Coventry Üniversitesi Barış ve Toplumsal Uzlaşma Çalışmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Özerdem Açıklaması
İngiltere Coventry Üniversitesi Barış ve Toplumsal Uzlaşma Çalışmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Özerdem, insani güvenlik kavramının en önemli özelliğinin güvenlik merkezine devleti değil bireyi koyması olduğunu belirterek, "İnsani güvenlik kavramı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının 1994 raporuyla güncelleşmiş. O zamandan bu yana da devlet merkezli güvenliğe alternatif bir düşünce ve yaklaşım getirmeye çalışmıştır" dedi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Topluluğu tarafından Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen "İnsani Güvenlik Perspektifinden Barış" konulu konferansta konuşan Özerdem, 15 yıldır Afganistan, Bosna-Hersek, El Salvador, Kosova, Lübnan, Liberya, Filipinler, Sierra Leone, Sri Lanka gibi silahlı çatışmadan etkilenmiş ülkelerde çok sayıda araştırma ve uzmanlık projeleri üzerinde çalışma yürüttüğünü söyledi.
İnsani güvenlik kavramının en önemli özelliğinin güvenlik merkezine devleti değil bireyi koyması olduğunu ifade eden Özerdem, "İnsani güvenlik nedir diye sorduğumuzda bireyi, kişiyi, sizi, beni yani sıradan insanları günlük yaşamlarında ilgilendiren güvenlik hususlarını kapsar. İnsani güvenlik kavramı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 1994 raporuyla güncelleşmiş. O zamandan bu yana da devlet merkezli güvenliğe alternatif bir düşünce ve yaklaşım getirmeye çalışmıştır" diye konuştu.
İnsani güvenlik kavramının üç ana prensibe dayandırılabileceğini vurgulayan Özerdem, bunların korkudan, fakirlikten özgür olmak ve onuruyla yaşama olduğunu dile getirdi.
Türkiye'deki çözüm sürecine değinen Özerdem, şunları söyledi:
"Barış dediğimizde aklımıza gelen vizyonun da ne olduğunu bilmek gerekir. Çünkü barış bazen adaletsiz, ayrımcı ve onur kırıcı olabilir. Türkiye'ye gerçek anlamda barışın gelmesi için insani güvenliğin üç prensibi olan korkudan özgürlük, fakirlikten özgürlük ve onuruyla yaşama özgürlüğü hedef seçilmelidir. Hem devletin hem de toplumun ataerkil ve ayrımcı özelliklerinden arınmak için gayret gösterdiği, herkesin eşit vatandaş olarak tanındığı, yaşadığı, bireysel ve toplumsal gelişimlerini özgürce sağlayabildikleri ve devletten destek gördükleri bir barış ortamı düşünülmelidir."
Konferansın sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Özerdem'e daha sonra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu tarafından Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Topluluğu adına teşekkür plaketi verildi.
Muhabir: Durmuş Genç
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
Kaynak: AA
İnsani güvenlik kavramının en önemli özelliğinin güvenlik merkezine devleti değil bireyi koyması olduğunu ifade eden Özerdem, "İnsani güvenlik nedir diye sorduğumuzda bireyi, kişiyi, sizi, beni yani sıradan insanları günlük yaşamlarında ilgilendiren güvenlik hususlarını kapsar. İnsani güvenlik kavramı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 1994 raporuyla güncelleşmiş. O zamandan bu yana da devlet merkezli güvenliğe alternatif bir düşünce ve yaklaşım getirmeye çalışmıştır" diye konuştu.
İnsani güvenlik kavramının üç ana prensibe dayandırılabileceğini vurgulayan Özerdem, bunların korkudan, fakirlikten özgür olmak ve onuruyla yaşama olduğunu dile getirdi.
Türkiye'deki çözüm sürecine değinen Özerdem, şunları söyledi:
"Barış dediğimizde aklımıza gelen vizyonun da ne olduğunu bilmek gerekir. Çünkü barış bazen adaletsiz, ayrımcı ve onur kırıcı olabilir. Türkiye'ye gerçek anlamda barışın gelmesi için insani güvenliğin üç prensibi olan korkudan özgürlük, fakirlikten özgürlük ve onuruyla yaşama özgürlüğü hedef seçilmelidir. Hem devletin hem de toplumun ataerkil ve ayrımcı özelliklerinden arınmak için gayret gösterdiği, herkesin eşit vatandaş olarak tanındığı, yaşadığı, bireysel ve toplumsal gelişimlerini özgürce sağlayabildikleri ve devletten destek gördükleri bir barış ortamı düşünülmelidir."
Konferansın sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Özerdem'e daha sonra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu tarafından Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Topluluğu adına teşekkür plaketi verildi.
Muhabir: Durmuş Genç
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu