7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı Sona Erdi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, bir ülkedeki iş sağlığı ve güvenliği seviyesinin, aynı zamanda o ülkede insan hayatına verilen değerin yansıması olduğunu belirterek, "Bakanlık olarak Türkiye'de ekonomik kalkınmamızın, çalışanlarımızın sağlığını koruyarak ve güvenliğini sağlayarak gerçekleşmesi yönünde çaba sarf ediyoruz. Ancak işverenlerimizin ve çalışanlarımızın, iş sağlığını ve güvenliğini sahiplenmediği sürece bu konuda başarının mümkün olmadığını önemle vurgulamak istiyorum" dedi.
7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'nın kapanışında konuşan Etyemez, iş sağlığıyla ilgili kongre, konferans, seminer ve benzeri akademik çalışmaların, önleme kültürünün yaygınlaşmasını sağlamayı, iş sağlığı ve güvenliği ile bağlantılı yeni bilgi ve tecrübelerin alışverişine olanak tanımayı amaçladığını anlattı.
İş sağlığı ve güvenliğiyle bağlantılı sorunlarda insani ve ekonomik kayıpların ülkeleri olumsuz etkilediğini dile getiren Etyemez, son yıllarda gösterilen yoğun çabalara ve uygulamalara konulan yüksek standartlara rağmen beklenen sonuçların alınamadığını kaydetti.
Bu durumun, gelişmiş ülkelerin de öncelikleri arasında yer alan iş sağlığı ve güvenliğinin, akademik düzeyde ele alınması zorunluluğu doğurduğunu aktaran Etyemez, şöyle konuştu:
"Sosyal uyumun ana unsurlarından birisi de çalışma barışıdır. Çalışma barışının tesisi için de iş sağlığı ve güvenliğini sağlama konusunda artık hepimiz hemfikiriz. Bu açıdan bir ülkedeki iş sağlığı ve güvenliği seviyesi, aynı zamanda o ülkede insan hayatına verilen değerin yansımadır. İş sağlığı ve güvenliğini ülkelerin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak Türkiye'de ekonomik kalkınmamızın, çalışanlarımızın sağlığını koruyarak ve güvenliğini sağlayarak gerçekleşmesi yönünde çaba sarf ediyoruz. Ancak işverenlerimizin ve çalışanlarımızın, iş sağlığını ve güvenliğini sahiplenmediği sürece bu konuda başarının mümkün olmadığını önemle vurgulamak istiyorum."
- "İş kazaları ve ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyoruz"
Bakan Yardımcısı Etyemez, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmaması nedeniyle dünyada her yıl 2 milyondan fazla çalışanın hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın meslek hastalıklarına yakalanarak sağlıklarını kaybettiğini ifade etti.
Türkiye'nin ilk müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasının 2012'den bu yana yürürlükte olduğunu hatırlatan Etyemez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yasayla iş kazaları ve buna bağlı ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinin kapsamını, iş kazalarının önlenmesinden çalışanların iş başında fiziksel ve zihinsel iyilik hallerinin sürdürülmesine kadar, bir başka değişle tüm sosyal ve sağlık yönleri içine alacak şekilde genişletiyoruz. Çalışma hayatındaki değişime uygun olarak bu kapsamın daha da genişleyeceğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bakanlık olarak çalışma hayatının sorunsuz işleyebilmesi ve vatandaşlarımızın refahının artması için sürekli çaba sarf ederken, dünyadaki değişimleri de takip ediyoruz. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusu 160 yıldan beri ele alınıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü normları ve Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak kendi mevzuatımızı da şekillendirmeye devam ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanında arzu ettiğimiz noktaya erişebilmemiz için iş sağlığı ve güvenliğinin temel felsefesinin anlaşılması elbetteki önemlidir. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, çalışanların sağlığını ve güvenliğini gözeten verimi ve kaliteyi artıran bir unsur olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Toplantıda, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, konferansın sonuç bildirgesini okudu.
7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı, katılımcıların toplu fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.
Kaynak: AA
İş sağlığı ve güvenliğiyle bağlantılı sorunlarda insani ve ekonomik kayıpların ülkeleri olumsuz etkilediğini dile getiren Etyemez, son yıllarda gösterilen yoğun çabalara ve uygulamalara konulan yüksek standartlara rağmen beklenen sonuçların alınamadığını kaydetti.
Bu durumun, gelişmiş ülkelerin de öncelikleri arasında yer alan iş sağlığı ve güvenliğinin, akademik düzeyde ele alınması zorunluluğu doğurduğunu aktaran Etyemez, şöyle konuştu:
"Sosyal uyumun ana unsurlarından birisi de çalışma barışıdır. Çalışma barışının tesisi için de iş sağlığı ve güvenliğini sağlama konusunda artık hepimiz hemfikiriz. Bu açıdan bir ülkedeki iş sağlığı ve güvenliği seviyesi, aynı zamanda o ülkede insan hayatına verilen değerin yansımadır. İş sağlığı ve güvenliğini ülkelerin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak Türkiye'de ekonomik kalkınmamızın, çalışanlarımızın sağlığını koruyarak ve güvenliğini sağlayarak gerçekleşmesi yönünde çaba sarf ediyoruz. Ancak işverenlerimizin ve çalışanlarımızın, iş sağlığını ve güvenliğini sahiplenmediği sürece bu konuda başarının mümkün olmadığını önemle vurgulamak istiyorum."
- "İş kazaları ve ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyoruz"
Bakan Yardımcısı Etyemez, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmaması nedeniyle dünyada her yıl 2 milyondan fazla çalışanın hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın meslek hastalıklarına yakalanarak sağlıklarını kaybettiğini ifade etti.
Türkiye'nin ilk müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasının 2012'den bu yana yürürlükte olduğunu hatırlatan Etyemez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yasayla iş kazaları ve buna bağlı ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinin kapsamını, iş kazalarının önlenmesinden çalışanların iş başında fiziksel ve zihinsel iyilik hallerinin sürdürülmesine kadar, bir başka değişle tüm sosyal ve sağlık yönleri içine alacak şekilde genişletiyoruz. Çalışma hayatındaki değişime uygun olarak bu kapsamın daha da genişleyeceğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bakanlık olarak çalışma hayatının sorunsuz işleyebilmesi ve vatandaşlarımızın refahının artması için sürekli çaba sarf ederken, dünyadaki değişimleri de takip ediyoruz. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusu 160 yıldan beri ele alınıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü normları ve Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak kendi mevzuatımızı da şekillendirmeye devam ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanında arzu ettiğimiz noktaya erişebilmemiz için iş sağlığı ve güvenliğinin temel felsefesinin anlaşılması elbetteki önemlidir. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, çalışanların sağlığını ve güvenliğini gözeten verimi ve kaliteyi artıran bir unsur olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Toplantıda, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, konferansın sonuç bildirgesini okudu.
7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı, katılımcıların toplu fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.