Çocuklarda Arı Konusunda Farkındalık Oluşturuyorlar
DÜZCE - ONUR ORHAN - Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezince geliştirilen "Arı Biziz, Bal da Bizdedir" Projesi kapsamında 80 çocuğa arı ve ürünleri konusunda hem teorik hem de uygulamalı eğitim veriliyor.
DAGEM'e gelen çocuklar bir ay boyunca arının tozlaşma için önemi, bal mumu, arı sütü, arı zehiri ve propolis gibi alternatif arı ürünlerinin apiterapi ve sağlık amaçlı kullanıldığı konusunda uzman ekiplerce teorik eğitimden geçiriliyor.
Uygulamalı eğitimin de verildiği kurs sayesinde arı korkusunu yenmeye çalışan çocuklar, konuyla ilgili karakalem, yağlı boya resim ve ebru çalışmaları yapıyor.
DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin Türkiye'nin ilk arı ve çocuk projesi olduğunu söyledi.
Avrupa'da çocukların çok küçük yaşlarda arılarla büyüdüğüne ve onlardan korkmadığına işaret eden Kekeçoğlu, "Ancak ülkemizde çocuklar hep arı sokar korkusuyla büyüyor ve arının önemi hakkında bilgi sahibi olmuyor. Onun için kafasında "arı sokar ve bal yapar" var, başka hiçbir şekilde arı konusunda araştırma yapmıyor ve bu zihniyetle büyüyor. Bu açıdan çok önemli bir proje" diye konuştu.
-"Arı konusunda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz"
Kekeçoğlu, çocuklarda arı korkusunun hemen aşılamayacağını ifade ederek, amaçlarının arı konusunda farkındalık yaratmaya çalışmak olduğunu anlattı.
Çocuklara arıların sadece bal yapmadığını, çevre ve doğa için ne kadar önemli olduğunu öğrettiklerini kaydeden Kekeçoğlu, şöyle devam etti:
"Albert Einstein'ın da söylediği gibi arılar tozlaşma için çok önemli. Bunu hep geri plana itiyoruz. Hep arının balını düşünüyoruz. Çocuklar burada arının sadece balı olmadığını, bal mumu, arı sütü, arı zehiri, propolis gibi alternatif arı ürünlerinin apiterapi ve sağlık amaçlı kullanıldığını öğreniyor. Buraya gelene kadar belki de bunları bilmiyorlardı. Arının polinizasyondaki etkisini çocuklara anlatmaya çalıştık. İlk grubumuz erkek yetiştirme yurduydu. Üçüncü grubumuz kırsaldan ve kentten gelen ilkokul öğrencileri. Farklı kesimlerden farklı hedeflerle çalışıyoruz ki yaygın etkiyi artıralım."
Kekeçoğlu, kurslara velilerin de yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, arının faklı yönlerini gördüklerini, apartmandaki ve çevredeki insanlara anlatarak kendilerine yardımcı olduklarını dile getirdi.
Türkiye'de arıcılığın hızla geliştiğine dikkati çeken Kekeçoğlu, "Arı konusunda farkındalık oluştuğunu düşünüyoruz. Arıcılık ciddi bir sektör olma yolunda ilerliyor. 'Ağaç yaşken eğilir' diyoruz ve arı konusundaki farkındalığı bu yaşlarda vermeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
-"Arılardan artık korkmuyorum"
Kursta eğitim gören Sıla Karaoğlu ise arılardan korkmamayı öğrendiğini vurgulayarak, bir şey yapmadıkça arıların kimseye zarar vermeyeceğini kavradıklarını aktardı.
Ezgi Özyüksel de kurs sayesinde çok şey öğrendiğini anlatarak, "Daha önce ben de Sıla gibi çok korkuyordum. Hatta yanıma geldiğinde gitsin diye sürekli hareket yapıyordum ama gitmiyordu. Buraya gelince neden gitmediğini öğrendim. Öyle el kol hareketi yapınca daha çok kızıyorlarmış, o yüzden artık yapmıyorum" şeklinde konuştu.
Öğrenci Velisi Nurcan Aras da uygulamanın çocuklar üzerinde büyük etki yarattığına işaret ederek, arıları kurs sayesinde daha iyi tanıdıklarını kaydetti.
"Tıpkı arı gibi burası da bir mucize" diyen Aras, "Çocuklara kendilerini ifade edebilmeleri için çok şeyler katabiliyor. Gerçekten yaşamak lazım. Benim kızım arıdan çok korkardı ama şimdi eve gittiğimizde hemen interneti açıyor, arıyla ilgili şeyleri okuyor. Kim ne derse desin çocuklara çok farklılık katıyor. Herkese tavsiye ederim. Ben de arıları daha çok sevmeye başladım" diye konuştu.
Kaynak: AA
Uygulamalı eğitimin de verildiği kurs sayesinde arı korkusunu yenmeye çalışan çocuklar, konuyla ilgili karakalem, yağlı boya resim ve ebru çalışmaları yapıyor.
DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin Türkiye'nin ilk arı ve çocuk projesi olduğunu söyledi.
Avrupa'da çocukların çok küçük yaşlarda arılarla büyüdüğüne ve onlardan korkmadığına işaret eden Kekeçoğlu, "Ancak ülkemizde çocuklar hep arı sokar korkusuyla büyüyor ve arının önemi hakkında bilgi sahibi olmuyor. Onun için kafasında "arı sokar ve bal yapar" var, başka hiçbir şekilde arı konusunda araştırma yapmıyor ve bu zihniyetle büyüyor. Bu açıdan çok önemli bir proje" diye konuştu.
-"Arı konusunda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz"
Kekeçoğlu, çocuklarda arı korkusunun hemen aşılamayacağını ifade ederek, amaçlarının arı konusunda farkındalık yaratmaya çalışmak olduğunu anlattı.
Çocuklara arıların sadece bal yapmadığını, çevre ve doğa için ne kadar önemli olduğunu öğrettiklerini kaydeden Kekeçoğlu, şöyle devam etti:
"Albert Einstein'ın da söylediği gibi arılar tozlaşma için çok önemli. Bunu hep geri plana itiyoruz. Hep arının balını düşünüyoruz. Çocuklar burada arının sadece balı olmadığını, bal mumu, arı sütü, arı zehiri, propolis gibi alternatif arı ürünlerinin apiterapi ve sağlık amaçlı kullanıldığını öğreniyor. Buraya gelene kadar belki de bunları bilmiyorlardı. Arının polinizasyondaki etkisini çocuklara anlatmaya çalıştık. İlk grubumuz erkek yetiştirme yurduydu. Üçüncü grubumuz kırsaldan ve kentten gelen ilkokul öğrencileri. Farklı kesimlerden farklı hedeflerle çalışıyoruz ki yaygın etkiyi artıralım."
Kekeçoğlu, kurslara velilerin de yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, arının faklı yönlerini gördüklerini, apartmandaki ve çevredeki insanlara anlatarak kendilerine yardımcı olduklarını dile getirdi.
Türkiye'de arıcılığın hızla geliştiğine dikkati çeken Kekeçoğlu, "Arı konusunda farkındalık oluştuğunu düşünüyoruz. Arıcılık ciddi bir sektör olma yolunda ilerliyor. 'Ağaç yaşken eğilir' diyoruz ve arı konusundaki farkındalığı bu yaşlarda vermeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
-"Arılardan artık korkmuyorum"
Kursta eğitim gören Sıla Karaoğlu ise arılardan korkmamayı öğrendiğini vurgulayarak, bir şey yapmadıkça arıların kimseye zarar vermeyeceğini kavradıklarını aktardı.
Ezgi Özyüksel de kurs sayesinde çok şey öğrendiğini anlatarak, "Daha önce ben de Sıla gibi çok korkuyordum. Hatta yanıma geldiğinde gitsin diye sürekli hareket yapıyordum ama gitmiyordu. Buraya gelince neden gitmediğini öğrendim. Öyle el kol hareketi yapınca daha çok kızıyorlarmış, o yüzden artık yapmıyorum" şeklinde konuştu.
Öğrenci Velisi Nurcan Aras da uygulamanın çocuklar üzerinde büyük etki yarattığına işaret ederek, arıları kurs sayesinde daha iyi tanıdıklarını kaydetti.
"Tıpkı arı gibi burası da bir mucize" diyen Aras, "Çocuklara kendilerini ifade edebilmeleri için çok şeyler katabiliyor. Gerçekten yaşamak lazım. Benim kızım arıdan çok korkardı ama şimdi eve gittiğimizde hemen interneti açıyor, arıyla ilgili şeyleri okuyor. Kim ne derse desin çocuklara çok farklılık katıyor. Herkese tavsiye ederim. Ben de arıları daha çok sevmeye başladım" diye konuştu.