Ab Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Fantaroni Açıklaması
AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, "Son üç ayda yaşanan gelişmeler, 2013'te yaşanan ilerlemelerin ve reformların üzerine bir gölge gibi düşmüştür ve bu bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Avrupa standartları, tamamen üye ülke olmak için işaretlediğimiz bir kontrol listesi değildir" dedi.
AB Türkiye Delegasyonu ile Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, Erzurum'daki Palandöken Dağı'nda bir otelde, "haklarım ve kimliğim" temalı, "Avrupa Gençlik Forumu"na farklı üniversitelerden 75 öğrenci katıldı.
Forumun ardından Fantaroni ile Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Janos Hovari, aynı otelde basın temsilcileriyle bir araya geldi.
Fantaroni, burada yaptığı konuşmada, "Elbette son üç ayda gerçekleşen olaylar, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri biraz zorladı. Son dönemlerde Türkiye kendisini Avrupa Birliği değerlerinden birazcık daha uzaklaştırdı, demokrasi, ifade özgürlüğü ve hukuk üstünlüğü konularında. Ancak bu dönemde kesinlikle Türkiye'nin unutmaması gereken ve bizim ilişkimizin sağlam temellerini oluşturan şeyleri de unutmamız gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye ile AB arasında her yıl ürün ticaretinin 120 milyar avro değerinde olduğunu ifade eden Fantaroni, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği, Türkiye'nin yüzde 40 oranında ihracatını temsil eden bir bölge. Özellikle bu yılın başlangıcında Türkiye'nin yaptığı ihracatlar, dünya pazarında sıkıntı çekerken, AB'ye yaptığı ihracatlarda yüzde 11 artış oldu. Bu Avrupa Birliği'nin Türkiye için güvenilir ve sağlam bir ekonomik ortak olduğunu gösteriyor. Elbette Avrupa Birliği, Türkiye'ye yüzde 75 oranında doğrudan yabancı yatırım yapıyor. Bu da her yıl 5 milyar avronun Türkiye'ye fabrika ve altyapı yatırımları olarak geldiği anlamına geliyor. Şu anda Türkiye'de AB sermayesiyle kurulmuş olan 17 bin şirket var. Bunlar burada faaliyet gösteriyorlar, vergi ödüyorlar, istihdam sağlıyorlar. Biz Avrupa'nın, Türkiye'yi alacağına inanıyoruz. Zaten bu nedenle bu kadar destekliyoruz Türkiye'yi."
Türkiye'nin, Avrupa Birliği standartlarına ulaşabilmesi için 2007-2013 arasında 5 milyar avroya yatırım yaptıklarının altını çizen Fantaroni, hızlı trenden, atık su arıtma tesislerine, eğitim projelerine kadar birçok projeye destek verdiklerini vurguladı.
Geçen yıl 20 bin öğrenciye, eğitimlerini tamamlayabilmeleri için burs sağladıklarını anımsatan Fantaroni, şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin finansal krizden muzdarip olduğu dönemlerde bile her yıl bir milyar avro yatırım yaptık Türkiye'ye. Bu projeler her şeyden önce Türk vatandaşlarına fayda sağlıyor. Elbette bu zorlu dönemlerde olumlu gelişmeleri de unutmayalım, ikili ilişkilerimiz konusunda gerçekleşen. Diyaloğumuzu çok geliştirdik, örneğin temel haklar konusunda 21. bölüm diyoruz teknik anlamda. Bu konuda büyük gelişmelere adım attık. Enerji diyaloğumuzda da çok büyük iyileşmeler oldu. Türkiye, büyük bir transit ülkesi. Biz de büyük bir tüketiciyiz Avrupa Birliği olarak. Bu alanda da gelişmeler yaşadık. 3,5 yıl sonra ilk kez bir fasıl daha açtık müzakerelerde, 22. faslımızı açmış bulunduk."
- "Konuşulan şeyler kağıtta kalmamalı, gerçeğe dönüştürülmelidir"
Bir ülkenin, birliğe üye olabilmesi için belirli kriterlerin karşılanması gerektiğini vurgulayan Fantaroni, "Özellike bu zorlu dönemlerde, Türkiye'nin birliğe üyeliği konusundaki ilişkilerin yeniden canlandırılması gerekiyor. Ayrıca Türkiye'nin, bu kriterlere bağlılığını tekrar göstermesi gerekiyor. Özellikle de temel haklar, insan hakları ve yargının bağımsızlığı alanlarında. Türk mercileri de bize bunu söylediler. Avrupa Birliği'ne katılım için önemli olan şey bu kriterlere olan bağlılığın sürdürülmesidir. Bu bağlılığın da eyleme dökülmesi gerekmektedir. Yani konuşulan şeyler kağıtta kalmamalı, gerçeğe dönüştürülmelidir" ifadelerini kullandı.
Fantaroni, "Bugün Strazburg'da gerçekleşen bir komisyon toplantısında da dile getirilmiştir bu. Son üç ayda yaşanan gelişmeler, 2013'te yaşanan ilerlemelerin ve reformların üzerine bir gölge gibi düşmüştür ve bu bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Avrupa standartları, tamamen üye ülke olmak için işaretlediğimiz bir kontrol listesi değildir, bunlar daha modern, daha demokratik bir ülke olmak için bize yol gösterecek yararlı enstrümanlardır. Bu standartlara uyum göstermek, bu reformların Türkiye'yi daha demokratik, güçlü ve daha modern ülke konumuna getireceği anlamına gelmektedir. Bu standartlardan sapılması, ülkenin demokratik örüntüsünü yıpratacaktır. Aynı zamanda kurumlarının daha otogratik hale gelmesini neden olacaktır. Bu durum da ülkeyi daha güçsüz bir duruma düşürecektir" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, Türkiye'de Youtube erişimin engellenmesine ilişkin soruyu Fantaroni, "Yasaklarla ve diğer gelişmelerle ilgili endişelerimi dile getirmiştim. Anayasa Mahkemesi'nin Twitter yasağını kaldırma kararını sevinçle karşıladım. Ancak Youtube erişim yasağı hala devam ediyor. Bizim için ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel adımlarından biridir. İnsanların bilgilenme ve bilgilendirilme hakları olduğuna inanıyoruz. Özellikle de resmi mercilerin bir müdahalesi olmaksızın bu hakkın uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Sosyal medyanın üzerine bir yasak konulması kesinlikle Avrupa Birliği'nin standartlarına uygun bir şey değildir" şeklinde yanıtladı.
"Bir yaptırım söz konusu olabilir mi? Twitter ve Youtube'de, dünya çapında reklam veren firmalar var. O firmalar sesini Türkiye'ye duyuramıyor. Türkiye'ye bir yaptırım, bir ceza gelebilir mi?" sorusu üzerine Fantaroni, herhangi bir yaptırım hakkının olmadığını söyledi.
Bir gazetecinin, "Avrupa Birliği açısından Türkiye'deki medya standartlara uygun mu?" sorusunu da Fantaroni, "Politik diyaloğa ihtiyaç var. Ve bu, sosyal diyaloğa kapı açacaktır. Onun için sosyal diyalog çok önemli" ifadelerini kullandı.
Fantaroni, basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye'nin dünyada son sıralarda yer aldığını ve tutuklu gazeteci sayısının en fazla Türkiye'de olduğunu öne sürdü.
Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Hovari de gazeteleri okurken, diyaloğun eksik olduğunu gördüğünü ifade ederek, "Gazeteleri okurken şaşıracak şeyler yok. Hangi gazetede neyi okuyacağımı biliyorum. Ortak konular var. Diyalog gerekiyor" dedi.
Konuşmaların ardından Fantaroni ile Hovari, Erzurum Vali Vekili Ömer Hilmi Yamlı'yı makamında ziyaret ederek, bir süre sohbet etti.
Kaynak: AA
Forumun ardından Fantaroni ile Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Janos Hovari, aynı otelde basın temsilcileriyle bir araya geldi.
Fantaroni, burada yaptığı konuşmada, "Elbette son üç ayda gerçekleşen olaylar, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri biraz zorladı. Son dönemlerde Türkiye kendisini Avrupa Birliği değerlerinden birazcık daha uzaklaştırdı, demokrasi, ifade özgürlüğü ve hukuk üstünlüğü konularında. Ancak bu dönemde kesinlikle Türkiye'nin unutmaması gereken ve bizim ilişkimizin sağlam temellerini oluşturan şeyleri de unutmamız gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye ile AB arasında her yıl ürün ticaretinin 120 milyar avro değerinde olduğunu ifade eden Fantaroni, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği, Türkiye'nin yüzde 40 oranında ihracatını temsil eden bir bölge. Özellikle bu yılın başlangıcında Türkiye'nin yaptığı ihracatlar, dünya pazarında sıkıntı çekerken, AB'ye yaptığı ihracatlarda yüzde 11 artış oldu. Bu Avrupa Birliği'nin Türkiye için güvenilir ve sağlam bir ekonomik ortak olduğunu gösteriyor. Elbette Avrupa Birliği, Türkiye'ye yüzde 75 oranında doğrudan yabancı yatırım yapıyor. Bu da her yıl 5 milyar avronun Türkiye'ye fabrika ve altyapı yatırımları olarak geldiği anlamına geliyor. Şu anda Türkiye'de AB sermayesiyle kurulmuş olan 17 bin şirket var. Bunlar burada faaliyet gösteriyorlar, vergi ödüyorlar, istihdam sağlıyorlar. Biz Avrupa'nın, Türkiye'yi alacağına inanıyoruz. Zaten bu nedenle bu kadar destekliyoruz Türkiye'yi."
Türkiye'nin, Avrupa Birliği standartlarına ulaşabilmesi için 2007-2013 arasında 5 milyar avroya yatırım yaptıklarının altını çizen Fantaroni, hızlı trenden, atık su arıtma tesislerine, eğitim projelerine kadar birçok projeye destek verdiklerini vurguladı.
Geçen yıl 20 bin öğrenciye, eğitimlerini tamamlayabilmeleri için burs sağladıklarını anımsatan Fantaroni, şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin finansal krizden muzdarip olduğu dönemlerde bile her yıl bir milyar avro yatırım yaptık Türkiye'ye. Bu projeler her şeyden önce Türk vatandaşlarına fayda sağlıyor. Elbette bu zorlu dönemlerde olumlu gelişmeleri de unutmayalım, ikili ilişkilerimiz konusunda gerçekleşen. Diyaloğumuzu çok geliştirdik, örneğin temel haklar konusunda 21. bölüm diyoruz teknik anlamda. Bu konuda büyük gelişmelere adım attık. Enerji diyaloğumuzda da çok büyük iyileşmeler oldu. Türkiye, büyük bir transit ülkesi. Biz de büyük bir tüketiciyiz Avrupa Birliği olarak. Bu alanda da gelişmeler yaşadık. 3,5 yıl sonra ilk kez bir fasıl daha açtık müzakerelerde, 22. faslımızı açmış bulunduk."
- "Konuşulan şeyler kağıtta kalmamalı, gerçeğe dönüştürülmelidir"
Bir ülkenin, birliğe üye olabilmesi için belirli kriterlerin karşılanması gerektiğini vurgulayan Fantaroni, "Özellike bu zorlu dönemlerde, Türkiye'nin birliğe üyeliği konusundaki ilişkilerin yeniden canlandırılması gerekiyor. Ayrıca Türkiye'nin, bu kriterlere bağlılığını tekrar göstermesi gerekiyor. Özellikle de temel haklar, insan hakları ve yargının bağımsızlığı alanlarında. Türk mercileri de bize bunu söylediler. Avrupa Birliği'ne katılım için önemli olan şey bu kriterlere olan bağlılığın sürdürülmesidir. Bu bağlılığın da eyleme dökülmesi gerekmektedir. Yani konuşulan şeyler kağıtta kalmamalı, gerçeğe dönüştürülmelidir" ifadelerini kullandı.
Fantaroni, "Bugün Strazburg'da gerçekleşen bir komisyon toplantısında da dile getirilmiştir bu. Son üç ayda yaşanan gelişmeler, 2013'te yaşanan ilerlemelerin ve reformların üzerine bir gölge gibi düşmüştür ve bu bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Avrupa standartları, tamamen üye ülke olmak için işaretlediğimiz bir kontrol listesi değildir, bunlar daha modern, daha demokratik bir ülke olmak için bize yol gösterecek yararlı enstrümanlardır. Bu standartlara uyum göstermek, bu reformların Türkiye'yi daha demokratik, güçlü ve daha modern ülke konumuna getireceği anlamına gelmektedir. Bu standartlardan sapılması, ülkenin demokratik örüntüsünü yıpratacaktır. Aynı zamanda kurumlarının daha otogratik hale gelmesini neden olacaktır. Bu durum da ülkeyi daha güçsüz bir duruma düşürecektir" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, Türkiye'de Youtube erişimin engellenmesine ilişkin soruyu Fantaroni, "Yasaklarla ve diğer gelişmelerle ilgili endişelerimi dile getirmiştim. Anayasa Mahkemesi'nin Twitter yasağını kaldırma kararını sevinçle karşıladım. Ancak Youtube erişim yasağı hala devam ediyor. Bizim için ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel adımlarından biridir. İnsanların bilgilenme ve bilgilendirilme hakları olduğuna inanıyoruz. Özellikle de resmi mercilerin bir müdahalesi olmaksızın bu hakkın uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Sosyal medyanın üzerine bir yasak konulması kesinlikle Avrupa Birliği'nin standartlarına uygun bir şey değildir" şeklinde yanıtladı.
"Bir yaptırım söz konusu olabilir mi? Twitter ve Youtube'de, dünya çapında reklam veren firmalar var. O firmalar sesini Türkiye'ye duyuramıyor. Türkiye'ye bir yaptırım, bir ceza gelebilir mi?" sorusu üzerine Fantaroni, herhangi bir yaptırım hakkının olmadığını söyledi.
Bir gazetecinin, "Avrupa Birliği açısından Türkiye'deki medya standartlara uygun mu?" sorusunu da Fantaroni, "Politik diyaloğa ihtiyaç var. Ve bu, sosyal diyaloğa kapı açacaktır. Onun için sosyal diyalog çok önemli" ifadelerini kullandı.
Fantaroni, basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye'nin dünyada son sıralarda yer aldığını ve tutuklu gazeteci sayısının en fazla Türkiye'de olduğunu öne sürdü.
Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Hovari de gazeteleri okurken, diyaloğun eksik olduğunu gördüğünü ifade ederek, "Gazeteleri okurken şaşıracak şeyler yok. Hangi gazetede neyi okuyacağımı biliyorum. Ortak konular var. Diyalog gerekiyor" dedi.
Konuşmaların ardından Fantaroni ile Hovari, Erzurum Vali Vekili Ömer Hilmi Yamlı'yı makamında ziyaret ederek, bir süre sohbet etti.