini vurgulayan Saraç, ’’Yani sürekli hocanın alındığı ama ’Öğrenci istemiyorum o kalsın, o az olsun, daha az olsun, daha daha az olsun’ anlayışını biz diğer fakültelerde de ilahiyat fakültesin için de doğru bir düşünce olarak kabul etmiyoruz. Bu toplantıdan umduğumuz faideler ne olabilir? Bu sene kanun gereği bizim dışımızda, bizim aldığımız kararların dışında zorunlu hazırlık sınıfı ile ilgili bir değişiklik yapıldı. Hemen hepsinde zorunlu hazırlık bulunan ilahiyat fakültelerimizin bir kısmı zorunlu hazırlıktan düştü. Biz bu konunun tartışılması için YÖK’te sizlerle bir toplantı yaptık. Bu toplantıda aslında büyük çoğunluk ilahiyat fakültelerinin birinci sınıf, ikinci sınıf gibi bir şeye düşülmemesi içindi. Çoğu fakülte dekanlarımızın teklifi bunun 5 yıla çıkması şeklinde idi. Bize de sıcak geldi. Eğitim öğretim ile ilgili değişiklikleri biz oy çokluğu ile değil mutabakatla alınması taraftarıyız. Onun için biz bunu şu an dondurduk. Bu sene zorunlu hazırlığı olanlar, olmayanlar ayrımı önümüzdeki sene ortadan kalkacak gibi. Şimdiden pek çok üniversitemizin rektörleri ile görüşüyorum’’ açıklamasında bulundu.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE NİTELİKLİ ARAPÇA EĞİTİMİ İÇİN BİR ADIM ATACAĞIZ
Zorunlu hazırlık sınıfı bulunmayan ilahiyat fakültelerinde, Arapça eğitimi yani Arap dili edebiyatı ve belagatinin nitelikli şekilde nasıl öğretileceği hususunda kendilerine bir öneri sunulmasını isteyen Saraç, ’’Öneri gelmemesi durumunda biz bir adım atacağız. Şunu müphem bırakamayız. Zorunlu hazırlık sınıfı olmayanlarda Arapça eğitiminin öylesine verildiği bir ilahiyat fakültesini ne biz isteriz ne siz istersiniz. Bundan dolayı bunlar ilgili bir adım atacağız. Dolayısıyla buna yönelik önerilerin sizler tarafından gelmesi tercihimizdir evleviyetle. Onun için lütfen bu öncelikli bir maddeniz olsun. Zorunlu hazırlık sınıfı olmayan ilahiyat fakültelerinin her sena kaç kredi ile verilmesi icap ettiği alanında çalışan sizlersiniz’’ dedi.
Bazı fakültelerde bazı yıllarda bazı derslerin biriktirilmesinin söz konusu olduğunu kaydeden Saraç, "Temadi etmesi gereken derslerin, ilahiyatın temeli olan derslerin iki yılda tamamlanıp daha sonra bambaşka bir bağlamda derslerin, ziyadesiyle de seçmeli derslerden götürülmesi şikâyetlere oluyor, YÖK’e bu konuya ilişkin öğrenci şikâyetleri geliyor. Tabii ki yükseköğretim kurumlarının yöneticileri sizler, üst yöneticiler olan rektörler ve üst kurul yöneticileri bizler, öğrenci memnuniyetini dikkate almak durumundayız. Dolayısıyla tefsir, hadis, fıkıh, Arapça gibi derslerin, olmazsa olmaz derslerin 4 yıla da yayılması icap etmektedir. Bu diğer sosyal bilimlerin ihmal edilmesi anlamına da gelmez. Tabii ki İslam felsefesi de olacak. Sosyal bilimlerle ilgili kavramların, onlardan neşet eden analiz yöntemlerinin her halükarda öğrencilerimize de verilmesi gerekir. Bizim bahsettiğimiz husus bazı derslerin bir yerde biriktirilmesi ve yayılmaması hususudur. İlahiyat derslerinin tartışmalarla geçtiği yönünde şikâyetler var. Daha bilgi verilmeden derslerin tartışılması konusunu da dikkate alacağınızı düşünüyorum. ’’ değerlemesinde bulundu.
Bayburt Valisi Yusuf Odabaş ise Bayburt hakkında bilgi vererek Bayburt’ta en büyük iyiliğin üniversitenin kurulmasıyla yapıldığını belirterek huzurlu bir şehir olan Bayburt’ta üniversitenin daha da gelişmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu vurguladı.
YÖK Başkanı daha sonra Bayburt Valiliğini ziyaret ettikten Bayburt Üniversitesine geçti. Burada YÖK Başkanı Saraç’ı yabancı uyruklu öğrenciler çiçekle karşıladı.
Rektörlük makamında Rektör Coşkun’dan üniversite hakkında bilgi aldı ve üniversite şeref defterini imzaladı. Program, Rektör Çoşkun’un yöresel el dokuma halısı hediyesiyle son buldu.