İçinde Varlık Barışının Da Bulunduğu Yasa Tasarısının Tümü Üzerindeki Görüşmeler Tamamlandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, varlık barışının geçerlilik tarihinin 22 Nisan yerine, 17 Nisan öncesine alınmasına sıcak baktıklarını söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen ve içinde varlık barışının da olduğu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Tasarı üzerinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, düzenlemenin en tartışmalı ve önemli maddesinin ''örtülü vergi affı'' olarak tanımladığı varlık barışı olduğunu belirterek, varlıklı vatandaşlarla af sonucu barışma uygulamasına ikinci kez başvurulduğunu söyledi.

İlki 2008 yılında yapılan uygulamada olduğu gibi temel amacın yine cari açığa ve borçlanmaya finansman sağlamak olduğunu savunan Ayaydın, düzenlemenin kayıt dışına, haksız rekabete yol açanlara verilmiş taviz niteliğinde olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, 17 Nisan 2013'te New York'tan bir açıklama yaparak varlık barışının geleceğini söylediğini kaydeden Ayaydın, 24 Nisan'da tasarının Meclis'e sunulduğunu hatırlattı. Tasarıda yurt dışı varlıkların ülkeye getirilmesi ekseninde esas alınan tarihin 22 Nisan olarak belirlendiğine dikkati çeken Ayaydın, ''Mükellef 18 Nisan'da varlıklarını yurt dışına transfer eden bir kişi, şu anki haliyle varlık barışından yararlanmaktadır. Yani fiili bir durumla belki de bilinçli veya bilinçsiz olarak kimilerine bir fırsat verilmiştir. Madem yurt içi varlıklar kapsam dışında olacaktı, o zaman ya Babacan önceden bir açıklama yapmamalıydı ya da esas alınacak tarih 22 Nisan değil, 17 Nisan öncesi olmalıydı. Tasarı düzeltilerek esas alınacak tarih 17 Nisan öncesine çekilmeli, böylelikle hukuken istenmeyen sonucun önüne geçilmeli'' diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, THY'de işten atılan 305 kişiden 180'nin mahkemelerden işe iade kararı aldığını belirterek, ''Türkiye muz cumhuriyeti değil de hukuk devletiyse bu kişilerin süratle işe dönmesi lazım. Ayrıca grev konusunda Bakana görev düşüyor. Maliye Bakanı ve Ulaştırma Bakanı çalışanları tehdit etti'' dedi.

Çam, tasarıda ÇED ile ilgili düzenlemeyle açılan davaların by-pass edileceğini ileri sürdü.

-''Tanık koruma ahlaksızlığı özendiriyor''-

Komisyonda söz alan çok sayıda CHP ve MHP milletvekilleri, tasarıdaki ''tanık koruma'' ile ilgili düzenlemeyi eleştirdi.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, ''Şemdin Sakık'ın ailesine kaç kişi var, bütün sülalesi bundan yararlanacak. Gelir testi yapmadan nasıl tanık kapsamına alıyorsunuz- Buna bir usul adap koymanız lazım. Yoksa Yarın herkes gizli tanık olmak için başvurur. PKK'nın yurt dışına çıkışına izin verdiniz. Malvarlıklarını getirirlerse ne olacak- Uyuşturucudan kazandıklarını aklarlarsa ne yapacaksınız'' dedi.

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, tanık koruma ile hukukun tahrip edildiğini savunarak, ''ahlaksızlığı özendirdiğini'' savundu. Çetin'in ''Bunu da İmralı'dan gelen bir talimat mı- İmralı'nın isteklerini bir bir yapıyorsunuz'' sözleri, Komisyon'da tartışma yarattı. AK Parti'li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Çetin, ''Utanılacak bir şey varsa o da bu tasarıyı getirmektir'' karşılığını verdi.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, kendisine gelen bir ihbar mektubunu göstererek, önemli ihaleler alan büyük bir firmanın 135 milyon liralık vergisinin silindiğini, Hükümet'in Sayıştay'a konuyu incelettirmediğini ileri sürdü.

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Patent Kanunu Tasarısı nedeniyle ilaç firmalarının Meclis'te kulis ve lobicilik yapıklarını ileri sürerek, ''En son bizi gidip Genel Başkanımıza şikayet ettiler. Bu düzenlemeyle ilaç patentinin uzatılması karşılığında SGK'nın yükü artacak. Çok tehlikeli bir oyun var. Kimlerin Meclis'te cirit attığını, lobicilik ve kulis yaptığını bilemezsiniz. Akıl almaz bir taarruz altındayız. Yarın Sanayi Komisyonu'na SGK gelsin'' dedi.

Bunun üzerine Bakan Çelik, Sanayi Komisyonu'ndan kendilerine resmi davet geldiğini belirterek, Bakanlık'tan ilgili kişilerin katılımının sağlanacağını söyledi.

-''Türkiye'de varlık barışı ortamı vardır''-

Çelik, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlarken, varlık barışının 2008 yılındaki uygulanmasına ilişkin rakamları verdi. Yurt içinden yurt dışına transfer ettiği tespit edilen tutarların düzenlemeden yararlanmasının mümkün olmadığını belirten Çelik, CHP'nin varlık barışının başlangıç tarihinin 17 Nisan öncesine alınmasıyla ilgili verdiği önergeye sıcak baktıklarını söyledi.

Milletvekillerinin ''ne kadar para gelecek-'' sorularına karşılık Çelik, ''Şu kadar para gelecek diye bir şey olabilir mi-'' karşılığını verdi. Çelik, Türkiye'de varlık barışı düzenleme ortamının olduğunu, Hükümet'in bunu gördüğünü belirterek, Hükümet'in tabloyu görerek tam zamanında düzenleme için harekete geçtiğini kaydetti.

Çelik, ilaçlar konusunda üç sorun olduğunu belirterek, ''Bunlardan biri, hasta sayısı çok az olan ilaçların gelmeme durumu var. Diğeri ruhsatlandırılmış ilaçların Türkiye'ye getirilmesinden sorumlu mümessiller getirmiyor. Bundan yaşanan sorunlar var. Bir de ruhsat talebinde bulunulmayan ilaçlar var. Bu üç konu konusunda TEB yetkili. Onlarla güzel ve düzeyli çalışmamız var. Sıkıntı yaşanmamaktadır'' diye konuştu.

-''Gelir testine girerlerse adresleri belli olacak'-

Çelik, tanık korumanın cezaevinde olan kişi, hükümlü ve ailesi için geçerli olmadığını ifade ederek, ''Bunu biz mi icat ediyoruz- Değil. Vatandaşın güvenliği açısından bu şekildeki uygulama kurumlarımız tarafından uygun bulundu. Mahkemelerde tanık olarak dinlenen suç mağdurları da içeriyor'' dedi.

Düzenlemenin nasıl bir ihtiyaçtan doğduğu sorusuna Çelik, ''Bu kişiler gelir testine girdiği zaman adresi belli olacak. İlacını nereden aldı, belli olacak. Güvenlik kuvvetlerimiz, İçişleri Bakanlığı ve yargı, konuyla ilgili düzenleme zaruretini ortaya koymuştur. Bu, kişinin deşifre olmamasıyla ilgili konudur'' karşılığını verdi.

Sağlıkta birinci, ikinci ve üçüncü basamak hizmetlerinin yaygınlaştığını belirten Çelik, 479 özel hastane bulunduğunu, bunların maliyetleri açısından sorun olduğunu kaydetti.

Özel hastanelerinin artma ihtimali olan giderlerinin 76 milyona yüklenmesini adil görmediklerini kaydeden Çelik, ''Kişi illa çok konforlu sağlık kurumundan hizmet almayı talep ediyorsa buna katkı daha yüksek olsun'' dedi.

Çelik, ÇED ile ilgili düzenleme konusunda eleştirilere karşı, 1997 tarihinden önce yatırım programına giren projelerin ÇED'den muaf tutulduğunu belirterek, ''1983 yalında ÇED zorunluluğu kanunla getirilmiş, fakat daha sonra yönetmeliklerle kaldırılmış ve yargıya konu olmuş. Bir çok proje başlamış, devam ediyor. Şu anda da 1983-1997 arasındaki projelerden bahsediyoruz. Devam eden, bitmekte olan projelerle ilgili ÇED kararı yargı kararlarıyla gündeme geliyor. Diğer taraftan idare işi bitirmiş ya da bitirme noktasındayken sıkıntı yaşanıyor. Bunu gidermeye yöneliktir. 1200 megavat gücündeki santralleri kapsıyor, daha önceki ÇED. Yapılacak olan Akkuyu Nükleer Santrali ise 4800 megavat gücünde olduğu için mutlaka ÇED alınacak'' diye konuştu.

Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan tasarının maddeleri yarın ele alınacak.

Muhabir: Melda Çetiner

Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA