Cumhurbaşkanı Gül, Yased Yönetim Kurulu Üyelerini Kabul Etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de yaşananların Ortadoğu'da olup bitenlerden farklı olduğunu belirterek, Ortadoğu ülkelerine baktığınızda olup bitenler, temel haklar, özgürlükler ve temel meselelerle ilgili tartışmalar. Bunlar, serbest seçimlerin olmadığı, halkın iradesinin yansımadığı, mahkemelerin batı standardında olmadığı ülkeler" değerlendirmesinde bulundu.
Gül, Uluslararası Yatırımcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serpil Timuray ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinde kabule ilişkin yer alan habere göre Gül, Türkiye'deki reform anlayışının devam edeceğini belirterek, herkesin bundan emin olmasını istedi.
Türkiye'nin temel ekonomik sorunlarını hallettiğini ve 2001 yılında yaşadığı krizi fırsata çevirdiğini anlatan Gül, "Siyasetçiler, halkın açtığı yolu değerlendirdi. Makroekonomik dengeler ve kamu finansmanı kabul edilebilir noktaya geldi. Bunu en iyi üyeleriniz biliyor. Türkiye köklü reformlar yaptı, iyi bir noktaya geldi. Şimdi meselemiz, her şeyi daha iyi noktaya taşımak, mükemmelleştirmek ve yapılan düzenlemeleri bir üst seviyeye taşımak" ifadesini kullandı.
-"AB ile müzakerelere başlamış bir ülke olduğumuz gerçeği gözardı edilemez"-
Yabancı sermayenin bir ülkede yatırım yaparken ekonomik konularla hukuk ve demokrasiye göre karar verdiğine dikkati çeken Gül, "Bunlar birbiriyle bağlı olsa da ikiye ayırırsınız. Ekonomik olarak her şey iyi olur ama ülkedeki siyaset nasıl, ülkede oturmuş bir siyasi yapı, istikrar var mı; demokratik standartlar, temel haklar nasıl, bunlara bakılır. Bu noktada baktığınızda Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamış bir ülke olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Bu konuda hukuk, siyasi konularda köklü reformlar yapıldı. Türkiye büyük bir ülke, bu reform anlayışı devam edecek. Bundan herkes emin olsun" diye konuştu.
Türkiye'nin noksanlıklarını bilen bir ülke olduğunun altını çizen Gül, Türkiye'nin bunu gidermeye çalıştığını belirtti.
Gül, "Bir ülke ben mükemmelim diyorsa ondan korkacaksınız. Eksiklerim var, bunları gidereceğim diyorsa direksiyonda emniyetli bir şoför var demektir. Ekonomi yönetimi bunun farkında. Sizler ekonomi bürokrasisini tanıyorsunuz. Her şey profesyonelce yönetiliyor ve işin gereği neyse o yapılıyor. Bilerek yanlış yapmıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
-Gezi Parkı olayları-
Son günlerde yaşananlarla ilgili değerlendirmede de bulunan Gül, şunları söyledi:
"Belki yaşananlarla ilgili sizlerin de belli fikirleri vardır. Ben de yakından izliyorum, yabancı kanalları seyrederseniz kaygılanabilirsiniz. Londra'da yaşayan bunu farklı algılayabilir. 'Türkiye Ortadoğu mu oluyor' diye sorabilir. Şirketlerinizin merkezlerinden sizlere de bu tür sorular gelebilir. Türkiye'de olup bitenlerle Ortadoğu'da olup bitenler tamamen farklı şeyler. Ortadoğu ülkelerine baktığınızda olup bitenler, temel haklar, özgürlükler ve temel meselelerle ilgili tartışmalar. Bunlar, serbest seçimlerin olmadığı, halkın iradesinin yansımadığı, mahkemelerin batı standardında olmadığı ülkeler. Oradaki olaylar çok farklı. Bazı Arap ülkelerinde bunlar olduğunda halka karşı önce silah kullanıldı."
-"Türkiye bu noktadan sonra geriye gitmez"-
Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde bir ülke olduğuna dikkati çeken Gül, gelinen noktadan geriye gitmenin söz konusu olamayacağını kaydetti.
Gül, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Türkiye'de olup bitenler, tamamen farklı. Baştan söylediğim gibi Türkiye, AB ile müzakere sürecinde olan bir ülke. Mahkemeleri çalışıyor, AİHM'i tanımış, vatandaşına bireysel başvuru hakkını vermiş. Türkiye, çoğulcu bir ülke, seçimler sağlıklı biçimde yapılıyor. Ama neden bu olaylar oldu derseniz, 10 yıldır Türkiye'yi yöneten bir iktidar var. Muhalif insanların birikimi ve alınganlıkları olabilir. İcraatları onaylamayanlar olabilir. Türkiye'de siyasetin kırıcı olduğu zamanlar oluyor; bu nedenle incinenler olabilir. Çevre meseleleri olabilir. İstanbul'da bir şey oluyor, bana niye sorulmuyor diyenler olabilir. Ağaç için, hayvan hakları için yürüyenler olabilir. Yaşam tarzına ve fikirlerine saygı duyuluyor mu diye kaygılananlar olabilir. Bütün bunları görüyorum. Bütün bunlar gelişmiş ülkelerdeki meseleler. Londra'da 2 yıl önce benzer problemler yüzünden arabalar yakıldı, dükkanlar yağmalandı, insanlar yaralandı. İspanya'da ekonomik krizin yol açtığı isyanlarda, insanlar meydanlara döküldü. Amerika'da 'Occupy Wall Street' aylarca devam etti. Üniversite kampüsleri aylarca işgal edildi. Türkiye'de olup bitenler, bu anlattığım batı ülkelerindekilere benziyor, Ortadoğu ülkelerindekilere değil. Olaylar karşısında aşırılıklar olabilir. Polis aşırı davranmış olabilir. Ama bunlar kontrol edildi. Türkiye'de telafi edilemeyecek acılar yaşanmadı. Türkiye'nin geleceğinden tereddüt etmeyin. Ekonomik ve siyasi olarak öngörülebilir bir ülkeyiz. Siyasi ve ekonomik istikrar devam edecektir."
Kaynak: AA
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinde kabule ilişkin yer alan habere göre Gül, Türkiye'deki reform anlayışının devam edeceğini belirterek, herkesin bundan emin olmasını istedi.
Türkiye'nin temel ekonomik sorunlarını hallettiğini ve 2001 yılında yaşadığı krizi fırsata çevirdiğini anlatan Gül, "Siyasetçiler, halkın açtığı yolu değerlendirdi. Makroekonomik dengeler ve kamu finansmanı kabul edilebilir noktaya geldi. Bunu en iyi üyeleriniz biliyor. Türkiye köklü reformlar yaptı, iyi bir noktaya geldi. Şimdi meselemiz, her şeyi daha iyi noktaya taşımak, mükemmelleştirmek ve yapılan düzenlemeleri bir üst seviyeye taşımak" ifadesini kullandı.
-"AB ile müzakerelere başlamış bir ülke olduğumuz gerçeği gözardı edilemez"-
Yabancı sermayenin bir ülkede yatırım yaparken ekonomik konularla hukuk ve demokrasiye göre karar verdiğine dikkati çeken Gül, "Bunlar birbiriyle bağlı olsa da ikiye ayırırsınız. Ekonomik olarak her şey iyi olur ama ülkedeki siyaset nasıl, ülkede oturmuş bir siyasi yapı, istikrar var mı; demokratik standartlar, temel haklar nasıl, bunlara bakılır. Bu noktada baktığınızda Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamış bir ülke olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Bu konuda hukuk, siyasi konularda köklü reformlar yapıldı. Türkiye büyük bir ülke, bu reform anlayışı devam edecek. Bundan herkes emin olsun" diye konuştu.
Türkiye'nin noksanlıklarını bilen bir ülke olduğunun altını çizen Gül, Türkiye'nin bunu gidermeye çalıştığını belirtti.
Gül, "Bir ülke ben mükemmelim diyorsa ondan korkacaksınız. Eksiklerim var, bunları gidereceğim diyorsa direksiyonda emniyetli bir şoför var demektir. Ekonomi yönetimi bunun farkında. Sizler ekonomi bürokrasisini tanıyorsunuz. Her şey profesyonelce yönetiliyor ve işin gereği neyse o yapılıyor. Bilerek yanlış yapmıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
-Gezi Parkı olayları-
Son günlerde yaşananlarla ilgili değerlendirmede de bulunan Gül, şunları söyledi:
"Belki yaşananlarla ilgili sizlerin de belli fikirleri vardır. Ben de yakından izliyorum, yabancı kanalları seyrederseniz kaygılanabilirsiniz. Londra'da yaşayan bunu farklı algılayabilir. 'Türkiye Ortadoğu mu oluyor' diye sorabilir. Şirketlerinizin merkezlerinden sizlere de bu tür sorular gelebilir. Türkiye'de olup bitenlerle Ortadoğu'da olup bitenler tamamen farklı şeyler. Ortadoğu ülkelerine baktığınızda olup bitenler, temel haklar, özgürlükler ve temel meselelerle ilgili tartışmalar. Bunlar, serbest seçimlerin olmadığı, halkın iradesinin yansımadığı, mahkemelerin batı standardında olmadığı ülkeler. Oradaki olaylar çok farklı. Bazı Arap ülkelerinde bunlar olduğunda halka karşı önce silah kullanıldı."
-"Türkiye bu noktadan sonra geriye gitmez"-
Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde bir ülke olduğuna dikkati çeken Gül, gelinen noktadan geriye gitmenin söz konusu olamayacağını kaydetti.
Gül, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Türkiye'de olup bitenler, tamamen farklı. Baştan söylediğim gibi Türkiye, AB ile müzakere sürecinde olan bir ülke. Mahkemeleri çalışıyor, AİHM'i tanımış, vatandaşına bireysel başvuru hakkını vermiş. Türkiye, çoğulcu bir ülke, seçimler sağlıklı biçimde yapılıyor. Ama neden bu olaylar oldu derseniz, 10 yıldır Türkiye'yi yöneten bir iktidar var. Muhalif insanların birikimi ve alınganlıkları olabilir. İcraatları onaylamayanlar olabilir. Türkiye'de siyasetin kırıcı olduğu zamanlar oluyor; bu nedenle incinenler olabilir. Çevre meseleleri olabilir. İstanbul'da bir şey oluyor, bana niye sorulmuyor diyenler olabilir. Ağaç için, hayvan hakları için yürüyenler olabilir. Yaşam tarzına ve fikirlerine saygı duyuluyor mu diye kaygılananlar olabilir. Bütün bunları görüyorum. Bütün bunlar gelişmiş ülkelerdeki meseleler. Londra'da 2 yıl önce benzer problemler yüzünden arabalar yakıldı, dükkanlar yağmalandı, insanlar yaralandı. İspanya'da ekonomik krizin yol açtığı isyanlarda, insanlar meydanlara döküldü. Amerika'da 'Occupy Wall Street' aylarca devam etti. Üniversite kampüsleri aylarca işgal edildi. Türkiye'de olup bitenler, bu anlattığım batı ülkelerindekilere benziyor, Ortadoğu ülkelerindekilere değil. Olaylar karşısında aşırılıklar olabilir. Polis aşırı davranmış olabilir. Ama bunlar kontrol edildi. Türkiye'de telafi edilemeyecek acılar yaşanmadı. Türkiye'nin geleceğinden tereddüt etmeyin. Ekonomik ve siyasi olarak öngörülebilir bir ülkeyiz. Siyasi ve ekonomik istikrar devam edecektir."