Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Arıboğan Açıklaması
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, "Zorlu süreçteyiz. Biz teknik görüşmeler noktasında değiliz. Bunlara vakıf değiliz. Herhangi bir partiye veya hükümete bağlı çalışmayız" dedi.
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyeleri, İstanbul'daki Dedeman Otel'de Mülkiyeliler Birliği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mezunları Derneği işbirliğiyle düzenlenen etkinliğe katıldı.
Etkinlikte konuşan Arıboğan, bugüne kadar birçok toplantıya katıldığını belirterek, kendilerine defalarca hakaret edildiğini söyledi.
Arıboğan, mezun olduğu okulun mensupları tarafından kurulan ve entelektüel seviyesi yüksel bir ortamda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İsimlerinin "Akil İnsan" olmasına kızdıklarını ancak teklif edilen görevi reddedemeyeceklerini dile getiren Arıboğan, kendilerine yönelik tepkilerin, barışa değil eski yaşam formundan yeni yaşam formuna geçişe gösterildiğini aktardı.
İnsanların görüşmeler sırasında heyettekilere içlerini döktüklerini anlatan Arıboğan, şöyle konuştu:
"Zorlu süreçteyiz. Biz teknik görüşmeler noktasında değiliz. Bunlara vakıf değiliz. Herhangi bir partiye veya hükümete bağlı çalışmayız. Başbakana ilk toplantıda 4-5 arkadaş soru sordu. 'Bize bazı stratejiler vereceksiniz, biz bunları atlatmayız' diye söylediler. Başbakan da 'böyle bir şey yapacak olursak benim milyonlarca partilim var. Ben onlarla irtibat kurardım. Sizden ricamız gidin, bildiğinizi konuşun' dedi.
Biz de öyle yola çıktık. Toplumda iyiye giden şeyler de var kötüye giden de. İnsanlar siyaset dışı bir ortamda kendilerini ifade etmekten büyük bir memnuniyet duydular."
Arıboğan, gittikleri her ortamdaki grubun aslında kendi sorunlarını dile getirdiğini, bunların da çözülmesi gerektiğini bildirdi.
Deniz Ülke Arıboğan, "Türkiye'ye yeni bir vizyon gerek. Bu vizyon da eşit haklar üzerinden bina edilmek durumunda. Çok tehlikeli bir dönemden geçiyoruz. Toplumdan gelen reaksiyonların tepeye taşınması çok önemli" ifadesini kullandı.
-"Üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz"-
Grup üyesi Ali Bayramoğlu da heyette yer alınması teklifi geldiğinde "hayır" deme şansının olmadığını söyledi.
Çözüm sürecinde toplumda farklı güvensizlikler olduğuna işaret eden Bayramoğlu, şunları dile getirdi:
"Barış dönemlerinde bir yerden başka yere geçiş, affetmek, risk almak kaçınılmaz olarak güvensizlik unsurunu devreye sokar. Ve o güvensizlik üzerine milliyetçilikler, reaksiyonlar yeşerebilir. Karşı karşıya kaldığımız bu güvensizliğin karşılıklı etkileşim içinde biraz da bu sürecin ruhundan kaynaklandığını kavradım. Bu süreç enformel bir süreç. Siyasi iktidar bu süreci isimlendirmek istemiyor. Siyasi iktidar bu süreci enformel yollarla götürmeyi tercih ediyor."
Bayramoğlu, gittikleri her yerde sadece soyut anlamda değil somut anlamda da Kürt sorununun çözümüne yönelik bir istek bulunduğunu ifade etti.
Grup üyesi Hülya Koçyiğit de "Bu ülkenin insanları olarak, yarınlara evlatlar yetiştirirken üzerimize düşen görevleri hepimiz yerine getirmeliyiz. Bir kez daha ülkemiz için ne yapabiliriz, ne yapmamız gerekiyor- Eğer buradan birlikte hareket etmemiz gerekiyorsa gelin birlikte hareket edelim" yorumunda bulundu.
-"Barış, sırat köprüsü gibidir"-
Grup üyesi Orhan Gencebay ise 1980 yılında iki kadının ofisini basması dolayısıyla karakola gittiğini aktararak, "Karakolda polisin Polbir'i ve Polder'i vardı. Ülkem ikiye bölünmüştü. Ağladım, son derece üzüldüm. Batsın Bu Dünya'yı yaptığımda halkımız çok büyük ilgi gösterdi. Yurtdışında da çok sevildi. Bazen 'keşke bu besteyi yapmasaydım' dediğim oluyor. O dönemde kardeş kardeşi vuruyordu. Onları aştık" diye konuştu.
Siyasetçi olmadığını ve siyasete girmeyi hiç düşünmediğini anlatan Gencebay, siyasetin her şeyi çözemeyeceğini, bir güler yüzün barış getirebileceğini anlattı.
Gencebay, Türkiye'nin içindeki sorunları aşabileceğine olan inancını dile getirerek, "Bana göre Kürt sorunu yoktur. Fakat sorun yaratılmak istenmiştir. Terör sorunu vardır. Hatalarımız vardır. Bunu da yönetimler aşacaktır. Barış, sırat köprüsü gibidir. Bir tarafı uçurumdur, bir tarafı yaşamdır. Onu el bebek gül bebek büyütmek gerekir. Onu ihmal etmemeliyiz" ifadesini kullandı.
Toplantı, Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyelerinin katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi.
Muhabir: Kenan Irtak
Yayıncı: Tarkan Demir
Kaynak: AA
Etkinlikte konuşan Arıboğan, bugüne kadar birçok toplantıya katıldığını belirterek, kendilerine defalarca hakaret edildiğini söyledi.
Arıboğan, mezun olduğu okulun mensupları tarafından kurulan ve entelektüel seviyesi yüksel bir ortamda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İsimlerinin "Akil İnsan" olmasına kızdıklarını ancak teklif edilen görevi reddedemeyeceklerini dile getiren Arıboğan, kendilerine yönelik tepkilerin, barışa değil eski yaşam formundan yeni yaşam formuna geçişe gösterildiğini aktardı.
İnsanların görüşmeler sırasında heyettekilere içlerini döktüklerini anlatan Arıboğan, şöyle konuştu:
"Zorlu süreçteyiz. Biz teknik görüşmeler noktasında değiliz. Bunlara vakıf değiliz. Herhangi bir partiye veya hükümete bağlı çalışmayız. Başbakana ilk toplantıda 4-5 arkadaş soru sordu. 'Bize bazı stratejiler vereceksiniz, biz bunları atlatmayız' diye söylediler. Başbakan da 'böyle bir şey yapacak olursak benim milyonlarca partilim var. Ben onlarla irtibat kurardım. Sizden ricamız gidin, bildiğinizi konuşun' dedi.
Biz de öyle yola çıktık. Toplumda iyiye giden şeyler de var kötüye giden de. İnsanlar siyaset dışı bir ortamda kendilerini ifade etmekten büyük bir memnuniyet duydular."
Arıboğan, gittikleri her ortamdaki grubun aslında kendi sorunlarını dile getirdiğini, bunların da çözülmesi gerektiğini bildirdi.
Deniz Ülke Arıboğan, "Türkiye'ye yeni bir vizyon gerek. Bu vizyon da eşit haklar üzerinden bina edilmek durumunda. Çok tehlikeli bir dönemden geçiyoruz. Toplumdan gelen reaksiyonların tepeye taşınması çok önemli" ifadesini kullandı.
-"Üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz"-
Grup üyesi Ali Bayramoğlu da heyette yer alınması teklifi geldiğinde "hayır" deme şansının olmadığını söyledi.
Çözüm sürecinde toplumda farklı güvensizlikler olduğuna işaret eden Bayramoğlu, şunları dile getirdi:
"Barış dönemlerinde bir yerden başka yere geçiş, affetmek, risk almak kaçınılmaz olarak güvensizlik unsurunu devreye sokar. Ve o güvensizlik üzerine milliyetçilikler, reaksiyonlar yeşerebilir. Karşı karşıya kaldığımız bu güvensizliğin karşılıklı etkileşim içinde biraz da bu sürecin ruhundan kaynaklandığını kavradım. Bu süreç enformel bir süreç. Siyasi iktidar bu süreci isimlendirmek istemiyor. Siyasi iktidar bu süreci enformel yollarla götürmeyi tercih ediyor."
Bayramoğlu, gittikleri her yerde sadece soyut anlamda değil somut anlamda da Kürt sorununun çözümüne yönelik bir istek bulunduğunu ifade etti.
Grup üyesi Hülya Koçyiğit de "Bu ülkenin insanları olarak, yarınlara evlatlar yetiştirirken üzerimize düşen görevleri hepimiz yerine getirmeliyiz. Bir kez daha ülkemiz için ne yapabiliriz, ne yapmamız gerekiyor- Eğer buradan birlikte hareket etmemiz gerekiyorsa gelin birlikte hareket edelim" yorumunda bulundu.
-"Barış, sırat köprüsü gibidir"-
Grup üyesi Orhan Gencebay ise 1980 yılında iki kadının ofisini basması dolayısıyla karakola gittiğini aktararak, "Karakolda polisin Polbir'i ve Polder'i vardı. Ülkem ikiye bölünmüştü. Ağladım, son derece üzüldüm. Batsın Bu Dünya'yı yaptığımda halkımız çok büyük ilgi gösterdi. Yurtdışında da çok sevildi. Bazen 'keşke bu besteyi yapmasaydım' dediğim oluyor. O dönemde kardeş kardeşi vuruyordu. Onları aştık" diye konuştu.
Siyasetçi olmadığını ve siyasete girmeyi hiç düşünmediğini anlatan Gencebay, siyasetin her şeyi çözemeyeceğini, bir güler yüzün barış getirebileceğini anlattı.
Gencebay, Türkiye'nin içindeki sorunları aşabileceğine olan inancını dile getirerek, "Bana göre Kürt sorunu yoktur. Fakat sorun yaratılmak istenmiştir. Terör sorunu vardır. Hatalarımız vardır. Bunu da yönetimler aşacaktır. Barış, sırat köprüsü gibidir. Bir tarafı uçurumdur, bir tarafı yaşamdır. Onu el bebek gül bebek büyütmek gerekir. Onu ihmal etmemeliyiz" ifadesini kullandı.
Toplantı, Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyelerinin katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi.
Muhabir: Kenan Irtak
Yayıncı: Tarkan Demir