Sünni Kardeşliği İftarı
İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Alevi kardeşlerimizin, yurttaşlarımızın, yüzlerce yıldır birlikte yaşadığımız, inançlarımızla beraber olduğumuz, geleneklerimizle, örf ve adetlerimizle Türkiye topraklarında birbirimizi kardeşçe sevdiğimiz bu güzel insanların elbette haklı talepleri, istekleri, şikayetleri, eleştirileri mutlaka olacaktır" dedi.
Arınç, Polat Renaissance Otel'de düzenlenen "Alevi-Sünni Kardeşliği İftarı"nda yaptığı konuşmada, bir ramazan gününde dostlar sofrasında, Alevi Bektaşi Federasyonu ve Dernekleri tarafından ağırlanmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ramazanın bereketi, muharremin muhabbeti kadar herkesin üzerinde bir dostluk ve kardeşlik nişanesi gördüğünü söyledi.
Türkiye'de yüzyıllardır herkesi can dostu yaparak kardeşçe yaşatan, ayrıyı gayrıyı unutturan ilahi bir lütuf olduğunu ve bu tabloya özellikle bugünlerde çok büyük ihtiyaç duyulduğunu anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Çok değerli Polat ailesine konukseverliğinden dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Zeynel Abidin Erdem beye ve tüm katılımcı dostlara selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Değerli dostlar, biraz sonra Sayın Cumhurbaşkanımız konuşacaklar. Ben esasen sadece bir selamlamayı, sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istedim. Burada arkamda yazılı olan cümleyi çok hoşuma gittiği için ifade etmek istiyorum. 'Anadolu Alevisi Sünnisi gönlünde tüter Ehlibeyt sevgisi '.Sanıyorum hepimizin ortak görüşü bu."
Arınç, bir Alevi kardeşinin, Alevi Bektaşi dostunun, Hazreti Ali'yi, Peygambere damat olma şerefini kazanmış ilim şehrinin beldesi, kapısı, evliyaların, asfiyaların hocasını çok sevmesinin ancak imrenilecek ve şeref duyulacak bir şey olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biliyorum ki aynen Hazreti Ali gibi Alevi Bektaşi dostlarımız da, kardeşlerimiz de Peygamberimizi bu kadar çok seviyorlar ve hatta Hazreti Ali'nin yattığı gibi ölüm döşeğine yatıyor, canlarını feda etmek istiyorlar. O gün o döşeğe yatan Haydar-ı Kerrar, İslam için, İslam Peygamberi için dünyaya meydan okumuştu. Bu cesaret ve yiğitlik ne kadar Hazreti Ali'ye yakışıyorsa, kendisini büyüten Peygamberimize olan sevgisini de ifade ediyor."
-"Sevgiden nefret çıkmaz"
Arınç, sevgiden nefret çıkmayacağını belirterek, "Muhabbetten garaz da doğmaz. Bizleri bir araya getiren bu iftar akşamında sevginin, muhabbetin ve ramazanın bereketini görüyoruz" dedi.
Bundan sonraki ramazanlarda da tekrar birlikte olmak ve bugün içinde bulunulan bazı sıkıntılardan veya şikayet konusu olan olaylardan uzak, gerçek dostluğu, sevgiyi, kardeşliği bir arada yaşamanın nasip olmasını temenni eden Arınç, şunları kaydetti:
"İki konuşmacı da özellikle bize atıfta bulunarak, bazı taleplerini ifade ettiler. Derviş Tur dede ve Cengiz Hortoğlu arkadaşımızın konuşmalarına, Sayın Cumhurbaşkanım birkaç cümleyle müsaade ederseniz cevap mahiyetinde birkaç şey söylemek istiyorum. Esasen ne hükümeti temsil eden ve ne de siyasetçi hüviyetimle bu gece aranızda bulunmuyorum. Ama madem ki bu sıfatımla aranızda bulunuyorum, birkaç cümleyi söylemek umuyorum benim için de bir görev olacak. Alevi kardeşlerimizin, yurttaşlarımızın, yüzlerce yıldır birlikte yaşadığımız, inançlarımızla beraber olduğumuz, geleneklerimizle, örf ve adetlerimizle Türkiye topraklarında birbirimizi kardeşçe sevdiğimiz bu güzel insanların elbette haklı talepleri, istekleri, şikayetleri, eleştirileri mutlaka olacaktır. Ülkemizin birinci sınıf yurttaşlarıysak hepimiz, bu taleplerin mutlaka karşılanması, yerine getirilmesi ve bunlara karşı hiçbir zaman ret ve inkar içinde olunmaması gerekir."
Arınç, bu topraklar üzerinde geçmişten bu yana çok kırılgan noktalar olduğunu ve çok büyük travmaların yaşandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda da içinde bulunduğumuz şartlarda da bunun izlerini görmek mümkün. Esasen sadece Aleviler veya Sünniler konusu değil, İslam toplumunda bazen çok büyük çatışmalara yol açan fikir ayrılıkları, düşünce farklılıkları oluştu. En yakın coğrafyamızda cereyan eden bazı olaylarda bunların hala çok güçlü olduklarını, yaşıyor olduklarını görmek mümkündür. Sadece bir misal vermek istiyorum. Bugün bu iftara ben büyük bir gönülle, büyük bir hoşlukla katılarak geldim. Beni davet ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Ancak ajans notlarını şöyle gözden geçirirken, isimlerini ve cisimlerini sizlerin de bildiği veya tahmin edebileceği birtakım kuruluşların bu akşam bu güzel iftarı reddettiklerini ve iftara katılanlar hakkında nahoş şeyler söylediklerini okudum. İsimler vermeyeceğim, onlar zannediyorum geçen yıl da aynı şeyleri söylemiş olmalı, bu yılda aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Pek çok şey söylemişler ama bir cümle çok dikkatimi çekti. 'Bu iftar gecesinde Alevi ve Sünni kardeşliğini göstermek istiyorlarmış' diye devam ediyor."
Arınç, Alevi-Sünni kardeşliğini reddeden, böyle bir şeye yol açabilecek gelişmeleri hiçbir zaman olumlu karşılamayacaklarını ifade eden bir anlayışı, Türkiye'de sayıları belki azdır ama mevcudiyetini ifade etmek istediğini dile getirdi.
Bir hükümet olarak talepler konusunda neler yapabileceklerini çok düşündüklerini vurgulayan Arınç, bu taleplere mutlaka olumlu karşılık da vermek istediklerini belirterek, "Ama bunları verirken veya bu konuda karar verirken, daha doğrusu çünkü temel hak ve özgürlükler birisinin cebinden çıkarıp da vereceği bir bahşiş değil, kesinlikle bunu reddederim. Siz isteyeceksiniz haklı olarak elbette, bir hükümet, ülkeyi yöneten bir iktidar bunları mutlaka yerine getirecektir" diye konuştu.
Kaynak: AA
Türkiye'de yüzyıllardır herkesi can dostu yaparak kardeşçe yaşatan, ayrıyı gayrıyı unutturan ilahi bir lütuf olduğunu ve bu tabloya özellikle bugünlerde çok büyük ihtiyaç duyulduğunu anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Çok değerli Polat ailesine konukseverliğinden dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Zeynel Abidin Erdem beye ve tüm katılımcı dostlara selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Değerli dostlar, biraz sonra Sayın Cumhurbaşkanımız konuşacaklar. Ben esasen sadece bir selamlamayı, sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istedim. Burada arkamda yazılı olan cümleyi çok hoşuma gittiği için ifade etmek istiyorum. 'Anadolu Alevisi Sünnisi gönlünde tüter Ehlibeyt sevgisi '.Sanıyorum hepimizin ortak görüşü bu."
Arınç, bir Alevi kardeşinin, Alevi Bektaşi dostunun, Hazreti Ali'yi, Peygambere damat olma şerefini kazanmış ilim şehrinin beldesi, kapısı, evliyaların, asfiyaların hocasını çok sevmesinin ancak imrenilecek ve şeref duyulacak bir şey olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biliyorum ki aynen Hazreti Ali gibi Alevi Bektaşi dostlarımız da, kardeşlerimiz de Peygamberimizi bu kadar çok seviyorlar ve hatta Hazreti Ali'nin yattığı gibi ölüm döşeğine yatıyor, canlarını feda etmek istiyorlar. O gün o döşeğe yatan Haydar-ı Kerrar, İslam için, İslam Peygamberi için dünyaya meydan okumuştu. Bu cesaret ve yiğitlik ne kadar Hazreti Ali'ye yakışıyorsa, kendisini büyüten Peygamberimize olan sevgisini de ifade ediyor."
-"Sevgiden nefret çıkmaz"
Arınç, sevgiden nefret çıkmayacağını belirterek, "Muhabbetten garaz da doğmaz. Bizleri bir araya getiren bu iftar akşamında sevginin, muhabbetin ve ramazanın bereketini görüyoruz" dedi.
Bundan sonraki ramazanlarda da tekrar birlikte olmak ve bugün içinde bulunulan bazı sıkıntılardan veya şikayet konusu olan olaylardan uzak, gerçek dostluğu, sevgiyi, kardeşliği bir arada yaşamanın nasip olmasını temenni eden Arınç, şunları kaydetti:
"İki konuşmacı da özellikle bize atıfta bulunarak, bazı taleplerini ifade ettiler. Derviş Tur dede ve Cengiz Hortoğlu arkadaşımızın konuşmalarına, Sayın Cumhurbaşkanım birkaç cümleyle müsaade ederseniz cevap mahiyetinde birkaç şey söylemek istiyorum. Esasen ne hükümeti temsil eden ve ne de siyasetçi hüviyetimle bu gece aranızda bulunmuyorum. Ama madem ki bu sıfatımla aranızda bulunuyorum, birkaç cümleyi söylemek umuyorum benim için de bir görev olacak. Alevi kardeşlerimizin, yurttaşlarımızın, yüzlerce yıldır birlikte yaşadığımız, inançlarımızla beraber olduğumuz, geleneklerimizle, örf ve adetlerimizle Türkiye topraklarında birbirimizi kardeşçe sevdiğimiz bu güzel insanların elbette haklı talepleri, istekleri, şikayetleri, eleştirileri mutlaka olacaktır. Ülkemizin birinci sınıf yurttaşlarıysak hepimiz, bu taleplerin mutlaka karşılanması, yerine getirilmesi ve bunlara karşı hiçbir zaman ret ve inkar içinde olunmaması gerekir."
Arınç, bu topraklar üzerinde geçmişten bu yana çok kırılgan noktalar olduğunu ve çok büyük travmaların yaşandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda da içinde bulunduğumuz şartlarda da bunun izlerini görmek mümkün. Esasen sadece Aleviler veya Sünniler konusu değil, İslam toplumunda bazen çok büyük çatışmalara yol açan fikir ayrılıkları, düşünce farklılıkları oluştu. En yakın coğrafyamızda cereyan eden bazı olaylarda bunların hala çok güçlü olduklarını, yaşıyor olduklarını görmek mümkündür. Sadece bir misal vermek istiyorum. Bugün bu iftara ben büyük bir gönülle, büyük bir hoşlukla katılarak geldim. Beni davet ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Ancak ajans notlarını şöyle gözden geçirirken, isimlerini ve cisimlerini sizlerin de bildiği veya tahmin edebileceği birtakım kuruluşların bu akşam bu güzel iftarı reddettiklerini ve iftara katılanlar hakkında nahoş şeyler söylediklerini okudum. İsimler vermeyeceğim, onlar zannediyorum geçen yıl da aynı şeyleri söylemiş olmalı, bu yılda aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Pek çok şey söylemişler ama bir cümle çok dikkatimi çekti. 'Bu iftar gecesinde Alevi ve Sünni kardeşliğini göstermek istiyorlarmış' diye devam ediyor."
Arınç, Alevi-Sünni kardeşliğini reddeden, böyle bir şeye yol açabilecek gelişmeleri hiçbir zaman olumlu karşılamayacaklarını ifade eden bir anlayışı, Türkiye'de sayıları belki azdır ama mevcudiyetini ifade etmek istediğini dile getirdi.
Bir hükümet olarak talepler konusunda neler yapabileceklerini çok düşündüklerini vurgulayan Arınç, bu taleplere mutlaka olumlu karşılık da vermek istediklerini belirterek, "Ama bunları verirken veya bu konuda karar verirken, daha doğrusu çünkü temel hak ve özgürlükler birisinin cebinden çıkarıp da vereceği bir bahşiş değil, kesinlikle bunu reddederim. Siz isteyeceksiniz haklı olarak elbette, bir hükümet, ülkeyi yöneten bir iktidar bunları mutlaka yerine getirecektir" diye konuştu.