Hz. Mevlana'nın 808. Doğum Yılı Kutlanıyor
Hz. Mevlana’nın 808. Doğum Yılı Kutlamaları kapsamında, Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü ve Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı iş birliğinde “Mevlevi Musikisi ve Mevlevi Bestekarları” konulu konferans düzenlendi.
Mevlana Kültür Merkezi Sultan Veled Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa, Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıpan, Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel, Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Karakaya ve öğrenciler katıldı.
Programa konuşmacı olarak katılan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan, Mevlevi Musikisi’nin tarihsel süreci ve bestekarları hakkında sunum gerçekleştirdi.
“HZ. MEVLANA’NIN MESAJLARINA DAHA ÇOK İHTİYAÇ VAR”
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel, etkinliğin açılış konuşmasında, “Avrupa’da 800 yıl önce Orta Çağ karanlığı yaşanırken, Anadolu’da ilim, sanat, edebiyat ve musiki alanında yapılan çalışmalarla insanların aydınlanmasına, hoşgörü, sevgi ve maneviyat atmosferinde bir arada dostça yaşanmasına hizmet edilmekteydi. Bugün de ülkemizin çevresindeki coğrafyaya göz attığımızda durumun Avrupa’daki Orta Çağ karanlığından farklı olmadığını görüyoruz. Hz. Mevlana’nın eserlerindeki hoşgörü, sevgi, dostluk, kardeşlik mesajlarını yaymaya ve bu doğrultuda yaşamaya bu dönemde daha çok ihtiyaç var” dedi.
“MUSİKİ, ZİKRİN DEVAMINI SAĞLAYAN VASITADIR”
Konuşmanın ardından konferansa geçildi. Konferansta Mevlevi Musikisi’nin tarihsel süreci ve bestekarları hakkında sunum gerçekleştiren İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan, insanların, tasavvuf yolunda eğitilip, bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantılarda, tarikat anlayışının bireylere anlatılmasının hedeflendiğini dile getirdi. Toplantıların, Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde tekrar edilen “Allah’ı zikrediniz, anınız” tavsiyesini uygulama anlayışı içinde şekillenip, geliştiğini anlatan Özcan, “Toplantılar, manevi eğitim çerçevesinde bilgiler verildikten sonra çoğunlukla orada bulunan kişilerin sesleriyle beraber katıldıkları zikir meclisleriyle devam eder. Bu meclislerde mutasavvıf şairler tarafından kaleme alınmış, çoğunlukla Allah ve Peygamber sevgisi çerçevesinde şekillenmiş, dini ve ilahi fikirleri ihtiva eden manzumeler, daha çok ritme dayalı, bazen bir veya birkaç enstrümanın da katılımıyla okunur. Kısaca ‘zikir’ adı verilen bu toplantılarda musiki, zikrin devamını sağlayan bir vasıta görevini üstlenmiştir” diye konuştu.
“TASAVVUFTA ASIL OLAN KALBİN KÖTÜLÜKLERDEN ARINMASIDIR”
Tasavvufun, İslam dünyasında 9. ve 10. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başladığını belirterek, Tasavvuf gayesinin, insanın mutluluğu için halk ile beraber Hakk’a yönelme şeklinde özetlenebileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özcan, “Tasavvufta asıl olan; kalbin her türlü kötülüklerden ve hastalıklardan arındırılıp güzelliklerle bezendirilmesidir. Güzelliklerin aşka dönüştürülmesiyle insan asıl sevdiği tanır ve ona ulaşmaya çalışır. İnsanın bu tasavvuf yolculuğunda ona kalbin en ince noktalarına da tesir etme noktasında birtakım güzel nağmeler eşlik eder. Bu nağmeler bir süre sonra artık ilahi nağmelere dönüşür. Allah’ı ve Peygamberi tanıma arzusuyla yola çıkan insanoğlu, bu arada kendini de anlama yönünde yoluna devam eder” şeklinde konuştu.
Konferansın son bölümünde, Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı Geleneksel Türk Müziği Bölümü Klasik Türk Müziği Topluluğu’nca, bestesi Sühan Lider’e ait Büzürg Ayini Konseri gerçekleştirildi.
Konferansın sonunda, Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel tarafından, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan’a teşekkür belgesi ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Kaynak: İHA
Programa konuşmacı olarak katılan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan, Mevlevi Musikisi’nin tarihsel süreci ve bestekarları hakkında sunum gerçekleştirdi.
“HZ. MEVLANA’NIN MESAJLARINA DAHA ÇOK İHTİYAÇ VAR”
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel, etkinliğin açılış konuşmasında, “Avrupa’da 800 yıl önce Orta Çağ karanlığı yaşanırken, Anadolu’da ilim, sanat, edebiyat ve musiki alanında yapılan çalışmalarla insanların aydınlanmasına, hoşgörü, sevgi ve maneviyat atmosferinde bir arada dostça yaşanmasına hizmet edilmekteydi. Bugün de ülkemizin çevresindeki coğrafyaya göz attığımızda durumun Avrupa’daki Orta Çağ karanlığından farklı olmadığını görüyoruz. Hz. Mevlana’nın eserlerindeki hoşgörü, sevgi, dostluk, kardeşlik mesajlarını yaymaya ve bu doğrultuda yaşamaya bu dönemde daha çok ihtiyaç var” dedi.
“MUSİKİ, ZİKRİN DEVAMINI SAĞLAYAN VASITADIR”
Konuşmanın ardından konferansa geçildi. Konferansta Mevlevi Musikisi’nin tarihsel süreci ve bestekarları hakkında sunum gerçekleştiren İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan, insanların, tasavvuf yolunda eğitilip, bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantılarda, tarikat anlayışının bireylere anlatılmasının hedeflendiğini dile getirdi. Toplantıların, Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde tekrar edilen “Allah’ı zikrediniz, anınız” tavsiyesini uygulama anlayışı içinde şekillenip, geliştiğini anlatan Özcan, “Toplantılar, manevi eğitim çerçevesinde bilgiler verildikten sonra çoğunlukla orada bulunan kişilerin sesleriyle beraber katıldıkları zikir meclisleriyle devam eder. Bu meclislerde mutasavvıf şairler tarafından kaleme alınmış, çoğunlukla Allah ve Peygamber sevgisi çerçevesinde şekillenmiş, dini ve ilahi fikirleri ihtiva eden manzumeler, daha çok ritme dayalı, bazen bir veya birkaç enstrümanın da katılımıyla okunur. Kısaca ‘zikir’ adı verilen bu toplantılarda musiki, zikrin devamını sağlayan bir vasıta görevini üstlenmiştir” diye konuştu.
“TASAVVUFTA ASIL OLAN KALBİN KÖTÜLÜKLERDEN ARINMASIDIR”
Tasavvufun, İslam dünyasında 9. ve 10. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başladığını belirterek, Tasavvuf gayesinin, insanın mutluluğu için halk ile beraber Hakk’a yönelme şeklinde özetlenebileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özcan, “Tasavvufta asıl olan; kalbin her türlü kötülüklerden ve hastalıklardan arındırılıp güzelliklerle bezendirilmesidir. Güzelliklerin aşka dönüştürülmesiyle insan asıl sevdiği tanır ve ona ulaşmaya çalışır. İnsanın bu tasavvuf yolculuğunda ona kalbin en ince noktalarına da tesir etme noktasında birtakım güzel nağmeler eşlik eder. Bu nağmeler bir süre sonra artık ilahi nağmelere dönüşür. Allah’ı ve Peygamberi tanıma arzusuyla yola çıkan insanoğlu, bu arada kendini de anlama yönünde yoluna devam eder” şeklinde konuştu.
Konferansın son bölümünde, Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı Geleneksel Türk Müziği Bölümü Klasik Türk Müziği Topluluğu’nca, bestesi Sühan Lider’e ait Büzürg Ayini Konseri gerçekleştirildi.
Konferansın sonunda, Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel tarafından, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan’a teşekkür belgesi ve çeşitli hediyeler takdim edildi.