Dünden Bugüne Uluslararası Ortadoğu Sempozyumu

Fırat Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Araştırma ve Uyguluma Merkezi Müdürlüğü tarafından ‘Dünden Bugüne Uluslararası Ortadoğu’ Sempozyumu düzenlendi.

Dünden Bugüne Uluslararası Ortadoğu Sempozyumu
Bir otelde gerçekleştirilen sempozyuma Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Elazığ Valisi Murat Zorluoğlu, FÜ Rektörü Kutbeddin Demirdağ, Belediye Başkan Yardımcısı Resul Şahin, yerli ve yabancı çok sayıda öğretim görevlisi katıldı.

Meseleler, öngörüler, tedbirler ve tekliflerin yer alacağı sempozyumun açılış konuşmasını Ortadoğu Araştırmaları Araştırma ve Uyguluma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Öztürk yaptı. Öztürk, sempozyumu yaparken İstanbul’un Fethi’nin 562. yıldönümünü de dikkate alarak 28-30 Mayıs tarihlerini belirleyip, Türk ve dünya tarihine yön veren büyük fethi de anmış olacaklarını söyledi.



Tunus Kuzey Batı Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. İbrahim Muhammed Sadavi de konuşmasında Ortadoğu’nun önemine ve yaşadıklarını değindi.

"ORTADOĞU’DA SAVAŞLAR HİÇ EKSİK OLMADI"

Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken, rahmetli Oral Sander hocasının Ortadoğu ile alakalı olarak sıfır sonuçlu denklem tanımlaması yaptığına değinen Vali Murat Zorluoğlu, "Yani bir tarafın kazancı zorunlu olarak diğer taraf ya da tarafların zararına yol açar. Şüphesiz, Ortadoğu’da aynı anda tüm tarafların kazanacağı bir formülün zorluğuna dikkat çeken bir tanımlamaydı bu durum. Gerçekten de Ortadoğu’nun on yıllardır içinde bulunduğu durum hepimizin malumudur. Bu coğrafyada uzun yıllardan beri ister düşük yoğunluklu, ister yüksek yoğunluklu olsun savaşlar hiç eksik olmadı. Ortadoğu’da cereyan eden bu gelişmeleri bilimsel temelde ele alarak geleceğe yönelik öngörülerde bulunmak, tedbir ve teklifler sunmak amacıyla hazırlanan bu sempozyumu çok önemsiyorum" dedi.

"ORTADOĞU’NUN HER YERİNDE TÜRK KÜLTÜNÜ GÖRMEK MÜMKÜNDÜR"

Türklerin Yakındoğu’ya gelişlerinden itibaren Türk tarihini ve kültürünü doğrudan etkileyen Ortadoğu’nun günümüzde ve gelecekte de, günümüz Türkiye’sinin güvenliği açısından büyük bir önem arz ettiğini belirten FÜ Rektörü Prof.Dr. Kutbeddin Demirdağ ise, "Türkiye bin yıldan beri Ortadoğu’ya hakim olan bir siyasi teşekkülün varisidir. Ortadoğu’nun her bölgesinde Türk tarih ve kültür mirasını görmek mümkündür. Bu bakımdan Türkiye’nin Ortadoğu’yu görmezden gelmesi düşünülemez. Ülkemizi ilgilendiren tehditlerin büyük bir bölümünün Ortadoğu’dan gelmiş olması da Ortadoğu’yu Türkiye için özel bir mevkiye çıkartmaktadır. Türkiye’nin menfaatleri Ortadoğu barışındadır. Gerçekten diğer Ortadoğu devletlerin menfaatleri de Ortadoğu barışından geçmektedir" diye konuştu.

"TARİHTE MAHCUP OLACAK HİÇ BİR ŞEY YAPMADIK"

Sempozyumda her söylenenin bilgi dağarcıklarına aktarılacağını kaydeden MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu ise, "İnsanın yaratılmışların eş şereflisi olarak tanımlayan medeniyetlerin bugün ki varisleriyiz. Mücadele insan insanın kurdudur, diyerek medeniyet inşa eden ve ettiğini iddia edenlerle mücadeledir. Bizim bulunduğumuz yerde merhamet ve adalet, diğerlerinin bulunduğu yerlerde adaletsizlik, zulmün kaçınılmaz olduğunu da basit bir tarifle çıkarmamız ve yolumuza bu şekilde devam etmemiz lazım. Dolayısı ile birileri niye böyle davrandı diye dertleneceğine, böyle davranmasını nasıl engelleriz ve biz bunları yaşayarak insanlığın nasıl olduğunu, nasıl anlatırızı tartışsak. Dünyaya bir dönem için Türkiye dahil kaybettiğimiz modeli yeniden inşa ve ihyasını nasıl olabileceğini tartışmamız gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Ortadoğu’nun dertleriyle dertlenmemenin kendileri için mahcubiyet sebebi olacağını kaydeden Hacımüftüoğlu, şöyle devam etti:

"Kudüs’ü gökyüzünde inşa ettik, yeryüzünde indirilen şehir diye tanımlayan mütefekkirleri barındıran Türkiye’nin Kudüs’le, Şam’la, Halep’le ilgilenmemesi beklenilemez. Bizim bu ilgimiz sömürme üzerine değil, tam tersi insanlık ve beşeriyetin geleceği açışından önem arz eder, bu yaklaşımladır. Bizim, hiç bir ülkeye bakışımız Müslim, gayri Müslim fark etmez, zenginliği için değil, ora da huzur tesisi, insanlık inşa ve ihyası için gerçekleştirilen duruştur. Bugünden yarına inşa edecek irade ve kuvvete de sahibiz. Rahat konuşuyoruz çünkü tarihte mahcup olacak hiçbir iş yapmadık."

Konuşmaların ardından 3 gün sürecek sempozyumun açılış programı tamamlandı.
Kaynak: İHA