Memur-sen Başkanı Gündoğdu: Milli Güvenlik Dersinde Dindarları Fişlediler

Memur-Sen Genel Başkanı ve Marmara Bölgesi Akil Adamlar Heyeti Üyesi Ahmet Gündoğdu, 28 Şubat sürecinde okullarda milli güvenlik dersine giren komutanların yüzde 99’unun, okulda dindar insanları fişlemek için derse girdiklerini söyledi.

Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen'e bağlı Eğitim Bir-Sen Osmaniye Şubesi'nin Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Medeniyet Davamız, Demokrasi Mücadelemiz' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Okullardan milli güvenlik dersinin kaldırılmasını istediklerini belirten Gündoğdu, “28 Şubat sürecinde okullara milli güvenlik dersine gelen her komutan, yüzde 99’u komutanların; öğretmenlerin, öğrencilerin, hizmetlinin komutanıydı. Kim başörtülü, kim Allah’tan bahsediyor, kim namaz kılıyor? Fişleyerek okulları kışlaya döndürdüler. Biz ‘okullar kışla değildir. Eğitimin, bilimin, özgürlüğün yuvası olmalıdır’ dedik. Allah’a hamdolsun. Askerin işi teröriste haddini bildirmektir. Okullarda biz, milli güvenlik dersini tarih öğretmenleri olarak çok iyi anlatırız.” dedi.

Okullara Kur’an ve siyer dersi verilmesi konusundaki düşüncelerini de paylaşan Gündoğdu, “Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman. Ama düne kadar 12 yaşına gelmeyen bir çocuk camiye ayak basamıyor. Allah’a hamd olsun din eğitimi önergesine Kur'an ve siyer olarak imza attım. Ama ben bu imzayı atarken ,Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarını kastetmiştim. O günün Milli Eğitim Bakanı da tir tir titriyordu, ben o önergeyi verirken. Hiç askeri okullar aklıma gelmemişti. Şimdi peygamberinin ismini taşıyan peygamber ocağına da olması gereken din eğitimi geliyor. Allah’a hamdolsun.” diye konuştu.

Laiklik ile ilgili görüşlerinin yanlış yorumlandığını da belirten Gündoğdu, “Laiklik, bizim Fransa’dan ithal ettiğimiz bir kavramdır. Laikliğin kelime olarak kendisine düşman değilim ama Sütçü İmam’ın Üniversitesi'nde başörtülü kızı okutamıyor ve okumasını laiklik gerekçesiyle yasaklayıp Fransa’ya sürgün ediyoruz ve Fransa’da bu kızımız laikliğin doğduğu yerde özgürce üniversiteyi okuyabiliyorsa, bu laiklik tanımıyla benim anlaşmam mümkün değil. Bu ülkenin millet meclisinin 411 milletvekilinin, 'başörtülü kızlar üniversitede özgürce okusun' kararını Anayasa Mahkemesi'nin yedi cübbelisi laikliğe aykırı bulup çiğniyorsa, bu, Türk milletinin adına verilmiş bir karar değildir, Türk milletine rağmen verilmiş bir karardır. Bu laikliği de tanımıyorum. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede başörtülü milletvekili seçilen Merve Kavakçı, milletvekili seçildiğinde başbakanı ve bakanları tarafından iç tüzük bahanesiyle haddi bildiriliyor ve Belçika meclisinde bizim Merveler ayakta alkışlanıyorsa, bu, laikliğin Türkiye’de Müslüman’ı dövmenin sopası olarak kullanılması demektir, laikliğin, dinzsizlik üzerinden anayasanın dinine dönüştürülmesi demektir. Ya anayasadan çıkarılsın ya da adam gibi tanımı yapılsın. Dindarın dindarlığının, ateistin ateistliğinin teminatı olacak şekilde.” şeklinde konuştu.